İMKANSIZI İSTEMEK: HEM EVİNE KAPAN, HEM PARA BAĞIŞLA Beyaz Şov’un unutulmaz karakteriydi. İmkânsız şeyler isterdi: “Satranç oynama...
İMKANSIZI İSTEMEK: HEM EVİNE KAPAN, HEM PARA BAĞIŞLA
Beyaz Şov’un unutulmaz karakteriydi.
İmkânsız şeyler isterdi:
“Satranç oynamanı istiyorum ama taşlara dokunmanı istemiyorum.”
“Rekor kırmanı istiyorum ama birinci olmanı istemiyorum.”
Korona günlerinde benzer bir öneri “idarecilerden” geldi:
“İşe gitmeni istemiyorum ama bağış yaparak kendini de kurtarmanı bekliyorum!”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletten hesabına para bekleyen vatandaşa bağış yapması için IBAN numarası verdi...
Ve tepki yağdı...
Ödenen milyarlarca lira vergi nasıl ve nerelere harcandı?
Sri Lanka, Güney Afrika, Irak gibi devletleri saymazsak tüm ülke liderleri, halkına “geçimini düşünme, sağlığını koru” derken Türkiye’de yaşayanlar endişe içinde...
“Hem kendi OHAL’imizi uygulayıp hem parayı nasıl bulacağız?”
Bu zor günlerde kullanılacaktı: 52 milyar TL ne oldu?
Lafı eğip bükmeden hükümete soruyorum:
Merkez Bankası’nda devletin-yurttaşın zor zamanları için tutulan 52 milyar TL’yi ocak ayı ortasında Hazine’ye aktardınız. Sadece 1.5 ay geçti. Bu para nereye harcandı?
Açıkladığınız ekonomik paketin reel kısmı yani nakit sayılacak bölümü 2 milyar TL... Bu paranın ekonomik yangını söndürmeyeceği ortada. İhtiyat akçesi olarak Hazine’ye aktarılan 52 milyar TL’nin 2 milyar TL’si bu ise kalan para nasıl harcandı?
“Harcandı” diyorum çünkü Erdoğan, para olsaydı bir yardım kampanyası başlatmazdı.
Bağışı kimler yapmalı?
1994’ten bu yana...
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan iktidarda geçen 17 yıla...
Özelleştirmelerden altyapı projelerine, enerji ihalelerinden TOKİ’ye... İmar rantından TMSF üzerinden yapılan mülkiyet ve servet transferine...
Türkiye’de bütçesi yüzlerce milyar lira olan “Görünmez bir holding” oluşturuldu adeta...
Bu holdinge bağlı şirketlerin ortak özelliği, iktidara yakın isimlerden oluşmasıydı.
Rantın olduğu her alanda bu isimler vardı...
Önce “yatırım alanları” hazırlandı, ardından bir üzüm salkımının taneleri gibi iç içe olan belli isimler, bu işler üzerinden Karun zenginliğine ulaştı... Kim olduklarını yıllardır yazıyor, kitaplarımıza konu ediyoruz...
Şimdi Erdoğan, bağış kampanyası başlattığına göre, tüm varlık ve birikimlerini Hazine’den sağlayan yandaş işadamları elini taşın altına koymalıdır...
Çünkü yoksul halkın vergileri ile finanse edilenler, yoksulluğun da bizzat sebebidirler...
Haydi havuzcular, Hazine’den geçinenler, yolsuzluk ekonomisinden palazlanan anlı şanlı işadamları... Pamuk eller cebe... Bu kampanya sizin için...
Bu yıl müteahhitlere 19 milyar lira
Yalnızca bu yıl “havuz müteahhitlerine” kamu-özel işbirliği adı altında yapılan hastane, yol, tünel, köprü vb. projeler için bütçeden ayrılan para 19 milyar TL!
İhtiyat akçesi olarak savaş anları ya da şimdi yaşadığımız ölümcül salgın gibi olağanüstü durumlarda, vatandaşın geçimini sürdürebilmesi, piyasanın fonlanması için ayrılan para, bir avuç müteahhidin geçilmeyen köprüleri, tünelleri, yollarının ödemesi için ayrılmış görünüyor!
İhtiyat akçesini ihtiyat dışı harcayanlar, şimdi geçim derdindeki yurttaşlardan bağış için para bekliyor.
BDDK ne iş yapar?
İlk gün yazdım...
“Saray’ın destek çağrısına bankalar uyacak mı” diye sordum.
“Saray’ın gücü bankalara yetecek mi” diye...
Geçen zamanda özel bankaların hiçbirinin vatandaşın borçlarını ötelemediğini, çok ısrar edilirse tefeci faizi ile borç ertelemesi yaptıklarını gördük.
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) ise “tavsiye” üzerine tavsiyede bulunuyor!
Oysa BDDK bir tavsiye değil, düzenleme ve denetleme kurulu! Yani bankaları bu süreçte desteğe zorlaması gereken ve bunun modelini önerecek kurumdur.
Nasıl ki, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu “elektrik borçları ötelenecek, kimsenin elektriği kesilmeyecek” dedi, BDDK de vatandaşın tüm borçlarını faizsiz erteleme olanağı yaratmalıdır.
“Oligarşi ile mücadele edeceğiz” diyen iktidar, “Mali Oligarşi” karşısında neden sus pus? (TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU -- CUMHURİYET)