HIDE
GRID_STYLE
TRUE
SHOW_BLOG

Nasıl olsa, ŞEHİTler ölmez, vatan bölünmez, öyle değil mi?

PATLAYICILARI TAŞIYAN NAKİL ARACINDAN GERİYE KALAN ŞEHİT sözü çok değişik, çok ilginç bir söz. Her şey bir yana, çok İŞLEVSEL ve çok KULLANI...

PATLAYICILARI TAŞIYAN NAKİL ARACINDAN GERİYE KALAN

ŞEHİT sözü çok değişik, çok ilginç bir söz.

Her şey bir yana, çok İŞLEVSEL ve çok KULLANIŞLI.

HAFİFLETİCİ bir özelliği var mesela.

Acıyı, üzüntüyü, kahrolmayı bir nebze de olsa ya da güya hafiflettiği düşünülen bir söz.

ÖRTÜ özelliği var bir de, her türlü eksikliği, ihmali, sorumsuzluğu ve ahlaksızlığı perdeleyen.

Yaşanılan olaylara şöyle bir bakıldığında, ŞEHİT sözünü en çok kullananların, hiç abartısız, en ahlaksızlarımız oldukları hemen görülecektir.

Havai fişek fabrikasındaki can kayıplarının hemen ardından, patlamamış malzemenin, patlatılacakları yere aktarılması esnasında ortaya çıkan yeni ölümlere neredeyse bütün televizyon kanallarının ŞEHİT perspektifinden yaklaşmış olmaları sizlere ne demek istediğimizi çok net anlatmış olmalıdır.

Az önce dedik ya, ŞEHİT sözü çok değişik, çok ilginç bir söz.

Altında çok sinsi bir kadercilik var.

Altında tevekkül var.

Altında nedendir bilinmez, sabrı sanki bir gereklilikmiş gibi dayatma var.

Altında sessiz kalmayı, soru ve hesap sormamayı dayatan bir damar var.

Ama, getirildiğimiz noktada, ŞEHİT sözünün altında

AHLAK yok,

AR yok,

HAYA yok,

EDEP yok,

DÜRÜSTLÜK yok

ve NAMUS yok.

Bu ülkede bugün o patlayıcıların imha edilecekleri yere aktarılırkenki eksiklikleri, yanlışları, ihmalleri, sorumsuzlukları gözlerden, akıllardan ve bütün soru işaretlerinden uzak tutmak için, medya maskesi altında ARSIZCA ve UTANMAZCA bir ŞEHİT edebiyatına başlayanlar hiç birinizin en küçük bir kuşkusu olmasın, içimizdeki en AHLAKSIZlardır.

ŞEHİT denilince,

akan bütün suların durduğu,

ŞEHİT denilince,

kopkoyu bir sessizliğin herkesi teslim aldığı,

ŞEHİT denilince,

kadınların gözyaşlarını bile akıtmaktan utanıp çekindiği,

ŞEHİT denilince,

sorulması gereken bütün soruların asla ve hiç bir biçimde sorulamadığı

ve ŞEHİT denilince,

bilançoların aktif ve pasiflerinin -artık nasıl oluyorsa- bir anda eşitleniverdiği,

ama buna karşılık,

ŞEHİT sözünün arkasına saklanan BÜTÜN ŞEREFSİZLERİN

oradan, saklandıkları o yerden bir türlü çıkarıl(a)madığı bir ülkede yaşamaya devam etmek istiyorsanız...

buyurun, sınırlarımız içindeki her karış toprak sizindir.

Nasıl olsa, ŞEHİTler ölmez, vatan bölünmez, öyle değil mi? (HAYRİ GÜNEL)

Hiç yorum yok