Antalya'da iki çocuğa cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan annenin ve çocukların üvey babasının adli kontrolle serbest bırakılmasına tepki yağıyor. #ElmalıDavası etiketiyle yapılan paylaşımlar Twitter gündeminde ilk sırada yer alıyor. Peki Elmalı davası nedir?


Antalya’nın Finike ilçesinde, kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.'nin (10), cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen soruşturma Türkiye'nin gündeminde. Kardeşlerin, cinsel istismarı resimle anlattığı görselin sosyal medyada paylaşılmasının ardından istismar, sosyal medyada yeniden gündeme geldi.

Son olarak, tutuklanan anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A., yargılandıkları Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nce, 3. duruşmada tahliye edilmiş, tahliye kararına sosyal medyada her kesimden #ElmalıDavası etiketiyle ciddi tepki gösterilmişti. 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da sosyal medyadaki tepkilerin ardından açıklamada bulundu. Açıklamada, "Faillerin mümkün olan en ağır cezayı alması için devam eden hukuki süreçte çocuklarımızın üstün yararı gözetilerek Bakanlığımızca yakın takibimizi sürdüreceğiz" denildi.

ANNE MERVE AKMAN - ÜVEY BABA RAHMİ AKMAN

ELMALI OLAYI NEDİR?

Olay geçen yıl haziran ayında savcılığa giden babaannenin ihbarıyla ortaya çıktı.

6 ve 9 yaşında olan iki torununun cinsel istismara uğradığını iddia etti. Eski gelini Merve A. ve eşi Rahmi A. ile gelininin erkek arkadaşlarından şikayetçi oldu. Koruma altına alınan iki çocuk üvey babası Rahmi A. ile iki kişinin kendilerine istismarda bulunduğunu anlattı. 

ADLİ TIP RAPORUYLA KANITLANDI

İfadesinde anne ve babasının ayrıldığını söyleyen G.E.G., annesi Merve A.'nın Rahmi A. ile evlendiğini, ancak F., A., M. ve M. adlı erkeklerle de ilişkisi olduğunu söyleyerek, geçen yıl üvey babası Rahmi A. ile isimleri F., A. ve M. olan kişilerin kendisine istismarda bulunduğunu anlattı. G.E.G.'nin, başından geçen olaylarla ilgili annesi Merve A., üvey babası Rahmi A. ve dayısı S.'den şikayetçi olduğunu ve ağabeyiyle kendisine çok acı çektirdiklerini anlattığı öğrenildi. G.E.G., anneanne F.G. ile dayısı S. C.G.'nin de kendisine şiddet uyguladığını da sözlerine ekledi.

Savcıya ifade veren ağabey İ.E.G. ise anneannesinin Finike'deki evinde kaldığı 7-8 aylık süreçte oklava ve şarj kablolarıyla şiddete maruz bırakıldığını söyledi. İ.E.G., üvey baba Rahmi A., M. ve dayısı S.'nin kendisinin özel bölgelerine dokunduğunu söyledi.Küçük kız ve ağabeyi istismarı deftere yaptıkları çizimlerle de anlatmaya çalışmış, bu resimler de soruşturma dosyasına girmişti.

Soruşturma kapsamında anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A. tutuklandı, diğer 2 şüpheli serbest bıraklıldı.

Davanın üçüncü duruşmasında sanıklar suçlamaları kabul etmedi. Merve A. ve Rahmi A. adli kontrolle serbest bırakıldı.


Elmalı davasının avukatı: "Bu resimlerin kaç katını yaşadı bu çocuklar!" Türkiye'nin konuştuğu Elmalı davasının avukatı,
Cumhuriyet.com.tr'ye konuştu. Elmalı davasının avukatı; dava süreci ve yaşananlara ilişkin detayları anlattı...

Bu haberin içerisinde bazı okuyucuların rahatsız olabileceği ifadeler bulunmaktadır.

Antalya'da iki kardeşin öz annesi ve üvey babaları tarafından nitelikli cinsel istismara maruz bırakıldığı ile ilgili görülen davada, sanıklar Ocak ayında tahliye edildi. Çocukların çizdikleri resimler ve beyanlarına rağmen annenin ve üvey babanın tahliye edilmesi tepki topladı. Çocukların avukatı UCİM Türkiye Hukuk Kooradinatörü Avukat Gülşah Ekin Taş, yaşanan haksızlıkları Cumhuriyet.com.tr'den Sinem Nazlı Demir'e anlattı.

Bize davanın başlangıç aşamasından bahseder misiniz? Olay nasıl ve ne şekilde ortaya çıkıyor? Babaanne nelerden şüpheleniyor?

'Bize bu ihbar ilk olarak geçen sene Temmuz ayında geldi. Babanne ihbarı yapıyor. Biz hemen Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bildirdik ve dosyamız açıldı. Olay aslında Elmalı'da gerçekleşmiyor, orada ağır ceza mahkemesi olmadığı için dava Elmalı'da görülüyor.

Bu aslında çok uzun bir süreç. Aile boşanmış bir aile. Kız çocuğu annenin yanında yaşıyor, oğlan çocuğu da babanın yanında yaşıyor. İstismarcı anne de sonradan evleniyor ve aslında hükümlü. Açık cezaevinde olduğu için ara ara dışarı çıkıyor ve eve geliyor. Bir süre sonra kardeşler birbirini görsün diye oğlan çocuğunu kız çocuğunun yanına götürüyorlar. Aslında kız çocuğu yıllardır istismara maruz bırakılıyor ama oğlan çocuğu da maruz bırakıldığında olay ortaya çıkmaya başlıyor. Sonrasında çocuklar babannenin yanında kalmaya başlıyorlar ve maruz bırakıldıkları istismarı bu aşamada anlatıyorlar. Burada annenin ve üvey babanın nitelikli bir istismarının mevcut olduğu anlaşılıyor ve bu dosya 3 sanıklı bir dosya. Bir de dayının, çocuklara yaptığı istismar mevcut fakat biz çocuğun çocuğa olan istismarı dosyalarına katılmadığımız için 13 yaşında olan bu dayıyı hiç dile getirmedik. Çocuklar dedenin ve teyzelerin de fiziksel istismarına maruz bırakılıyorlar, çocuklara telefon kabloları ile şiddet uyguluyorlar. Tüm bunları dinledikten sonra babanne çocukları psikoloğa götürüyor. Psikolog eşliğinde de tüm bu istismarlar, çocukların önceden çizdiği resimler ortaya çıkıyor ve dava bu şekilde başlıyor. Çocuklar dava aşamasından beri babannelerindeler.'

'SANIK OLMASI GEREKEN KİŞİLER TANIKTI'

Özellikle annenin çocukların aleyhine böyle kötü ithamlarda bulunmasını nasıl karşılıyorsunuz ? Bu ithamlar ve karşı tarafın savunmaları davanın sonucuna nasıl etki etti?

'Davanın ilk celsesi 14 saat sürdü. Sanık olması gereken kişilerin tanık olduğu bir duruşmaydı bu. İlk celse tutuklandılar. Öz annenin savunmasının en dikkat çekici noktalarından biri; büyük olan kardeşin yani oğlan çocuğunun öz babasının dolduruşa geldiği ve iftira attığı yönündeydi. Unuttukları bir şey vardı. Karakolda, savcılıkta ve mahkemede verdikleri beyanlar arasında hiçbir benzerlik yok, her şey çelişkili ! İlk celsede biliyorsunuz ki sanıkları sorgulama hakkımız bulunuyor. Verdikleri yanıtların hepsi tutarsızdı. Mahkemenin neden bu sanıkları tutuksuz yargıladığına yönelik hiçbir geçerli veya bilinen neden yok elimizde. Çocukların verdikleri ifadeler ise o kadar net ve anlaşılır ki. Medyada yanlış bilgiler mevcut. Bu insanlar Ocak ayından beri tutuksuz yargılanıyorlar. Sadece ilk celsede, 2020 Ekim ayında tutuklandılar, o da delilleri karartma suçundandı; istismar suçundan dolayı değil.

Bu bilgi kirliliğinin düzeltilmesi lazım. Aylardır tutuksuzlar ve başka çocuklar için tehlike arz ediyorlar. Kendi çocuğuna acımadan ve hiç düşünmeden sistematik bir şekilde nitelikli istismarda bulunan bir anne var ve şu an serbest olması inanılmaz üzücü bir durum.'


'BU RESİMLERİN KAÇ KATINI YAŞADI BU ÇOCUKLAR'

Çocuklar ne durumda? Tüm bu süreç onları nasıl etkiliyor ve kimin yanında kalıyorlar?

'Bu dosyada birçok rapor mevcut. Yetişkin bir bireyin kullanabileceği ilaçları kullanıyorlar. Kabus görüyorlar. Annelerinin ve üvey babalarının onları kaçırmasından korkuyorlar. Babaanne kimseye güvenmiyor ve hala çocuklarla birlikte. Çocukları görseniz uyku uyuyamazsınız. Bu resimler ne ki ? Bu resimlerin kaç katını yaşadı bu çocuklar.'

Bir sonraki duruşma ne zaman? Nasıl bir hazırlık yapılacak ve sonucun ne olmasını ümit ediyorsunuz?

'Bir sonraki duruşma 17 Eylül'de saat 10.00'da, Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.'

'YENİ YARGI PAKETİ İSTİSMARCILARIN ÖNÜNÜ AÇIYOR'

Neden çocuğa yönelik istismarların önüne geçemiyoruz? Medyaya, topluma ve özellikle adalet sistemine ne gibi görevler düşüyor?

'Bir yargı paketi geliyor ve bu yargı paketi meclisten geçerse istismarcıların yüreğine büyük bir su serpilecek. Bu yargı paketi diyor ki, çocukların beyanı değil; somut deliller esas alınmalıdır. Mesela bir tanığın olması. İstismarın tanığı olur mu ? Suçlular zaten gizli yerler arıyorlar çocukları istismar etmek için. Fiziksel konularla ilgili raporlar somut delil sayılıyor ama ruh sağlıkları ile ilgili raporlar neden sayılmıyor ? Bir istismarcı ne diyor biliyor musunuz bir davada: 'Bu yargı paketi çıkarsa benim cezayı düşersiniz' ! Adli birimlerden gelen her rapor ve çocuğun beyanı bir delil olarak kabul edilmeli. Bu yargı paketi istismarcıların önünü açabilir. Suçluların hak ettikleri cezayı alması ve çocukların sağlığı için elimizden geleni yapacağız.'

Çocuğun Cinsel İstismara Uğradığı Nasıl Anlaşılır ?

-Cinsel içerikli konulara aşırı ilgi ya da aşırı kaçma eğilimi göstermesi

-Cinsel davranışlarda artış yaşanması

-Uyku sorunları, kabuslar

-Depresyon ya da içine kapanma durumları

-Bedeninin kirli ya da zarar gördüğü şeklindeki söylemler ya da genital organlarında bir sorun olduğunu düşünmesi

-Çizim veya oynadığı oyunlarda cinsellik ögelerini kullanması

-Cinsel yolla bulaşan hastalıkların varlığı

gibi belirtiler gözlemlendiğinde, çocuğun cinsel istismara uğradığından şüphelenilmelidir.


Adli tıp uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, Elmalı'daki çocuk istismarı davasını yorumladı... Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden adli tıp uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, toplumda infial yaratan Elmalı skandalıyla ilgili "Mahkeme bu delilleri göz ardı edemez" tespitini yaptı...

Elmalı’da 2 küçük kardeşin anneleri, üvey babaları ve onların arkadaşları tarafından cinsel istismara uğramasıyla ilgili davada anne ve üvey babanın tahliye edildiğinin duyulması Türkiye kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. 2 kardeşin, çocuk psikoloğu gözetiminde çizdikleri ve cinsel istismarı ortaya koyan çizimlerinin sosyal medyaya düşmesi tepkileri artırdı.

“MAHKEME BU DELİLLERİ GÖZ ARDI EDEMEZ”

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden adli tıp uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz, Elmalı’da yaşanan olayda, fiziksel bulgu olmasa bile çocukların çizdiği resimlerin tek başına önemli bir delil olduğuna dikkat çekerek “Mahkeme bu delilleri göz ardı edemez” diye konuştu.

Bu tür çocuk cinsel istismarı değerlendirmelerinde hem adli tıp açısından hem hukuksal süreç açısından fizik muayene, genital muayene ve buralarda cinsel istismara ait bulguların saptanmasının çok önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Dokgöz, “ Fakat bazen fiziksel muayenede hiçbir bulgu saptayamayız, genital muayenede hiçbir bulgu saptayamayız, laboratuvar incelemede hiçbir bulgu saptayamayız. Hem erken vakalarda hem de aradan zaman geçmişse delil elde edemeyiz. O zaman burada bizim için çocuğun psikologla görüşmesi, çocuk psikiyatristi tarafından değerlendirilmesi, sosyal inceleme değerlendirmesi çok önemli hale gelir” dedi.

“RESİM ÇİZİMLERİ ÖNEMLİ BİR BULGUDUR”

Bu tür durumlarda 2 tür değerlendirme yapıldığını kaydeden Dokgöz, bunlardan birinin anatomik bebek uygulaması, birinin de çizim yaptırma uygulaması olduğunu, Türkiye’de adli tıpçıların genellikle çizim yaptırma yöntemini tercih ettiğini söyledi.

Dokgöz, “Bu çizimler bir seferde olmaz. Çocuk psikiyatristi defalarca çocukla görüşür. Buradan yola çıkarak çocuk cinsel istismarı tanısı koyarız, bu da mahkeme ortamında kabul edilir. Önemli bir delildir.  Bu davada da benzer bulgular var ve mahkeme bunları göz ardı ediyor. Bu cinsel istismarın önemli bir bulgusudur. Bunu yok sayamayız. Dünyanın dört bir yanında çocuk psikoloğu gözlemleri, çocuk psikiyatri gözlemleri, çizimler önemli delillerdir. Yani bunu bir mahkeme göz ardı edemez. Bu dava beraatle sonuçlansa ve istinaftan ya da Yargıtay’dan dönecektir. Uluslararası alanda da bu yönde, bilimsel veriler de bu yönde” dedi.

“FİZİKİ DELİL YOK DİYE CİNSEL İSTİSMAR YOK DENİLEMEZ”

Bir cinsel istismar iddiası olduğunda önce fiziki, genital ve laboratuvar incelemesi yapıldığını, mutlaka psikiyatrik değerlendirme de yapıldığını kaydeden Dokgöz, “Adli tıpçılar olarak hepsini bir arada değerlendiririz. Bazen hepsi bir arada olur, bazen sadece çocuk psikiyatri değerlendirmesi ve çizimler vardır, biz o durumda da çocuğun cinsel istismarı tanısını koyarız. Diğer deliller yok diye, fiziksel bir bulgu yok diye cinsel istismar yok denilemez. Çocuğun çizimleri sonucunda ve çocuk psikiyatristi burada çocuk istismarı var demişse bu hem adli tıp açısından hem de hukuki açıdan önemli bir delildir, mahkeme bunu yok sayamaz” ifadelerini kullandı. (CUMHURİYET)

Daha yeni Daha eski