11 Mayıs 1917 günü, III. Napoelon’un valisi Hausman’ın, son haline soktuğu Champs Elysée Caddesi’nin 70 numaralı binasında bulunan JENNY imalathanesinin 250 Midinettes’i ayaklanır ve sokağa çıkar.
“Toplumların hafızası fukaradır” sözünü yineler dururuz, yine de unutur gideriz olayları, kavgaları, ülkeleri, devletleri, dünyayı sarsan olayları… Bazen hafızalarımızın fukaralığından kaynaklanmaz toplumsal unutkanlıklar; birtakım olaylar, kişiler özellikle unutturulmak, toplumların hafızası silinmek istenir.
İşte bundan tam yüzyıl önce, Fransız tarihine, hatta dünya tarihine damgasını vuracak olan, Fransız emekçi kadınlarının muazzam direnişi ve zaferi, egemenler tarafından bilinçli bir şekilde hafızalardan kazınmak istenmiştir,
Birinci Savaş’ın en kanlı günlerini yaşıyordu Fransız halkı. Mayıs 1919’u gösteriyordu tarihler. Erkekler Almanya sınırında siper kazıyor, kadınlar ise fabrikalarda boğaz tokluğuna, askerlere cephane yetiştirmeye çalışıyordu. Ciddiyetten uzak bir ad takılmıştı bu kadınlara “les munitionnettes” (Munition: cephane demekti, nettes ise argoda genç kız anlamına gelen “nenette” sözcüğünden türetilmişti); yani küçümser bir edayla, cephane üreticisi genç kızlardı “munitionnettes”; böylesi önemli bir işi yapan bu kadınlar küçümsenseler de Mareşal Joffre, “eğer kadınlar işlerini yirmi dakika durdururlarsa, ittifak devletleri savaşı kaybederler” diyerek kadınların yaptığı işin önemini itiraf etmişti.
Mayıs ayı kıpır kıpırdır Paris’te; mayıs coşkudur, candır, bahardır, diriliştir, dirençtir, mücadeledir, barikattır, haykırıştır, Komün’dür, 68’dir, Paris’in Nazi işgalinden kurtuluşu, MİDİNETTES amazonlarının mücadelesidir.
Tekstil endüstrisinde çalışan kadınlara layık görülmüştü “midinette” lakabı. Yıllarca yedikleri “yollu kadınlar” damgasının yanında “midinette” daha nazik kalsa da erkek egemenliğinin kurbanı olmaktan kurtulamamışlardı. “Midi” ve “Dinette” yani öğlen ve akşam yemeğinin birleşimi sonucu oluşturulan bu yapay sözcük de yine argodan gelen “nenette”, yani “kız”a atıfta bulunuluyordu. Günde on saat çalışmak zorunda olan bu kadınlar öğlen yemeklerini birkaç dakikada yemek zorundaydılar; “Fransız parlak zekâsı” öğlen yemeği ile, akşam yemeğini bir araya getiren kişi için bir sözcük türetmişti. Şimdi “midinette” sözcüğü aptal seviyesinde saf olan kadınlar için kullanılsa da, sözcüklerin köklerini bir yana bırakıp konumuza dönelim.
Midinettes’lerin kendilerinden söz edecek bir Mareşal Joffre’ları dahi yoktu o tarihlerde. Fransız kapitalizmi “Haute Couture”ün (yüksek moda mı desem) öncüsü olarak, iğnelerin delik deşik ettiği minicik ellerin üzerinde yükseliyordu. Çırak bir genç kız, on saatlik bir iş günü sonunda bir frank kazanıyordu ve bu bir frankla sadece iki kutu yumurta alabiliyordu. En vasıflı “Midinette”in ücreti dört ya da beş frankı geçmiyordu; üstelik sadece haftada bir gün ve sadece pazar günleri, yani tanrının gününde dinlenebiliyorlardı.
O vıcık vıcık sıcak 1917 Mayıs’ında bir halt etti patronlar; savaş koşullarında fazla sipariş gelmemesini gerekçe göstererek cumartesi günleri öğleden sonra işyerlerini kapatarak, işçilerini bedava izne gönderdiler. İşte bu, “uyuyan dişi arslan”ı uyandırmaya yetti.
Fazlaca kafa ütülemeden kısa bir tarihi parantez açalım mı? Nereden geliyor bu cumartesi izni?
Sonuçta her şey tanrının gününe ayarlanmış. Yirminci yüzyılın başlarında bir Amerikan sanayici Yahudi işçilerin gönlünü de hoşnut etmek için, cumartesiyi, yani Şabat’ı da tatil ilan etmiş; böylece Yahudilerin cumartesisi de Hristiyanların pazarı da tatil olmuş ve dünya dillerine İngilizce WE (week end) yani hafta sonu girivermiş.
Anglosakson işçileri cumartesi ve pazar ense yaparken, bizim Fransız kızlar para almadan evlerinde açlıkla talime gönderilmişler.
11 Mayıs 1917 günü, III. Napoelon’un valisi Hausman’ın, son haline soktuğu Champs Elysée Caddesi’nin 70 numaralı binasında bulunan JENNY imalathanesinin 250 Midinettes’i ayaklanır ve sokağa çıkar. Ücretlerinin bir frank daha arttırılması ve Anglosakson işçiler gibi cumartesi izinlerinin ücretlendirilmesini isterler. Bu ikiyüzelli küçük el bir kıvılcım olur savaş Fransa’sında. Direniş tüm Fransa’ya sıçrar; kadın banka memurları, Felix Potin (o tarihlerde CARREFOUR ayarında bir zincir) kasacı memureleri, metalürji çalışanları işlerini bırakarak midinettes’lere katılır. Böylesine güçlü bir direniş ülkeyi yerinden sarsar, ama merhamet darbesini munitionnettes’ler verir; cephane üreten kızlar da “Midinettes”lerin direnişine katılır. 14 gün süren grev başarıya ulaşır.
Fransa’da 11 Haziran 1917 tarihinde meclis kararıyla cumartesi günü öğleden sonra ücretli tatil ilan edilir. Türkiye’de cumartesi 27 Mayıs 1935’te tatil ilan edilmiştir.
Marie, Jeanne, Madelaine, Suzanne, Marcelle ve tüm midinettes’ler, teşekkürler sizlere. Kadınlar sizlerle büyüyor.
Anılarınıza saygıyla... (FERİDUN BERKİN - SENDİKA.ORG)