Erdoğan'ın İmamoğlu'nu tasfiye etmek istediği doğru ama bunun nedeni sakın 2024 yerel seçimindeki İstanbul olmasın...

Türkiye, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararıyla çalkalanıyor. İktidar, muhalefet, halk ve seçmen nezdinde iki gündür yaşanan bu çalkalanma doğal olarak bir sürü tespit ve bir sürü yanılgıyı da beraberinde taşıyıp gündeme getiriyor. Aşağıda ilginize sunulan metin bu yanılgıların içerisinde en çok öne çıkmış olanları sıralıyor... (GAZETE DEMOKRAT)


YANILGI 1: İKTİDARIN TEKRAR İSTANBUL'A ÇÖKMESİ İÇİN BU MAHKEME KARARI ÇIKTI.

İktidar, seçime giderken sırf İstanbul'a çökmek için böyle bir adım atacak kadar "AHMAK" olamaz. İktidarın İstanbul'a çökmek gibi bir derdi hiç olmadı. Her türlü yasal düzenleme ve müdahale gücü elinde çünkü.

YANILGI 2: MAHKEME KARARINI KESİNLEŞTİRMEK İÇİN İMAMOĞLU'NUN ADAY GÖSTERİLMESİ BEKLENECEK, İMAMOĞLU ADAY GÖSTERİLİRSE KARAR KESİNLEŞTİRİLECEK VE MUHALEFET ADAYSIZ BIRAKILACAK.

Mahkemenin kararıyla birlikte herkes, bir anda ve hep birlikte, sanki İmamoğlu aday gösterilecekmiş gibi bir beklenti içine girdi. İktidarın muhalefeti adaysız bırakma düşüncesini muhalefetin ve "Altılı Masa"nın görmediğini ya da göremeyeceğini nereden çıkarıyoruz? Muhalefet ve "Altılı Masa" bu kadar öngörüsüz, bu kadar düşüncesiz, hatta bu kadar aptal olabilir mi?

YANILGI 3: İKTİDAR İMAMOĞLU'NU GÖREVDEN ALACAK, ERDOĞAN VE BAHÇELİ ÇOK KISA BİR SÜRE ÖNCE BİR ARAYA GELDİKLERİNDE BUNU GÖRÜŞTÜLER.

Gelecek Partili Selçuk Özdağ önceki gün (15.12.2022), "Gerekçeli karardan sonra kanunlara rağmen İmamoğlu’nu görevden alacaklar. İçişleri Bakanlığı talimat bekliyor. 3 gün önce Bahçeli ve Erdoğan bunları konuştu" dedi. İşte o Bahçeli dün (15.12.2022); "Karar siyasi ortamı sadece hareketlendirmekle kalmamış, abuk sabuk pek çok tartışmayı da körüklemiş, böylelikle fırsatçılara gün doğmuştur" demişti. Bu cümleyi kuran Bahçeli'nin, İmamoğlu'na siyasi yasak getirilmesi konusunda Erdoğan'la tam bir mutabakat içerisinde olduğu rahatlıkla söylenebilir mi?

YANILGI 4: MUHALEFET NOKTASINDA, İMAMOĞLU'NUN ADAYLIĞI ÖNÜNDE ARTIK HERHANGİ BİR ENGEL KALMADI. BU RÜZGARI ARKASINA ALAN İMAMOĞLU ARTIK "ALTILI MASA"NIN ADAYIDIR.

Bu mahkeme kararına rağmen, İmamoğlu'nun artık ve rahatlıkla aday gösterileceğini, karardan muhalefetin oy devşireceğini, hatta kararın çok güçlü bir aday profili yarattığını zannetmek, umarız sadece zannetme noktasında kalır ve bunun ötesine taşınmaz. 

YANILGI 5: ERDOĞAN ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE KARŞISINA ÇIKMA OLASILIĞI OLAN GÜÇLÜ BİR BİR POLİTİKACIYI TASFİYE ETMEK İSTİYOR.

İmamoğlu cumhurbaşkanlığı adaylığı noktasında muhalefetin tek seçeneği mi? Elbette ki değil. O nedenle, bir tasfiye süreci söz konusuysa eğer, Erdoğan'ın birden fazla kişiyi bertaraf etmesi gerekmiyor mu? Dolayısıyla iş sadece İmamoğlu'nu bertaraf etmekle bitmeyeceği için, Erdoğan'ın diğer olası adayları da hesaba katması kendisi için bir zorunluluktur. Hatta belki de Erdoğan'ın bile aklına gelmeyecek sürpriz bir aday noktasında bile bu böyledir.

YANILGI 6: BU MAHKEME KARARIYLA İKTİDAR ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERİ KAZANABİLMEK İÇİN HER ŞEYİ YAPABİLECEĞİ MESAJI VERDİ.

Olabilir. Böyle bir tezin hayata geçirilmesi elbette mümkündür. Ama böyle düşünmek bir yanıyla da halka ve halkın gücüne güvenmemek anlamına gelir. İktidar önündeki seçimi kazanmak için her şeyi yapabilir, peki ya halk? İktidar her şeyi yaparken halk sessiz mi kalacaktır?

YANILGI 7: ERDOĞAN BU KARARDAN MEMNUN DEĞİL. HATTA BU KARAR TAMAMEN ONUN DIŞINDA ALINMIŞ VE DOĞRUDAN DOĞRUYA İMAMOĞLU'NU PARLATMAYA YÖNELİK BİR KARARDIR.

Kararın Erdoğan'a rağmen alındığını, Erdoğan'ın bu kararın alınmasında herhangi bir dahlinin olmadığını söylemek epeyce mümkün ve akla yatkın gibi duruyor. Çünkü Erdoğan'ın bir seçim öncesinde hem İmamoğlu'nu hem de bütün bir muhalefeti bile isteye "mağdur" pozisyonuna sokacağını düşünmek pek mantıklı görünmüyor. Erdoğan bir seçim öncesinde kendi ayağına sıkacak kadar tecrübesiz bir politikacı değil. Fakat bu gerçekliğin yanında bir başka gerçeklik daha duruyor. Kararı veren mahkemenin önceki başkanı değiştirilmiş ve hatta görev yeri bile değiştirilmiştir. O mahkeme başkanının yerine getirilen hakim bu kararı vermiştir.

YANILGI 8: ERDOĞAN İMAMOĞLU'NU TASFİYE EDEREK SEÇİME İSTANBUL'UN KENDİSİNE SAĞLAYACAĞI BİRÇOK AVANTAJLA GİRMEK İSTİYOR.

Yukarıda 5. Yanılgı altında da söylemiştik, yineleyelim: Muhalefetin ve dolayısıyla "Altılı Masa"nın adayının kesin kez İmamoğlu olacağının garantisi var mı? Böyle bir durumda şimdiden "Evet" demek mümkün mü? Bize göre Erdoğan'ın İmamoğlu'nu tasfiye ederek seçime İstanbul'un kendisine sağlayacağı birçok avantajla girme düşüncesi sadece bir varsayım. Erdoğan 2019'daki İBB başkanlığı seçimine de aynı avantajla girmiş ama büyük bir yenilgi almamış mıydı? Erdoğan'ın İmamoğlu'nu tasfiye etmek istediği doğru ama bunun nedeni sakın 2024 yerel seçimindeki İstanbul olmasın... (GAZETE DEMOKRAT)

Blogger tarafından desteklenmektedir.