“Ne kuzeyde, ne güneyde, ne Gazze’de, ne de başka bir yerde çocukların başına bu tür trajedilerin gelmesini istiyoruz. Tek bir çocuğun bile ...
“Ne kuzeyde, ne güneyde, ne Gazze’de, ne de başka bir yerde çocukların başına bu tür trajedilerin gelmesini istiyoruz. Tek bir çocuğun bile öldürülmesini istemiyoruz. Artık çocuklar öldürülmesin, daha fazla kan dökülmesin.”
(Behzat Baran Ayhan, İngiltere merkezli Guardian gazetesinde 28 Temmuz’da yayımlanan Ruth Michaelson, Quique Kierszenbaum ve Sufian Taha imzalı bu makaleyi Türkçeye çevirdi. BİANET)
Mecdel Şems’in dört bir yanından; şehir merkezinden, balkonlardan, çatılardan ağıt sesleri yükseliyor. Binlerce yaslı insan dar sokakları ve meydanları doldurmuş, beyaz kefenlere sarılı küçük tabutları son yolculuklarına uğurluyor.
İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’nde yer alan kasabanın erkekleri kol kola girerek yas ilahisi söylediler. Bazılarının başında kırmızı ve beyaz renkte geleneksel şapkalar vardı.
Bir anne, “Oğlum nerede? Onun kurbanlar arasında olduğunu söylemeyin” diye haykırdı. “Ah! Çocukların, kızların ve genç erkeklerin gözlerinden yaşlar dökülüyor.”
48 saat önce (27 Temmuz), işgal altındaki Golan Tepeleri’nde yer alan, beyaz boyalı evler ve meyve ağaçlarından oluşan kasaba, saldırının hedefi oldu. Öğleden sonra kasabaya isabet eden bir roket, futbol oynamak için toplanan 12 çocuğu canından etti. Böylece Mecdel Şems, giderek daha da gerginleşen bölgesel çatışmanın odak noktası haline gelmiş oldu.
Mecdel Şems’te sigortacılıkla uğraşan Tevfik Seyyid Ahmed şunları söyledi: “Siren sesini duymamızla saldırının gerçekleşmesi bir oldu. Çarpmanın etkisiyle evimiz sallandı.”
Ahmed’in aklına hemen futbol sahasında oynamayı seven üç kızı geldi. Haftanın bu zamanı sahada yoğunluk olduğunu ve çocukların maç yapmak için takımlara ayrıldığını söyledi. “Hemen stadyuma koştum. Gördüğüm manzara tarif edilemezdi. Hayatımda hiç böyle bir şey görmemiştim. Parçalanmış çocuk kalıntıları. Korkunç ve dehşet vericiydi.”
Dürzi mezhebine mensup kişilerin yaşadığı kasaba, İsrail tarafından askeri olarak işgal edilen ve daha sonra ilhak edilen dağlık bölgenin bir bölümünde yer alıyor. Mecdel Şems sakinleri acıya alışkındır: Kasaba, bazı kişilerin vadinin diğer tarafında, Suriye’deki aile üyelerine seslendikleri uzak bir tepe ile tanınır.
İsrailli ve ABD’li yetkililer, cumartesi günkü saldırının faili olarak Lübnanlı örgüt Hizbullah’ı suçladı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısına misilleme olarak roket saldırılarının yapıldığı Ekim ayından bu yana bölgenin tanık olduğu en ağır olay bu. Hizbullah saldırıyı üstlenmeyi reddetti ve bunun yerine İsrail’in ‘Demir Kubbe’ hava savunma sisteminden atılan hedefini şaşırmış bir roketi suçladı.
Ahmed’in arkadaşının kızı olan Alma Eymen Fahir Eldin de saldırıda hayatını kaybetti. Diğer bir çocuk, Guevara İbrahim ise saldırı sonrası kayboldu. İbrahim’in akrabaları, yerel hastanelerde ve civar bölgelerde onu arıyor.[1]
Ahmed, 13 yaşındaki Alma için “Orada sadece oynuyordu. Nur yüzlü, melek gibi bir kızdı. Böyle korkunç bir ölümü hak etmek için ne yaptı?” diye sordu.
Mecdel Şems kasabasının “büyük bir şok” geçirdiğini belirtiyor Ahmed. “Kimse ne olduğunu anlayamıyor. Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik.”
Diğer kasaba sakinleri de Mecdel Şems’i ziyaret eden İsrailli politikacılara öfkelerini dile getirme fırsatı buldular. Hükümetin roket saldırılarına karşı koruma sağlamadığını söyleyerek tepki gösterdiler.
Mecdel Şems sakinleri, saldırıdan sonra “Lübnan’ın tamamı bedel ödemek zorunda” diyen aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’e tepki gösterdi. “[Itamar] Ben-Gvir ve Smotrich buradaki suçlular” diye bağırarak, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı ve Maliye Bakanı’nı gerilimi daha da tırmandırmakla suçladılar.
Gazetecilere konuşan diğer kasaba sakinleri ise sadece yas tutmak istediklerini ve yeni saldırılarla çatışmaların tırmanabileceğinden endişe ettiklerini dile getirdiler.
Ahmed, kasabanın acıların sona ermesini istediğini söyledi: “Ne kuzeyde, ne güneyde, ne Gazze’de, ne de başka bir yerde çocukların başına bu tür trajedilerin gelmesini istiyoruz. Tek bir çocuğun bile öldürülmesini istemiyoruz. Artık çocuklar öldürülmesin, daha fazla kan dökülmesin.” (BİANET)
[1] Editörün notu: Saldırının ardından yapılan çalışmalar sonrası 11 yaşındaki Guevara İbrahim’in cenazesi tespit edildi.
Hiç yorum yok