Antakya'da barınma hakkı için miting düzenlendi. Rezerv alan yasasına karşı yapılan mitingde, yasanın iptal edilmesi talep edildi. Barın...
Antakya'da barınma hakkı için miting düzenlendi. Rezerv alan yasasına karşı yapılan mitingde, yasanın iptal edilmesi talep edildi.
Barınma Hakkı Platformu rezerv alan yasasına karşı Antakya’da miting düzenledi. Açıklamada, “kentimizi rant ve talana açması kaygısı taşıdığımız rezerv alan yasasının iptal edilmesini, kentimizin yeniden inşasının şeffaf ve bilimsel temellere dayandırılmasını istiyoruz” denildi.
Antakya’da Doğuş Okulları önünde toplanan 2 bini aşkın yurttaş, “Rezerv alanı iptal edilsin”, “Kira yardımı istiyoruz”, “Yerinde dönüşüm istiyoruz”, “Müşteri değil depremzedeyiz”, “Yaşam alanıma dokunma”, “Bedelsiz konut istiyoruz” sloganları ile Maksim Alanına yürüdü.
Alanda kurulu platformda “Müşteri değil depremzedeyiz” pankartı açılırken açıklamayı ise Barınma Hakkı Platformu üyesi Ece Doğru okudu.
Doğru, Hatay’da depremden bu yana hâlâ birçok sorunla boğuştuklarını ifade ederek, “Sorunumuz sadece barınma değil. Eğitim, sağlık, ulaşım, güvenlik, altyapı-üstyapı gibi her biri hayati öneme sahip büyük sorunlar yaşıyoruz. Hatay halkı olarak sorunlarımızı çözmenin iradesine sahip çıkıyor ve hepsinin üstesinden gelmek için adım atıyoruz” dedi.
“DEVLET ŞİRKETE, HALK MÜŞTERİYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Platformun tek bir mahalleden oluşmadığını Gültepe, Odabaşı, Armutlu, Çekmece, Akevler, Ürgenpaşa, Harbiye mahallelerinden Hatay’ın tüm ilçelerine değin barınma hakkı mücadele ettiklerini ifade eden Doğru, “AKP’nin 22 yıllık iktidarı boyunca kamu kurumlarının özelleştirilmesine, halkın doğal varlıklarının talanına, mülksüzleştirme ve el koyarak birikime dayanan, büyük bir kısmı inşaat sektörü üzerinden işleyen bu sermaye birikim rejimini çeşitli yollarla asalak sermaye gruplarına peşkeş çekmesi, deprem vergisi gibi kamu için harcanması gereken paraları insanların gözlerinin içine baka baka ranta harcaması sonucu bu noktadayız. Bu bağlamda devlet tamamen şirkete, halk ise müşteriye dönüştürüldü” diye konuştu.
“VERİLEN SÖZLER NEREDE?”
Depremden sonra verilen sözleri hatırlatan Doğru, “Kimimiz hâlâ çadırda, kimimiz 21 metrekarelik konteynerlerde. Depremden bir ay sonra kalıcı konutların bir sene içinde teslim edileceği söylenmişti. Neredeler? Çevre Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki ‘az hasarlı binalarınızın tadilatını yapın, oturun. Onları yıkmak gibi bir külfete devlet neden girsin’ demişti. Şimdi az hasarlı binalarımızı da ruhsat verdikleri orta hasarlı binalarımızı da yıkmak istiyorlar. Kira yardımları evler teslim edilene kadar devam edecek, denmişti. Telefonlarımıza gelen bir mesajla bu söz de çiğnendi. Verilen sözlerin ve ihtiyacın çok altında olan TOKİ’lerin inşası muammalarla dolu. TOKi’ler bağımsız denetçiler tarafından dahi denetlenemiyor. Bir kez daha mı öldürüleceğiz kendi paramızla?” dedi.
“İNSANCA YAŞAM KOŞULLARI SAĞLANANA KADAR MÜCADELEYE DEVAM”
Rezerv yasası ile Hatay’ın yağmalanmasına izin vermeyeceklerini belirten Doğru, “Yağma yasasına, barınma hakkının gaspına, ranta ve talana dur demek için buradayız. Ve gitmiyoruz! İktidar sorumludur ve bu sorumluluğu üzerine almalıdır. Sözümüzü söylemekten çekinmiyor, insanca yaşam koşullarımız sağlanana kadar mücadele etmekten vazgeçmiyoruz” diye konuştu.
Son olarak Doğru talepleri sıraladı:
Kalıcı konutlarımızı bedelsiz istiyoruz.Tadilatı yapılmış hasarsız ve az hasarlı, güçlendirmesi yapılmış orta hasarlı evlerimizin yıkılmasına izin vermiyoruz.Zaten yetersiz olan kira yardımının arttırılmasını ve devam ettirilmesini istiyoruz. Türlü belirsizlikleriyle kentimizi rant ve talana açması kaygısı taşıdığımız rezerv alan yasasının iptal edilmesini, kentimizin yeniden inşasının şeffaf ve bilimsel temellere dayandırılmasını istiyoruz.
“BİZDEN ALDIĞINIZI BİZE VERMEK ZORUNDASINIZ”
Açıklamanın ardından mahalle sakinleri söz aldı.
Armutlu mahallesinden evi yıkılan Dilber isimli depremzede, sağlık durumunun iyi olmadığı için çalışamadığını belirterek, “Hala çalışamayan kirasını ödeyemeyen bir sürü insan var. Bu kira desteğini keserek bizi yoksulluğa mahkum ediyorsunuz. Kira desteğinin uzatılmasını ve arttırılmasını talep ediyorum. Bizden aldığınızı bize vermek zorundasınız” dedi.
Gültepe mahallesinden bir yurttaş ise 18 ayda sorunların çığ gibi büyüdüğünü söylerken barınma haklarının da ellerinden alınmasına tepki gösterdi.
“YETER ARTIK, SESİMİZİ DUYUN”
Akevler mahallesi dernek başkanı da, “buraya geldiğimiz için şu anda mahallemize nöbetçiler diktik. Nöbetlerle kalıyoruz mahallemizde. 6306 Yasası bizim için yok hükmündedir. Kamu binalarını güçlendiriyorlar ama bizim evlerimizi yıkmaya çalışıyolar. Sağlam binalarımızı yıkıyorlar. Bu nasıl bir yasadır. Biz rezerve hayır diyoruz. İnsanları mağdur etmekten vazgeçin. Neden sesimizi duymuyorsunuz? Yeter artık” dedi.
Gazi mahallesinden Nilüfer isimli depremzede de “Evimiz az hasarlıydı. Benim eşim emekli öğretmen, 45 sene devlete hizmet etmiş bir insan tek maaşımızla dişimizle tırnağımızla yaptırdığımız evimizi depremde az hasar aldı. Cumhurbaşkanı yaptırın oturun dedi, biz onlara istinaden yaptırdık 600 bin TL masraf yaptık. Şu an içinde oturuyoruz ama bundan 15 gün önce tebligat geldi. O günden bu yana her gün stres içindeyiz. Devlet bizi her gün eziyor” diye tepki gösterdi. (EVRENSEL) (FOTOĞRAFLAR: DİLEK OMAKLILAR)
Hiç yorum yok