Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

TÜRKLER VE İSLÂMİYET

Bu kısa araştırmanın konusu; insanların canları pahasına savunduğu, uğruna cinayetler işlediği inançlarının kendi toplumuna nasıl girdiği il...

Bu kısa araştırmanın konusu; insanların canları pahasına savunduğu, uğruna cinayetler işlediği inançlarının kendi toplumuna nasıl girdiği ile ilgilidir…
Nasıl oldu da Türkler Müslüman oldu? 
Türkler’in Şamanizm’den vazgeçip islamiyeti benimsemeleri nasıl olmuştur?
Kimileri müslümanlık adına Arap milliyetçiliğinin propagandasını yapıyor, kimileri ise eski Türk Uygarlık kalıntılarının, eski Türk toplum gelenek ve göreneklerinin islam içerisinde kaybolup eridiklerini zannediyorlar. Unutulmaması gereken bir önemli konu; Anadolu Müslümanlığı, ne Kuzey Afrika ne de Arap Yarımadası müslümanlığıyla bağdaştırılabilir. Cumhuriyeti kuranlar 90 sene sonra Cumhuriyetin bu hale geleceğini tahmin edebilirlermiydi. Cumhuriyeti içine sindirememiş, gerici, yobaz kesimlerin, deyim yerindeyse; “saman altından su yürütüp” hedeflerine ulaşma politikaları, islamiyetin iktidar amacına dönüştürülmesi çabaları son yıllarda meyvelerini verdi. Memleket, orta çağın karanlığına gömülmek üzere…
Bilhassa sağcıların büyük bölümünün tarihimizi çarpıttıkları ortadadır.
Yani, Türk-Ata kimliğini bırakıp Arap milliyetçiliğini savunmuşlardır.
Okullarda ve dışarda İslamiyet öyle anlatıldı ki Türkler'in, islamiyeti aşkla ve coşkuyla seçtiklerini zannedersiniz…
Yapısı gereği sadece karşı olanı değil, taraf olmayanı da hedef alan şeriatçılığın gerçek hedeflerini ortaya sermek, deşifre etmek laikliğin, çadaşlığın, hoşgörü ve sağduyunun vazgeçilmez bir unsurudur.
İslam dininin yayılışı misyonerlikle değil, kılıç ve hançerle olmuştur. Hıristiyanlık çok farklı değildir. Engizisyonlarla insanlara neler ettiklerini hepimiz biliyoruz…
Şimdi asıl konumuza gelelim;
İslamiyet adına ilk sömürgeciliği, köleliği başlatan araplar olmuştur. İslamiyet adına yapılan savaşlarda ganimet ve talan, kazanılan savaşlardan sonra, verimli topraklara el konması, bu yerlere arapların yerleştirilmesi bir kural olmuştu. O zamanki islam yöneticileri yoğun bir müslüman göçünü bizzat kendileri organize etmişlerdir. Örneğin Mısır’daki Firavun medeniyti bu şekilde yok edilmiş, araplaştırılmış, eski medeniyetler yok edilmiştir. Ganimet ve talancılık Türk kültüründe de vardı ama bu daha çok ekonomik ihtiyaçtan kaynaklanıyordu.
Şeriatçılığın uluslararası yönü Arapçılıktan, Arap ulusal değerlerini, kurallarını diğer islam topluluklarına zoraki ve cehennem tehditiyle dayatmaktır. Şeriatçıların kendi ulusal değerlerini savunmaları kendi doğalarına ters düşmektedir. Çünkü Şeriat arap olmayan islam kavimlerine kılıç, işgal ve talanla girmiştir. Türkler, Arap yayılmacılığına karşı yüzyılları aşan bir direniş gösterdiklerinden ve Türkiye Cumhuriyeti’nin dünya üzerinde tek laik islam devleti olmasından ötürü şeriatçıların baş hedefi haline gelmiştir. Bu yüzden Türkiye’deki şeriatçılar ve cumhuriyet düşmanları Suudi dolarlarıyla desteklenmektedir. Şeriatçılar artık sorunları kılıç zoruyla değil demagojiyle çözmeye kalkışıyorlar. Allah adına herşeye karışmayı kendilerine görev edinen, insanlığın büyük kısmını “kafir” diye adlandıran, kendilerine egemen olma ve kendi inançlarını zorla başkalarına dayattırma gayreti içinde olanlar ve bu yolda insan öldürmeyi hak sayanlar yine şeriatçılardır. Demokratik dayanakları yoktur. Temelleri korkutmak ve tehdittir…
Hangimiz 800 yıl önce Halifenin Horasan valisi ve müslüman ordular komutanı”Kuteybe bin Müslim”tarafından Baykent, Buhara ve Talkan gibi Türkistan şehirlerinde öldürülen yüzbinlerce genç Türk erkeklerin varlığından haberdarız?
Tarih derslerimizde Buhara’daki, Cüzcan’daki, Semerkant’daki, Taşkent’deki Arap-İslam katliamlarına dair bir yazı okuduk mu?
Atalarımızı öldüren arap komutanlarının isimlerini çocuklarımıza verdik, değil mi?
Türk uygarlıklarının yenilgilerine sevinirdik.
Kesilen yağmalanan, esir pazarlarında satılan bizim atalarımızdı.Resmi tarihimizde neden Türklerin nasıl müslüman olduğuna dair alıntılar yok? Türklerin eski tarihinden birden bire müslümanlık sonrasına atlanıyor. Türklerin bir sabah kalkınca birdenbire islamiyeti seçtiklerinemi inanıyor sunuz? Türklerin müslümanlığa geçişi MS.650 yıllarından başlayıp Türk Boylarının 950-1000 yıllarındaki dönüşümlerine kadar süren 300 yıllık bir dönemi kaplar. Bu süreçte Araplar hep saldırgan, Türkler ise yurtlarını savunan halklardır. Arap-islamiyeti diğer halklarda olduğu gibi Türklere de kendi kimliğini reddetmesini zorunlu kılar. Türkler ile savaş, Arap-islamiyeti açısından çekinilmesi gereken, kıyamet alameti bir durum olarak görülür. Türklerin islamiyete geçişinden önce, Arap-islamiyetiyle Türkler arasında onlarca savaş olur. Şamanist inançta olan Türklerin islama geçişleri kolay olmuyordu. Müslümanmış gibi gözükenler gizli gizli kendi dininden vaz geçmiyordu.(Bu durum, Anadolu-Alevi Müslümanlığı olarak bu günlere kadar gelmiştir.) Buhara’nın işgali döneminde, Buharalıları kontrol altına almak maksadıyla, her ailenin evlerinin yarısını araplarla paylaşma zorunluluğu getirilmiştir. İslami kurallarla yaşamayan Türkler ağır cezalara uğratılırlardı. Bu olaylar tarihte Horasan’dan Anadoluya göçleri doğurmuştur. Araplar işgal ettikleri yerleri ağır vergilere bağlıyorlardı.Arap-İslam orduları geçtikleri yerlerde yakıyorlar, yıkıyorlar, kesiyorlar, asıyorlar, ırza geçerek ilerliyorlardı. Fakat, Türkleri islamlaştırmak yinede mümkün olmuyordu.
İslam ordularındaki Köle Türk Komutanlar dönemi;
Ancak bu zamandan sonra Türkler artık islam için savaşmaya başlarlar. Türk kökenli askerler ve komutanlar islam ordularının bel kemiğini oluşturur. Bu arada komutanlar kölelikten hükümdarlığa doğru kariyer yaparlar. 868 ‘de kurulan Tolunoğulları hükümdarlığı egemenliklerini 905 yılına kadar sürdürürler. 933’de Türk kökenli Suriye valisi Tugaç’ın oğlu İgşid bağımsızlığını ilan eder.960’da Fatimiler tarafından yıkılır. Diğer köle ırkdaşları Moğollarla birlikte Abbasiler’e karşı savaşmışlardır. 1380 yılında kendileri gibi köle olan Çerkez Memlükler tarafından egemenliklerine son verilir.
Samani devletinde komutan olan Alp Tekin 961 yılında darbe yapar ve Gazne’de Gazneliler devletinin temelini atar. Bu devletin egemenliğine, yine bir Türk hükümdarlığı olan Selçuklular 1040 yılında Dandanakan’da son verirler. Böylece Türk devletleri yıkılıp, yıkılıp yensi kurularak devam eder gelir. Daha sonraki yıllarda islamiyetin kılıcını eline geçiren Türkler, uzun süre kimselere bırakmazlar…
Kur’an’ ın bazı hadislerinde şu ifadeler bulunur;
Arapları sevmek şu üç nedenden dolayı zorunludur. Çünkü Hz. Muhammed bir Arap’dır. Çünkü Kur’an arapça inmiştir. Çünkü cennet sakinleri arapça konuşurlar. Arapları seven Peygamber’i seviyor, Arapları sevmeyen ise Peygamber’i sevmiyor demektir. İnsanlığın en yüce olanı Araplardır. Arapların en yücesi ise Kureyşliler’dir ve Kureyşliler’in de en yücesi Beni Haşim Kabilesi’dir deniliyor. Arapları küçük görenler müşrik sayılmalıdır. Arapların var olması demek, islamiyetin var olması demektir. Şimdi bu ifadelerin Kur’an da yer aldığını bilen kaç müslüman vardır?
Aslında, islami kurallar, diğer dinlerden alınanlar bir kenara çıkarılırsa, tamamıyla Arap geleneklerine göre biçimlendirilmiş, diğer kavimlerin doğasına uymayan, ancak kılıç zoru ile girerek, cennet düşleri ve cehennem korkusuyla benimsetilmiş geleneklerdir...


Not: Bu konulara ilgi duyanlar için, kaynak olarak, Doğan Avcıoğlu, Bahriye Üçok, Server Tanilli, Fuat Bozkurt, Nejat Birdoğan,Turan Dursun, Erdoğan Aydın gibi önemli yazarlar önerilebilir...
Araştırmalarından yararlandığım Şahin Alçınkaya’ya teşekkür ediyorum.


Hazırlayan: Hacı Ercan - http://www.facebook.com/photo.php?fbid=3453963542371&set=a.1170061166239.2026446.1069277167&type=1&theater

Hiç yorum yok