Ergenekon, Türkiye’nin son dönemine damga vuran en önemli dava. Hem operasyonun yapılışı hem de dava süreci kamuoyu tarafından merakla t...
Ergenekon, Türkiye’nin son dönemine damga vuran en önemli dava.
Hem operasyonun yapılışı hem de dava süreci kamuoyu tarafından merakla takip ediliyor.
Bilindiği gibi davanın üç aşaması var:
Birinci aşaması İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi oluşturuyor. Emniyet İstihbarat Dairesi suç şüphesi olan kişi hakkında araştırma yapıyor. Topladığı delilleri savcılara götürüyor.
Savcılar dosyayı inceledikten sonra operasyonu başlatıyor.
Yakalananlar emniyet ve savcılıkta sorgulanıyor.
Sorgulama sonucunda zanlılar mahkeme önüne çıkarılıyor.
Mahkeme savcının iddialarını yeterli bulursa tutuklama kararını veriyor.
Bu her dava için gerekli hukuku prosedür.
Ergenekon Davası bu süreçle devam ediyor.
Fakat bu davada ek bir durum yaşandığı ortaya çıkıyor.
Şöyle ki…
Tarih; 2008 yılının Eylül’ü…
Ramazan ayı…
İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi bir iftar yemeği düzenledi.
İftar yemeğinin davetlileri Ergenekon Davası’nı yürüten İstanbul (Beşiktaş) Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyeleriydi.
Bu iftar, Ergenekon Davası’nı yürüten hakimler, savcılar ve istihbaratçı polisleri yan yana getirdi.
İftar yemeği önce İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi’nin tuttuğu bir özel tekne ile Beşiktaş’a yanaşması ile başladı. Buradan alınan hakimler, savcılar; emniyet teknelerinin koruması eşliğinde kısa bir boğaz gezisinden sonra İTO’nun Kandilli Cemile Sultan Korusu’nda bulunan tesislerine geldiler.
İftar yemeği için Cemile Sultan Korosu’na gelen hakimler, savcılar ve istihbaratçı polisler, adlarının yazıldığı masalara oturdular. Masalarda emniyetçi, savcı ve hakim dengesi gözetildi.
İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi’nin 2008 Eylül’ünde düzenlediği bu iftar yemeğinin gerçekleşme zamanı dikkat çekiciydi.
Bunun nedeni; 14 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon İddianamesi’nin açıklanmasıydı.
Bu iddianame bilindiği gibi iftar yemeğinin davetlileri arasında olan Savcılar; Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlandı.
Ve yine bilindiği gibi aynı gün bu davaya İstanbul 13′üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin bakacağı açıklandı.
25 Temmuz 2008 tarihinde ise ilgili mahkeme iddianameyi kabul etti.
Yani…
Ergenekon polisleri, savcıları ve hakimleri işbirliği halinde Ergenekon Davası sürecini başlattılar.
Duruşmalar başlamadan önce ise iftar yemeği verildi. İftar yemeğinden bir ay sonra (23 Ekim 2008) Ergenekon Davası’nın duruşmaları başladı.
İftarı veren İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, mensuplarıyla hakimler ve savcıları duruşmalar öncesinde yan yana getirdi.
Dava konusunda karar verecek mahkeme heyetinin, iddia makamı ve soruşturmayı yürüten polislerle bir iftar yemeğinde yan yana gelmesi davanın tarafsızlığına gölge düşürüp düşürmeyeceği bu haberin konusu dışındadır.
Biz gelelim iftara kimlerin katıldığına ve neler olduğuna…
Ağır bir hukuki süreç yaşayan polisler, hakimler ve savcılar iftarda oldukça samimi görüntü verdiler.
“Görüntü verdiler” diyoruz çünkü fotoğrafları çekenler iftarı veren istihbaratçı polisler. Üstelik bu toplantıyı yaptıkları 2008 faaliyetleri arasında da gösterdiler. Yani işin gizlisi saklısı yok.
Gelelim fotoğraflara…
Fotoğraflara dikkatlice bakınca -örneğin- Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ile Ergenekon Davası Kıdemli Hakimi Hasan Hüseyin Özese tekneye bindiklerinde yan yana oturdukları görülüyor.
Hakim Özese’nin kolunun Savcı Zekeriya Öz’ün omzuna doğru uzanmış gibi fotoğrafı da ikilinin bu süreçte yakın bir çalışma yürüttüklerini gösteriyor. Öyle ki ikilinin iftarda da yan yana oturdukları görülüyor.
Biraz ayrıntılara bakalım…
Peki, yemekte kimler vardı?
Ergenekon Davası Hakim Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Ergenekon Davası Kıdemli Hakimi Hasan Hüseyin Özese; Ergenekon Davası Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, davaya sonradan dahil olan savcılar Fikret Seçen, Ercan Şafak, Murat Yönder; savcıları görevlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nurettin Ak, 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay, 11. Ağır Ceza Hakimi Metin Özçelik, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu, 12. Ağır Ceza Hakimi Nejat Ede ve Selda Kutluata, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, 14. Ağır Ceza Nöbetçi Hakimi Resul Çakır, Hrant Dink Davasını yürüten Selim Berna Altay, dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Terörle Mücadeleden Sorumlu Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder ve Emniyet İstihbarat Dairesi’nde görevli çeşitli komiser ve polisler katıldı.
Fotoğrafta görülen isimlerden Nejat Ede ve Selda Kutluata dava sürecinde Hurşit Tolon’un tahliye edilmesi gibi bazı kesimleri rahatsız eden kararlara imza attılar. İki hakim de baskı altında kaldıklarına ilişkin yaptıkları açıklamanın ardından görev değişikliğinde bulunarak görevden ayrıldılar.
Odatv.com
İşte o iftarın ayrıntılı fotoğrafları:
Hem operasyonun yapılışı hem de dava süreci kamuoyu tarafından merakla takip ediliyor.
Bilindiği gibi davanın üç aşaması var:
Birinci aşaması İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi oluşturuyor. Emniyet İstihbarat Dairesi suç şüphesi olan kişi hakkında araştırma yapıyor. Topladığı delilleri savcılara götürüyor.
Savcılar dosyayı inceledikten sonra operasyonu başlatıyor.
Yakalananlar emniyet ve savcılıkta sorgulanıyor.
Sorgulama sonucunda zanlılar mahkeme önüne çıkarılıyor.
Mahkeme savcının iddialarını yeterli bulursa tutuklama kararını veriyor.
Bu her dava için gerekli hukuku prosedür.
Ergenekon Davası bu süreçle devam ediyor.
Fakat bu davada ek bir durum yaşandığı ortaya çıkıyor.
Şöyle ki…
Tarih; 2008 yılının Eylül’ü…
Ramazan ayı…
İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi bir iftar yemeği düzenledi.
İftar yemeğinin davetlileri Ergenekon Davası’nı yürüten İstanbul (Beşiktaş) Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyeleriydi.
Bu iftar, Ergenekon Davası’nı yürüten hakimler, savcılar ve istihbaratçı polisleri yan yana getirdi.
İftar yemeği önce İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi’nin tuttuğu bir özel tekne ile Beşiktaş’a yanaşması ile başladı. Buradan alınan hakimler, savcılar; emniyet teknelerinin koruması eşliğinde kısa bir boğaz gezisinden sonra İTO’nun Kandilli Cemile Sultan Korusu’nda bulunan tesislerine geldiler.
İftar yemeği için Cemile Sultan Korosu’na gelen hakimler, savcılar ve istihbaratçı polisler, adlarının yazıldığı masalara oturdular. Masalarda emniyetçi, savcı ve hakim dengesi gözetildi.
İstanbul Emniyet İstihbarat Dairesi’nin 2008 Eylül’ünde düzenlediği bu iftar yemeğinin gerçekleşme zamanı dikkat çekiciydi.
Bunun nedeni; 14 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon İddianamesi’nin açıklanmasıydı.
Bu iddianame bilindiği gibi iftar yemeğinin davetlileri arasında olan Savcılar; Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlandı.
Ve yine bilindiği gibi aynı gün bu davaya İstanbul 13′üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin bakacağı açıklandı.
25 Temmuz 2008 tarihinde ise ilgili mahkeme iddianameyi kabul etti.
Yani…
Ergenekon polisleri, savcıları ve hakimleri işbirliği halinde Ergenekon Davası sürecini başlattılar.
Duruşmalar başlamadan önce ise iftar yemeği verildi. İftar yemeğinden bir ay sonra (23 Ekim 2008) Ergenekon Davası’nın duruşmaları başladı.
İftarı veren İstanbul Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, mensuplarıyla hakimler ve savcıları duruşmalar öncesinde yan yana getirdi.
Dava konusunda karar verecek mahkeme heyetinin, iddia makamı ve soruşturmayı yürüten polislerle bir iftar yemeğinde yan yana gelmesi davanın tarafsızlığına gölge düşürüp düşürmeyeceği bu haberin konusu dışındadır.
Biz gelelim iftara kimlerin katıldığına ve neler olduğuna…
Ağır bir hukuki süreç yaşayan polisler, hakimler ve savcılar iftarda oldukça samimi görüntü verdiler.
“Görüntü verdiler” diyoruz çünkü fotoğrafları çekenler iftarı veren istihbaratçı polisler. Üstelik bu toplantıyı yaptıkları 2008 faaliyetleri arasında da gösterdiler. Yani işin gizlisi saklısı yok.
Gelelim fotoğraflara…
Fotoğraflara dikkatlice bakınca -örneğin- Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz ile Ergenekon Davası Kıdemli Hakimi Hasan Hüseyin Özese tekneye bindiklerinde yan yana oturdukları görülüyor.
Hakim Özese’nin kolunun Savcı Zekeriya Öz’ün omzuna doğru uzanmış gibi fotoğrafı da ikilinin bu süreçte yakın bir çalışma yürüttüklerini gösteriyor. Öyle ki ikilinin iftarda da yan yana oturdukları görülüyor.
Biraz ayrıntılara bakalım…
Peki, yemekte kimler vardı?
Ergenekon Davası Hakim Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Ergenekon Davası Kıdemli Hakimi Hasan Hüseyin Özese; Ergenekon Davası Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, davaya sonradan dahil olan savcılar Fikret Seçen, Ercan Şafak, Murat Yönder; savcıları görevlendiren İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Nurettin Ak, 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay, 11. Ağır Ceza Hakimi Metin Özçelik, 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmaz Abdurrahmanoğlu, 12. Ağır Ceza Hakimi Nejat Ede ve Selda Kutluata, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, 14. Ağır Ceza Nöbetçi Hakimi Resul Çakır, Hrant Dink Davasını yürüten Selim Berna Altay, dönemin İstanbul Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, İstanbul Terörle Mücadeleden Sorumlu Müdür Yardımcısı Tufan Ergüder ve Emniyet İstihbarat Dairesi’nde görevli çeşitli komiser ve polisler katıldı.
Fotoğrafta görülen isimlerden Nejat Ede ve Selda Kutluata dava sürecinde Hurşit Tolon’un tahliye edilmesi gibi bazı kesimleri rahatsız eden kararlara imza attılar. İki hakim de baskı altında kaldıklarına ilişkin yaptıkları açıklamanın ardından görev değişikliğinde bulunarak görevden ayrıldılar.
Odatv.com
İşte o iftarın ayrıntılı fotoğrafları:
Hiç yorum yok