Ergenekon Davası'nın bugünkü duruşmasında karar okunmaya başladı. Mahkeme 21 kişi hakkında beraat kararı verdi. Bedrettin Dalan'ın da aralarında bulunduğu firari sanıkların dosyası ayrıldı

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin talimatı üzerine izleyicilerin alınmadığı bugünkü duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatlar, milletvekilleri ve basın mensupları katılıyor. Sivil toplum örgütlerinin çağrısı üzerine vatandaşlardan da katılım olabileceği düşüncesiyle güvenlik güçleri, cezaevinin çevresinde önlemleri artırdı. Güvenlik görevlileri, TEM karayolu Kınalı bağlantı yolunu bariyerlerle çift yönlü trafiğe kapatırken, duruşmayı izlemesine izin verilenler ve görevliler, yerleşkeye E-5 karayolu bağlantısından giriş yapabiliyor.

GAZLI MÜDAHALE

Silivri'de tarlalardan cezaevine ilerlemek isteyen gruplara polis ve jandarma, gaz bombası kullanarak müdahale etti.Atılan gaz bombaları nedeniyle tarlalarda yangın çıktı. Yangına itfaiye müdahale etti.

SANIKLAR ALKIŞLARLA SALONA ALINDI

Ergenekon'da saat 12:00 olduğunda karar duruşması için sanıklar salona alındı. İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu sanıklar, izleyici bölümünde bulunan milletvekillerinin alkışları arasında salona girdi. Tutuklu sanık Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Türk bayrağı açtı.

BALBAY: SICAK BİR SONBAHAR GELİYOR

Salona giren Balbay, "Biz, kendimizi halkın adaletine teslim ediyoruz, bizi bugün halktan kopardılar, ama başaramayacaklar. Sıcak bir sonbahar geliyor, herkes hazırlansın. Bugün verilecek hüküm, mahkemenin hükmüdür, biz bunu kabul etmiyoruz. Artık halkına karşı miting düzenleyen bir iktidar var. Şu anda kendi yarattıkları korkudan korkuyorlar. Şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hükümet ve Anayasa Mahkemesi, hukuku katletmektedir. Biz 4-5 yılda nasıl direniyorsak, öyle direnmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki, artık gelecek bizimdir. Mahkemenin hükmünü kabul etmiyoruz" diye seslendi. Bu sırada salondan, "Her yer Silivri. Her yer taarruz" sloganları atıldı.

İzleyici sırasında bulunan Gülşah Balbay eşi Mustafa Balbay'a "Karar ne çıkarsa çıkarsa çıksın yanındayız" diye seslendi.

Bunu fark eden jandarma görevlileri, Gülşah Balbay'ın salonun dışına çıkmasını istedi. Bu duruma tepki gösteren aralarında Muharrem İnce ve Ali Köktürk'ün de bulunduğu CHP'li milletvekilleri, Gülşah Balbay'ı salonun arka kısmına aldı.
Bu sırada bir astsubay CHP'li milletvekillerine , "Burayı hep sen karıştırıyorsun. Gerginlik çıkartıyorsun. Bunu bilerek mi yapıyorsun" diye bağırarak tepki gösterdi. Bunun üzerine astsubay salondan ayrıldı. Gülşah Balbay'ı, CHP milletvekillerinin kartsız şekilde salona soktuğu öğrenildi.

Bu arada avukat Celal Ülgen'in de aralarında bulunduğu bazı avukatlar, tutuklu sanıklar ile avukatlar arasında  görev yapan jandarmayı protesto ederek masaların üzerine çıktı.

DURUŞMA BAŞLADI

Sanıklardan yaklaşık 15 dakika sonra mahkeme heyetinin yerini almasıyla duruşma başladı. Duruşmaya, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal, İlker Başbuğ, Tuncay Özkan, emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız ile Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 63 tutuklu sanık katıldı. Duruşmaya, tutuklu sanıklar Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) tedavi gören Yüksek Askeri Şura kararıyla emekliliğe sevk edilen Orgeneral Nusret Taşdeler, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ile avukat Serdar Öztürk katılmadı.

SARI BASIN KARTI OLMAYAN GAZETECİLERİN GEÇİŞİNE İZİN YOK

- Yerleşkeye giriş yapılan noktada akşam saatlerinden itibaren önlem alan jandarma ekipleri, sarı basın kartı olmayan gazetecilerin de geçiş yapmasına izin vermedi. Duruşmayı izleyecek milletvekilleri, avukatlar, sanıklar ve basın mensupları kimlik kontrolünün ardından yerleşkeye alınmaya başlandı.

Gazetecilerden alkışlı ve ıslıklı protesto

- Jandarma ekipleri mahkemenin aldığı 6 maddelik yasak kararını gerekçe göstererek, gazetecileri 5’erli gruplar halinde içeri alacaklarını bildirdi. Gazeteciler 5’erli gruplara ayrıldı. Basın kartları, Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nün internet sitesinden tek tek kontrol edilecekti. Ancak gazeteciler dakikalarca içeri giremedi. Gazeteciler durumu her 5 dakikada bir alkışlar ve ıslıklarla protesto etti
- Duruşmadan bir gün önce bir çok ilden takviye jandarma komando timleri Silivri’ye geldi. Geceden itibaren de polis ekipleri Silivri’ye gönderildi.

SİLİVRİ'YE ÇIKAN OTOBANLAR KAPATILDI
- TEM Otoyolu’nun Kınalı Gişeleri Jandarma ekipleri tarafından araç giriş-çıkışına kapatıldı. Gişelerin önünde hem beton hem de metal bariyerler, arkasında jandarma komando timleri, sağ ve solunda ise TOMA araçları yer aldı. Jandarma bu yoldan Cumhuriyet Savcıları da dahil kimseyi içeriye sokmadı. Gelen araçlar Silivri D-100 yoluna yönlendirildi. Yol kenarında Jandarma’ya ait bir TOMA ve iki jandarma komando timi hazır bekledi.
- D-100 Karayolu, Silivri’den Cezaevine çıkan yolda tüm araçları jandarma ekipleri tarafından durduruldu. Tüm araçlar arandı. Araçlardaki kişilere kimlik kontrolü yapıldı. Gazetecilerden özellikle Başbakanlık Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün verdiği sarı basın kartlarını ibraz etmeleri istendi. Jandarma araç şoförlerine bile basın kartı sordu.
- Cezaevi binasının tamamı bariyerlerle kapatılmıştı. Cezaevi binasının yanına sadece avukatlar ve polisler alındı.
- Destek için gelenler D-100 Karayolu’ndan Silivri Cezaevi girişinde durduruldu. Bu noktadan içeri alınmadılar. Kalabalık, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırdı.
- Jandarma ekipleri Silivri Cezaevi’nin hemen yanında bulunan, Ergenekon duruşmalarını izlemek için gönüllülerin kurduğu nöbet çadırını saat 06.00’da bastı. Çadırın içi didik didik arandı.
- Mahkeme salonunun kapıları saat 08.00’de açıldı. Bu saatten önce kimse mahkeme salonunun yakınına alınmadı.
- Duruşma salonu binası çevresinde de bir askeri helikopterin uçuş yaptığı gözlendi.
- Silivri Cezaevi’ndeki duruşma salonu önünde, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile görevliler arasında tartışma yaşandı. Feyzioğlu, avukatların detaylı olarak aranmasına tepki gösterdi. Feyzioğlu, görevlilere “Avukat bu mahkeme salonuna girerken bir suçlu gibi aranamaz. Bununla ilgili tutanağımızı tutacağız. Bırakın boş sıralara hükümlerini versinler” dedi.

CHP’Lİ 9 MİLLETVEKİLİ SİLİVRİ’DE

- CHP’li 9 milletvekili sabah 07.00’den itibaren Silivri Cezaevi’nin önündeydi. Milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Malik Ecder Özdemir, Veli Ağbaba, Emre Köprülü, Ali Özgündüz, Akif Hamza Çebi, Bülent Tezcan, Umut Oran ve Süheyl Batum saat 08.30’da mahkemeye girdi ve mahkeme heyetiyle görüşmek istedi. Ancak heyet vekillerle görüşmedi.

CHP’Lİ HAMZAÇEBİ’YE JANDARMA SERVİSİ

Ergenekon Davası karar duruşmasını izlemek için Kınalı TEM gişelerinden geçiş yapmak isteyen CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de beton bariyere engeline takıldı. Yolun kapatılması nedeniyle otomobille giriş yapamayan Akif Hamzaçebi, jandarma ekiplerinin servis aracıyla duruşma salonuna götürüldü.

JANDARMADAN EYLEMCİLERE BARİYER RİCASI

Kınalı TEM gişelerine gelen yaklaşık 50 kişilik grup, bariyerlere vurarak içeri girmek isteyince, jandarma görevlisi Yarbay 'Rica ediyoruz, sizi geriye alalım. Biz size gidin demiyoruz ama bariyerlere dokunmayınız' diye megafonla anons yaptı.

VEKİLLERLE JANDARMALAR ARASINDA GERGİNLİK ÇIKTI

- Milletvekili Mehmet Siyam Kesimoğlu’nun elinde atel vardı. Atel nedeniyle x-ray cihazı ötünce bir jandarma milletvekilinin eline dokunarak, “Efendim tekrar geçmeniz gerekiyor” diye uyardı. Askerin milletvekiline dokunması üzerine Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, “İndir o elini” diye bağırdı. Ahmet Çörtoğlu da kendisine dokunan jandarmaya dönerek, “Mertse, erkekse bir AKP milletvekilinin elini tutsun da görelim bakalım” diye bağırdı. Araya giren milletvekilleri Emre Köprülü ve Ahmet Çörtoğlu’nu sakinleştirdi.

JANDARMANIN KAMERASI

- Jandarma ekipleri duruşma salonunun girişine sabit bir kamera yerleştirdi. Kameranın başından teknisyen bir asker vardı. Kamera duruşma salonuna girenleri tek tek görüntüledi. Saat 09.30’da İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu duruşma salonuna girdi. Jandarma kamerası ile karşılaşan Ümit Kocasakal, “Neyi çekiyorsunuz? Kayda alamazsınız. Bir problem varsa tutanak tutun. Beni kayıt altına alamazsınız. Bu suçtur. Konusu suç oluşturan emri uygulayamazsınız” diye bağırdı.
- Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da kameranın karşısına geçerek, “Çekin beni” dedi ve kameraya şunları söyledi: “Bu yaptığınız suçtur. Mahkemeye girenleri jandarma şu an fişliyor. Bu suçtur. Görevinizi hukuka aykırı yapmayın.”

X-RAY’DE AYAKKABI GERGİNLİĞİ

- Duruşma salonunun kapısına konulan x-ray cihazına gireceklerin ayakkabıları dahi çıkartıldı. Avukatlardan Celal Ülgen bu uygulamaya karşı çıkınca bir anda jandarma ekiplerinin arasında kaldı. Kısa süreli fenalık geçiren Celal Ülgen’e ambulansta oksijen verildi.
- Avukat Azmi Uluğ da x-ray cihazından geçerken ayakkabısını çıkartmak istemedi. Jandarmalar ısrar edince avukat Uluğ bu durumun tutanakla tespit edilmesini istedi. Azmi Uluğ’un hemen arkasından gelen Alparslan Arslan’ın avukatı Oğuz Kayran da ayakkabısını çıkartmak istemedi. Oğuz Kayran, “Mahkemenin kurucu unsuruyum ben. Heyeti çağırın” diye bağırdı. Jandarmayla bir süre tartışan iki avukat ayakkabılarını çıkartmadan içeri girdi. Duruşma salonunun kapısında bekleyen avukatlar, “Avukatlara karşı tutum değişmezse içeriye girmeyeceğiz. İçeridekilerin de dışarı çıkmasını isteyeceğiz” diyerek mahkeme heyetine mesaj gönderdi.  Mahkeme heyetinin “avukat aramaları için esneklik gösterin” talimatı üzerine jandarmalar avukatlardan ayakkabılarını çıkartmasını istemedi.

BASIN KARTLARINA TEK TEK KONTROL

- X-ray cihazından geçen gazetecilerin sarı basın kartları bir jandarma subayı tarafından, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün internet sitesi aracılığıyla kontrol edildi. Duruşma salonu binasına sarı basın kartı olmadığı için alınmayan basın mensupları durumu alkışlarla protesto etti.

SİLİVRİ HAVA SAHASINA YASAK

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü, bugün Silivri semalarını kapsayan özel bir NOTAM yayınladı. Bölge özel görev dışındaki tüm hava araçlarına kapatıldı.

Havacılar için bilgi notu olarak adlandırılan NOTAM’a göre, 02:00’den akşam saat 18:00’e kadar Silivri Cezaevi merkezli 7 deniz mili (12,9 kilometre) çapındaki bir hava sahasında uçak ve helikopterler dahil tüm hava araçlarının uçuşu yasaklandı. Notamtr.com sitesinden alınan bilgiye göre, yer seviyesinden başlayan yasak, 3 bin feet yani yaklaşık bin metre yüksekliğe kadar geçerli.

Bu yasaktan muaf hava araçları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı hava araçlarının yanı sıra Sağlık Bakanlığı’na hizmet veren hava ambulansları ile yangın söndürme uçak-helikopterleri bulunuyor.
Daha yeni Daha eski