Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Çözüm İttihad-ı İslam, söyleyin açıkça, ne korkuyorsunuz!

Dün sabah Mısır halkı güne katliamla uyandı. Darbeci ordu, Adeviye Meydanı'nda kanlı bir müdahale yaparak yüzlerce Müslümanı ş...



Dün sabah Mısır halkı güne katliamla uyandı. Darbeci ordu, Adeviye Meydanı'nda kanlı bir müdahale yaparak yüzlerce Müslümanı şehit etti, binlerce kişiyi de ağır yaraladı. Darbeye direnen bazı siviller çadırlarıyla birlikte yakıldı, çok sayıda Mursi taraftarı, ordunun derin devlet kolu olan Baltacılar ve keskin nişancılar tarafından acımasızca vuruldu. Tüm bu vahşet eylemleri Müslümanlardaki hamiyeti İslamiye’yi bir kez daha feveran ettirdi.
Olaylar devam ederken gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki siyasilerin, gazeteci yazarların, bir kısım alimlerin, bazı sivil teşkilatların sözcülerinin yorumlarını dinledim, okudum. Her birinin bu katliamı şiddetle kınadıklarını gördüm, ancak her nedense çözümden bahseden kimseyi göremedim.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım. Müslümanların dirliği, onların ihtiyaçları ve refahı için var gücüyle çalışan, şevkli, cevval, vicdanı yüksek, çok değerli bir insan. Allah tüm gayretlerinden razı olsun. İzlediğim haber programında, Fatih'teki protesto eylemi sırasında konuşuyordu. Mısır halkına yardımcı olabilmek adına; büyük kitlelere evlerinden çıkmaları, sokakları doldurmaları çağrısında bulundu. Herkesi Mısır’da şehit olan kardeşlerimiz için gıyabi cenaze namazı kılmaya çağırdı. Bu çağrıları yaparken olaylardan duyduğu teessür ve hamiyeti İslamiyesi açıkça görülüyordu. Samimiyetinden etkilenmemek mümkün değil. Ne var ki o da asıl hayati konuya değinmedi, kökten çözümün ne olduğunu söylemedi. Gerçi o üzerine düşeni fazlasıyla yapan bir insan. Konu şahsi değil, izlediklerim üzerinden gelmek istediğim konu başka.
İnsan düşünmeden edemiyor, Mısır halkının kanı oluk oluk akarken yapabileceğimizin en fazlası bu mu? Şehit olan kardeşlerimizin arkasından cenaze namazlarını kılacağız elbette, ama katliamı kökten engelleyen çözümü uygulasak da ölmeseler olmaz mı? İlaç, serum, sargı bezi yollayalım ama kan akmasa da sargı bezine gerek kalmasa olmaz mı? Yanlış anlaşılmasın, şu durumda bunların hepsini tabii ki yapacağız, ayrı. Anlatmak istediğim; öyle bir çözümden bahsetmeliyiz ki hiç bunlara ihtiyaç bırakmayacak bir çözüm olmalı. Sokakları doldurmak ve sonra eve dönüp hayatımıza devam etmek gibi değil. Gerçek çözüm.
Bir benzetme yapacak olursak halihazırda yaptığımız bu yardımlar, bir nevi ağır hasta bir bedende kanayan bir yaraya pansuman niteliğinde. Yaraya sebep olan hastalık, bünyeye tüm şiddetiyle saldırmaya devam ediyor. Böyle bir durumda normal olarak, yapılması gereken önce hastalığın teşhis edilmesi ve ona göre bir tedavinin, ilacın belirlenmesidir, değil mi? İşte İslam aleminin içinde bulunduğu hastalık; Müslümanların paramparça olması, her birinin ayrı kendi başına hareket etmesidir. Güçsüz, bitkin ve acz içinde olmasıdır. Bu hastalığın ilacını ise Allah Kuran’da açıkça bildirmiş, Peygamberimiz (sav) de hadislerinde haber vermiştir: İslam dünyasında kardeşi kardeşe kırdıran bu sorunları kökten halledecek asıl çözüm; İttihad-ı İslam yani tüm Müslümanların birlik olmasıdır. Allah’ın ayetleri çok açık:
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın... (Al-i İmran Suresi, 103)
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. (Enfal Suresi, 73)
Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever. (Saf Suresi, 4)
Allah ayetlerinde biz Müslümanlara hitap ediyor. Birlik olmamızı emrediyor. İttifak etmek her Müslümanın üzerine farzdır. Namaz farzdır, oruç farzdır değil mi? İşte Müslümanların birlik olması da böyle bir farzdır.
İslam aleminin her yerinde Afganistan’da, Arakan’da, Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da yaşanan felaket ve acılara bakıp da Müslümanlar arasındaki ittifakın ne kadar aciliyetli olduğunu görmüyor muyuz? Allah’ın “Birlik olun” hükmüne itaat edip bir an evvel, hemen, şimdi biraraya gelmeli ve İttihad-ı İslam’ı oluşturmalıyız.
Tüm Müslümanlar yekvücut olup İslam Birliği oluştuğunda değil bir gecede yüzlerce binlerce Müslümanın katledilmesi, tek bir Müslümanın saçının teline dahi dokunulamaz. Müslümanlar sahipsiz olduğu için tüm bunlar yaşanıyor. Allah hamiyetimizi feveran ettiriyor ve önemli gerçeklere dikkatimizi çekiyor, çekecek. Buna rağmen haşa Allah’ın emri uygulanmazsa, Peygamber (sav)’in sözü hiçe sayılırsa Allah da o insanları hiçe sayar. Eğer İttihad-ı İslam’dan tek kelime bahsedilmezse, Müslümanlar haşa bu farz vazifeyle ilgilenmezlerse -Allah esirgesin- akan bu kanlar artarak devam eder.
Ama Allah’a şükür ki tüm bunları sebebe sarılmamız gerektiğini hatırlatmak için yazıyoruz. Peygamberimiz (sav) müjdelemiş; İttihad-ı İslam mutlaka olacak, Allah taraftarları mutlaka galip gelecek, inşaAllah.

Ebru Yılmazatila
Twitter: @EbruYilmazatila