Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
SHOW_BLOG

Dünya basını: "Erdoğan'ın düşmanları cezalandırıldı"

Türkiye'de dün açıklanan Ergenekon davası kararları İngiliz gazetelerinin dış haberler sayfalarında öne çıkıyor. Erdoğan'ın düşma...

Türkiye'de dün açıklanan Ergenekon davası kararları İngiliz gazetelerinin dış haberler sayfalarında öne çıkıyor.

Erdoğan'ın düşmanları cezalandırıldı

Times gazetesi haberi "Erdoğan'ın düşmanları cezalandırıldı" başlığıyla veriyor. Gazete "İslamî eğilimli Türk hükümetinin ülkenin laik tabakasını tasfiye etme girişimi olarak görülen davada onlarca siyasetçi, emekli asker ve gazeteci hapis cezası aldı" diyor.

Times, 275 sanıktan 15'ine ömür boyu hapis cezası verildiğini hatırlatıyor ve soruşturmaya destek veren kesimin bu davayı 'derin devletle' son hesaplaşma olarak gördüğünü belirtiyor.

Pek çok kişinin ise Ergenekon davasını, Türkiye'nin laik temellerini yıkmak için tasarlanmış ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'düşmanlarına' karşı yürütülen bir cadı avı olarak değerlendirdiğini belirten Times, başladığı günlerde Türkiye'de büyük bir çoğunluğun davaya destek verdiğini ancak tutuklananların ve gözaltına alınanların sayısı arttıkça şüphelerin de ortaya çıktığını yazıyor.

Ağır cezalar

Independent gazetesi, dün Silivri'de güvenlik güçlerinin protestoculara tazyikli suyla müdahale ettiğini gösteren bir fotoğraf eşliğinde "Eski ordu komutanına ömür boyu hapis" başlığıyla duyuruyor haberi.

Justin Vela imzalı haberinde Independent, AKP hükümetini devirmek için komplo kurmakla suçlanan yaklaşık 300 kişiye dün ağır hapis cezaları verildiğini yazıyor.
Vela yazısında, "2008 yılında başlayan dava, Türkiye'nin eskiden baskın olan ve gücünü ordudan alan laik yapılanmasıyla İslamî eğilimli AKP arasındaki mücadelede bir dönüm noktası oldu. Başlangıçta 86 sanıkla başlayan davada sanık sayısı 275'e ulaştı. Aralarında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un da bulunduğu kişiler ömür boyu hapis cezası aldı" diyor.

Vela, dava sırasında savcıların, Ergenekon örgütünün Recep Tayyip Erdoğan'a ve azınlık liderlerine suikast planları yaptığını ve camileri bombalamayı planladığını söylediğini yazıyor.

Ordu üzerinde sivil kontrolü sağlama çabasının Türk hükümetinin Avrupa Birliği'yle ilişkilerinde önemli bir paya sahip olduğunu belirten Independent yazarı, Erdoğan yönetiminin aldığı kararları ve yaşamları üzerindeki baskıyı protesto eden binlerce kişinin Haziran ayında eylemler düzenlediklerini hatırlatıyor.

Hükümet orduyla ödeşiyor

Guardian gazetesi, Ergenekon davasından çıkan sonucu Orta Doğu Editörü Ian Black'in bir yazısıyla değerlendiriyor.
Black yazısında, mahkemenin verdiği ağır cezaların Türkiye'de öfkeli bir ayrışmayı alevlendirdiğini yazıyor. Türkiye'nin, Haziran ayında Gezi olaylarıyla başlayan toplu protestoların etkisini hâlâ hissettiğini vurgulayan Ian Black, Londra merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'tan Türkiye uzmanı Fadi Hakura'nın görüşlerini de aktarıyor.
Hakura'ya göre, mahkemenin verdiği ağır hapis cezaları, sivil hükümetin ordu üzerinde kurduğu hâkimiyeti gösteren bir işaret.

Guardian editörü Black, davanın kimileri tarafından 'derin devletle' hesaplaşma, kimileri tarafından da Erdoğan'ın başlattığı bir cadı avı olarak görüldüğünü belirtiyor ve yazısını şöyle sürdürüyor:

"Ergenekon davası çok hassas bir noktaya dokundu. Türkiye 1960 ve 1980 yılları arasında üç askerî darbe yaşadı. 1997'de, AKP'nin öncüsü olan ılımlı İslamcı hükümet görevden ayrılmaya zorlandı. Kemal Atatürk'ün kurduğu modern laik cumhuriyetin koruyucusu olan ordu ve AKP arasındaki ilişkiler hep gergin oldu.

"2002'de iktidara geldiğinden bu yana Erdoğan, Ergenekon ve ondan önce Balyoz davalarıyla, ordunun gücünü sürekli azalttı."

Ian Black yazısını Fadi Hakura'nın şu görüşleriyle noktalıyor:

"Çıkan karar, sivil hükümetin ordu üzerinde egemenlik ve etki tesis ettiğini açıkça ortaya koyuyor. Ancak dava beş yıldır devam ediyor ve artık halk üzerinde çok fazla bir ilgi ve heyecan yaratmıyor. Bu yüzden fazla bir etki yaratmayacaktır. Ancak verilen ağır cezalar, hükümetin ordu yapılanmasıyla ödeştiği izlenimi veriyor."

BBC: DAVA KİLİT BİR SINAV

BBC’nin Türkiye muhabiri James Reynolds’un Silivri’den bildirdiği haberinde, Başbakan Erdoğan’ın göreve geldiği 2002 yılından bu yana görevde ya da emekli olan çok sayıda yüksek rütbeli askerin tutuklandığını belirtti.

CNN, BÖLÜNMENİN ALTINI ÇİZDİ

Amerikan yayın kuruluşu CNN, ‘Eski generaller ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı’ başlığını kullandığı haberinde, hükümete karşı laiklerle, ordu ve Başbakan Erdoğan arasındaki bölünmenin olduğunu savunarak davadaki sanıkların hükümeti devirmek üzere aşırı ulusalcı organizasyonun bir parçası olmakla suçlandıklarına dikkat çekti.
Eski ordu komutanlarının hükümeti devirme fikriyle örgüt oluşturmak suçlarından ömür boyu hapis cezası aldığını yazan Financial Times gazetesi, bazıları tarafından demokratikleşmeye doğru kilit bir adım olduğunu düşündüğü davaların sonucunun ülke genelindeki protestoların ardından geldiğini vurguladı.

DAILY TELEGRAPH: TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ DEMOKRASİ SINAVI

İngiliz Daily Telegraph gazetesi aralarında gazetecilerin,avukatların ve askerlerin bulunduğu ve 5 yıl süren dava sonunda yüksek rütbeli generallerin ömür boyu hapis cezası aldığını yazdı.

Yüzlerce tutuklunun Recep Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu hükümeti devirmek istedikleri ve aşırı ulusalcı örgüt Ergenekon ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle yargılandığına dikkat çeken gazete, davanın Türkiye’nin kritik demokratik reformları nasıl idare ettiği ile ilgili önemli bir sınavı olarak düşünüldüğünü yazdı.

FİNANCİAL TİMES'TAN OKURLARINA ERGENEKON KLAVUZU

Avrupa’nın önde gelen ekonomi gazetelerinden Financial Times, Ergenekon kararlarının güneydoğu anadoluda memnuniyetle karşılandığını bildirdi. FT okurları için bir ergenekon kılavuzu hazırlarken “Çok Karışık. Ama Bütün Bunlar Paranoyak Komplo Teorileri Değil Mi?” sorusuna da yanıt aradı. Financial Times, Türkiye’nin darbe geçmişine dikkat çekip, davanın demokratikleşme sürecinde bir dönüm noktası olduğu tanımlarını hatırlatırken dosyada “Ergenekon biyolojik ve kimyasal silah yapıp satacak, bununla sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada terör örgütlerini destekleyecekti” gibi iddialar bulunduğunu da bildirdi.
Financial Times’ta yer alan haberde Ergenekon mahkumiyetleriyle ilgili bilgi verildi, ülkede anlaşmazlığa neden olan bir dava sonucu eski genelkurmay başkanının ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı belirtildi. Davanın Haziran ayında Başbakan Erdoğan’a otoriterlik yakıştırması yapılan ülke çapındaki gösterilerin ardından geldiği hatırlatılan haberde mahkumiyetleri temyiz ve AİHM’in izleyeceği kaydedildi.

“İktidara yakın Seta düşünce kuruluşundan” Taha Özhan’ın davayı bir dönüm noktası olarak nitelediğini, öncekiler cezalandırılmazken hükümete karşı komplo kuranların artık cezalandırıldığını kaydeden FT, Özhan’ın “Bazı hatalar yapılmış olabilir, davada bazı tutarsızlıklar olmuş olabilir, ancak 1960 ve 1980 darbelerinden sonra sivillerin yargılandığı önceki davalarla kıyasladığınızda bu hiç birşey” sözüne yer verdi.

KÜRTLER SEVİNDİ

FT, “Türkiye’nin Kürt güneydoğusunda bulunan birçok kişi davayı memnuniyetle karşıladı. Veli Küçük’ün geçmişte tuğgeneral olarak operasyonlarda bulunduğu bölgelerden Nusaybin’de bir tekniker olan Keren ‘Veli Küçük’ün hüküm almasına sevindim, o tam bir katil. Ergenekon hala orada; hükümet tam olarak bitiremedi’ dedi” satırlarına yer verdi.

PARANOYAKLIK MI?

Financial Times okurlarına bir ergenekonu anlama kılavuzu da hazırladı. Kılavuzdan bazı satırlar şöyle:

“-Siyasi geçmişi ne?

-Türkiye’nin askerin hâkim olduğu bir geçmişi ve iktidardaki İslamcı-kökenli Ak parti, müttefikleri ve karşıtları arasında keskin şekilde bölünen bir bugünü bulunuyor. Belli bir dereceye kadar Ergenekon bu konuların çarpıştığı, on yılların en önemli siyasi davası oldu. Yandaşları için dava ülkeyi, Türkiye’deki gerçek güce sahip olduğu iddia edilen, Kürtler ve diğer azınlıklara karşı zulmeden ve hükümete karşı komplo kuran askerlerle aşırı milliyetçilerin derin devletinden kurtarmak için bugüne kadar yapılan en ciddi girişim.
Karşıtlarına öre ise Ergenekon Ak Parti ve özellikle üyeleri sıklıkla davaları Türkiye’nin daha büyük bir demokrasiye yönelişte ana aşama olarak savunan Gülencilerin düşmanlarına karşı cadı avından biraz daha fazlası.

-Yani çok karışık. Ama tüm bunlar paranoyakça komplo teorileri değil mi?

-Kesinlikle bu bir düşünce ekolü. Ancak hatırlayın, Türkiye yarım yüzyıldan biraz fazla bir sürede üç, generallerin İslamcıların önderliğindeki hükümeti görevinden uzaklaştırması dâhil edilirse dört askeri darbe gördü. Askerin şu anda büyük ölçüde yerine konduğu düşünülüyor. Ancak en son, 2007’de olduğu gibi AKP kurucusu Gül’ün cumhurbaşkanlığına karşı yayınladığı hükümeti tehdit eden bir muhtıra yayınladı. AKP daha sonra bir seçim zaferi kazandı.

Son başbakan Bülent Ecevit gibi Türk yetkililer Türkiye’nin içinde arka planda duran bir askeri şebekenin, başlangıçta olası Sovyet işgaline karşı direnmeyi amaçlayan ancak zamanla şiddet kullanan ve hesap vermeyen ve kendi çıkarı için çalışan bir aktör haline gelen, devlet içinde devletin varlığına ilişkin açıklamalar yapmıştı.

Ama hepsi aynı, Ergenekon’da bazı suçlamaların kabul edilmesi zor. Bir gazeteci ve araştırmacı olan, hacimli iddianameyi ilk tarayanlardan Gareth Jenkins, 2009 raporunda bazı iddiaların güvenilirlik sınırlarının dışına çıktığını iddia etti. Jenkins, ‘(Ergenekon terör örgütünün) biyolojik ve kimyasal silah yapma arayışında olduğu, bunları satıp ya da kullanıp gelir elde etmeyi ve bununla her terörist örgütü kontrol ve finanse etmeyi, bunu sadece Türkiye’de değil dünya çapında gerçekleştirmeyi amaçladığı’ iddiasını örnek verdi.

-Başbakan Erdoğan tüm bunlar arasında nerede duruyor?
-Bazen Sayın Erdoğan kendisini davadan uzak tutuyor gibi görünüyor... AK Parti üzerindeki baskılar hafiflerken Sayın Erdoğan ve kurmayları da dava üzerine kendi çekincelerini duyurdu. Bunlar arasında davanın süresi ve kapsamına ilişkin olanlar vardı. Başbakan 2012 yılında General Başbuğ için verilen karar konusunda aynı fikirde olmadığını söyledi. Bu yıl aynı zamanda birçok üst düzey subayın tutuklandığı yan bir davanın orduyu güçten düşürdüğünden yakındı. Ancak eleştirmenlerin Türk polisi ve adliye hizmetiyle derin bağlantıları bulunan Gülenci hareketin birçok üyesi, davanın ülkenin otoriter geçmişini terk edişinin önemli bir parçası olduğunu söylediler.
Son haftalarda ülkeyi sarsan son İstanbul Gezi Park protestolarından sonra kendisini eleştirenlere, kimilerini terörist ve çapulcu olarak aşağılayıp Türkiye’ye karşı komplo içinde olmakla suçlayarak daha sert bir tonu benimseyen Sayın Erdoğan’a karşı genel atmosfer yeniden değişti.

Hiç yorum yok