Evrende gelişmiş yaşam formlarını arayan ve bunları listelendirmekle görevli bir uzay gemisi Samanyolu galaksisini tarayıp güneş sistemim...
Evrende gelişmiş yaşam formlarını arayan ve bunları listelendirmekle görevli bir uzay gemisi Samanyolu galaksisini tarayıp güneş sistemimizin bulunduğu bölgeye geldiğinde kayıtları tutmakla görevli subay komutanın yanına yaklaşarak:
” Şu mavi dünyayı da listeye aldık komutanım.”
” Haa… öyle mi. Güzeeel. Neler tespit ettiniz?”
” İçten yanmalı motorlarla çalışan taşıtlar yapmışlar. Atmosferlerinde uçan makineleri var. Gezegenlerinin kütle çekim gücünü yenip atmosferlerinin dışına çıkabilen roketler geliştirip yakın uydularına yolculuk yapmışlar. Termonükleer denemeler yapıp nükleer enerjiyi kullanan tesisler kurmuşlar ve bununla çalışan makineler yapmışlar.”
” Hımmm. İlginç…Peki biz bu termonükleer denemelerin ışınım veya radyoaktivitesini niye tespit edememişiz?”
” İşte orada biraz terslik var komutanım.”
“Nasıl yani, bunlar termonükleer denemelerini uzayda yapmamışlar mı?”
“Hayır komutanım.”
“Peki nerede yapmışlar?”
“Kendi evlerinde yapmışlar komutanım.”
” Vay Salaklar vay… Çıkarın onları listeden.”
Bu söyleşi ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov’un bir öyküsünden alınmıştır.
Asimov bu öyküsü ile Nükleer tehlikenin boyutlarını düşünmeden yapılan bu denemelerin, nükleer gücü keşfedecek kadar zeki olmamızın bizi “akıllı ve gelişmiş” yapamayacağını kısa yoldan anlattığını düşünüyorum.
Aşağıdaki linkte izleyeceğiniz video da bu konudaki “salaklığımızı” ne denli ileri götürdüğümüzü gösteriyor. 1945 – 1998 yılları arasında patlatılan nükleer bombaların dünya haritası üzerinde hızlı bir akışla göstermektedir. Ve hangi ülkenin kaç adet bomba patlattığını zaman içinde sıralamaktadır.
Toplamda 2053 adet nükleer bomba patlatan ve hala nükleer tehlikeyi umursamayan bir topluluğa “salak” denmez de ne denir?
İzleyelim: http://memolition.com/2013/10/16/time-lapse-map-of-every-nuclear-explosion-ever-on-earth/
Memet Karabulut-DÜNYALILAR.ORG
” Şu mavi dünyayı da listeye aldık komutanım.”
” Haa… öyle mi. Güzeeel. Neler tespit ettiniz?”
” İçten yanmalı motorlarla çalışan taşıtlar yapmışlar. Atmosferlerinde uçan makineleri var. Gezegenlerinin kütle çekim gücünü yenip atmosferlerinin dışına çıkabilen roketler geliştirip yakın uydularına yolculuk yapmışlar. Termonükleer denemeler yapıp nükleer enerjiyi kullanan tesisler kurmuşlar ve bununla çalışan makineler yapmışlar.”
” Hımmm. İlginç…Peki biz bu termonükleer denemelerin ışınım veya radyoaktivitesini niye tespit edememişiz?”
” İşte orada biraz terslik var komutanım.”
“Nasıl yani, bunlar termonükleer denemelerini uzayda yapmamışlar mı?”
“Peki nerede yapmışlar?”
“Kendi evlerinde yapmışlar komutanım.”
” Vay Salaklar vay… Çıkarın onları listeden.”
Bu söyleşi ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov’un bir öyküsünden alınmıştır.
Asimov bu öyküsü ile Nükleer tehlikenin boyutlarını düşünmeden yapılan bu denemelerin, nükleer gücü keşfedecek kadar zeki olmamızın bizi “akıllı ve gelişmiş” yapamayacağını kısa yoldan anlattığını düşünüyorum.
Aşağıdaki linkte izleyeceğiniz video da bu konudaki “salaklığımızı” ne denli ileri götürdüğümüzü gösteriyor. 1945 – 1998 yılları arasında patlatılan nükleer bombaların dünya haritası üzerinde hızlı bir akışla göstermektedir. Ve hangi ülkenin kaç adet bomba patlattığını zaman içinde sıralamaktadır.
Toplamda 2053 adet nükleer bomba patlatan ve hala nükleer tehlikeyi umursamayan bir topluluğa “salak” denmez de ne denir?
İzleyelim: http://memolition.com/2013/10/16/time-lapse-map-of-every-nuclear-explosion-ever-on-earth/
Memet Karabulut-DÜNYALILAR.ORG
Hiç yorum yok