Resmî olmayan yollarla fuhuş yapan ya da fuhuşa zorlanan kadınların sayısının 300 bine ulaştığı kaydediliyor. Bu rakamın, 2004 yılında ...
Resmî olmayan yollarla fuhuş yapan ya da fuhuşa zorlanan kadınların sayısının 300 bine ulaştığı kaydediliyor. Bu rakamın, 2004 yılında 100 bin civarında olduğu biliniyordu.
Rakamlar Türkiye’de fuhşun korkunç boyutlara ulaştığını
gözler önüne seriyor. Fuhuş batağında sadece yerli hayat kadınları
bulunmuyor. Özellikle Doğu Avrupa’dan
Türkiye’ye getirilen kadınlar, fuhuş bataklığına sürükleniyor.
HİZMETÇİ, MASÖR...
Rusya, Belarus, Moldova, Ukrayna gibi ülkelerden
getirilen kadınlar, "bebek bakıcısı, hizmetçi, masör” vb kisveler altında
rahatça ülkemize geliyor, çalışma izni alıyor.
Mafyatik oluşumlar bu kadınları sistemli bir şekilde fuhuş sektöründe
kullanıyor.
ÖNLEMLER YETERLİ DEĞİL
İnsan ticareti kapsamında yabancı uyruklu kadınların
fuhuş çetelerince kullanıldıklarına ilişkin polis operasyon haberleri sık sık
basına yansıyor. Polis tarafından yapılan operasyonlarda bu kadınların
birçoğunun HIV virüsü taşıdığı tespit edilmesine rağmen, yeterli önlem de
alınmıyor. Çeşitli istatistiklere göre, 2013 yılında Türkiye’deki HIV virüsü
taşıyanların sayısı 7 bine dayanmış durumda. AIDS vakaları 1990’lı yıllardan
itibaren yıllık ortalama 300-400 bandında seyrederken, 2010 ve takip eden
yıllarda ise 600-700 aralığına yükselmiş durumda.
Türkiye’de son zamanlarda çok büyük bir artış gösteren ve
uluslararası insan ticareti boyutu da bulunan fuhuş, ABD’li bir belgesel
yapımcısının da dikkâtini çekti. Bulgaristan kökenli olan ve ABD’de yaşayan
Mimi Çakarova, Kanadalı dergi ve medya kuruluşu Vice’ın, genç gazetecilere
örnek olması amacıyla dünya çapında ödül alan gazetecilerden kişisel
tecrübelerini anlatmalarını istediği projesine katıldı. Çakarova, kendisine Türkiye’deki uluslararası
insan ticaretiyle de kesişen yasa dışı fuhuş konusunu seçti. Üç yıl önce
“Seksin Bedeli” (The Price of Sex) belgeselini yapmak üzere Türkiye’ye gelen
Çakarova, Türkiye'de fahişe kılığına girip İstanbul’da fuhuşun yaygın olarak
görüldüğü semtleri gezdi.
GİZLİ ÇEKİMLE KAYDETTİ
Çakarova, belgeselde özellikle Doğu Avrupa ülkelerindeki
kadınların Türkiye’de seks ticaretine köle edilişinin öyküsünü anlattı. Aksaray
ve Beyoğlu’ndaki fuhuş merkezlerini gizlice kaydetti.
POLİSİN GÖZÜ ÖNÜNDE
ABD gazeteci Çakarova, daha sonra belgeselle ilgili
olarak yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yasadışı fuhuş yapıldığı çok iyi
bilinen bir mekânın tam karşısındaki polis karakolunu görüntüledim.
Karşısındaki otelde bir oda tuttum. Her şey polisin gözleri önünde oluyordu.”
ŞİMDİ KİTABINI YAZACAK
Gazeteci Mimi Çakarova'nın ‘fuhuş belgeseli’, dünya
çapında ses getirdi. Çakarova, belgesel filmiyle İnsan Hakları İzleme
Örgütü'nün de dikkatini çekti. Örgüt tarafından Nestor Almendros Ödülü'ne layık
görüldü. Bu tür belgesel çalışmalarının devam edeceğini belirten Çakarova,
“Hikayelerini incelediğim kadınların kitabını da çıkarmak istiyorum. Bununla
ilgili çalışmalarım sürüyor” diye konuştu.