HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

KİTLELERİN DEPOLİTİZASYONU (Koray Aker)

SİLİVRİ DEMOKRATHABER yazı kadrosuna yeni bir isim daha katıldı: KORAY AKER...  Kendisi, özellikle sosyal medyada yayınladığı yazı ve maka...

SİLİVRİ DEMOKRATHABER yazı kadrosuna yeni bir isim daha katıldı: KORAY AKER... Kendisi, özellikle sosyal medyada yayınladığı yazı ve makaleleriyle tanınıyor, biliniyor. Koray Aker'in ilk yazısını aşağıda ilginize sunuyoruz...
Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın!
SİLİVRİ DEMOKRATHABER

KORAY AKER KİMDİR


1986 yılında Dersim'de doğdu. Orta öğretimini İstanbul'da tamamladı. Halen İstanbul'da ikamet etmekte ve çalışmakta. Siyaset, felsefe ve edebiyat konularına ilgi duyuyor ,ve bu alanlarda araştırmalar yapıyor. Aker aynı zamanda çeşitli platformlarda yayınladığı makale ve yazılarıyla biliniyor.



KİTLELERİN DEPOLİTİZASYONU

Biz Marksistler açısından ilerici ve gerici tanımını; şeylerin sınıfsal konumu, hakim üretim ilişkileri ve siyasi ilişkiler ile olan bağları yine kitlelerin gelişimini etkileyen denetim araçları içerisindeki rolü belirler, Marksist yönergeler, sınıflı toplumlarda kitlelerin gelişimin etkileyen denetim araçlarını bu mihvalde ela alırlar, her birey, toplum içinde yaşadığı sınıfsal siyasal toplumsal koşulların bir ürünüdür yine birey, hakim sınıfsal-siyasal-toplumsal çelişmelerin özgül bir biçimi olarak tarih sahnesinde rol alır...

Kapitalizmin tüm ideolojik propaganda aygıtlarında toplumu kolektivizme yönelimden uzaklaştırıcı bireycilik bencilik feodal-komploculuk çıkarcılık duyarsız ben merkeziyetçi gibi özel mülkiyetin devamının idamesine taşıyıcı kol rolü üstlenecek özellikte toplum yaratma gerçeği yatar

Kapitalist-yarı feodal niteliğe sahip Türkiye’de kitleleri etkileyen denetim araçları her bakımdan burjuva ideolojisinin bir parçası ve hakim üretim ilişkilerini besleyen ve geliştiren onun siyasi ve iktisadi egemenliğinin dayanağı haline gelmiş, kapitalist pazarın ihtiyaçlarına uygun biçimde işleyen kaba birer sömürü aracına dönüşmüştür, bu nesnel durum ezen-ezilen çelişkisinin ve üretim ilişkilerinde rollerin dağılımın kaçınılmaz bir sonucudur, egemen olan her sınıf kendi iktidarını pekiştirmek ve devamlılığını sağlamak için her türden öznel ve nesnel şartları kendi lehine olgunlaştırır ve bu yönde tedbirler alır.

Burjuva diktatörlüğü altında sömürülen-ezilen sınıfları kontrol altında tutmak, iktidarlarına yönelen tehditleri bertaraf etmek için burjuva egemen sınıflar her türden denetim araçlarını işlevsel biçimde kullanır ve geniş halk yığınlarına hükmederler, eğitim, medya, burjuva yasaları ve hukuk sistemi-din ve etnik milliyetçilik-feodal gelenekler, popüler kültür -gerici parlamento -burjuva siyaseti, başlıca denetim aracları bujruva idoelojisnin bir parçası olarak burjuva egemenliğinin pekişmesi ve devamlılığında rol oynarlar.

Eğitim sistemi

Türk burjuva-cumhuriyetçi paradigma baştan beri tekçi-ulusçu eğitim sistemi ile dizayn edilmiş komutlara uyan burjuva devletin yüceliğine ve devamlılığına inandırılmış vasat burjuva bürokratlar yetiştirmekten öteye gitmemiştir, bilimsel çağdaş normlardan kopuk sanat kültür felsefe biyoloji neredeyse de hiç bir alanda atılım yapamayan burjuva ulus devletin dar çıkar ilişkilerine hapsolmuş bencil bireyci nesiler yetiştirerek öte yandan Türk şovenizmini körükleyerek halklar arasında uçurumlara çatışmalara ve ayrımlara yol açmış ve denetimlerini kolaylaştırmıştır, Altmışlı yıllardan sonra egemen olan siyasal İslamcı kliğin eğitim alanındaki yönelimleri de bu bağlamda ulusalcı cenahtan kopmaz sınıfsal köklere sahiptir 12 eylül cuntası ile kurulan YÖK gibi gerici bir kurumun bilim yuvaları üzerindeki despotik hakimiyeti, devamla 15 yıllık siyasal İslamcı geleneğin eğitim alanındaki düzenlemeleri de hakim iktidarlarını pekiştirmek kendilerine itaat eden nesiler yetiştirmekten öteye gidememiştir 4+4+4 eğitim sistemi ve yaygınlaştırılan imam hatipler ile çağdaş normlardan kopuk anti bilimsel tamamen iktidarların bir sıçrama tahtasına dönüştürülen eğitim sisteminin durumu içler acısıdır,

Öğrenci çocukluktan itibaren güce, zenginliğe ve burjuva eğitime hürmet etme ve boyun eğme doğrultusunda eğitilir. Anadilde eğitim (dilbilgisi), coğrafya ve tarih dersleri öğrenciyi dizginsiz şovenizm doğrultusunda eğitmeye ve yetiştirmeye yarar. Okul, öğrencilerin arasında dostane ve yoldaşça dayanışma his ve duygusunu boğmak için çaba sarf eder. Tahrik ve teşvik, ödüllendirme, ceza ve not sistemi, öğrenciler arasında rekabeti körüklemeye yarar. Kısacası halk okulunun görevi iliklerine kadar burjuva moralini aşılamak, onların sınıf bilincini köreltmek ve rahatlıkla yönetilebilecek, itaatkar sürü haline gelecek şekilde yetiştirmektir. ( Lenin-halk eğitimi)

Burjuva medyası

Burjuvazinin kitleler üzerindeki kardinal denetim araçlarından en önemlisi medya aygıtıdır, iktidara burjuvazinin hangi kliği gelirse gelsin, medyayı kendi havuzunda toplayarak iktidarının dar çıkar ilişkilerinin bir parçası haline getirir, iktidara göbekten bağlı holding medyaları, çıkara dayalı bu ilişkisinde gönüllü bir rol oynayarak ezilen halk yığınlarına karşı acımasız bir savaşıma girer iktidarın çıkarları pahasına her türlü Makyavelist politikaya sarılırlar , burjuva medya bir yandan katilleri hırsızları mülk sahiplerini halk düşmanlarını kahramanlaştırırken ve her türlü gerici eylem ve fillilerini meşru sınırlar içerisine çekerken öte yandan gerçek hak sahiplerine acımasızca saldırarak ezilen sınıfların haklarını gözeten bütün sınıfsal -ulusal -cinsel ögeleri terörize ederek en demokratik taleplerini dahi kitleler nezdinde mahkum edip hedef gösterir, bütün yazılı ve görsel yayınları ile burjuva medya, dizi furyaları, evlilik programları hiç bir sanatsal değeri olmayan burjuva erklerin çıkarlarına uygun toplumsal sorunlardan kopuk hedonist ferdiyetçi bencil ve yozlaştırılmış bir toplum yaratır, Aynı burjuva medya kadını birer cinsel meta gibi sunarak kadın düşmanlığı yapmaktan da geri durmaz, ikiyüzlü ve Makyavelist duruşu ile burjuva medyanın kitlelerin depolitizasyonu ve denetimindeki rolü oldukça baskındır,

Din -Etnik milliyetçilik

Dinin sınıflı toplumlardaki rolü hakkında onun tarihse deneyimlerinden yola çıkarak bir hükme ulaşabiliriz. Din köleci toplumlardan feodal toplumlara ve nihayet günümüz burjuva toplumlara değin egemen erklerin, mülk sahiplerinin ezen-ezilen çelişkisini kamufle etmek, geniş halk yığınlarını sınıf çıkarlarının peşinden sürüklemek, hakim sınıf ideolojilerini pekiştirmek için kullandığı kaba bir sömürü aracıdır, ülkemiz koşularında ise din burjuva ideolojisinin önemli bir parçasıdır ,dincilik milliyetçilik gibi burjuva ideolojileri ülkemizde kitlelerin apolitik toplumsal meselelerden kopuk gerici düzenin birer gardiyanı haline gelmesinde önemli rol oynamaktadır,

Din, bütün hayatı boyunca emek sarf eden ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğretir. Din, başkalarının emeğinin sırtından geçinenlere ise, bu dünyada hayırseverlik yapmayı öğreterek, sömürücü varlıklarının karşılığını pek ucuza ödemek kolaylığını gösterir ve cennette de rahat yaşamaları için makul fiyatlı bilet satmaya bakar. “Din halkın afyonudur.” Din, sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir." ( LENİN)


KORAY AKER

Business News