İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) bir göçmen daha işkenceye maruz bırakıldı. İşkence nedeniyle açlık grevine başlayan A.İ, dövülerek İstanbul'a nakledildi. Avukat Aytekin Aktaş, “Müvekkilimin maruz kaldığı muamelenin asıl kaynağı olarak, Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunmuş olması ve bu konuya karışmış olan idari yöneticilerin ve personelin rahatsız olması tahmin edilmektedir” dedi... (11.09.2019)
Mülteci kadına işkence ile gündeme gelen İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) benzer bir olay daha yaşandı. A.İ.* işkenceye maruz bırakıldı, ilaçları verilmedi. Ardından açlık grevine başlayan A.İ, dövülerek İstanbul Çatalca’daki Binkılıç Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildi. A.İ’nin avukatı Aytekin Aktaş, müvekkilinin, Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunması ve bu konuya karıştığı öne sürülen idari yöneticiler ve personelin rahatsız olması nedeniyle işkenceye maruz kaldığını tahmin ettiklerini belirtti.
Fiziksel ve psikolojik şiddet, işkence…
Avukat Aytekin Aktaş, 3 Eylül’de Harmandalı GGM’de A.İ. ile görüştü. Avukat Aktaş, A.İ’nin uzun süredir sistemli şekilde fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını ancak ihtiyaç duyduğu tıbbi desteği alamadığını kendisine aktardığını belirtti.
Oturma izni süresi biten, bu nedenle yakalanıp tutuklanan A.İ’nin, geçtiğimiz temmuz ayında tahliye edildikten sonra hakkında herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen “kamu düzeni ve sağlığını tehdit ettiği” gerekçesiyle jandarma tarafından Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne getirildi. Avukat Aktaş ayrıca, A.İ. hakkında 20 Temmuz 2019 tarihli sınır dışı etme ve idari gözetim kararlarının mevcut olduğunu kaydetti.
Ailesini yitiren, olayın travması sebebiyle ülkesine dönmek istemeyen A.İ’nin, geri gönderileceği korkusuyla merkezde bulunduğu odada 25 Temmuz’da kendisini asarak intihar ettiği ve intiharın önlenmemesi için de odasını ateşe verdiği belirtildi. A.İ. ile görüşen Avukat Aktaş, intihar kararını almasının sebebinin maruz kaldığı kötü muamele, herhangi bir açıklama yapılmaksızın birkaç sefer zorla ve kandırılarak sınır dışı edilmeye çalışılmak istenmesi ve yaşadığı psikolojik travma olduğunu aktardı.
31 Ağustos’ta açlık grevine başladı
10 Ağustos’ta Menemen Devlet Hastanesi’ne sevk edilen A.İ, kendisine “Pexa XR 3mg” ve bir başka ilaç daha yazıldığını, yaklaşık 10 gün bu ilaçları kullanmasının ardından durumunun daha da kötü olduğunu, psikolojisinin iyice bozulduğunu kaydetti. Bunun üzerine ilaç kullanımını bırakan A.İ, 31 Ağustos itibariyle açlık grevine başladı. Ancak açlık grevindeki A.İ’nin sağlık durumunun kontrol edilmesi amacıyla herhangi bir tıbbi kontrol veya doktor muayenesi gerçekleştirilmedi.
Harmandalı’ndaki işkencenin sebebi uyuşturucu trafiğinin ihbar edilmesi mi?
A.İ’nin 10 Eylül’de İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nden, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve kalabalık bir güvenlik/jandarma grubu tarafından feci şekilde dövülerek İstanbul Çatalca’da Binkılıç Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildiğini söyleyen Avukat Aktaş, şunları kaydetti:
Bu süreçte müvekkilin kolu kırılmış, omzu çıkmış, boynu kesilmiş, vücudunun birçok yerinde morluklar ve sıyrıklar oluşmuştur. Müvekkil çırılçıplak soyulmuş, makatının içine kadar el sokulmuş ve cinsel tacize varan muameleye maruz kalmıştır. Müvekkile ters kelepçe uygulanmış, bunun yanımda ayak bileklerinden, bacaklarından ve boynundan kelepçelenmiştir. Müvekkil bu haldeyken nakil arabası içine gelen doktor ve sağlık personeli müvekkili hiç görmeden ve tedavi etmeden sağlıklı olduğu yönünde rapor imzalamışlardır. Müvekkil Hocalı Katliamı mağdurlarından olup, benzeri işkencelere öncesinde de maruz kaldığından psikolojisi oldukça bozuktur. Merkezde 3 kez intihar etmiştir. İntihara eğilimlidir. Müvekkilin maruz kaldığı muamelenin asıl kaynağı olarak, müvekkilin Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunmuş olması ve bu konuya karışmış olan idari yöneticilerin ve personelin rahatsız olması tahmin edilmektedir.
“Dava açtık, baro olarak ciddi mücadele halindeyiz”
Konuya ilişkin Sendika.Org’a değerlendirmelerde bulunan Avukat Aktaş şunları kaydetti:
Ülkemizdeki yabancıların İdari Gözetim ve Sınır Dışı Etme işlemlerinde yetili kurum olan valiliklere bağlı İl Göç İdaresi Müdürlükleri ve Geri Gönderme Merkezleri’nde yoğun şekilde insan hakları ihlallerinin yaşandığı bilinmektedir. Müvekkilim de yoğun şekilde işkenceye ve insan hakları ihlallerine maruz kalmıştır. İdari gözetim kararına karşı İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne, sınır dışı etme kararına karşı da İzmir 1. İdare Mahkemesi’ne davamızı açtık. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’na da işkenceyle ilgili ihbarda bulunduk. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talepli bireysel başvuruda bulunduk. Öte yandan İHD ile sürecin takibi ve Birleşmiş milletlere raporlanması konusunda irtibat halindeyiz. Müvekkille ilgili sürecin yakinen takipçisiyiz. Harmandalı GGM’de yaşanan bu insanlık dışı uygulamalarla İzmir Barosu olarak ciddi bir mücadele halindeyiz. Bu konuda tüm baroları özenli olmaya davet ediyorum.
*İşkenceye maruz bırakılan göçmen için müstear isim kullanılmıştır.
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde neler oluyor: “Ben kendimi koruyamıyorum, mülteciler kim bilir neler yaşıyor” (23.07.2019)
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde çalışan güvenlik görevlileri merkezde yaşananları anlatmaya devam ediyor. Telefonla bizlere ulaşan bir kadın güvenlik görevlisi, "Ben kendimi koruyamıyorum, kimbilir göçmenler neler yaşıyordur" dedi
İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan hak ihlallerinin basında yer bulması üzerine Sendika.Org’a ulaşan bir kadın güvenlik görevlisi “Artık dayanamıyorum” diyerek yaşadıklarını anlattı ve “Biz ne yapacağımızı artık bilmiyoruz, çaresiziz” diyerek geri gönderme merkezinde yaşananların bilinmesini istediğini söyledi.
Uzun süredir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde çalıştığını söyleyen kadın güvenlik görevlisi (G.K.), “Tacize uğruyorum ama amirime söylediğimde hiçbir şey yapmıyor. İşten atılmakla tehdit ediliyoruz. Ben geldiğimden beri burada iki mülteci öldü. Akşam rahatsızlandıklarında amirime anons geçmiştim ama bir şey yapılmadı” dedi.
“Şampuan ve deterjan içerek intihara kalkışanlar var”
G.K., mültecilerin merkezde yüz yüze geldikleri sorunlar nedeniyle yer yer intihara yöneldiğini aktardı:
“Birçok mülteci darp ediliyor. Özellikle memurlar Afganlar gibi güçsüz bulduklarını isteyerek gittiklerine dair sınır dışı edilme belgesi imzalatıyorlar. Bazılarından para bile alıyorlar. Şampuan ve deterjan içerek intihara kalkışan mülteciler var.”
“Güvencede değiliz”
“Bir güvenlik görevlisi Özbek bir kadını taciz etti. Ama sonunda kadına zorla şikayeti geri çekildi ve güvenlik hakkında hiçbir işlem yapılmadı.”
“Ben de erkek bir güvenlik görevlisi tarafından tacize maruz kaldım. Amirime mesajları gösterdim ama ‘aradan bir hafta geçmiş’ denilerek şikayetim dikkate alınmadı. Ben kendimi koruyamıyorum. Bizim başımıza bunlar geliyorsa mülteciler kim bilir neler yaşıyor.”
“Bir kadın olarak erkek katında çalıştırılıyorum. Defalarca başka bölüme geçirilmek istendim ama kabul edilmedi. Güvencede değiliz.”
“Tuvaletlerde yatan mülteciler var”
“Bir başka kadın güvenlik görevlisi yaşadıklarının ardından amirine ‘Bizi korumuyorsunuz’ demesinin ardından müdüre hakaret ettiği gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldı.”
“Bir katta 164 kişi kalıyor. Odalar 6 kişilik ama bazen 20 kişiye kadar çıkarabiliyorlar. Çamaşırhanelerde ve güvenlik görevlilerinin tuvaletlerinde yatan mülteciler var. Spor salonu dolu. Paraları kaybolduğunda yönetim önemsemiyor. Kadın mültecinin takıları kayboldu, ama üstü kapatıldı.”
“Her hafta salı ve perşembe günleri deport günü oluyor. Amir bize ‘bunu çıkaracaksınız’ diyor. Biz de onu her koşulda çıkarıyoruz.”
“Yeşil reçeteli ilaçları bana dağıttırıyorlar”
“Mülteciler sürekli hastayım diyor. İçerisinde bağımlılık yapabilecek maddeleri bulunduran ve yeşil reçete ile alınan ilaçları bana dağıttırıyorlar. Sağlıkçılar gelmiyor.”
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi çalışanı anlattı: Darp, intihar girişimi, hastalık, ölüm (23.07.2019)
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde çalışan bir güvenlik görevlisi merkezde yaşananları anlattı: "750 kişilik yerde 1500 kişi kalıyor. Çoğu yerlerde uyuyor. Binanın çoğunun camı kırık. Sınırdışı edilmek istemeyenler sürekli intihara kalkışıyor. Çalışanların da psikolojisi bozuldu"
Bianet’ten Evrim Kepenek ve Artı Gerçek’ten Fırat Yeşilçınar’ın haberine göre, mülteci kadına işkence ile gündeme gelen İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen güvenlik görevlisi merkezde yaşananları anlattı.
Görevli, “AIDS olan bir kadını yüksek güvenlik katında tutuyorlardı. Hastalığı nedeniyle görevliler o kata çıkmak istemiyordu, ona yemek verilmiyordu. Başka bir mülteci kadın yemeğini götürürse yiyordu” dedi.
“Denetimlerden önceden haberimiz oluyor”
Geri Gönderme Merkezi’nin kapasitesinin 750 kişi olduğunu ancak bin 500 kişinin kaldığını söyleyen güvenlik görevlisi, mültecilerin mermer zeminde yattığını anlattı:
Denetim yapılacağı bilgisi bize önceden geldiğinden biz ortamı toplardık. Yerlerde uyuyanların battaniyelerini kaldırırdık. Normalin çok üstünde bir sayıda mülteciyi orada tutuyorlar.
“AIDS’li diye kadına yemek verilmedi”
AIDS olan bir kadını ‘yüksek güvenlik katı’ adı verdikleri alanda tutuyorlardı. Hastalığı nedeniyle hiç kimse bu kadına yemek vermek istemiyordu. Kadını herkesten ayrı tutuyorlardı. Görevliler yemeğini onun katına götürmek istemediğinden başka bir mülteci kadın ona yemek veriyordu. AIDS’li kadın tutulduğu alanda yerde yatıyordu. Kimse ile de görüştürülmüyordu. Kadını, sonra sınırdışı ettiler hangi ülkeye gönderildiğini bilmiyorum.
Burası deport (sınır dışı etme) alanı olduğu için kapılar sabah açılmıyordu. Kışın oda kapıları hiç açılmıyor. Yazın da hava çok sıcak olduğu için oda kapıları belli saatlerde açılıyordu.
10 metrekarelik odalarda altı kişinin kalması gerekiyordu. Bu alanda deport olmak isteyenler 6 ay hapis olarak kalıyordu. Bu alanda da mülteciler birbirinin dilini bilmediği için psikolojisi bozuluyordu. Hemen deport edilmek istiyordu. Gitmek istemeyenler de zorla deport ediliyordu.
“Mülteciler kamerasız odalarda darp ediliyor”
Çok fazla üzerinde mülteci aynı alanda kaldığı için sürekli kendi aralarında da tartışmalar çıkıyor. Görevli sayısı da yetersiz. Bir vardiyada en az 25-26 görevli oluyor. Bu kişilerin de mültecilerle başa çıkması çok zor. Onlar kavga ettikleri zaman gardiyanlar da kameralar önünde bazen darp etmenin sınırını aşıyordu. Sınırı aşan 2 kişi şu an cezaevinde. Ama genelde gardiyanlar mültecileri kameraların olmadığı alanda darp ediyordu. Orada da darp ispat edilemiyordu. Gardiyanların da çalışma saatleri çok kötü. Çok fazla çalıştıkları için onların da psikolojisi bozuluyordu.
“Kırık camlardan atlayan mülteciler var”
Deport olmak istemeyen mültecilerin intihara kalkıştığına dikkat çeken görevli, şöyle konuşuyor:
Bir gün bir mülteci gelip kendini doğradı. Gerekçesi de deport olmak istememekti. Binanın çok sayıda camı da kırık. Bu kırık camlardan atlamak istiyorlar. Deport olmak istemeyenler zorla götürülmek isteniyor.
“Afrikalı kadının ölüm nedeni araştırılmadı”
Afrikalı mülteci bir kadın öldü. Herkes önce sıcaktan bayıldığını zannetti. Kadının ölümü resmi tutanaklara “doğal ölüm” olarak geçti. Afrikalı kadının ölüm nedeni araştırılmadı.
Mülteci kadına işkence ile gündeme gelen İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) benzer bir olay daha yaşandı. A.İ.* işkenceye maruz bırakıldı, ilaçları verilmedi. Ardından açlık grevine başlayan A.İ, dövülerek İstanbul Çatalca’daki Binkılıç Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildi. A.İ’nin avukatı Aytekin Aktaş, müvekkilinin, Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunması ve bu konuya karıştığı öne sürülen idari yöneticiler ve personelin rahatsız olması nedeniyle işkenceye maruz kaldığını tahmin ettiklerini belirtti.
Fiziksel ve psikolojik şiddet, işkence…
Avukat Aytekin Aktaş, 3 Eylül’de Harmandalı GGM’de A.İ. ile görüştü. Avukat Aktaş, A.İ’nin uzun süredir sistemli şekilde fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını ancak ihtiyaç duyduğu tıbbi desteği alamadığını kendisine aktardığını belirtti.
Oturma izni süresi biten, bu nedenle yakalanıp tutuklanan A.İ’nin, geçtiğimiz temmuz ayında tahliye edildikten sonra hakkında herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen “kamu düzeni ve sağlığını tehdit ettiği” gerekçesiyle jandarma tarafından Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne getirildi. Avukat Aktaş ayrıca, A.İ. hakkında 20 Temmuz 2019 tarihli sınır dışı etme ve idari gözetim kararlarının mevcut olduğunu kaydetti.
Ailesini yitiren, olayın travması sebebiyle ülkesine dönmek istemeyen A.İ’nin, geri gönderileceği korkusuyla merkezde bulunduğu odada 25 Temmuz’da kendisini asarak intihar ettiği ve intiharın önlenmemesi için de odasını ateşe verdiği belirtildi. A.İ. ile görüşen Avukat Aktaş, intihar kararını almasının sebebinin maruz kaldığı kötü muamele, herhangi bir açıklama yapılmaksızın birkaç sefer zorla ve kandırılarak sınır dışı edilmeye çalışılmak istenmesi ve yaşadığı psikolojik travma olduğunu aktardı.
31 Ağustos’ta açlık grevine başladı
10 Ağustos’ta Menemen Devlet Hastanesi’ne sevk edilen A.İ, kendisine “Pexa XR 3mg” ve bir başka ilaç daha yazıldığını, yaklaşık 10 gün bu ilaçları kullanmasının ardından durumunun daha da kötü olduğunu, psikolojisinin iyice bozulduğunu kaydetti. Bunun üzerine ilaç kullanımını bırakan A.İ, 31 Ağustos itibariyle açlık grevine başladı. Ancak açlık grevindeki A.İ’nin sağlık durumunun kontrol edilmesi amacıyla herhangi bir tıbbi kontrol veya doktor muayenesi gerçekleştirilmedi.
Harmandalı’ndaki işkencenin sebebi uyuşturucu trafiğinin ihbar edilmesi mi?
A.İ’nin 10 Eylül’de İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nden, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ve kalabalık bir güvenlik/jandarma grubu tarafından feci şekilde dövülerek İstanbul Çatalca’da Binkılıç Geri Gönderme Merkezi’ne nakledildiğini söyleyen Avukat Aktaş, şunları kaydetti:
Bu süreçte müvekkilin kolu kırılmış, omzu çıkmış, boynu kesilmiş, vücudunun birçok yerinde morluklar ve sıyrıklar oluşmuştur. Müvekkil çırılçıplak soyulmuş, makatının içine kadar el sokulmuş ve cinsel tacize varan muameleye maruz kalmıştır. Müvekkile ters kelepçe uygulanmış, bunun yanımda ayak bileklerinden, bacaklarından ve boynundan kelepçelenmiştir. Müvekkil bu haldeyken nakil arabası içine gelen doktor ve sağlık personeli müvekkili hiç görmeden ve tedavi etmeden sağlıklı olduğu yönünde rapor imzalamışlardır. Müvekkil Hocalı Katliamı mağdurlarından olup, benzeri işkencelere öncesinde de maruz kaldığından psikolojisi oldukça bozuktur. Merkezde 3 kez intihar etmiştir. İntihara eğilimlidir. Müvekkilin maruz kaldığı muamelenin asıl kaynağı olarak, müvekkilin Harmandalı GGM’deki uyuşturucu trafiği hakkında ihbarda bulunmuş olması ve bu konuya karışmış olan idari yöneticilerin ve personelin rahatsız olması tahmin edilmektedir.
“Dava açtık, baro olarak ciddi mücadele halindeyiz”
Konuya ilişkin Sendika.Org’a değerlendirmelerde bulunan Avukat Aktaş şunları kaydetti:
Ülkemizdeki yabancıların İdari Gözetim ve Sınır Dışı Etme işlemlerinde yetili kurum olan valiliklere bağlı İl Göç İdaresi Müdürlükleri ve Geri Gönderme Merkezleri’nde yoğun şekilde insan hakları ihlallerinin yaşandığı bilinmektedir. Müvekkilim de yoğun şekilde işkenceye ve insan hakları ihlallerine maruz kalmıştır. İdari gözetim kararına karşı İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne, sınır dışı etme kararına karşı da İzmir 1. İdare Mahkemesi’ne davamızı açtık. Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’na da işkenceyle ilgili ihbarda bulunduk. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne tedbir talepli bireysel başvuruda bulunduk. Öte yandan İHD ile sürecin takibi ve Birleşmiş milletlere raporlanması konusunda irtibat halindeyiz. Müvekkille ilgili sürecin yakinen takipçisiyiz. Harmandalı GGM’de yaşanan bu insanlık dışı uygulamalarla İzmir Barosu olarak ciddi bir mücadele halindeyiz. Bu konuda tüm baroları özenli olmaya davet ediyorum.
*İşkenceye maruz bırakılan göçmen için müstear isim kullanılmıştır.
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde neler oluyor: “Ben kendimi koruyamıyorum, mülteciler kim bilir neler yaşıyor” (23.07.2019)
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde çalışan güvenlik görevlileri merkezde yaşananları anlatmaya devam ediyor. Telefonla bizlere ulaşan bir kadın güvenlik görevlisi, "Ben kendimi koruyamıyorum, kimbilir göçmenler neler yaşıyordur" dedi
İzmir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde yaşanan hak ihlallerinin basında yer bulması üzerine Sendika.Org’a ulaşan bir kadın güvenlik görevlisi “Artık dayanamıyorum” diyerek yaşadıklarını anlattı ve “Biz ne yapacağımızı artık bilmiyoruz, çaresiziz” diyerek geri gönderme merkezinde yaşananların bilinmesini istediğini söyledi.
Uzun süredir Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde çalıştığını söyleyen kadın güvenlik görevlisi (G.K.), “Tacize uğruyorum ama amirime söylediğimde hiçbir şey yapmıyor. İşten atılmakla tehdit ediliyoruz. Ben geldiğimden beri burada iki mülteci öldü. Akşam rahatsızlandıklarında amirime anons geçmiştim ama bir şey yapılmadı” dedi.
“Şampuan ve deterjan içerek intihara kalkışanlar var”
G.K., mültecilerin merkezde yüz yüze geldikleri sorunlar nedeniyle yer yer intihara yöneldiğini aktardı:
“Birçok mülteci darp ediliyor. Özellikle memurlar Afganlar gibi güçsüz bulduklarını isteyerek gittiklerine dair sınır dışı edilme belgesi imzalatıyorlar. Bazılarından para bile alıyorlar. Şampuan ve deterjan içerek intihara kalkışan mülteciler var.”
“Güvencede değiliz”
“Bir güvenlik görevlisi Özbek bir kadını taciz etti. Ama sonunda kadına zorla şikayeti geri çekildi ve güvenlik hakkında hiçbir işlem yapılmadı.”
“Ben de erkek bir güvenlik görevlisi tarafından tacize maruz kaldım. Amirime mesajları gösterdim ama ‘aradan bir hafta geçmiş’ denilerek şikayetim dikkate alınmadı. Ben kendimi koruyamıyorum. Bizim başımıza bunlar geliyorsa mülteciler kim bilir neler yaşıyor.”
“Bir kadın olarak erkek katında çalıştırılıyorum. Defalarca başka bölüme geçirilmek istendim ama kabul edilmedi. Güvencede değiliz.”
“Tuvaletlerde yatan mülteciler var”
“Bir başka kadın güvenlik görevlisi yaşadıklarının ardından amirine ‘Bizi korumuyorsunuz’ demesinin ardından müdüre hakaret ettiği gerekçesiyle görevden uzaklaştırıldı.”
“Bir katta 164 kişi kalıyor. Odalar 6 kişilik ama bazen 20 kişiye kadar çıkarabiliyorlar. Çamaşırhanelerde ve güvenlik görevlilerinin tuvaletlerinde yatan mülteciler var. Spor salonu dolu. Paraları kaybolduğunda yönetim önemsemiyor. Kadın mültecinin takıları kayboldu, ama üstü kapatıldı.”
“Her hafta salı ve perşembe günleri deport günü oluyor. Amir bize ‘bunu çıkaracaksınız’ diyor. Biz de onu her koşulda çıkarıyoruz.”
“Yeşil reçeteli ilaçları bana dağıttırıyorlar”
“Mülteciler sürekli hastayım diyor. İçerisinde bağımlılık yapabilecek maddeleri bulunduran ve yeşil reçete ile alınan ilaçları bana dağıttırıyorlar. Sağlıkçılar gelmiyor.”
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi çalışanı anlattı: Darp, intihar girişimi, hastalık, ölüm (23.07.2019)
Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'nde çalışan bir güvenlik görevlisi merkezde yaşananları anlattı: "750 kişilik yerde 1500 kişi kalıyor. Çoğu yerlerde uyuyor. Binanın çoğunun camı kırık. Sınırdışı edilmek istemeyenler sürekli intihara kalkışıyor. Çalışanların da psikolojisi bozuldu"
Bianet’ten Evrim Kepenek ve Artı Gerçek’ten Fırat Yeşilçınar’ın haberine göre, mülteci kadına işkence ile gündeme gelen İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde çalışan ve adının açıklanmasını istemeyen güvenlik görevlisi merkezde yaşananları anlattı.
Görevli, “AIDS olan bir kadını yüksek güvenlik katında tutuyorlardı. Hastalığı nedeniyle görevliler o kata çıkmak istemiyordu, ona yemek verilmiyordu. Başka bir mülteci kadın yemeğini götürürse yiyordu” dedi.
“Denetimlerden önceden haberimiz oluyor”
Geri Gönderme Merkezi’nin kapasitesinin 750 kişi olduğunu ancak bin 500 kişinin kaldığını söyleyen güvenlik görevlisi, mültecilerin mermer zeminde yattığını anlattı:
Denetim yapılacağı bilgisi bize önceden geldiğinden biz ortamı toplardık. Yerlerde uyuyanların battaniyelerini kaldırırdık. Normalin çok üstünde bir sayıda mülteciyi orada tutuyorlar.
“AIDS’li diye kadına yemek verilmedi”
AIDS olan bir kadını ‘yüksek güvenlik katı’ adı verdikleri alanda tutuyorlardı. Hastalığı nedeniyle hiç kimse bu kadına yemek vermek istemiyordu. Kadını herkesten ayrı tutuyorlardı. Görevliler yemeğini onun katına götürmek istemediğinden başka bir mülteci kadın ona yemek veriyordu. AIDS’li kadın tutulduğu alanda yerde yatıyordu. Kimse ile de görüştürülmüyordu. Kadını, sonra sınırdışı ettiler hangi ülkeye gönderildiğini bilmiyorum.
Burası deport (sınır dışı etme) alanı olduğu için kapılar sabah açılmıyordu. Kışın oda kapıları hiç açılmıyor. Yazın da hava çok sıcak olduğu için oda kapıları belli saatlerde açılıyordu.
10 metrekarelik odalarda altı kişinin kalması gerekiyordu. Bu alanda deport olmak isteyenler 6 ay hapis olarak kalıyordu. Bu alanda da mülteciler birbirinin dilini bilmediği için psikolojisi bozuluyordu. Hemen deport edilmek istiyordu. Gitmek istemeyenler de zorla deport ediliyordu.
“Mülteciler kamerasız odalarda darp ediliyor”
Çok fazla üzerinde mülteci aynı alanda kaldığı için sürekli kendi aralarında da tartışmalar çıkıyor. Görevli sayısı da yetersiz. Bir vardiyada en az 25-26 görevli oluyor. Bu kişilerin de mültecilerle başa çıkması çok zor. Onlar kavga ettikleri zaman gardiyanlar da kameralar önünde bazen darp etmenin sınırını aşıyordu. Sınırı aşan 2 kişi şu an cezaevinde. Ama genelde gardiyanlar mültecileri kameraların olmadığı alanda darp ediyordu. Orada da darp ispat edilemiyordu. Gardiyanların da çalışma saatleri çok kötü. Çok fazla çalıştıkları için onların da psikolojisi bozuluyordu.
“Kırık camlardan atlayan mülteciler var”
Deport olmak istemeyen mültecilerin intihara kalkıştığına dikkat çeken görevli, şöyle konuşuyor:
Bir gün bir mülteci gelip kendini doğradı. Gerekçesi de deport olmak istememekti. Binanın çok sayıda camı da kırık. Bu kırık camlardan atlamak istiyorlar. Deport olmak istemeyenler zorla götürülmek isteniyor.
“Afrikalı kadının ölüm nedeni araştırılmadı”
Afrikalı mülteci bir kadın öldü. Herkes önce sıcaktan bayıldığını zannetti. Kadının ölümü resmi tutanaklara “doğal ölüm” olarak geçti. Afrikalı kadının ölüm nedeni araştırılmadı.