Aşağıda yer alan 2 ayrı metin, 2003 ve 2008 tarihli, medyada yer almış yazılardan yapılan alıntılardır. Metinleri olduğu gibi ilgilerinize sunuyoruz...


SIEMENS'LE İLGİLİ NİYE ARAŞTIRMA YAPILMIYOR?

"Siemens'le ilgili niye araştırma yapılmıyor?" CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Başbakan Erdoğan'a Türkiye'de uzun yıllardır faaliyet gösteren Siemens firmasının dünya çapında rüşvet verdiği iddialarını hatırlatarak, Siemens'le ilgili neden araştırma yapılmadığını sordu...

CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, Siemens'le ilgili neden araştırma yapılmadığını sordu.

Wall Street Journal'de, Siemens Şirketi'nde rüşvet dağıtan kişi olduğu iddia edilen Arcaini'nin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'la görüştüğüne yönelik haber yer aldığını belirten Soysal "Siemens Şirketi'nde rüşvetleri dağıtan kişi Tonio Arcaini, Ankara'da ihale öncesi Ulaştırma Bakanı ile görüşmüş müdür?" diye sordu.

Soysal Meclis Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde Siemens firmasının dünya çapında rüşvet verdiği iddialarını gündeme getirdi. Siemens şirketinin uluslar arası ihaleleri alabilmek için rüşvet dağıttığı gerekçesiyle ABD ve Almanya'da davalar açıldığını belirten Soysal, "Dünya genelinde 4 bin 283 olayda 1.8 milyar dolar rüşvet verdiği belgelenen şirketin, rüşvet dağıttığı ülkeler arasında olan Türkiye'de, konu ile ilgili olarak basına yansıyan herhangi bir girişim olmamıştır. Saygın ekonomi gazetesi Wall Street Journal'de Siemens'te rüşvetleri dağıtan kişi Tonio Arcaini'nin Ankara'da bir bakanla ihale öncesi yemek yediğine dair iddialar haberleştirilmiştir. Bu haberin yanında, Siemens Telekom Bölümü'nün eski finans direktörü Michael Kuschenreuter, şirkette yaşanan rüşvet skandalının ardından, gönüllü olarak savcıya yaptığı açıklamalarında; bir toplantıda Türkiye'de resmi makamlara rüşvet dağıtıldığını belirtmiştir.

Siemens Şirketi'nde rüşvet dağıtan kişi olan Tonio Arcaini'ye görev verildiğini, toplam ihale bedelinin yüzde ikisi kadar miktarın ona ödenmesine karar verildiğini ve Tonio Arcaini'nin Ankara'da Ulaştırma Bakanı ile görüştüğünü ifade etmiştir.

Mavi Hat davası sanıklarından işadamı Rubil Gökdemir, Siemens'in Ankara'da 57 milyon euro rüşvet dağıttığını iddia etmiştir. Dünyada Siemens Şirketi tarafından rüşvet verildiği belirtilen İsviçre, İtalya, Yunanistan, Çin, Macaristan, İsrail, Rusya, Norveç ve Endonezya'da savcıların konuyu araştırdığı belirtilmektedir. Ancak Türkiye'de hala daha herhangi bir araştırma başlatılmamıştır" dedi. Soysal Başbakan Erdoğan'a şu soruları yöneltti:

"Pek çok ülkede Siemens Şirketi ile ilgili olarak araştırmalar yapılmakta iken hala daha Türkiye'de bir araştırma başlatılmamasının nedeni nedir? Dünyada didik didik edilerek araştırılan konunun, Türkiye'de araştırılmamasının arkasında, açıklanmasından sıkıntı duyulacak ilişkiler mi bulunmaktadır? Siemens Şirketi'nde rüşvetleri dağıtan kişi Tonio Arcaini'nin, Ankara'da ihale öncesi Ulaştırma Bakanı ile görüşmüş müdür? Bu görüşme hangi ihale öncesinde yapılmıştır? Görüşmenin içeriği nedir? Ulaştırma Bakanlığı'nın açtığı ihalelerin hangilerini Siemens Şirketi almıştır? Rüşvet verildiği söylenen ülkelerde Adalet Bakanları ve savcılar tarafından soruşturmalar başlatılmıştır. Tarafınızca Adalet Bakanı'na konunun incelenmesi yolunda herhangi bir talimat verilmiş midir? Siemens Şirketi, Türkiye'de hangi ihalelere iştirak etmiştir? İhalelerden bugüne kadar aldığı miktar ne kadardır? " (CUMHURİYET - 19.12.2008)

Sayın Yıldırım, bu skandal kapanmadı (YALÇIN BAYER - HÜRRİYET - 27.07.2003)

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım'ın, TDİ'nin 'Ankara' feribotunun kiralanmasıyla patlayan Sancak Holding'le ilişkilerini, geçen 15 Haziran'da 'Biliyor musunuz' (15.6.2003) başlığı altında yazmışız ilk kez...

Sonra temmuz ayının başında 'Vatan' konuyu manşetlerine taşıdı... Bu çalışmalarda muhabir Selahattin Kınalı ve arkadaşları, 'ahbap-çavuş' ilişkilerini gündeme taşıyıp önemli bir gazetecilik yaptılar.

Bir bakan ortaya çıkan gerçekler karşısında ‘‘Ne var bunda... Oğlum aç mı kalsın’’ dedi ve işler sarpa sardı; muhalefet bakanın nüfuz ticareti yaptığını açıkladı...

Binali Yıldırım, kendisini 'örtülü' şekilde savunmak istedi ama vicdanları ikna edemedi. AKP grubu önünde söyledikleri hem hoş hem de boştu... AKP'lilerin çoğu akıllarından neler geçirdiler bilinmez ama 'Yolsuzluğun damarına girdik'' diyen Tayyip Bey'in bir bildiği vardır diye suskun kaldılar.

Eski Başbakan Ecevit, Yüce Divan'a sevk edilmek istenirken yolsuzlukla mücadeleyi sulandıran AKP'li komisyon üyelerinin, Yıldırım'la ilgili iddiaları gündeme getirmek akıllarına bile gelmedi. Aynı Erdoğan'la ilgili müfettiş ve savcılık iddianamelerini dikkate almadıkları gibi...

Halbuki kendi bakanları ile işe başlasalardı, yolsuzluklar konusunda ne kadar ciddi olduklarını göstermiş olurlardı.

Başbakan istediği kadar bağırsın, yolsuzlukların önüne geçiyoruz, diye.

Geçmiş siyasetçilerin yaptıkları kötü, AKP'nin icraatı iyi mantığı, Türkiye'ye hiçbir şey kazandıramayacak.

Bir okurumuzun dediği gibi, ‘‘Yoksa bunlar bizi 'Aptalları Kandırma Partisi'ne mi oy verdik sanıyorlar?’’

Bal tutan parmak yalanır mı?

Santour’un bilgisayar şirketi var

YILDIRIM'ın yakın ilişkide olduğu Almanya'daki Santour firmasının Genel Müdürü Mehmet Koç'un, Türkiye'de bir bilgisayar firması var; adı Ramsnet... Almanya adresi Santour ile aynı; zaten internet sitelerinde var.

Ramsnet'in yöneticilerinen biri eski ERDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı, eski RP'li Recai Berber...RP döneminde belediyelere, özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bilgisayar donanımı ve yazılımı ihalelerini üstlenmiş bir şirket...

Acaba Ramsnet, Ulaştırma Bakanlığı'ndan veya bağlı birimlerinden hiç ihale aldı mı?

Yanıt aranıyor

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım'a...

- TCDD Genel Müdürlüğü'ne atadığınız .... halanızın oğlu mu?

- TDİ Genel Müdürü yaptığınız Burhan Külünk'ün, hemşerilikten başkaTayyip Erdoğan'la akrabalık ilişkisi var mıdır?

- Kendinize fahri danışman yaptığınız, devlet işlerinde görevlendirdiğiniz, KTHY'nin başına getirmek isterken Avustralya'daki maceraları ortaya çıkan 'Süper polis' Celal Akbulut'u, size AKP Eskişehir Milletvekili Muharrem Tozçöken mi önerdi. (Tozçöken, Abdülkadir Aksu'nun ilk İçişleri Bakanlığı döneminde Emniyet Genel Müdür Yardımcısı'ydı.)

Kiralamanın ardındaki yeni ilişkiler

ULAŞTIRMA Bakanı Yıldırım, grupta konuştum, iş bitti diye düşünüyorsa yanılmış olur... Biz elimizdeki belge ve bilgilere göre konuyu gündemde tutmaya devam ediyoruz.

Soruyoruz:

- Alman Kreditreform'un kayıtlarına göre Santour GmbH'nin iki ortağından biri Mehmet Koç (22.500 Euro), diğeri de Recai Berber (2.500 Euro) olarak gözüküyor. RP'den Manisa Milletvekilliği yapan Berber, AKP iktidara geldikten sonra hızla yükseldi. Türkiye'nin en büyük kamu kuruluşlarından ERDEMİR Yönetim Kurulu Başkanlığı'na getirildi. (Özelleştirmeden sorumlu iken Abdüllatif Şener'in, ağabeyini de Yönetim Kurulu'na atadığını unutmayın.) Berber'in, ERDEMİR'in başına atanmasını Binali Yıldırım mı önerdi acaba?

YEMİN EDER Mİ?

Mehmet Koç, Almanya'da geçen yıl Bakan Yıldırım'ı bizzat gazetecilere Santour'un bağlı olduğu Sancak Holding'in genel müdürü olarak takdim etti. Ancak Yıldırım, gazetelerde çıkan bu konudaki fotoğraflara rağmen Sancak Holding ve Santour'da ortak olmadığını ve müdürlük yapmadığını iddia edebiliyor. Bu gruba ortak değilse Bakan Yıldırım, ‘‘Vallahi, billahi, tallahi ortaklığım yoktur’’ diye yemin edebilir mi? Bunu bize ‘‘Binali Bey parayı çok sever’’ diyen bir tanıdığı sormamızı söyledi.

İlişkileri biraz daha açalım:

Santour ile ortaklığını reddeden Bakan Yıldırım, Santour'un, 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım'ın üzerine kayıtlı 'Ersiyem'in 200 bin Euro borç aldığını itiraf etmesi ilginç değil mi? (Geminin maliyeti, onarımı ile 1.5 milyon Euro'yu buluyor.) Peki, sermayesi 25 bin Euro gözüken bir şirketin, 200 bin Euro krediyi nasıl verdiği akılları karıştırmıyor mu? Santour veya Sancakçıların, Almanya'daki Türklerden para toplayan 'yeşil sermaye' olarak sayılıyor. Bu arada akla Santour'un Almanya'da ne kadar vergi ödediği geliyor.

‘VERGİ CENNETİ’

Başka bir konu Sancak Lines şirketi... Bu şirketin merkezi 'vergi cenneti' Delawere'de... Ancak bu gibi yerlerde kayıtları incelemek mümkün değil... (Rahmetli Uğur Mumcu, Dalan döneminde İDO'nun gemileri alınırken, komisyon alan kişileri araştırdığı zaman karşısına, bir başka vergi cenneti Lichtenstein'daki bir tabela şirketi çıkmıştı!) Gemilerin biri zaten Panama bandıralı... Almanya'dan bizi uyaranlar ‘‘Binali Yıldırım'ın buraya ortak olup olmadığı iddiası ancak bu kayıtların bulunmasıyla mümkün olabilir’’ diyorlar. Bu olay patlayınca, Almanya Ticaret Odası'ndaki şirketin kayıtlarına neden gizlilik kayıtları koyduruldu.

SAKIN GÜLME!

‘‘Bir daha kamu yönetiminde ve siyasette yolsuzluklar olmayacak... Yolsuzluk yapanların köküne kibrit suyu ekeceğiz’’ (Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener)

Daha yeni Daha eski