Yılbaşı gecesi elektriğe yüksek oranda zam yapılmıştı.
Mesken aboneleri için aylık 150 kilowatta kadar tüketim miktarları için fiyat 1,37 TL / kilowatt; 150 kilowattın üstündeki kısım için ise 2,06 TL/ kilowatt oldu. Böylece elektriğin birim fiyatı ilk kademe kullanımda yüzde 50, ikinci kademede ise yüzde 125 zamlanmış oldu.
Kulislerden sızan bilgilere göre elektrik zammının perde arkasında batma noktasına gelmiş elektrik dağıtım şirketlerini kurtarma harekâtı olduğu iddia edildi.
Elektrik zammının yapıldığı gece neler yaşandı?
Yeni yıla henüz adım atıldığı dakikalarda duyurulan elektrik zammı herkesi şoke etti. Asgari ücretteki artışın peşinden memur ve emekliye de seçim yatırımı olarak nispeten benzer bir politikanın uygulanacağı beklentisinin üzerine yüzde 130’ları bulan elektrik zammı, iktidara yakın isimleri dahi şaşırttı.
Peki iktidar, neden böylesine ağır bir faturayı halka yıkmak zorunda kaldı? Zammın belirlendiği gece neler yaşandı?
Elektrikte zam kararı o gece mi alındı?
Birgün'den Bahadır Özgür, yılbaşı gecesi yaşananları, kulislerden sızan bilgileri ve batma noktasına gelmiş dağıtım şirketlerini kurtarma harekâtının detaylarını yazdı…
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nda (EPDK) 31 Aralık günü hareketli saatler yaşanıyordu. Siyasiler ve bürokratların yanında dağıtım şirketlerinin temsilcileri de telefonda sürekli zam oranıyla alakalı pazarlıklar yürütüyorlardı. Yani artışa dair daha öncesinden alınmış bir karar yoktu.
Elektrik dağıtım şirketleri uzun süredir şikayet ediyordu
Dağıtım şirketleri uzun süredir kurdan kaynaklı maliyetler ve kar oranlarındaki düşüş konusundan şikâyetçiydiler.
Şirketler siyasi nedenlerle ertelenmiş zamların 2022’ye girerken telafi edilmesini istiyorlardı. Buna rağmen en iyimser beklenti artışın üst sınırının yüzde 100’ü bulmasıydı.
Şirketler ne kadar kazanacak?
EPDK’den çıkan kararı duyunca onlar da şoke oldular aslında. Tabii olumlu yönde. Çünkü “kalem oyunlarıyla”, kağıt üzerinde sanki düşük gelir grubuna nispeten düşük zam yapılmış hissi veren hesabın toplamına bakıldığında şirketlere nasıl büyük bir kaynak transferi yapıldığı görülüyor.
Türkiye’de bir kamu kuruluşu olan Elektrik Üretim A.Ş’.nin (EÜAŞ) şirketlere sattığı 1 kWh elektriğin toptan fiyatı 23.76 kuruştan 31.86 kuruşa çıktı. Zam oranı yüzde 34,1. Şirketler ise bu elektriği sanayiye yüzde 129 zamla 175,7 kuruşa, ticarethanelere yüzde 125 zamla 273,95 kuruşa, vatandaşa ise 150 kWh altındakilere yüzde 50 zamla 137 kuruşa, 150 kWh üzerini ise yüzde 125 zamla 206 kuruşa satacak. Haliyle özel şirketler, kamu kurumunun satış fiyatının üzerine 3-4 kat zam koyup tüketiciye ulaştırıyor.
Dağıtım şirketleri yıllık 270 milyar lira yeni gelir elde edecekler.
Eski TMMOB yöneticisi Elektrik Mühendisi Neriman Usta’nın bir aylık fatura üzerinden şirketlerin kazancına dair yaptığı hesap ise tabloyu daha net ortaya koyuyor.
Toplam abonelerden dağıtım şirketleri 2021’de 19,7 milyar lira gelir elde ederken 2022’de gelir aylık 42,2 milyar liraya çıkacak. 22,5 milyar lira aylık fazladan gelir, yüzde 114 artış demek. Özetle dağıtım şirketleri yıllık 270 milyar lira yeni gelir elde edecekler. Burada faturanın içine gizlenmiş bazı kalemlerdeki artışlar da vahim düzeyde. Mesela; Belediye Tüketim Vergisi aylık toplam 371 milyon lirayken şimdi 860 milyon liraya; KDV 3 milyar lirayken 6,3 milyar liraya; dağıtım bedeli 3,6 milyar lirayken 4,5 milyar liraya yükseldi.
Bu zammın ardında yatan şey ise bir batağı kurtarmak. Dağıtım ihalelerini alanların çoğu kamu ihaleleri sayesinde büyümüş şirketler. Kamu kaynağı olmasa maliyetlerin katlandığı şu günlerde inşaat ve enerjide rekabet edecek finansal güçleri bulunmuyor. Üstüne üstlük dağıtım hatları özelleştirilirken kaynağı da yüklü banka borçlarıyla karşılamışlardı.
Nitekim ekonomik krizin başladığı günlerde enerjideki borçların 14 yılda 500 milyon dolardan 47 milyar dolara yükseldiği açıklanmıştı. Bunun içinde özellikle üretim ve dağıtım şirketlerinin borcu ağırlıktaydı. 13 milyar dolarlık borcun ise geri çevrilemez olduğunu bankacılar söylüyordu. Yıllık cirolarının toplamı 15 milyar doları ancak bulabilen şirketlerin 47 milyar dolar krediyi ödemeleri mümkün mü?.
Şirketler borç yapılandırmasını ödeyemediler
Elbette değil; onlar da ilk olarak yükü bankalar aracılığıyla vatandaşa yıkmaya başladılar. 2018’in Ağustos ayındaki ilk kur şokundan itibaren de dağıtım şirketleri üst üste borç yapılandırmasına giriştiler.
Ancak yapılandırılan borçların büyük kısmının da ödenemediğini biliyoruz. Son bir yıllık kur artışı dikkate alındığında borcun maliyetinin nasıl katlandığı da ortada. Haliyle iktidar üst üste yasa değişiklikleri ile şirketlere avantajlar sağlamaya çalıştı. Gerçekte yenilenebilir enerji desteklerinden daha küçük şirketlerin yararlanması gerekirken kapsam genişletilerek Kolin, Cengiz, Sabancı’nın HES’lerine de kamu kaynakları aktarılmaya başlandı. Bir ara “temsil ve ağırlama” maliyet dahi faturalara eklendi lakin tepkiler üzerine bu düzenleme çekildi. Fakat böyle pek çok kalem faturalara dahil ediliyor hâlâ.
Mehmet Şimşek, 'devlet bütçesine yük olmayacak' diye müjdelemişti
En son hattın da 2013’te özelleştirilmesiyle beraber Türkiye’de elektrik dağıtımı tamamen özel şirketlerin eline geçtiğinde, dönemin Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “uzun yıllar zarar eden, kayıp kaçak ve tahsilat problemleriyle uğraşan, sürekli devlet bütçesine yük olan” sistemden kurtulunduğunu müjdelemişti. Şimşek, hizmet kalitesinin artacağını ve vatandaşa maliyetin düşeceğini savunuyordu. Devletin dağıtım ihalelerinin özelleştirilmesinden elde ettiği toplam geliri de 12,7 milyar dolar olarak açıklamıştı.
Gelinen aşamada söylediklerinin hiç biri gerçekleşmediği gibi, özel şirketlerin kar etmesi ve ayakta kalması için bütün maliyet kamuya, oradan da halka yıkılıyor. Üstelik her geçen gün bu batak daha fazla devletin üzerine kalıyor. (BİRGÜN - ONEDIO.COM)
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI AÇIKLAMASI:
Elektriğe gelen fahiş zamlar yurttaşın cebini deldi. Isparta`da kar yağışı gerekçesiyle 5 gün il geneline verilemeyen elektrik, enerjide özelleştirmeyi tekrar sorgulattı. Yılın başından itibaren kamuoyunun en çok tartıştığı konuların başında enerji fiyatları gelirken, halkı ‘elektrik çarptı`! Faturalara bedelleri bir anda 2-3 kata çıkan yurttaşlar çeşitli illerde zamları protesto etti.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Özdağ ile Isparta`da günlerce devam eden elektrik kesintisi vakasından hareketle üzerinden Türkiye‘de enerji politikalarını ve zamları konuştuk. Özdağ, özelleştirmenin neden olduğu enerji krizi nedeniyle yurttaşın ses çıkardığını ve hükümetin bu tepkilerine dayanamayacağını söyledi. Özdağ`a göre yakın zamanda elektrik fiyatlarında düzenlemeye gidilecek.
"ŞİRKET ISPARTA‘DA KÂRA ÖNEM VERDİ"
Isparta`da günlerce süren elektrik kesintileri ile ilgili TEDAŞ`ın 2020 raporunu incelediğini belirten Özdağ, ilginç bir verinin gözüne çarptığı söyledi. Özdağ, "Isparta`nın dağıtım sistemi kayıp kaçak oranı yüzde 5.3. Aynı dönemde Türkiye‘nin ortalaması ise yüzde 12 civarında. Şirket Isparta`daki tüm çabasını, zorlu iklim koşullarına, zorluk mevsim koşularına dönük yürütmek yerine kendi kâr maksimizasyonu için kayıp kaçağı önlemeye harcamış" dedi.
Bu göstergenin Isparta`nın diğer yerlere oranla coğrafi açıdan zor bir yer olmadığını da gösterdiğini de ifade eden Özdağ, "Bu oranların düşük olması aslında Isparta halkının vatandaş olarak üstüne düşeni fazlasıyla yaptığı gösteriyor" dedi.
"ISPARTA`NIN KOMŞULARI KOLİN, CENGİZ, ALARKO OLDU"
"Isparta`nın komşusu Konya, Afyon, Antalya, Burdur, uzaktan komşusu da Denizli idi. Aynı hinterland içerisinde. Bakıyorsun şimdi haritaya Isparta‘nın komşu Alarko, Zorlu, Kolin, Cengiz... Hep şirketler" diyen Özdağ, özelleştirmelerle birlikte şirketler arasında rekabetin arttığını ve yaşananlarının özünün bu olduğunu kaydetti.
"Özelleştirmeden önce elektrik dağıtımında görevli olan üst düzey kamu görevlileri performans primi derdinde olmazlardı" diyen Özdağ, "Olağanüstü giderlerini kısma derdinde olmazlardı, dayanışma olurdu. Isparta`da doğal olaylardan kaynaklanan kötü bir durum varsa inisiyatif kullanabilir, ekip çıkarabilir, teçhizat çıkarabilirdi. Türkiye`ye 20 yıldır dayatılan şey toplumsal anlamda dayanışmanın unutulup acımasız bir rekabetin getirilmesi. Bütün süreç burada yatıyor. Rekabet her şey değildir, bizim özümüz dayanışmadır" diye konuştu.
"GÜNLER SONRA YAN ŞİRKETTEN YARDIM GİTTİ, O DA EMİRLE"
Isparta`ya 5-6 şubatta gibi komşu illerde faaliyet gösteren bir şirketten 10 ekibin gittiği duyumunu aldığını aktaran Özdağ, "Cengiz, Kolin istedi diye değil, bakanın bile sözü geçmedi. Çok daha yukarıdan talimat gelmesi lazım" dedi.
"MESELE DENETİMSİZLİK VE DENETİMİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ"
Denetimsizliğe vurgu yapan Özdağ, "Şimdi, 25 Kasım 2020`de Meclis`te kabul edilen ve 2 Aralık`ta Resmi Gazete`de yayımlanan 7257 sayılı EPDK`deki kanunun 36. maddesi, yeniden özel dağıtım şirketlerinin denetlenmesinin yetkili kurumlara devriyle ilgili. Yani biz elektrik dağıtım şebekesinin işletme hakkını devretmekle yetinmiyoruz ısrarla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görev yapmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Denetlemenin özelleştirilmesi nedir?" diye sordu. Elektrik dağıtım şebekelerinin bakım onarım giderlerinin şirketlerin işletme bütçesine yazıldığını aktaran Özdağ, bu giderleri kısmak için ekip sayısının ve diğer kalemlerin azaltıldığını aktardı.
"ZAMLAR GERİ ALINACAK"
Elektrik tüketim fiyatlarına yapılan zamların geri alınacağını ileri süren Özdağ, "EMO`nun dava açma hazırlıkları var. Sokaktaki insanları kimse örgütlemiyor. Bu içgüdüsel bir tepki. Bunun önünde kimse duramaz. 20 yıllık özelleştirme güzellemeleri üzerinden bir avuç özel şirkete vatandaşın cebinden sermaye aktarımının geldiği nokta bu" dedi.
ŞİRKETLERİN TÜM GİDERLERİNİ BİZ ÖDÜYORUZ
"Yurt dışında doğal gaz, petrol, kömür pahalı" sözlerinin de bir anlam ifade etmediğini belirten Özdağ, "Biz sadece ithal dogalgazın kömürün parasını ödemiyoruz ki. Bu şirketlerin bütün giderlerini ödüyoruz. Yönetim ve destek hizmet alım gideri‘ bu torbanın içine ne koyarsak koy, hepsini biz ödüyoruz. 21 dağıtım bölgesinde, genel müdürün, CEO‘nun tüm giderlerini..." dedi. (EMO.ORG)