Farkında mısınız bilmem ama, dün gecenin 9 Eylül'den çok daha öte bir anlamı var...


Dün 9 Eylül'dü. 9 Eylül'ün İzmir ve İzmirliler için anlamı ve önemi çok büyüktür. 9 Eylül İzmir'in berbat bir işgalden kurtulduğu gündür. Dün gece Kordon'da bu kurtuluşun yüzüncü yılını kutladı İzmirliler. 


Çocukluğumun 9 Eylül'lerini hatırladım dün gece televizyon ekranındaki o muazzam coşkuya bakarken.

Yapıcıoğlu'ndan Malderesi'ni geçerek indiğimiz ana yolun İkiçeşmelik yönüne doğru uzanan sıra dükkanlarının çatılarına çıkarak oradan sabırla izlediğimiz, alkışlarla karşıladığımız kortejler geldi gözümün önüne. Basmane'den başlardı kortej yürüyüşü hep ve Üçkuyular'a kadar uzanırdı. Askerler, gaziler, öğrenciler, üreticiler, kooperatifler, kasaları üzüm, incir, pamuk, tütün yüklü kamyonetler, spor kulüpleri, izciler, muhtarlar, şehrin valisi, kaymakamlar ve daha bir sürü insan ve araç olurdu o kortejlerde. Çocuk aklımla, ellerinde bayrakları ve flamalarıyla önümüzden yavaşça geçip giden atlı askerleri alkışlardım en çok. Nal sesleri beni çok heyecanlandırırdı. Kamyonetlerin kasalarından bizlere atılan mesir macunlarını kapma ise telaşı hep çok eğlenceli olurdu. Kelleci Cemal'in meyhanesinin çatısı o kortejlerin en iyi ve en rahat izlendiği yerdi. Alkış, uğultu, şamata, eğlence, heyecan, coşku, gözyaşı eski 9 Eylül'lerin ana renkleriydiler. Tarifi zor bir ritüel.


Dün 9 Eylül'dü. 9 Eylül'ün İzmir ve İzmirliler için anlamı ve önemi çok büyüktür. 9 Eylül İzmir'in berbat bir işgalden kurtulduğu gündür. Dün gece Kordon'da bu kurtuluşun yüzüncü yılını kutladı İzmirliler. Dün gece Gündoğdu' ya gelen insanların sayısını bilmeme imkan yok. Ama muazzam bir kalabalık olduğu aşikardı. Hatta büyük bir ihtimalle 100 yılın en kalabalık, en coşkulu 9 Eylül'üne tanıklık ettik ülkece. Erzurum'un Antalya'nın, Urfa'nın, Konya'nın ve diğer bütün şehirlerin kurtuluş günlerini doğaldır ki sadece o şehirlerde doğup büyüyenler ve yaşayanlar bilirler ama İzmir'in kurtuluş gününü artık bütün ülke biliyor ve artık önümüzde 9 Eylül'ün ayrı bir yerde duruyor olması diye bir gerçeklik vardır dün geceden sonra.


Dün geceyi bu denli farklılaştıran ve 9 Eylül'ü adeta bütün ülkeye ezberleten temel etken neydi sorusuna gelince...

Ne yaklaşan seçimler, ne ana muhalefetin orada, o alanda olması, ne sıkça sözü edilen konser, ne şu, ne bu. Bunların hiç biri o sözünü ettiğim temel etkenin kapsama alanına giremez. Eğer öyle olsaydı, sabahın erken saatlerinden başlayarak, kutlamaların bitimine kadar yaşlısıyla, genciyle Gündoğdu'ya akmazdı koca şehir. Çünkü İzmirliler rahatlarına düşkün insanlardır. Rahmetli anneannemin deyimiyle, üstüne bir çuval altın verilse rahatlarını bozmak istemezler. Peki neydi binlerce insanı buna rağmen Kordon'a çeken?

Sorunun cevabı çok basit aslında: AKP gericiliğine ve faşizmine isyan!


Yasaklara, tecavüzlere, kadın düşmanlığına, softalığa, yolsuzluklara, hırsızlıklara, arsızlıklara, mala ve ırza çökmelere, mafyalara, cezasızlıklara, yüzsüzlüklere, göz yumulan her türlü kaçakçılığa, failleri ortadayken kaşla göz arasında meçhul yapılan cinayetlere, tarikatlara, cemaatlere ve onların her türlü saçmalıklarına, ahlaksızlıklarına, laikliğe göz göre göre yapılan hayasızca saldırılara, üçer, beşer alınan sözüm ona maaşlara, talana, yalana, dolana, vurguna ve daha saymakla bitmeyecek şerefsizliklerle bu şerefsizliklere hep göz yumup duran, hatta önünü açan AKP iktidarına isyan!


100 yıl önce yakılan isyan ateşi 100 yıl sonra bile sönmemişse, dün gecenin 9 Eylül'den çok daha ötede bir anlamı var demektir. Bu 9 Eylül'ün, 50 yılı aşkındır tanıklık ettiğim 9 Eylül'lerin hiç birine benzemiyor oluşu işte bu yüzdendir.

Sevgiyle, dirençli, uyanık ve her zaman İzmir gibi kalın! (HAYRİ GÜNEL)

Blogger tarafından desteklenmektedir.