İYİ Parti bir süredir HDP ile uğraşmaktan iktidarı eleştirmeyi unuttu. Seçiminin kritik partisine yönelik bu politikanın en çok Erdoğan'ı memnun ettiğine kuşku yok. Akşener böyle devam ederse Erdoğan'a Saray'ı altın tepside sunmuş olur.


Türkiye hızlı bir şekilde tarihi bir seçime doğru yol alıyor. Son birkaç ayda iktidar psikolojik üstünlüğü ve gündem belirleme gücünü tekrar ele geçirmiş görünüyor. Muhalefet İstanbul seçimleri sonrası iktidara karşı psikolojik üstünlük elde etmiş ve bunu uzun süre sürdürmüştü. Altılı masanın kurulması ve tekrar parlamenter sisteme dönüş açıklamasıyla beklenti zirve yapmıştı.

Tam da bu nedenle muhalefet partilerinin, özellikle de  İYİ Parti’nin oylarında belirgin bir artış oldu. İYİ Parti lideri Akşener ve parti kurmayları bu artışın kalıcı olduğu varsayımıyla tek başına hareket eden bir görüntü vermeye başladılar. İYİ Parti oyun kurgusunu, iktidardan çok CHP’den oy alma, DEVA ve Zafer Partisi’nin güçlü görünmesini engelleme üzerine kurdu.  Ancak bu küçük politik hesaplar altılı masaya yönelik umutları kırdı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun iyi planlanmamış ABD ve İngiltere ziyaretleri de bu işin tuzu biberi oldu.

Bu süreçte İYİ Parti’nin en büyük taktik hatası HDP’ye yönelik söylemlerinde görüldü. Her gün HDP’yi hedefe koyan açıklamalar yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminde belirleyici olanın Kürt seçmen olduğunu İYİ Partililer neden anlamazlıktan geliyor?

Bütün bunlar olurken AKP, HDP’ye anayasa değişikliği teklifini götürdü. Herkes merakla beklediği iktidarın etkili küçük ortağı MHP lideri Bahçeli ise AKP ile HDP arasındaki teması ‘doğal’ buldu. Bahçeli ve Erdoğan’ın bugün ak dediğine yarın kara deme politikasına burada da devam etti.

İYİ Parti’nin ideolojik ve seçmen tabanı olarak HDP’ye uzak olduğunu sır değil. Ama Millet İttifakı’nın kazandığı büyükşehir belediye başkanlarının tamamına yakınının HDP’nin oylarıyla seçildiğini biliyoruz. İYİ Partililer bu belediyelerde üst düzey bürokrat, şirket yöneticisi ve çalışanı olarak yer almaya da devam ediyorlar.

İYİ Parti’nin alttan alta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı adaylık için ön plana çıkarması yapılan küçük hesapların en önemlisi. Mansur Yavaş’ı aday gösterdin ve seçildi. Ondan sonra ne yapacaksın? Meclis’te 60-70 vekille yine kilit parti olacağı açık olan HDP’siz ne yapabilirsin? Anket sonuçlarına göre iki blokun da Meclis’te 300 vekil alması zor görünüyor. HDP sadece Cumhurbaşkanlığı seçiminde değil, sonrasındaki süreçte de kritik parti olmaya devam edecek.

Öncesi de var tabii. İYİ Parti lideri BTP liderini ziyaretinde 6’lı Masa’nın yolunu açabileceğini ima etti.  Önceki seçimde 150 bin civarında oy almış bir partinin katılmasını neden çok istiyor Akşener? 6’lı Masa’da kendi kontrolünde ikinci parti mi asıl hedefi?

HDP’yi ‘PKK’nın Meclis’teki temsilcisi’ olarak gören, her konuşmasında kapatılmasını isteyen MHP lideri, HDP ile anaysa değişikliği görüşmesini doğal buluyor, daha kentli ve seküler bir tabandan oy olan İYİ Parti ise seçim ittifakı yapmayı bile doğal bulmuyor. Anlayan var mı, Akşener ne yapmak istiyor?

Son aylarda oy oranları bu kadar bıçak sırtı bir noktaya gelmişken Akşener’in İYİ Parti’yi hızlı büyütme siyaseti Millet İttifakı’nın sonunu getirmese bile seçimin kaybedilmesine neden olabilir. Bu dağınıklık iktidarın oylarının tekrar yükselmesine yol açtı bile. Akşener’in danışmanları ne yaptıklarını biliyor mu?

Muhalefetin, özellikle de İYİ Parti’nin belki de en önemli sorunu iktidarın belirlediği siyasi alanın dışına çıkamaması. İktidarın değil kendisinin sınırlarını çizdiği alanda siyaset yapsa milliyetçi-muhafazakar bir merkez sağ parti olacak. Kürt sorununda, HDP konusunda, Gülen cemaatine yönelik hukuksuzluklar, KHK’lılara yönelik adaletsizlikler konusunda hep iktidarın belirlediği alanda siyaset yaptı.

İYİ Parti kurmay kadrosunun anlamadığı ya da görmezden geldiği şey şu: Kürtlerden oy alamadan merkez sağ parti olunamaz. Benzer şekilde KHK meselesini görmezden gelerek halka ulaşılamaz. İYİ Parti’nin bu iki konuda devletin belirlediği alan dışına çıkabilecek ne cesareti ne kadrosu var.

Devletin belirlediği alanın dışına çıkamamanın bir başka örneği: HDP ile yan yana gelmeye korkan Akşener, derin devletin adamı eski DYP’li Sedat Bucak ile kameralar önünde poz veriyor. Ergenekon davası sürecinde yargılanmış isimleri ön plana çıkarıyor. Parti patinaj yapınca da ne yapacağını şaşırıp yüzde 5 oy alacak bir marjinal parti gibi söylem geliştiriyor.

Erdoğan’ın HDP ziyareti hamlesinin devamı da geldi. Selahattin Demirtaş babasıyla görüşmesi için  Edirne’den Diyarbakır’a getirildi. Seçime kadar bu hamleler devam da edecek. Erdoğan böyle hamle üzerine hamle yaparken Akşener ve ulusalcı tayfası eski ezberleri tekrarlamayı siyaset sanıyor.

Akşener ve ekibi bu yanlış okumayı sürdürürse büyük ihtimal Erdoğan yeniden seçilecek. (KRONOS)

Daha yeni Daha eski