AKP'nin hükümetlik dönemiyle birlikte toplumsal gösterilerde polis-asker kurşunuyla yaşamını yitirenlerin sayısında da, yoğun artışlar görüldü. Özellikle Kürt halkının demokratik mücadelesine dönük şiddet politikasıyla karşılık veren devletin zulmünden, diğer muhalefet çevreleri de kimi zaman nasibini aldı.

AKP Hükümeti, siyasal iktidar koltuğuna oturmasıyla birlikte hak ihlallerine ve dahası öldürmeye başlamakta da gecikmedi. 2002 yılında 75 kişinin ölümü "faili meçhul" kalırken; aynı tarihte, toplumsal gösterilerde kolluk kuvvetlerinin saldırıları da 2 kişinin ölümüne yol açtı.

2006'DA KATLİAM YAŞANDI

Kürtlerin cenazelerine sahip çıkmaları her seferinde devlet terörünü de harekete geçirdi. 2006'nın Mart ayında da devlet için terör zamanıydı. Muş Merkez, Diyarbakır Kulp, Bingöl Genç ve Solhan ilçeleri arasında bulunan alana yönelik düzenlenen operasyonda yaşamını yitiren 14 gerilladan 4'ünün cenazeleri Diyarbakır'a getirilip Yeniköy Mezarlığına defnedilmişti. Devlet, Kürtlerin evlatlarına sahip çıkmalarına tahammül gösteremeyerek saldırıya geçmişti. 28 Mart 2006 - 3 Nisan 2006 tarihleri arasında güvenlik güçlerinin açtığı ateşler sonucunda Diyarbakır'da yaşamını yitirenlerin sayısı 10'u bulmuştu. Ölenlerin isimleri ve yaşları şöyleydi: "Mehmet Akbulut (18), Halit Söğüt(78), Tarık Ataykaya(22), Mehmet Işıkçı(19), Abdullah Duran(9), Enez Ata(8), Mahsum Mızrak(17), Emrah Fidan (17), İsmail Erkek(8), Mustafa Eryılmaz(26)."

Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nun yürürlüğü girdiği 2007'den itibaren polis kurşunuyla ölenlerin sayısı da artıyordu. Polis, bu kanundan yararlanarak hükümet muhalifi gösterilerde kan akıtıyordu.

8 MART'TA POLİS CİNAYETİ

Van'ın Erciş ilçesinde de Mehmet Deniz isimli yurttaş toplumsal gösterilere katıldığında öldürüldü. 2008'de, 5 Mart'ta düzenlenen 8 Mart etkinliklerinde öldürmüştü polis, Deniz'i. Deniz'in otopsi raporu, devletin çarpıtmada bulunmasının da önüne geçmişti; vücudunun çeşitli yerlerinde darp izlerine rastlanmış, gömülmesinden önce çekilen kamera görüntüleri ile de katilin izi görülmüştü.

NEWROZ KUTLAMALARINA KURŞUN

Aynı tarihte, yine aynı kentte polis iş başındaydı. Zeki Erik isimli yurttaş, 22 Mart 2008’de Van’daki Newroz kutlamalarına müdahale eden güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu göğsünden yaralandı ve 100. Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Polisin kurşunlarına yenik düşen Erik, hastanede yaşamını yitirdi.

YAHYA'YI POLİS PANZERİ EZDİ

Devlet, sadece kurşunlarını kullanmakla yetinmiyordu. Yahya Menekşe 15 yaşındaydı. 2008'de Şırnak'ın Cizre ilçesinde, 15 Şubat protestolarındaydı. Yaşamını yitirmesinin sebebi olarak devlet "taş isabet etti" dedi ancak Kürtleri inandıramadı ve haklı çıktı; Yahya'nın Ölüm Muayene Tutanağı'nda, panzer tarafından ezildiği doğrulandı.

Herhalde direnen halklar arasında 'devrim şehitleri' listesine göz atıldığında, bu listede yer alan kimi Kürtlerin yaşları hayrete sürükleyecektir. 2009'da Cizre'deki Newroz gösterilerinde polisin gaz bombasıyla yaşamını yitiren Mehmet Uytum, henüz 18 aylıktı.

ŞERZAN KURT-AYDIN ERDEM-MURAT ELİBOL

Muğla Üniversitesi'nde çıkan olaylarda da polisin hedefinde Kürt öğrenciler vardı. Şerzan Kurt, bu olaylar sırasında polis kurşunuyla yaşamını yitirdi. Kurt'un beyin ölümü gerçekleştiğinde, ailesi organlarını bağışladı. Muğla Valiliği ve polisi bir süre Kurt'u öldüren kurşunun polis tabancasından çıkmadığını iddia etmiş ancak daha sonra katil polis G.S tutuklanmıştı.

Polisin kurşunuyla yaşamını yitiren bir başka üniversite öğrencisi Kürt de, Aydın Erdem'di. Dicle Üniversitesi öğrencisi Erdem, 6 Aralık 2009 tarihinde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın cezaevindeki tecrit koşullarının ağırlaştırılmasını protesto etmek için düzenlenen yürüyüşte polis kurşunuyla sırtından vurularak katledildi.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi Murat Elibol, 4 Aralık 2011 tarihinde BDP'nin düzenlediği "Buradayım. İrademe Sahip Çıkıyorum" mitingi sonrası mahalle ortasında sırtından vurularak öldürüldü.

Sadece Kürtler değil; AKP'ye muhalif meydanlara çıkan herkes devletin ölüm listesindeydi sanki. Emekli öğretmen Metin Lokumcu, geçtiğimiz yıl Tayyip Erdoğan'ın Hopa'daki mitingi sırasında hidroelektrik santrallere karşı "su haktır satılamaz" pankartı açmıştı. Protesto gösterisindeki polis saldırısı sonucu biber gazının etkisiyle kalp krizi geçirdi ve yaşamını yitirdi.

SEÇİM PROTESTOSUNDA ÖLDÜRÜLDÜ

YSK'nin bağımsız adaylara yönelik veto kararı da, kan akmasına neden olmuştu. Demokratik haklarını kullanarak kararı potesto etmek amacıyla Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde 20 Nisan'da düzenlenen yürüyüşte, İbrahim Halil Oruç polis kurşunuyla yaşamını yitirmişti. İbrahim, lise öğrencisiydi.

Cenaze törenlerinde ve hayatını kaybedenlerin anıldığı gösterilerde polis asgari saygısını da yitirmiş şekilde, saldırmaktan geri durmuyor. Halil İbrahim Oruç’u öldürenlerden hesap sormak için yapılan yürüyüşe polis ekiplerinin gaz bombalarıyla müdahale etmesi sonucu, gazdan etkilenen Kazım Şeker (60), yaşamını yitirdi.

HACI ZENGİN BİBER GAZIYLA ÖLDÜRÜLDÜ

Polis, bu yılı da kansız geçirmemekte ısrarcı. İstanbul'daki Newroz gösterilerinde hükümetin talimatıyla saldırıya geçen polis, BDP yöneticisi Hacı Zengin'i gaz bombasıyla yaraladı. Nefes darlığı bulunan Zengin, yaralanmasının ardından yaşamını yitirdi.

Mehmet Şahin Demir de, 28 Mart 2012 tarihinde, Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nde 2 PKK gerillasının cenaze töreni sırasında polisin müdahale etmesi sonucu çıkan olaylar esnasında yaşamını yitirdi.

Ve dün... Polis, Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde HPG gerillası Cengiz Özek'in (Êriş Dildar) cenaze törenin ardından taziye evine doğru yürüyüşe geçen kitleye saldırdı. Kürdün ne yaşayanına, ne de ölenine saygı gösterilmedi. 17 yaşındaki Özgür Taşar'ın, görgü tanıklarının savcıya verdikleri bilgiye göre; polis kurşunuyla katledildi.
Daha yeni Daha eski