Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Merkez Komitesi, 17 Haziran’da yapılan seçimler üzerine bir değerlendirme yayımladı. KKE MK değerlendirmesi parti örgütleri, gençlik örgütü KNE ve parti dostları ve destekçileri ile yapılacak toplantılarda tartışıldıktan sonra son halini alacak.
Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Merkez Komitesi, 17 Haziran’da yapılan seçimler üzerine bir değerlendirme yayımladı. 18 Haziran’da toplanan KKE Merkez Komitesi’nin değerlendirmesi parti örgütleri, gençlik örgütü KNE ve parti dostları ve destekçileri ile yapılacak toplantılarda tartışıldıktan sonra son halini alacak. Gerek 6 Mayıs’ta gerekse 17 Haziran’da yapılan seçimlere ilişkin gözlem, fikir ve önerilerin toplanmasının ardından nihai halini alacak metnin, partinin acil görevlerini de tayin edeceği kaydedildi.
Seçim sonuçları ile ilgili değerlendirme
Kamuoyuna açıklanan metnin “temel değerlendirme” alt başlığını taşıyan bölümünde öncelikle, seçimde KKE’nin yaşadığı ciddi oy kaybının partinin eylem düzeyini ve mevzilerini yansıtmadığı vurgulandı. Seçimler üzerinde Yunanistan’ın Avro bölgesinden çıkartılması yönündeki tehditlerin ve bundan duyulan korkunun önemli bir rol oynadığını belirten KKE MK, seçimlerin KKE’ye ve emek hareketine karşı sistematik bir kampanyaya sahne olduğunun altını çizdi.
17 Haziran seçiminin galibi Yeni Demokrasi’nin (ND) sermaye sınıfına ve Avrupa Birliği’ne Yunanistan’ı tek yolunun AB olduğu yönünde güvence verdiği belirtilirken, AB’ci yolun Yunan sermaye sınıfının krizi yönetme şekli olduğu ifade edildi.
Radikal Sol Koalisyon’un (SYRIZA) ise seçim programında Memorandumun ve borç anlaşmasının feshedilmesi, özelleştirilmelerin durdurulması gibi kritik başlıklarda her türlü radikal ifadeden kaçındığını belirten KKE, SYRIZA’nın yoğun bir manipülasyona maruz kalarak, AB’ye ve Avro bölgesine karşı çıkmadan memorandum üzerinde müzakere yapılmasını isteyen insanlar tarafından desteklendiği vurgulandı.
Faşist parti Altın Şafak’ın oylarını artırması üzerinde de duran KKE Merkez Komitesi, bu partinin işçi ve halk hareketini kırmak için burjuva siyasi sistemin elindeki önemli bir araca dönüştüğünü ifade etti. Bu partinin faşizm ile komünizmin eşitlenmesi yönündeki tehlikeli eğilimi bir devlet politikası, sonuç olarak da KKE'ye karşı bir devlet pratiği haline getirmek için kullanılabileceği kaydedildi.
KKE açıklaması şöyle devam ediyor:
“Bir bütün olarak seçim sonucu, kriz dönemi boyunca gelişen sınıf belirlenimli radikalizmin, burjuva ideolojisi ve propagandasının yönlendirdiği, yükselen küçük burjuva radikalizmi tarafından kuşatılması eğilimini yansıtmıştır. (…) Son tahlilde gelişen bütün olumlu eğilimler dar kapsamlı bir memorandum karşıtlığı, yoksulluk ve kitlesel işsizliğin arttığı koşullarda beklentilerin düşürülmesi tarafından etkilenmiştir.”
“Seçim sonucu sermaye sınıfının iki partili rotasyon sistemini yerine, çekirdeğinde merkez sağ ND’nin ve PASOK’un örgütlü kadrolarının büyük bir kısmını soğuran merkez sol SYRIZA’nın durduğu, iki kutuplu bir sistemle ikame etme planlarının güçlenmesini sağlamıştır. Sosyal demokrasiyi yeniden örgütleme planları kolaylaşmıştır.(…)
“Merkez Komitesi bu defa KKE yerine başka partilere, özellikle de SYRIZA’ya oy vermeyi tercih edenleri, geriye dönük olarak bu tercihleri üzerine yeniden düşünmeye çağırmaktadır. KKE Merkez Komitesi genel anlamda emekçi halkı 6 Mayıs ile 17 Haziran arasında gerçekleşen, bu seçim mücadelesine özel ve eşi görülmemiş bazı özellikler atfeden, diktatörlük sonrası dönemde tecrübe etmediğimiz olaylar üzerinde sakin bir biçimde düşünmeye davet etmektedir. Bu unsurlar özellikle şunlardır:
a. AB Komisyonu’nun Almanya, Fransa, İtalya, IMF, ABD ve uluslararası medyadaki önde gelen şahsiyetleri eliyle, eşi görülmemiş bir düzeyde doğrudan, provokatif ve apaçık müdahalesi. (…)
Bu çerçevede özellikle ND ve SYRIZA üzerine kurulmuş iki kutuplu bir sistem yaratmak yönünde sistematik bir çaba harcanmıştır. Ayrıca Haziran ayında yapılan Yunanistan seçimleri, keskinleşen kriz nedeniyle Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya arasındaki artan rekabete hizmet eden bir deney ve bu bir araç olarak işlev görmüştür. (…)
Yunanistan seçimleri ve gelişmeler bu güçler tarafından, 28-29 Haziran’da yapılacak AB Zirvesi, 18-19 Haziran’da yapılacak G7 ve G20 zirveleri öncesinde bir kaldıraç olarak kullanılmıştır. SYRIZA’nın Merkel’e karşı retoriği (…) Almanya’nın bazı rakipleri tarafından olduğu gibi ABD tarafından da kullanılmıştır.
b. SEV’in (Yunan İşletmeler Federasyonu) memorandum karşıtı SYRIZA ile koalisyon kurulması yönündeki açıklaması. SYRIZA’ya bazı tekel gruplarının ve onların medyadaki kollarının, devlete ait radyo ve televizyon kanallarının verdiği açık destek.
c. PASOK’un özellikle de eski devlet işletmeleri, bankalar, kamu idaresinde bulunan; ayrıca seçim kampanyasının organize edilmesinde aktif bir rol oynayan kadrolarının örgütlü bir şekilde SYRIZA’ya geçmesi ve böylece PASOK’un seçmen tabanının önemli bir kesiminin SYRIZA’ya aktarılması.
d. (…) Son iki seçim dönemi, özellikle de 17 Haziran seçimleri, seçmenlerin daha önce görülmemiş düzeyde şantajla, dezenformasyon yoluyla, burjuva yönetimini temsil eden bir hükümette yer almayacağını söylediği için partiye karşı girişilen saldırılarla manipüle edilmesine sahne oldu. Partiye yönelik saldırının hedefinde partinin stratejisi, krizin sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda yönetilmesine hizmet edecek bir hükümette yer almayı reddetmesi yer alıyordu. (…)
Partinin seçim çalışmaları üzerine değerlendirme
KKE Merkez Komite açıklamasının ikinci bölümünde ise partinin seçim çalışmaları değerlendirildi. Değerlendirmenin bu bölümünün girişinde, “Radikal solcu insanların da seçim sandığında KKE’yi desteklemenin partinin, hareketi yeniden toparlaması ve yeni saldırıyı geri püskürtmesi için ne kadar önemli olduğu konusunda bazı sonuçlara varma fırsatı bulacakları” ifade edildi.
Açıklamanın partiye ilişkin değerlendirmeler bölümünden bazı satır başları ise şu şekilde:
“KKE, var olan korkulara, kaderciliğe ve çeşitli tehditlere (Avro bölgesinden atılmaktan, bir hükümetin kurulamaması korkusuna kadar) ve SYRIZA tarafından sistematik bir biçimde beslenen yanılgılara karşı mücadele etti. Parti, halka krizin niteliğini ve krizden işçi sınıfının lehine bir çıkışın ön koşullarını, KKE’nin bir hükümete katılmasının şartlarını anlattı ki bunlar AB’den çıkmayı, borçların tek taraflı olarak iptalini ve [üretim araçları mülkiyetinin] sosyalleştirilmesini, yani bir işçi sınıfı-halk iktidarını gerektiriyordu. KKE bu mücadeleyi seçimde bedel ödemek pahasına yürüttü.
Çünkü partinin krizi yönetmeye aday olan bir hükümete katılmak yönündeki baskı karşısında en ufak bir geri adım atması, emek hareketinin silahsızlandırılmasına, gerilemesine ve yenilmesine; tekellerin, AB ve NATO gibi emperyalist birliklerin siyasi hattına karşı güçlü bir toplumsal/siyasal ittifak oluşturulması çabasının sona ermesine neden olacaktı. (…)
(…) Bu koşullar altında, Avrupa’da başka bir dizi komünist parti parlamentoda temsil edilmiyorken veya sosyal demokrat ve oportünist sol hareketler içerisine dağılmışken KKE’nin daha az seçmen kuvvetine kıyasla geniş bir siyasi etkiye sahip olarak ayakta kalması büyük önem taşımaktadır.
(…)
KKE’nin bu ciddi baskı koşulları altında seçimdeki gücünde gerçekleşen bu büyük gerileme, yalnızca mevcut nesnel koşullar temelinde değerlendirilemez. (…)
MK ve partinin bütünü kapsamlı bir tartışma yürüterek, orta vadede partinin siyasi etkisine tesir eden öznel faktörleri ve seçim sonuçları üzerindeki etkisinden bağımsız olarak seçim döneminde ortaya çıkan öznel zayıflıkları ele almalıdır. (…)
Partinin 18. Kongresi ve kongrenin ardından alınan MK kararları, partinin mücadelenin gereksinimlerini ve taleplerini karşılama yeteneği üzerinde etkisi olan unsurların altını çizmiştir: Parti işçi sınıfı ve halk kitleleri içerisinde nasıl çalışıyor; işçi sınıfı içerisinde partiyi inşa etmek üzere, işyerlerinde ve sektörlerde, toplumsal ittifakı sağlamak için, gençlik ve kadın içerisinde nasıl işliyor… Bu aynı zamanda parti ve işçi sınıfı ile gençlik içerisindeki ideolojik, siyasal çalışmayla da bağlantılıdır.
Seçim mücadelesi, daha iyi incelenmesi gereken ve seçimler üzerinde belirli bir düzeyde etkisi olmuş olan yeni boyutlarla ilgili daha bütünlüklü sonuçlar sunabilir. Doğru stratejiye ve militanlığa sahip olmak yeterli değildir; görevlerimize ve hızlı bir biçimde gelişen olaylara tekabül eden mümkün olan en büyük beceriye nasıl ulaşacağımız konusunda daha dikkatli bir çalışma yapmaya ihtiyacımız bulunmaktadır. (…)
Partinin yeni görevleri
KKE MK değerlendirmesinin üçüncü bölümü ise partinin yeni koşullardaki görevleri üzerinde duruyor. “KKE, işçi sınıfı ve halkın radikal güçleriyle buluşmak için çabalayacak ve bunun için mücadele edecek; böylece halkın, kurmaya hazırlandıkları hükümetin siyasi iflasının faturasını ödemesine karşı duracak” diye başlayan bölümde şunlar söyleniyor:
Umut kaybedilmemeli, halk yeni önlemleri durdurmak, kendi iktidarını kurmak için gerekli mevzilere ulaşmak için güç toplamalıdır. (…)
KKE, halk düşmanı siyasi çizginin devam etmesinden duyulacak hayal kırıklığına karşı mücadele edecektir. (…)
KKE’nin tarihsel sorumluluğu, halk aleyhine krizin yönetilmesi amacıyla kurulacak bir hükümete destek vermemektir.
KKE değerli bir tarihsel ve güncel deneyim birikimine, mücadeleyi hem hareketin ani bir yükselişe geçtiği hem de emek hareketinin gerilediği koşullara göre ayarlama becerisine ve direncine sahiptir. KKE acil taleplerle genel talepleri bir araya getirebilir, mücadeleci güçleri ortak bir siyasi amaç etrafında birleştirebilir.
a. KKE, belki de ABD seçimleri sonrası için hazırlanan Suriye ve İran’a karşı bir savaş için Yunanistan topraklarının kullanılmaması ve Yunanistan’ın böyle bir savaşa hiçbir şekilde katılmaması için halkla ve gençlikle birlikte mücadele edecektir.
b. Artık daha küçük bir parlamento grubuna sahip olan KKE, halkın kritik sorunlarına ilişkin kanun tasarıları ve değişiklik önerileri sunmaya devam edecektir. En başta sunulacak tekliflerden bir tanesi, bir önceki parlamento tarafından geçirilen memorandumun, Borç Anlaşmasının ve bunlarla ilgili bütün kanunların feshedilmesi olacaktır.
c. KKE, EOPYY’nin (Ulusal Sağlık Hizmetleri Örgütü) ve sosyal güvenlik fonlarının finansmanı, sağlık merkezleri ve hastanelerin işler hale getirilmesi, işsizlerin ve borçlu hane halklarının korunması, emekçi ailelerin ağır dolaylı ve dolaysız vergilerden muaf tutulması; gençliğin, kadınların, yaşlıların ve engellilerin keskinleşen sorunları gibi kesinlikle acil meselelerde emek hareketi ve müttefiklerinin örgütlenmesini doğrudan doğruya destekleyecektir. Kontrolsüz bir iflas ve yeni bir devalüasyon durumunda da parti, halkın acil ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı olacak her türlü halk inisiyatifini, dayanışmasını ve eylemini destekleyecektir.
d. KKE, 28-29 Haziran’da toplanacak AB zirvesinin kararlarına karşı bir eylem örgütleyecek, böylece [Avrupa] Komisyonunun süper yetkileri ile ilgili tartışma başlatılacaktır.
e. Merkez Komite, işçi ve emekçileri, kendi hesabına çalışanları ve yoksul çiftçileri, ikinci ve üçüncü düzey sendikal örgütlerdeki olumsuz güç dengesini değiştirmek üzere demokratik seçimler yoluyla derhal harekete geçmeye ve bugüne kadar sendikalara katılmamış milyonlarca işçiyi taban örgütlerinde faaliyete geçmeye çağırır.
(soL-Dış Haberler)
Daha yeni Daha eski