HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

İBADET YASAK LİNÇ SERBEST

Hükümetten yargıya kadar herkesin karar ve açıklamalarıyla Alevileri hedef göstermesi meyvelerini verdi. Meletî’nin Sürgü Beldesi’ndeki Alev...

Hükümetten yargıya kadar herkesin karar ve açıklamalarıyla Alevileri hedef göstermesi meyvelerini verdi. Meletî’nin Sürgü Beldesi’ndeki Alevi yurttaşlar, linçlerin hedefi oldu. Yetkililerin izlediği linç ise oldukça organize

DAVUL BAHANE LİNÇ ORGANİZE

Üç gündür süren linç girişiminin ayrıntıları da netleşmeye başladı. Dehşet gecesini yaşayan Fidan Evli linç girişiminin organize olduğunu söyledi: “Basının yansıttığı gibi davul kavgası değil. Davulu bahane edip organize ettikleri saldırıyı devreye koydular. Madem ‘Kişisel olay’ diyorlar neden kolluk görevlileri müdahale etmedi.”

ASKER LİNCİ ÖNCEDEN BİLİYORDU

Saldırganlardan tek bir kişinin dahi gözaltına alınmadığına dikkat çeken Evli, saldırıların organize olduğunu şöyle anlattı: “Kaç gün geçti, savcı olay yerine bile gelmedi. Daha önce kolluk kuvvetleri gelip bize üç beş kişi kapınıza gelirse siz provakosyona gelmeyin demişti. Şimdi o üç beş kişi geçen gün yüzlerce oldu.”

Belediye Başkanı’nın parmağı var

Linç girişimine maruz kalan aileye, “burayı terkedin, yoksa kan gövdeyi götürecek” diyen Belediye Başkanı’nın olayı organize edenlerden olduğu belirtildi. Belediye sitesinde yayımlanan açıklamalarda, “Ramazan davulcusunu darp ettiler ve daha önceleri de olay çıkarmışlardı” açıklamaları da iddiayı doğruluyor.

Davulun sesi değil yalancının mumu

Meletî’nin Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü Beldesi’nde yaşayan Alevi yurttaşlar, saldırıların hedefinde. Sürgü Beldesi’nde 2 gün önce Alevi yurttaşlara yönelik saldırının gerçekleşmesinin ardından tedirginlik gittikçe artarken, linç girişiminin ayrıntıları netleşiyor. Dehşet gecesini yaşayan Fidan Evli, olayın sebebi olarak “davul kavgası”nın gösterilmesine tepkili. Evli, “Biz yıllardır buradayız. Bugüne kadar davulcularımız zaten gelip çalıyorlardı. Ne biz birşey söylerdik ne de onlar gelip bize bir şey söylerdi. Ama bu yıl davulcularımızı değiştirmişler. Yeni gelen davulcu 21-22 yaşlarında bir genç. Gelip 40 yaşındaki ablama ağıza dahi alınmayacak hakaretlerde bulunuyor. Biz de buna tepki gösterdik. Sonra birden toplanıp, “Siz bizim davulcumuza nasıl karışırsınız, bugün davulcumuza karışırsınız yarın ezanımıza karışırsınız” deyip saldırdılar. Yani tamamiyle bahane edip organize ettikleri saldırıyı devreye koydular” dedi.

Savcı hala gitmemiş

Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen tek bir kişinin dahi gözaltına almadığını, tutuklanmadığını söyleyen Evli, şunları dile getirdi: “Biz bu olayın peşini bırakmayacağız. Şikayetçi olacağız. Düşünün bize ateş açıyorlar, evlerimizi yakmaya çalışıyorlar ama ne bir tutuklama var ne de savcı gelip neler oldu diye soruyor. Bu tavrı anlayabilmiş değiliz. Madem “Kişisel bir olay” diyorlar neden kapımızın önünde silahlar çekildi ve neden kolluk görevlileri buna müdahale etmedi. Bütün bunlar provakasyon.

Can’ımız güvende değil

Buradaki Sünni dostlarımıza yüklenilmesini istemiyoruz. Çünkü olay sadece Sünnilik Alevilik meselesi değildir. Burada katliama ramak kalmıştı. İllaki ki birilerinin ölmesi mi gerekiyor. Belki öldürülmedik ama bu öldürülmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. İki günden beridir, hatta olay basına yansıdığında da tehditler ve toplanmalar oldu. Provakatörler gelip bizi tehdit etti, “Yarım saat içinde burayı terk etmezseniz gelip sizi diri diri yakacağız.” Bunu defalarca yaptılar. Bunu bize söyleyenler arasında belediye azaları da vardı. Belediye Başkanı ise gelip bize diyor ki “gidin, elimizden gelen tek şey sizi buradan çıkarmak. Can güvenliğinizi sağlayamayız. Eğer burada kalırsanız can güvenliğiniz yok” diyor. Biz ise karşı çıktık. Biz kendi yurdumuzdan, kendi memleketimizden gitmek istemiyoruz. Çözüm olarak sürgün etmeyi dayatıyorlar ama bu durumda bizi iki kez mağdur etmiş olacaklar. Bu provakatörlere destek veriyorlar böyle yaklaşarak.

Üç beş oldu sana yüz

Olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Hiçbir şey ortada yokken, böyle bir olayın yaşanması bizi oldukça ürküttü. Çünkü daha önce kolluk kuvvetleri gelip bize üç beş kişi kapınıza gelirse siz provakosyona gelmeyin demişlerdi. şimdi böyle bir şeyin yaşanması bizi tedirgin etti. Bu üç beş kişi geçen gün yüzlerce oldu. Önümüzdeki günlerde binleri bulmayacağının garantisi yok. Neden bu üç beş kişi madem biliniyordu neden engellenmedi. Hadi engellemediler her fırsatta bize sıktıkları gazları bir araya geldiklerinde neden onlara sıkmadılar. Neden bize ateş açtıkları halde onları gözaltına almadılar.

Onlar dışarıdan bize saldırdıklarında evde olan küçük yeğenim kendine işedi. Şimdi okula bile gitmek istemiyorlar. Son olarak ben Kürtlerden, yoldaşlarımızdan, Avrupa’daki dostlarımızdan, Sünni ve Alevi dostlarımızdan destek istediğimi belirtmek istiyorum.”

‘Kürtlere ölüm’, ‘Alevilere ölüm’

Kendilerini linç etmeye geldiklerini söyleyen Leyla Evli de yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “Bizi öldürmeye gelmişler, zaten adamların amacı belliydi. ‘Kürtlere ölüm’, ‘Alevilere ölüm’, ‘Sizi burada barındırmayız, gidin buradan, gitmeseniz de biz sizi öldüreceğiz’ diyerek bizi tehdit ettiler. ‘Sivas Katliamı gibi yapacağız’, ‘Madımak’taki gibi yapacağız, yakacağız sizi’ dediler.”

Belediye Başkanı’nın da parmağı var

AKP’li belediyenin internet sitesinde yer alan açıklamada, ailenin “provokatör” olduğu, Ramazan davulcusunu darp ettiği ve “daha önceleri de olay çıkardığı” iddia edildi. Faşistlerin saldırısına maruz kalanlardan Perişan Evli de Belediye Başkanı’na tepki gösterdi. Evli, “Bizim kapımız penceremiz kırılmış, darp edilmişiz. Suç duyurusunda bile bulunamıyoruz, çünkü dışarı çıkamıyoruz. 4 gündür dışarı çıkamıyoruz. Kesinlikle kabul etmiyoruz, bizim söylediklerimizde yalan yok. Belediyenin açıklaması kesinlikle yalan. Can güvenliğimiz yok. Bu işte Belediye Başkanı’nın da parmağı var” dedi.

AKP’li Belediye Başkanı: Gidin
AKP’li Vekil: Olayı abartmayın

Alevi ve Kürt aileye yönelik faşist saldırı önceki gece de devam etti. Süngü Belediye Başkanı Faruk Taşdemir, Evli ailesini, AKP ve CHP milletvekillerinin yanında da tehdit etti. Ailenin koruma talebine “Beldeyi terk edin” yanıtı veren Taşdemir, yine ailenin güvenliğinin sağlanamayacağını belirterek, beldeden ayrılması konusunda baskı yaptı. Aile, kendilerinin gitmesi durumunda diğer Alevi ailelere saldırıların artacağını belirterek, bunu kabul etmedi. Vekiller ile kurum temsilcilerinin evde olduğu saatlerde, sahur zamanı yine gerginlik yaşandı. Davul sesleri ile birlikte tekbir sesleri de geldi.

Ayrıca ziyaret sırasında AKP Milletvekili Mustafa Şahin olayın basında abartıldığını söyleyince, aile tepki gösterdi. Hasan Hüseyin Evli, Şahin’e, “Burada sen olayın üstünü kapatıyorsun” dedi. Leyla Evli de, olayın basit ve kolay olmadığını belirtti. Sağduyulu davrandıklarını ve kimseye zararlarının olmadığını anlatan Leyla Evli, “Burada kalmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin karışmaması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Saldırının temelini AKP attı

Sürgü’de yaşanan saldırının zemini AKP hükümetinin Alevi politikasıyla atıldı. Daha birkaç hafta önce TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Cemevleri ibadethane değildir. Alevilerin ibadet yeri camidir” açıklamasında bulundu. Ardından aynı açıklama Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’dan geldi. Bütün bu açıklamaların üzerine bir de Diyanet, “Cemevleri ibadethane değildir” dedi. Devletin bütün kurumları bu şekilde ağız birliği edince, Yargıtay da boş durmadı. Yargıtay da bu açıklamaların ardından ‘Cemevleri ibadethane değildir’ diye karar verince, Aleviler faşist saldırıların hedefine AKP hükümeti tarafından bizzat yerleştirildi.

Tepkiler büyüyor

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kemal Bülbül açıklama yaparak olayı kınadı. AKP hükümetinin katliamlara davetiye çıkardığını söyleyen Bülbül, AKP hükümetinin ve Başbakan’ın yaptığı açıklamalar bu saldırının zeminini yaratmıştır.

ESP de “Devlet lince karşı kılını kıpırdatmamış, ama ‘engelleyemiyoruz’ bahanesiyle lince maruz kalanlara sürgünü dayatmıştır. Yeni Madımak’ları önleyecek olan halklarımızın birleşik demokratik direnişidir” diye kaydetti.

ÖDP Eşbaşkanı Bilge Seçkin Çetinkaya da saldırının sorumlusunun AKP hükumeti olduğunu belirterek, “Bu saldırının zeminleri bizzat AKP iktidarı tarafından hazırlanmıştır” dedi.

İHD İstanbul Şubesi de, linç girişiminin “köklü ırkçı nefret geleneğinin ürünü” olduğunu belirtti. İHD, açıklamasında şöyle dedi: “Irkçı şiddetin kökü çok derinlerdedir. Çünkü devlet tarafından beslenmektedir.”

Tuncel: Bir hafta önce de darp etmişler

Aileyi BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve Ferhat Tunç, BDP’li ilçe yöneticileri, Alevi dernekleri de ziyaret etti. Günlerdir ailenin yanında olduklarını söyleyen Tuncel, “Ailenin yanındayız. Dayanışma mesajımızı verdik. Aile, Alevi-Sünni kavgasına dönüştürülmesine karşı. Buna izin vermeyecklerini söylediler. Sağduyulu olan taraf halen aile. Sorumlusu olarak ise AKP görülüyor. Burada bir provasyon olduğu ortada. Burada bir Alevi-Sunni ve hatta Türk-Kürt çatışması yaratılmak isteniyor. Bu olay bir kaç gündür devam ediyor. Birden bire gelişen bir durum yok. Çünkü ailenin bir ferdi bir hafta önce oruç tutumadığı için kahvede darp edilmiş. Arkasından böyle bir olay gerçekleşmiş. Belli ki organize bir durum” dedi.

Ziyaret esnasında yanlarına gelen Salih Ayabakan isimli belediye meclis üyesi tarafından hakaret ve tehditlere maruz kaldıklarını açıklayan Tuncel, şunları anlattı: “Belediye Meclis Üyesi ailenin evine gelerek, davulcunun darp edildiğini, ailenin mağdur olmadığını söyledi. Bizleri, gelişmeyi haber yapanları kınadı. Belli ki burada belediyenin bir rolü çok açık. Belediyenin bir parmağı var gibi görünüyor.” Tuncel, saldırının ‘münferit’ görülemeyeceğine dikkat çekerek, “Ciddiye almalıyız. Bunu küçültmeye çalışıyorlar ama izin vermemeliyiz. Ayrıca ailenin sadece Alevi kimliği yok, aynı zamanda Kürtler. Özel bir yıldırma politikası olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Ferhat Tunç ise, “Düşündüğümüzden daha tehliyeli bir tablo ile karşı karşıyayız. Olayın başlangıcı bile bir örgütlü durumunun olduğunu gösteriyor” dedi.

Tunç, sadece beldeden değil, başka yerlerden de saldırganların geldiğini, “Saldıranlar sadece buradan kimseler değil. Dışarıdan da özellikle gelmişler. İçlerinde sarhoş olanlar da varmış. Alevi ve Kürtlere dönük bir saldırı bu” sözleriyle anlattı.

Öte yandan BDP Milletvekili Mülkiye Birtane hemen harekete geçerek linç girişimini Meclis’e taşıdı.

Medyanın yamyamları yine iş başında!

Kürtlere ve Alevilere yönelik her saldırının ardından egemen medyada yer alan ırkçılar da harekete geçiyor. Kendisi de Sivaslı olan Beyaz TV Muhabiri Muammer Yaşar, Sivas Katliamı’nı onaylayarak, bir sosyal paylaşım sitesinde şu yorumu yaptı: “O yamyam aile de mübarek Ramazan’ın simgesi olan davuldan rahatsız olmayacak. Nasıl bizler sizin ceminizden, deminizden rahatsız değilsek, siz de artık hazmedin. Etmezseniz yakarlar da yıkarlar da gardaşım. Herkes akıllı olacak, herkes inancına saygılı olacak” dedi. Yaşar, gelen tepkiler üzerine, “ Aleviler neden hep Müslüman mahallesinde salyongoz satarlar? Satarlarsa tıpkı bizim can Sivasımız da olduğu gibi sizi yakarlar oğlum” dedi.

Duyar duymaz sokağa döküldüler

Alevilerde Sürgü’deki yurttaşlara destek olmak amacıyla alanlara çıktı. İstanbul’da Taksim Meydanı’nda ve 1 Mayıs mahalelerinde halk gece yarısı sokağa çıkarak eylem yaptı. Taksim’de bir araya gelen binlerce kişi adına yapılan açıklamada, “Bu sadece bir grubun münferit saldırısı değildir. Bu ülkemizde Alevilere dönük ayrımcı politikaların aslında taşradaki yansımaları haline dönüşmüştür. Bu olay aydınlatılana kadar eylemlerimiz gece-gündüz devam edecek” dedi.

1 Mayıs’da ise yapılan eylemde, Meletî’de yeni bir Sivas provasının yapılmak istendiği belirtildi, hükümetin politikalarının Alevilere yönelik saldırılara zemin hazırladığı vurgulandı. Maltepe’ye bağlı Gülsuyu’nda da yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşte, “Gülsuyu uyuma Malatya’ya sahip çık”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganlarıatıldı. Yalnızca Türkiye’de değil Almanya’nın Stuttgart kentinde de bir araya gelen yüzlerce Alevi, Meletî’deki faşist saldırıyı kınadı.

Business News