Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, ''Sanıklar...
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının, ''Sanıkların atılı suçları örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği'' gerekçesiyle bozulmasını istedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Hrant Dink cinayeti davasıyla ilgili "örgüt yok" kararı veren İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının bozulmasını istedi. Yargıtay Başsavcılığı, hazırladığı tebliğnamede "Cinayetin sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında" gerçekleştiğini belirterek kararın bozulması gerektiğini vurguladı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Hrant Dink cinayeti davasıyla ilgili tebliğnamesinde, ''Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere, sanıklar tarafından gerçekleştirilen 19 Ocak 2007 tarihinde sırf başka din ve milliyetten olması nedeniyle Fırat (Hrant) Dink'in öldürülmesi, sistemli, planlı ve organize olarak bir örgüt faaliyeti kapsamında, devletin birliğini bozmaya yönelik eylemler olarak değerlendirilmelidir'' denildi.
Tebliğnamede yer alan ifadeler şu şekilde:
"Sanıkların kişisel özellikleri, geçmişleri, hedef gözetilen kişilerin etnik ve dini özellikleri ve ülkemizde yaşayan insan profili göz önüne alındığında, olayın henüz ilk aşamasındaki etkin soruşturma eksikliği sebebiyle sanıkların birliği bozmayı hedeflemelerindeki amaçlarının tespiti mümkün olamamış ise de böyle bir amacın varlığını ilk başta tespit edememek, TCK'nın 302/1. maddesindeki kasıtla hareket ettiklerinin tespit ve değerlendirmesine ve hukuki nitelendirme yapmaya engel değildir."
"Sıradan adam öldürme eylemi olmadığı açıktır"
"Son eylemin sıradan bir adam öldürme eylemi olmadığı, dosyadaki eylemlerin, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, otoriteyi zaafa uğratmak, kamu düzenini bozup ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, huzursuzluk ortamına zemin hazırlamak, ülkemizi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak şeklinde amaçlarının olduğu açıktır."
"Son eylemin sıradan bir adam öldürme eylemi olmadığı, dosyadaki eylemlerin, devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak, otoriteyi zaafa uğratmak, kamu düzenini bozup ülkede kaos, kargaşa ve güvensizlik ortamı oluşturmak, huzursuzluk ortamına zemin hazırlamak, ülkemizi uluslararası arenada sıkıntıya sokmak şeklinde amaçlarının olduğu açıktır."
"Örgütün varlığı anlaşılmaktadır"
''Üçten fazla kişinin biraraya gelmek suretiyle örgütün insan unsurunu gerçekleştirildiği, bu kişiler arasında hiyerarşik yapının bulunduğu, bu kişiler arasında görev dağılımı yapıldığı, örgüt elemanları arasında kurulan iş bölümü ve iştigal olunacak faaliyet alanlarının önceden tespit edildiği, örgüt elemanları arasında gizliliğin esas alındığı, işlenen suçların ideolojik amaçlarla gerçekleştirildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır."
''Üçten fazla kişinin biraraya gelmek suretiyle örgütün insan unsurunu gerçekleştirildiği, bu kişiler arasında hiyerarşik yapının bulunduğu, bu kişiler arasında görev dağılımı yapıldığı, örgüt elemanları arasında kurulan iş bölümü ve iştigal olunacak faaliyet alanlarının önceden tespit edildiği, örgüt elemanları arasında gizliliğin esas alındığı, işlenen suçların ideolojik amaçlarla gerçekleştirildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır."
"Durduk yere bir araya gelmediler"
"Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf 'örgüt kurdu' desinler diye hiç kimse bir araya gelmez. Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir."
"Durduk yere, amaçsız bir şekilde sırf 'örgüt kurdu' desinler diye hiç kimse bir araya gelmez. Sanıkların mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün yöneldiği ve gerçekleştirmek istediği amaç açısından elverişli fiili gerçekleştirdikleri tarih itibarıyla ülke genelindeki toplumsal etkinliğinin olup olmadığını aramaya gerek yoktur. Zira, devletin birliğini bozma suçu bir tehlike suçudur ve gerçekleştirilen eylemlerin sonuncusu ile de bu tehlike gerçekleşmiştir."
Bahri Belen: "Yargıtay kararı bozabilir"
Hrant Dink ailesi avukatlarından Bahri Belen, Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesine ilişkin Habertürk'te değerlendirmede bulundu. Belen, şu şekilde konuştu:
Hrant Dink ailesi avukatlarından Bahri Belen, Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamesine ilişkin Habertürk'te değerlendirmede bulundu. Belen, şu şekilde konuştu:
"Sanıkların silahlı örgüt nedeniyle cezalandırılmaları istenmişti. Adam öldürmeden bazı sanıklarla ilgili hüküm kuruldu, mahkeme örgüt yok dedi. Biz de temyiz ettik. Yargıtay cumhuriyet başsavcılığı bu eylemin silahlı örgütün eylemi olduğunu, yerel mahkemenin kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. Tebliğname doğrultusunda Yargıtay karar verir mi bilmiyoruz ancak karar bozulursa İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ya eski kararında direnecek ya da bozmaya uygun hüküm kuracak."
"Yargıtay temyiz gerekçelerimizi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamedeki görüşlerini uygun bulursa bozma kararı verecektir. Yerel mahkeme bozma kararını yerinde bulursa eksik incelemelerini tamamlayacak ya da mevcut dosyadaki bilgiler çerçevesinde örgüt üyeliğinden hüküm kuracaktır."
Mahkeme "örgüt yok" demişti
Hrant Dink cinayeti davası 5 yıl sürmüş, cinayetin 5. yılına 1 gün kala açıklanan kararda davanın sanıkları Erhan Tuncel salıverilmiş, Yasin Hayal'in de azmettirici olduğuna hükmedilerek cinayetin "örgüt kapsamında" işlenmediğine karar verilmişti.
Hrant Dink cinayeti davası 5 yıl sürmüş, cinayetin 5. yılına 1 gün kala açıklanan kararda davanın sanıkları Erhan Tuncel salıverilmiş, Yasin Hayal'in de azmettirici olduğuna hükmedilerek cinayetin "örgüt kapsamında" işlenmediğine karar verilmişti.
(soL - Haber Merkezi)
