Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, mahkemedeki savunmasının 2 saat 18 dakika olarak hesaplanmasına ilişkin “Mahkeme tarafından 2 saat 18 dakika konuşma yapıldığının ileri sürülmesini anlamak mümkün değildir” dedi. Başbuğ, “Silivri’de yaşanan hukuk cinayetleri o kadar büyük boyuta ulaşmıştır ki, artık mızrak çuvala sığmamaktadır” açıklamasında bulundu.

Başbuğ yaptığı açıklamada, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan bir çizelgeye dayanarak, mahkemede 2 saat 18 dakika konuştuğu ve savunma yaptığı şeklinde bir haberin medyada yer aldığını belirtti.
“Kimsenin bu haberi sorgulamaması üzerine, bu konuya bir açıklık getirilmesinin uygun olacağını düşündüm” diyen Başbuğ, bugüne kadar geçen sürede, sadece 27 Mart 2012 günü yapılan duruşmada konuştuğunu kaydetti. Konuşmanın amacının da neden mahkemede savunma yapmayacağını açıklamak olduğunu ifade eden Başbuğ, “Bu konuşma, duruşma tutanaklarında 1,5 sayfayı kapsamaktadır. Okunması da olsa, olsa en fazla 10 dakika sürmüş olabilir” dedi.

Başbuğ, sözkonusu konuşmasında şu noktalara değindi:
“Bana terör örgütü yöneticisi diyenlere şaşarım. Bu suçlama hiçbir zaman kişisel bir suçlama olarak kabul edilemez. Şahsım üzerinden Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yöneltilen ağır bir suçlamadır. Bu suçlama aynı zamanda siyaseten devletimize de yöneltilen son derece ağır ve haksız bir ithamdır. Bugün, burada savunma yapmayacağım ve hiçbir soruya da cevap vermeyeceğim. Türk Ordusunun üniformasını onur ve gururla taşıdığım 53 yıl boyunca, vatanıma, milletime, devletime ve orduma sadakatle hizmet ettim. Aksini iddia edenleri bugün benim, yarın ise tarihin affetmeyeceğine inanıyorum.”

Konuşmasının aldığı sürenin ardından kalan yaklaşık 2 saatlik zamanda mahkeme başkanının savcılık sorgu tutanağını okuması ve “iddianamede olmayan” bazı soruların kendisine yöneltilmesi ile geçtiğini anlatan Başbuğ, “Yöneltilen bu sorulara da cevap verilmemiştir. Hal böyle iken, mahkeme tarafından 2 saat 18 dakika konuşma yapıldığının ileri sürülmesini anlamak mümkün değildir. 27 Mart 2012 günü bütün gücümle isyan ettiğim durum, her geçen gün herkes tarafından da açıkça görülmekte ve anlaşılmaktadır. Silivri’de yaşanan hukuk cinayetleri o kadar büyük boyuta ulaşmıştır ki, artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Bunun son örneği de; darbe iddialarının mağduru durumunda olan hükümetin bir üyesinin yapmış olduğu bir konuşmada söylediği şu sözlerde görülmektedir: ‘Genelkurmay Eski Başkanı İlker Başbuğ’un terör örgütü üyesi olarak nitelendirilmesi, bu davaların meşruiyetine gölge düşürmüştür. Bu cümle önemlidir ve çok anlamlıdır” ifadelerini kullandı.

Meşru sözcüğünün esas itibarıyla yasallık anlamına geldiğini, aynı zamanda toplumun kabul etmesi, benimsemesi ve desteklemesi anlamlarını da taşıdığına işaret eden Başbuğ, “Hem bu mahkemelerin Türk milleti adına yargı yetkisini kullandığını söylemek, hem de aynı mahkemelerin Türk milletinin gözündeki meşruiyetini yitirdiğini ileri sürmek, ülkedeki çok şeyin tükenme noktasına gelmekte olduğu anlamına gelir. Umarız, elde kalan mevcut zaman tükenmeden, yetkili ve sorumlu makamlar, üzerlerine düşen tarihi görev ve sorumlulukları gecikmeden yerine getirirler” dedi.
Daha yeni Daha eski