Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Boykot mücadelesini büyütme çağrısı

Mavi Marmara Katliamı’nı nedeniyle Netenyahu’nun özür dilemesinin AKP’nin başarısı gibi gösterildi ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin Suri...

Mavi Marmara Katliamı’nı nedeniyle Netenyahu’nun özür dilemesinin AKP’nin başarısı gibi gösterildi ve Türkiye-İsrail ilişkilerinin Suriye’deki ortak çıkarlar doğrultusunda hızla gelişim gösterdi. Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi, İsrail’in özrü ve Ortadoğu’daki emperyalist politikalara ilişkin bir basın açıklaması yayımladı.
Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi’nin açıklaması şöyle:
Emperyalist Hesaplara Karşı Boykot Mücadelesini Büyütelim!
9 Türkiye yurttaşının hayatını kaybettiği Mavi Marmara katliamının ardından gerilemiş gibi görünen Türkiye-İsrail ilişkilerinin, büyük bir zafermiş gibi gösterilen Netanyahu’nun Türkiye’ye sunduğu özür ile beraber daha da derinleşeceği sinyalleri hemen verildi. ABD başkanının  bölgemize dair yeni durumun gerektirdiği emperyalist planlarını hayata geçirmek için yaptığı Ortadoğu ziyaretinin ilk adımının bu olması pek şaşırtıcı değil.
Bunun en açık göstergesi aynı günde, her ne kadar Davutoğlu aradaki ilişkiyi inkâr etse de, İsrail başbakanı Netanyahu’nun yaptığı açıklamadır. İsrail istihbarat servisiyle ilişkisi bilinen Debka ajansı, “Türkiye’den özür dilemenin arkasında yatan neden Suriye’dir; Suriye’ye komşu iki ülke arasında askeri koordinasyon gerekiyor” diye yazdı. Aynı zamanda Mossad yetkililerinden birinin yapmış olduğu açıklamada NATO tarafından kurulan Patriot ve Füze Kalkanı’nın işlevinin tam görülmesi için İsrail’in Heron ve AWACS casusluk uçakları teknolojisine ihtiyaç duyulduğunu belirtmesi, bu özrün arkasında ABD’nin bölgeye yönelik planlarının yattığını gösteriyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın özrü kabul edip Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşeceğini açıkla­ma­sı şaşırtıcı olmadı. Zaten son üç yılda doruk noktasına ulaşan Türkiye-İsrail ekonomik ilişkilerinin daha da yükselmesi için bir özre ihtiyaç duyulmasa da askeri işbirliği herhangi bir diplomatik pürüz kaldıramayacak derecede hassas bir ittifak ihtiyacını dayatıyor. Bölgenin kanlı savaşlar ile boğuştuğu bu dönemde bölgenin ABD bağlantılı olan tüm askeri kurumlarının tam işbirliği gerekecek.
Bütün bu gelişmeleri bir kenara bıraksak özür metninde geçen “olası askeri hatadan dolayı özür diliyoruz” ifadesinin Erdoğan tarafından ilişkileri normalleştirmeye yeter sayılması düşündürücüdür. Önceleri Erdoğan, İsrail ile ilişkilerin ancak normale dönmesi için üç koşulda ısrar ederken, uğrunda 9 Türkiye yurttaşının öldüğü Gazze ablukasının kaldırılma koşulu gerçekleşmeden ilişkilerin normal­leşe­ce­ği kabul edilmiş bulunuyor. Hemen ardından ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile sağlanan ilk anlaşma, diplomatik ilişkilerin normalleşmesini ve ölen yurttaşların ailelerine söz hakkı bile tanınmadan İsrail askerlerine karşı hukuki girişimlerin kaldırılmasını da içeriyor.
Türkiye-İsrail ekonomik, diplomatik, askeri ve kültürel ilişkilerinin tamamen kesilmesi talebini yükseltmek için kurulan Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi olarak bizler, bu özür dileme ve kabul oyununun ABD, İsrail ve Türkiye’nin bölgeye dair büyük stratejik planlamalarının bir adımı olduğunu görüyoruz. AKP’nin Ortadoğu’ya dair emperyalist emellerinin gerçekleşmesi için gerekli olan bu ilişkilerin normalleşmesi yönünde yapılacak tüm adımları kınıyor, buna karşı mücadele etmeye devam edeceğimizi beyan ediyoruz.
Filistin İçin İsrail’e Karşı Boykot Girişimi

SON YAZIDAN