Chavez'in gerek hapishanede olduğu yıllarda, gerekse 1999'da ülkenin başına geçtiği andan itibaren hep yanında olan Nicolas Maduro,  kimi zaman bazı çevrelerce "üniversite eğitimi olmayan bir kamyon şoförü olduğu" için eleştirildi. Ancak Chavez, Meclis Başkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yapan, 2012 yılında ise devlet başkan yardımcılığına getirdiği Nicolas Maduro'yu, "halkın doğrudan iktidarı"na örnek gösterdi.
Chavez’in ölümü sonrası Venezuela’da büyük çaplı bir siyasal boşluğun doğması, buna ek olarak Latin Amerika’da yükselen sol dalganın da bir süre önce kırılmış olması, kuşkusuz ABD, petrol devleri, iş adamları ve plantasyon sahipleri ile muhalif valilere cezbedici olanaklar sunuyor. Ancak Chavez’in ardından, “Chavez yaşıyor, mücadele devam ediyor!” diye haykıran milyonlarca Venezuelalı, ABD’nin “yeni bir sayfa açma”sının o kadar da kolay olmayacağı mesajını verdi.
***
Şubat 1999’dan bu yana Venezuela devlet başkanlığı koltuğunda oturan ve 2002 yılındaki darbe girişimine karşın, sonuncusu Ekim 2012’de olmak üzere tam 4 kez devlet başkanlığı seçimini kazanmış Hugo Rafael Chavez Frias, 1,5 yıldır mücadele ettiği kansere yenilerek 59 yaşında hayata gözlerini yumdu. Uyguladığı sosyal politikalar ve “21. yy sosyalizmi” olarak adlandırdığı dönüşüm süreci sayesinde tüm dünya ezilenlerinin gönüllerine taht kuran Chavez’in ölümü, yalnız Venezuela yoksullarını değil, dünyanın tüm yoksullarını sarstı. Ölümünün ardından düzenlenen törene katılan milyonlarca Venezuelalı,  “Chavez yaşıyor, mücadele devam ediyor!” sloganıyla, Chavez’in ardından ABD’den gelen “yeni bir sayfa açılıyor” söyleminin tutmasının o kadar da kolay olmayacağı mesajını verdi. Ancak yine de günde 906 bin varil petrol ihracatıyla, ABD’nin 4. büyük petrol sağlayıcısı ve tüm dünyada ABD karşıtı politikaların önemli destekçisi Venezuela’ya ilişkin “terbiye edici” politikalardan vazgeçmeyeceklerini tahmin etmek zor değil.
YENİ BİR MÜCADELE DÖNEMİ
Chavez’in ölümü sonrası Venezuela’da büyük çaplı bir siyasal boşluğun doğması, buna ek olarak Latin Amerika’da yükselen sol dalganın da bir süre önce kırılmış olması, kuşkusuz ABD, petrol devleri, iş adamları ve plantasyon sahipleri ile muhalif valilere cezbedici olanaklar sunuyor.
Nitekim Chavez’in Ekim 2012’de girdiği son seçimde rakibi olan Henrique Capriles Radonski de, sağ muhafazakâr “Önce Adalet” partisi lideri ve aynı zamanda Miranda Eyaleti Valisi’ydi. Çok uluslu şirketler ve ABD ile olan yakınlığı ile bilenen ve son seçimlerde yüzde 46 civarında oy alan Capriles’in başı çektiği muhalefetin yeni dönem stratejisi ile ilgili ‘darbe’ dahil iki önemli senaryo tartışılıyor.
Venezuela Anayasasına göre bir ay içerisinde yapılacak seçimlerde başarı kazanma şansı düşük olan muhalefetin, ‘sert bir müdahale’yi seçme ihtimali düşük görülse de, bu ihtimalin tamamen masadan kalkmadığı, iddialar arasında önemli yer tutuyor.  2002’deki darbeye benzer bir girişimi, bu kez seçim sonuçlarını tanımayarak gerçekleştirebileceklerinin dillendirilir olması dikkat çekiyor.
İkinci ve güçlü olasılık olarak da; Chavez’in “halef” olarak ilan ettiği, muhtemel başkan, Chavez’in yardımcısı eski bir sendika lideri ve otobüs şoförü olan Nicolas Maduro’nun önünü kesmek üzere, ülke içinde ve özellikle uluslararası arenada ABD destekli, uzun erimli bir kara propaganda sürecinin devreye sokulması bekleniyor.
MADURO’YA RAKİP ÇIKAR MI?
Muhalefetin izleyeceği yolun dışında Venezuela’da tartışılan ve muhalefet tarafından da yaygın propagandasının yapıldığı bir başka durum var ki; iktidar içinden gelen yorumlar bunun pek gerçekçi olmadığı yönünde. Chavez’in de kendisinden sonra başkanlık koltuğuna oturmasını istediğini Maduro’ya alternatif başka isimlerin de iktidar bloğu içerisinden çıkabileceği ve hatta şimdiden bazı çekişmelerin başladığı öne sürülüyor. ABD merkezli medyada ve muhalefetin sözcülüğünü yapan Venezuela basın-yayın kurumlarında, Maduro’ya alternatif olabilecek en önemli isim olarak, eski Miranda Valisi ve şimdiki meclis başkanı, aynı zamanda Chavez’in partisi olan Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi Başkan Yardımcısı Diosdado Cabello’nun adı geçiyor.
Eski bir asker olan Cabello’nun, Venezuela Ordusu’ndaki desteğine de güvenerek başkanlık için şansını zorlayabileceği düşünülüyor. Lakin Cabello’nun Chavez’e bağlılığı ve sürecin devamını sekteye uğratacak herhangi bir girişiminin olmayacağı, iktidar kanadı tarafından güçlü bir şekilde vurgulanarak, muhalefetin iddiası boşa düşürüldü. Muhalefetin tüm çabalarına rağmen Maduro’nun Chavez yanlılarınca destekleneceği şimdiden söylenebilir.
Bu duruma dair en açık son örnek ise, muhalefetin devlet başkanlığına Cabello’nun vekalet etmesi gerektiği iddiasıyla katılmadığı yemin törenini yöneten Meclis Başkanı Cabello, Maduro’nun yemin etmesinin ardından “Venezuela sosyalizm yolunda ilerlemeye devam edecek” sözleriyle, iktidar bloğunu parçalama girişimlerine net bir yanıt verdi.
Törende, elinde Venezuela Anayasası ile Meclis kürsüsüne çıkan Maduro da, birliklerini ve sadakatlerini ortaya koyan “Komutan Hugo Chavez’e sadakatim üzerine yemin ederim ki, özgür halkımızın desteğiyle bu Bolivar Anayasası’na itaat edip onu koruyacağız” açıklamasıyla, tıpkı Cabello gibi muhalefetin oyununa gelmeyeceklerini tüm dünyaya ilan etmiş oldu.
CHAVEZ’İN HEP YANIBAŞINDAYDI! 
Nicolas Maduro, Chavez’in 1992’de düzenlediği ve başarısızlıkla sonuçlanan darbenin ardından hapse atıldığı iki sene boyunca, Chavez’e destek kampanyaları düzenlemesiyle tanındı. Chavez'in 1999'da ülkenin başına geçmesinin ardından, yeni anayasa taslağını hazırlayan Kurucu Meclis'te yer alan Maduro,  2006'da meclis başkanı oldu ve ardından Chavez'in isteğiyle dışişleri bakanlığı görevini üstlendi. Maduro, kimi zaman bazı çevrelerce "üniversite eğitimi olmayan bir kamyon şoförü olduğu" için eleştirildi. Ancak Chavez, 2012'de devlet başkan yardımcısı makamına yükselttiği Nicolas Maduro'yu, savunucusu olduğu "halkın doğrudan iktidarı"na örnek gösterdi. Chavez'in "Gençliğine rağmen muazzam tecrübeleri olan, büyük bir fedakarlık ve çalışma kapasitesiyle en zor durumların dahi üstesinden gelebilecek bir devrimci" diye nitelediği Maduro, Chavez'in en yakın danışmanlarından biri olarak biliniyor. Aktif siyasete atılmadan önce kamyon şoförlüğü yapan Maduro, Chavez’in ölümünden önceki hafta, öğrencilerle ve Venezuela Hükümetinin sosyal yardımlarından yararlanan bazı yurttaşlarla bir araya geldiği toplantılarda, Chavez’in hitabetini aratmayan konuşmalar yaptı. Ayrıca Chavez’in Küba’da tedavisinin devam ettiği süre boyunca ülkede onun yokluğunu aratmadı, hükümetin bütünlüklü bir şekilde çalışmasını devam ettirdi ve hatta, hükümet icraatlarının anlatıldığı, telefonla bağlananların sorularının yanıtlandığı Chavez’in devlet televizyonundaki programını dahi ‘Chavezvari’ uzun konuşmalar ile devam ettirdi.
NİCOLAS MADURO
Nicolas Maduro 23 Kasım 1962'de, Venezuela'nın başkenti Caracas'ta dünyaya geldi. Liseden sonra eğitimine devam etmedi, 1970'ler ve 1980'lerde Caracas Metro Sistemi çalışanlarını temsil eden sendika için çalıştı. Beşinci Cumhuriyet Hareketi (MVR) partisinin kurucuları arasında yer alan Maduro, 1998'de Temsilciler Meclisi'ne, 1999'da Kurucu Meclis'e, 2000 ve 2005'te Ulusal Meclis'e girdi. 2005'te ve 2006'nın ilk yarısında Meclis Başkanlığı görevini yürüten Maduro, 2006 Ağustos'unda dışişleri bakanı, 2012 Ekim'inde de devlet başkanı yardımcısı oldu. 2006-2011 yılları arasında meclis başkanlığı yapan Venezuelalı politikacı Cilia Flores ile evli.
Çağlar Tekin

Odatv.com
Daha yeni Daha eski