Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mektubuna sosyalist partilerden de destek geldi. ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş ve ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Öcalan’ın mektubunda ifade ettiklerinin işçi ve emekçiler için de önemli olduğunu kaydetti. Siyasi parti temsilcileri bundan sonrasında Hükümet’in somut icraat aşamasına gelindiğini belirterek “AKP samimiyet testine giriyor” vurgusunda bulundu.
TAŞ: AKP BAHŞETMEDİ KÜRTLER VE DOSTLARI BAŞARDI
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Eş Genel Başkanı Alper Taş, Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarının ve Öcalan’ın burada okunan mektubunun “yeni bir başlangıcı” ifade ettiğini söyledi. Taş, bu başlangıcın yıllardır mücadele yürüten Kürt halkı ve onun dostlarının ürünü olduğuna dikkat çekti: “Kürt halkı yılardır barış mücadelesi yürütüyor. Dostları olarak Türkiye’nin emek ve demokrasi güçleri de barışın altını defalarca çizdi. Savaşın en gaddarlaştığı dönemlerde de bundan taviz verilmedi ve görüşmelerin, müzakerelerin çözüme ulaştıracağı söylendi. Doğal olarak bugünkü aşamaya gelinmesi AKP’nin bahşettiği bir süreci değil; Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin kazanımını açıklamış oluyor.”
“Öcalan’ın olumlu yaklaşımı sayesinde süreç gelişti” diyen Taş, mektubun içeriğindeki temaların Öcalan tarafından senelerce dile getirildiğini kaydetti. Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın ‘artık silahlar bırakılsın’ dediği bir dönemde Öcalan’ın da ‘siyaset başlayacak, silahlar susacak’ manasında bir yanıt vermiş olduğuna vurgu yapan Taş, “Burada Kürt siyasi hareketinin çok geniş hacimli fikirler manzumesi var. Top AKP’nin kucağında; AKP ne yapacak, nasıl bir program ortaya koyacak, silahsız çözümü içerecek kalıcı çözüm pratikleri ortaya koyacak mı… AKP, samimiyet testine girmiş oluyor” değerlendirmesinde bulunan Taş, bu sürecin aynı zamanda “mücadele zamanı” olduğuna değindi:
“1999-2004 yıllarındaki gibi silahların sustuğu ortamda sorunu unutturacak mı, yoksa reformlar geliştirecek mi? Bunu göreceğiz ama görmek izlemek anlamında olmamalı. Öcalan’ın mektubunda ifade edildiği gibi demokratik sürece hizmet etmesi açısından mücadele süreci olacak. Barışı daimi kılmak için bu müzakere süreci aynı zamanda mücadele süreci manasında” değerlendirmesinde bulundu.
‘Türkiye sosyalistlerinin de özgürlükçü, eşitlikçi ve devrimci eksende sürecin içini doldurmak için meseleye dahil olması gerektiğini’ düşünen ÖDP Eş Genel Başkanı Taş, “Çünkü barışın içeriğinin zenginleştirilmesi işçi ve emekçilerin demokratik geleceği açısından da önemli. Barış sürecine batı yakasından da emek hareketinin eşlik etmesi gerekiyor. Silahların susuyor olması Türklerin ve Kürtlerin emek ekseninde geleceklerini inşa etmesi için olumlu bir zemin sunuyor” dedi.
YÜKSEKDAĞ: HALK VE SİYASİ İRADE BİR BÜTÜNDÜ
ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Newroz’un Öcalan’ın mesajıyla birlikte sadece Kürt halkı için değil; Türkiye halkları için de barış umudu doğurduğunu belirtti.
Newroz için “çok büyük bir kararlılık ve bütünleşme, kol kola verme iradesini gördük” diyen Yüksekdağ, şunları kaydetti: “Sayın Öcalan'ın açıklama olarak gönderdiği mektupla da Newroz gerçekten tarihi anlam kazandı. İki temel yanından bahsetmek gerekirse; bir, halk iradesini en güçlü haliyle ortaya koydu; ikinci olarak da, çözüme ilişkin koyulan siyasi iradeydi. İkisinin birleştiğini gördük.”
Yüksekdağ, “Sayın Öcalan’ın mektubundaki çağrıya, mektupta ifadesini bulan anlama bütün Türkiye halklarının yoğunlaşması gerekiyor. Bu çağrı aynı zamanda halkların birleşmesi, kendi kaderleri için mücadele etmesi çağrısıydı. Öcalan’ın çağrısını Türkiye, Anadolu, Ortadoğu halklarının çıkarına olduğunu düşünüyorum. Hepsini gözeten, çok yerinde ve yaşamda karşılığı olan bir yaklaşım olarak ele alıyoruz” diye konuştu.
Türkiye ve bölge halkları için bir “özgürleşme zeminine” ihtiyaç olduğunu ve Öcalan’ın çağrısının bu zemini yaratabileceğini kaydeden ESP Genel Başkanı Yüksekdağ, şunları söyledi: “Öcalan bölge halklarını, hangi uluslardan olurlarsa olsunlar işçi ve emekçileri birleştirerek özgürleşmeye çağırmıştır. En önemli halkası, bu: Birleşerek özgürleşmek. Çok açık ki bundan sonra demokratik alanda, devrimci alanda geliştirilecek mücadele belirleyecektir, bunu. Bir yandan HDK yoluyla Türkiye’deki halkların birleşmesi, Ortadoğu’da Arap ve Kürt halkının yakınlaşması sürecinde bu birleşme ve güç toplamanın daha umut verici olduğunu düşünüyorum.”
‘AKP SOMUT İCRAAT SÜRECİNE GİRMELİ’
Kürt siyasi iradesinin bütün olarak sorumluluğunu yerine getirdiğini ifade eden Yüksekdağ, senelerdir Kürt tarafının tek taraflı ve sayısız sorumluluk üstlendiğini hatırlattı. “Bugün de AKP açısından Newroz ortada, mesaj ortada, talepler ortada. AKP’nin tavrı hep karanlıkta kalmıştır. Bu siyasi yaklaşımından vazgeçmesi gerekir. En temel talepler ortada ve belirgin” ifadelerini kullanan Yüksekdağ, ekledi: “Bunlardan biri Öcalan’ın özgürlüğüdür. Kürt halkına statü de, bu taleplerden. Anadilde eğitim, Kürt siyasetçilere uygulanan rehine politikası, anayasa tartışmalarında kolektif hakların tanınması gibi gündemler söz konusudur. AKP’nin somut, açık adımlar atması gerekiyor. Somut icraat sürecine girmesi gerekiyor.”
AKP’nin Newroz’da Türk bayrağı bulunmayışını bir tartışma konusu haline getirdiğine dikkat çeken Yüksekdağ, devam etti: “Bununla oyalamak istiyor ama Kürtler oyalanmayacak bir halk olduğunu bir daha gösterdi, ispatladı. İstediği kadar farklı yöntemler, taktikler, içerikler yüklesin; ne istediğini bilen bir halk vardır.”ANF
Daha yeni Daha eski