İşadamı Cem Uzan, A Haber’de 28 Şubat sürecine ilişkin
açıklamalarda bulundu. “Size anlatacaklarımı, en iyi Gül ve Erdoğan
anlar” diyen Uzan, bu sözleriyle Başbanak'la bir uzlaşma aranışını
akıllara getirdi.
Paris’te yaşayan iş adamı Cem Uzan, A Haber'de yayınlanan Deşifre programında, Takvim Gazetesi Yayın Yönetmeni Ergün Diler'e 28 Şubat sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Burada size anlatacaklarımı, en iyi Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan anlar” diyen Uzan, 28 Şubat dönemde bir tek kendi medyasının temiz kaldığı iddiasında bulundu.
Uzan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Mağduriyetleri yaşatanlar medya patronlarıdır”
Ben o günlerde Londra'da yaşıyordum. Ve Star TV'nin başında da, Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, Ufuk Güldemir vardı. O kadar şahsiyetine ve kişiliğine inandığım birisi idi. "Ufuk ne istiyorsan yap" dedim.
"İnandığı ve güvendiği ne varsa yap" dedim. O yüzden 28 Şubat sürecinin içinde en ufak bir şekilde bile olmayan tek medya grubu Star medya grubudur. Bunu bugün, devleti yönetenler gayet iyi bilirler.
28 Şubat sürecinde nasıl Refahyol iktidarındaki insanlar, hak etmedikleri, uzaktan yakından alakaları olamayan suçlamalara maruz kaldılar ve mağduriyetler yaşadılarsa, bu mağduriyetleri yaşatanlar o gün itibari ile konuşuyorum, medya patronlarıdır. Aydın Doğan ve Dinç Bilgin'dir. Medyadaki bütün olayları Aydın Doğan, Sedat Ergin, Fatih Altaylı, Dinç Bilgin, Zafer Mutlu ve Fatih Çekirge olarak bu ekip yapmıştır.
“28 Şubat'ın sonunda medya patronları ne elde etti? Biliyor musunuz?”
Aynı olayın küçük bir versiyonunu da bana uyguladılar. 28 Şubat'ın ödüllerini hiç takip ettiniz mi? 28 Şubat'ın sonunda medya patronları ne elde etti? Biliyor musunuz? Petrol Ofisi ve Etibank. 28 Şubat'tan 6 ay sonra...
Ben sizi iktidara getirmişim, siz Başbakan olmuşsunuz. Ben sizi eşofmanla karşılayacak derecedeyim. Ver bakalım şuradan bana bir şey diyorsun. Petrol Ofisi ve Etibank, bunların ödülleridir. Ben yalan söylemiyorum. Devletin kayıtlarında var bunlar. Tarihi belli, saati belli. Satış şartları belli.
“Genelkurmay’dan arayıp fırça attılar”
Bir Pazar günü Londra'daki evimde telefon çaldı. Sekreterim arıyor. Efendim Star'ın bütün telefonlarından sizi arıyorlar. Genelkurmay'dan sizi arıyorlar. Peki dedim. Açtım beni çağırıyorlarmış. Atladım gittim Ankara'ya. Çağıran Erol Özkasnak. Medya patronu çağrılıyor uyarılma ne fırça atılıyor. Gerisi için de nokta nokta nokta diyelim tamam mı? Ondan sonrasını bana bırakın dedi.
Paris’te yaşayan iş adamı Cem Uzan, A Haber'de yayınlanan Deşifre programında, Takvim Gazetesi Yayın Yönetmeni Ergün Diler'e 28 Şubat sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Burada size anlatacaklarımı, en iyi Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan anlar” diyen Uzan, 28 Şubat dönemde bir tek kendi medyasının temiz kaldığı iddiasında bulundu.
Uzan’ın açıklamaları şu şekilde:
“Mağduriyetleri yaşatanlar medya patronlarıdır”
Ben o günlerde Londra'da yaşıyordum. Ve Star TV'nin başında da, Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, Ufuk Güldemir vardı. O kadar şahsiyetine ve kişiliğine inandığım birisi idi. "Ufuk ne istiyorsan yap" dedim.
"İnandığı ve güvendiği ne varsa yap" dedim. O yüzden 28 Şubat sürecinin içinde en ufak bir şekilde bile olmayan tek medya grubu Star medya grubudur. Bunu bugün, devleti yönetenler gayet iyi bilirler.
28 Şubat sürecinde nasıl Refahyol iktidarındaki insanlar, hak etmedikleri, uzaktan yakından alakaları olamayan suçlamalara maruz kaldılar ve mağduriyetler yaşadılarsa, bu mağduriyetleri yaşatanlar o gün itibari ile konuşuyorum, medya patronlarıdır. Aydın Doğan ve Dinç Bilgin'dir. Medyadaki bütün olayları Aydın Doğan, Sedat Ergin, Fatih Altaylı, Dinç Bilgin, Zafer Mutlu ve Fatih Çekirge olarak bu ekip yapmıştır.
“28 Şubat'ın sonunda medya patronları ne elde etti? Biliyor musunuz?”
Aynı olayın küçük bir versiyonunu da bana uyguladılar. 28 Şubat'ın ödüllerini hiç takip ettiniz mi? 28 Şubat'ın sonunda medya patronları ne elde etti? Biliyor musunuz? Petrol Ofisi ve Etibank. 28 Şubat'tan 6 ay sonra...
Ben sizi iktidara getirmişim, siz Başbakan olmuşsunuz. Ben sizi eşofmanla karşılayacak derecedeyim. Ver bakalım şuradan bana bir şey diyorsun. Petrol Ofisi ve Etibank, bunların ödülleridir. Ben yalan söylemiyorum. Devletin kayıtlarında var bunlar. Tarihi belli, saati belli. Satış şartları belli.
“Genelkurmay’dan arayıp fırça attılar”
Bir Pazar günü Londra'daki evimde telefon çaldı. Sekreterim arıyor. Efendim Star'ın bütün telefonlarından sizi arıyorlar. Genelkurmay'dan sizi arıyorlar. Peki dedim. Açtım beni çağırıyorlarmış. Atladım gittim Ankara'ya. Çağıran Erol Özkasnak. Medya patronu çağrılıyor uyarılma ne fırça atılıyor. Gerisi için de nokta nokta nokta diyelim tamam mı? Ondan sonrasını bana bırakın dedi.