Dikmen Vadisi’ndeki silahlı çete saldırısının görüntüleri,
defalarca aranmasına karşın olay yerine gelmeyen polislerin “aslında
orada olduğunu” ortaya çıkardı. Ankara Emniyeti Terörle Mücadele ve Foto
Film şubelerinden polisler, silahlı çete üyeleriyle birlikte Vadi’ye
geliyor, onlarla birlikte kaçıyor, saldırganları değil, Vadi halkını
görüntülüyor
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yıkım ihalesini verdiği çetelerin Dikmen Vadisi halkına silahlı saldırıya ilişkin görüntüler, saldırının arkasındaki kirli organizasyonu da gözler önüne sermeye başladı. Bir basın toplantısı düzenleyerek 14 Mart’ta yaşanan saldırıyı fotoğraf ve görüntülerle anlatan Vadi halkı, “taşeron işçi” sıfatı ile gelerek halka kurşun yağdıran çetelerin, tüm telefonlara karşın olay yerine gelmeyen polis ile işbirliği içerisinde hareket ettiklerini söyledi.
Polis, vatandaşın değil çetelerin yardımına koştu
Basın toplantısında açıklamayı okuyan Barınma Hakkı Meclisi Temsilcisi Gülhan Yalnız, gerek basının çektiği görüntülerde, gerekse canlı tanıkların ifadelerinde saldırıyı gerçekleştirenlerin arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şubesi’nde görevli sivil polislerin bulunduğunu dile getirdi. Yalnız, Foto Film Şubesi’nde görevli polislerin pompalı tüfek kullanan çete üyelerine değil, mahalle sakinlerine dönük çekim yaptığına dikkat çekti.
Basın açıklamasında Terörle Mücadele Şubesi’nden bazı polislerin de saldırgan grupla hareket ettiğinin görüntülerde tespit edildiği belirtildi. “Zaten bazı basın kuruluşlarının haberlerinden bu işin içinde bir pisliğin olduğunu anlıyoruz. Vadi halkına, Vadi halkının haklı mücadelesine dönük bir komplo tezgahlandığını biliyoruz, görüyoruz” diyen Yalnız, emniyetin foto filmcilerinin elinde silahlı çetelerinin görüntülerinin olup olmadığını, bu kişiler hakkında yapılan bir işlem yapılıp yapılmadığını sordu.
Terörle Mücadele Şube polisi çetecilerin içinde
Basın toplantısında söz alan Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Meclisi avukatı Deniz Özbilgin ve Vadi halkını yalnız bırakmadıkları için hedef gösterilen Halkevleri’nin Genel Sekreteri Nuri Günay da saldırı görüntüleri eşliğinde konuştu. “Bu kişiler ellerini kollarını sallayarak bu kadar rahat nasıl geliyorlar?” diye soran Özbilgin, o gün 155’in, Yıldızevler Karakolu’nun, İçişleri Bakanlığı’nın ve Ankara Valiliği’nin defalarca arandığını fakat müdahale etmesi gereken Çevik Kuvvet ve Asayiş Şube polislerinin bölgede olmadığını hatırlattı.
Silahlı çete üyeleri ile Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polislerin yan yana durduğu bir fotoğrafı gösteren Özbilgin, “Yıkım ekibiyle birlikte Vadi’nin içerisine girip onlarla birlikte kaçan, tekrar inip tekrar kaçan kişiler Terörle Mücadele polisleridir” dedi. Özbilgin, aynı fotoğraf karesinde Foto Film Şubesi’nde görevli polislerin yer aldığını da gösterdi.
Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay da haber kanallarından alınan görüntülerde de Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polislerin çete üyeleri arasında yer aldığını ve onlarla birlikte hareket ettiğinin görüldüğünü ifade etti. Günay, bu polis memurunun toplumsal olaylarda ve basın açıklamalarında da görülebileceğini söyledi.
Emniyet’e sordular: Silahlı çete üyelerini tespit ettiniz mi? İşlem yaptınız mı?’
Halkevleri Genel Sekreteri olarak olayları duyar duymaz mahalleye gittiğini belirten Günay, bu çetenin tehlikeli bir çete olduğunu ördüklerini, bu nedenle olay yerinde yetkili bir polis aradığını aktardı. Günay, daha sonradan basındaki görüntüleri izlediklerinde polislerin bulunduğunu öğrendiklerini dile getirdi.
Foto-film ekibinin de çete üyelerinin tarafından mahalle halkını hedef alan bir şekilde çekim yaptığına dikkat çeken Günay, “Acaba bu ekiple ilgili görüntüler var mıdır emniyetin foto film arşivinde? Bu şahsiyetler tespit edilmiş midir? Bunlarla ilgili herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Bunu da merakla bekliyoruz” dedi.
Silahlı saldırganlar serbest, mağdur mahalleli tutuklu
Öğle saatlerinde düzenlenen basın toplantısında emniyetin yanıtlaması istemiyle sorular soran Vadi halkı, beklediği yanıtı akşam saatlerinde aldı. Çete üyeleriyle birlikte hareket ettiği fotoğraf ve video görüntüleri ile tespit edilen polislerin şikayetleri ve ifadeleri doğrultusunda hareket edilerek gözaltına alınan Vadi halkının dedesi İbrahim Seven, “yaralama” iddiasıyla tutuklandı.
Silahlı saldırıları görüntülerle tespit edilen çete üyelerinin hiçbirisinin tutuklanmazken İbrahim Seven’in tutuklanması, Ankara Emniyeti’nin saldırı sırasında olduğu gibi saldırı sonrasında da silahlı çeteler ile birlikte hareket ettiğini gözler önüne serdi.
Sendika.Org/ Ankara
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yıkım ihalesini verdiği çetelerin Dikmen Vadisi halkına silahlı saldırıya ilişkin görüntüler, saldırının arkasındaki kirli organizasyonu da gözler önüne sermeye başladı. Bir basın toplantısı düzenleyerek 14 Mart’ta yaşanan saldırıyı fotoğraf ve görüntülerle anlatan Vadi halkı, “taşeron işçi” sıfatı ile gelerek halka kurşun yağdıran çetelerin, tüm telefonlara karşın olay yerine gelmeyen polis ile işbirliği içerisinde hareket ettiklerini söyledi.
Polis, vatandaşın değil çetelerin yardımına koştu
Basın toplantısında açıklamayı okuyan Barınma Hakkı Meclisi Temsilcisi Gülhan Yalnız, gerek basının çektiği görüntülerde, gerekse canlı tanıkların ifadelerinde saldırıyı gerçekleştirenlerin arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şubesi’nde görevli sivil polislerin bulunduğunu dile getirdi. Yalnız, Foto Film Şubesi’nde görevli polislerin pompalı tüfek kullanan çete üyelerine değil, mahalle sakinlerine dönük çekim yaptığına dikkat çekti.
Basın açıklamasında Terörle Mücadele Şubesi’nden bazı polislerin de saldırgan grupla hareket ettiğinin görüntülerde tespit edildiği belirtildi. “Zaten bazı basın kuruluşlarının haberlerinden bu işin içinde bir pisliğin olduğunu anlıyoruz. Vadi halkına, Vadi halkının haklı mücadelesine dönük bir komplo tezgahlandığını biliyoruz, görüyoruz” diyen Yalnız, emniyetin foto filmcilerinin elinde silahlı çetelerinin görüntülerinin olup olmadığını, bu kişiler hakkında yapılan bir işlem yapılıp yapılmadığını sordu.
Terörle Mücadele Şube polisi çetecilerin içinde
Basın toplantısında söz alan Dikmen Vadisi Barınma Hakkı Meclisi avukatı Deniz Özbilgin ve Vadi halkını yalnız bırakmadıkları için hedef gösterilen Halkevleri’nin Genel Sekreteri Nuri Günay da saldırı görüntüleri eşliğinde konuştu. “Bu kişiler ellerini kollarını sallayarak bu kadar rahat nasıl geliyorlar?” diye soran Özbilgin, o gün 155’in, Yıldızevler Karakolu’nun, İçişleri Bakanlığı’nın ve Ankara Valiliği’nin defalarca arandığını fakat müdahale etmesi gereken Çevik Kuvvet ve Asayiş Şube polislerinin bölgede olmadığını hatırlattı.
Silahlı çete üyeleri ile Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polislerin yan yana durduğu bir fotoğrafı gösteren Özbilgin, “Yıkım ekibiyle birlikte Vadi’nin içerisine girip onlarla birlikte kaçan, tekrar inip tekrar kaçan kişiler Terörle Mücadele polisleridir” dedi. Özbilgin, aynı fotoğraf karesinde Foto Film Şubesi’nde görevli polislerin yer aldığını da gösterdi.
Halkevleri Genel Sekreteri Nuri Günay da haber kanallarından alınan görüntülerde de Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli polislerin çete üyeleri arasında yer aldığını ve onlarla birlikte hareket ettiğinin görüldüğünü ifade etti. Günay, bu polis memurunun toplumsal olaylarda ve basın açıklamalarında da görülebileceğini söyledi.
Emniyet’e sordular: Silahlı çete üyelerini tespit ettiniz mi? İşlem yaptınız mı?’
Halkevleri Genel Sekreteri olarak olayları duyar duymaz mahalleye gittiğini belirten Günay, bu çetenin tehlikeli bir çete olduğunu ördüklerini, bu nedenle olay yerinde yetkili bir polis aradığını aktardı. Günay, daha sonradan basındaki görüntüleri izlediklerinde polislerin bulunduğunu öğrendiklerini dile getirdi.
Foto-film ekibinin de çete üyelerinin tarafından mahalle halkını hedef alan bir şekilde çekim yaptığına dikkat çeken Günay, “Acaba bu ekiple ilgili görüntüler var mıdır emniyetin foto film arşivinde? Bu şahsiyetler tespit edilmiş midir? Bunlarla ilgili herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Bunu da merakla bekliyoruz” dedi.
Silahlı saldırganlar serbest, mağdur mahalleli tutuklu
Öğle saatlerinde düzenlenen basın toplantısında emniyetin yanıtlaması istemiyle sorular soran Vadi halkı, beklediği yanıtı akşam saatlerinde aldı. Çete üyeleriyle birlikte hareket ettiği fotoğraf ve video görüntüleri ile tespit edilen polislerin şikayetleri ve ifadeleri doğrultusunda hareket edilerek gözaltına alınan Vadi halkının dedesi İbrahim Seven, “yaralama” iddiasıyla tutuklandı.
Silahlı saldırıları görüntülerle tespit edilen çete üyelerinin hiçbirisinin tutuklanmazken İbrahim Seven’in tutuklanması, Ankara Emniyeti’nin saldırı sırasında olduğu gibi saldırı sonrasında da silahlı çeteler ile birlikte hareket ettiğini gözler önüne serdi.
Sendika.Org/ Ankara