Celal, 28 yaşında bir bilgisayar mühendisi ve savaş başlamadan önce Suriye’de yüksek lisans yapıyormuş. Antep’e geleli dört ay olmuş. Türkçe bildiği için bir çevirmenlik ofisinde çalışıyor.
Buraya geldiğinde yüksek lisans eğitimine devam etmek istemiş ancak üniversite diplomasına denklik çıkarması gerektiğinden olmamış.

“Ben Suriye’den kaçıp, pasaportum bile olmadan buraya geldim. Denklik için gereken evrakları nasıl toparlayabilirim ki” diyor.
Suriyelilerin tek talebinin çalışma izni olduğunu anlatıyor.
“Hiçbir şirkette çalışamıyorum. Ağabeyim doktor. O da ne devlet hastanelerinde ne özel hastanelerde çalışabiliyor. Vasıfsız işlere başvurduk, bu seferde ‘fazla vasıflı’ olduğumuzu söylediler, iş vermediler.
“Türkiye bizlere çok yardımcı oldu, geçici kimlik çıkartıldı ama biz yardım değil iş istiyoruz. Yardım, geçici bir şey. Kimseye muhtaç olmak istemiyoruz, iş bulup kendi kendimizi idare etmemiz lazım.
“Ablam ve oğlu Suriye’de kaldı. Kocası ağır yaralandı. Şimdi Türkiye’ye gelse kendine ve ailesine bakabileceği bir iş bulamayacak. Zaten yollar kesildiği için buraya gelmesi de zor. Suriye’de her gün ölümle yüz yüze ama ‘oraya gelip muhtaç olacağıma, burada kalıp ölürüm’ diyor.”

“Muhalifler, Esad’ın zulmünün yansıması oldu”

Celal, ayaklanmalar başladığında Esad’a karşı üniversitedeki protestolara ilk katılanlardan.
“O zaman güzel günlerdi. Ama işin içine silahlar girince her şey değişti. Çünkü silahı kullanan insanlar sadece alıp vuruyorlar. Ayaklanmalar başladığında fikirli insanlar vardı, şimdi silahlı insanlar var...
“Muhalifler, Esed’in zulüm rejiminin bir yansıması haline geldi.”
Peki savaşın biteceğini ve bir gün ülkenize döneceğinizi düşünüyor musun, diyorum, cevaplıyor:
“İlk başta bir-iki ay kalır döneriz, diyorduk. Şimdi bir-iki seneye döneriz diyoruz. Bakalım bir-iki sene sonra ne diyeceğiz.”

“Muhalifler ‘külfetlerin’ kaçmasına izin veriyor”

Suriye’den Türkiye’ye nasıl gelindiğini de soruyorum Celal’e.
“Suriye’den bir araçla sınıra yakın bir yere geliyorsunuz. Sonra birkaç kilometre yürüyorsunuz. Jandarma, çoğunlukla bu geçişlere göz yumsa da, bazen insanları Suriye’ye geri gönderiyor. Ama kimse savaşa dönmek istemez, geri geliyorlar ve sınırı bir şekilde geçiyorlar.”
Suriye’deki kontrol noktalarını nasıl aşıyorsunuz, diyorum. “Kontrol noktaları muhaliflerin elinde." Yaşlı erkekler, kadınlar ve çoçuklardan oluşan aileyi ima ederek "Onlar da külfetlerin ülke dışına çıkmasına karışmıyor” diye ekliyor. (ÇT)
Daha yeni Daha eski