Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleşen "Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı", yaklaşık 5 saat sürdü. Toplantı sonrası 'Akil İnsanlar' olarak seçilen ünlü isimler açıklamalarda bulundu.

İşte o açıklamalar:

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölge Üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil, heyetin görevinin ”barışı mayalandırmak” olduğunu söyledi.

Ergil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleştirilen ”Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı”nın çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Heyetten bekleneni, ”toplumun direnci varsa o direnci anlamak ve o doğrultuda toplumu barışa ikna etmeye çalışmak” şeklinde açıklayan Ergil, şöyle konuştu:

”Nasıl bir program uygulayacağımız, hangi sanatçıların hangi sanatsal faaliyetleri yürüteceği, bilim adamlarının hangi açıklamaları yapacağı, gazetecilerin nasıl topluma yaklaşacağını heyetin kendisi her bölgenin koşullarına göre belirleyecektir. Çok net bir program yok, vakit ilerledikçe daha netleşecek, farklı şekiller alacak belki. Gittiğimiz bölgelerdeki insanları tanıyacağız, oradaki toplulukların neye itiraz ettikleri, neye katıldıkları ortaya çıktıkça durum daha çok netleşecektir. Heyetin görevi, barışı mayalandırmak. Tamamıyla bir sivil toplum hareketidir. ”

”Kullandığımız dil ne olacak?”

78’liler Girişimi Sözcüsü ve Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölge Üyesi Celalettin Can da toplantıda ”heyetin içeriğini, işlevini, görev tanımını” sorduğunu dile getirerek, toplantıya ilişkin şu bilgileri verdi:

”Madem ki biz barış diyorsak kullandığımız dil ne olacak? Kamuoyunda kullanılan dil, muktedir dili, üstten bir dil, ’terör’, ’terörist’ gibi kavramlar var. Bunlardan biraz vazgeçmek gerekir, biraz barışın dilini kullanmak gerekir. Bunu ifade etmeye çalıştık. Sayın Başbakan Erdoğan’ın buna yanıtı ’Yasalar çerçevesinde bunu yapabiliyoruz’ oldu.”

Diyarbakır Cezaevi’yle ilgili komisyon çalışması olduğuna değinen Can, şunları söyledi:

”Diyarbakır’da ne yaşandı, Kürt halkının başına neler geldi, bunu ülkenin batısına anlatabilme çerçevesinde Diyarbakır Adalet Komisyonu Çalışması’nı bütün batıda yaygınlaştırabilir miyiz’ diye görüş geliştirmeye çalıştık. ’Ülkenin batısı, Kürt kardeşlerimizin başına neler geldi, bunu bizzat bu komisyondan öğrenebilir mi?’ diye bir teklifte bulunduk ve bunu bir komisyon çalışması olarak ele almayı düşündüğümüzü söyledik. Buna bir yanıt verilmedi ama bu çalışmayı sürdürmeye çalışacağız.

Şunu söylemeye çalıştık; gerçekten barış istiyorsak, gerçekten Kürt kardeşliği diyorsak, bu insanlarla yan yana yaşamak istiyorsak, dilimizi değiştirmemiz, barışın dilini geliştirmemiz, muktedir dilinden vazgeçmemiz gerekir diye görüşlerimiz oldu. Başbakan Erdoğan, ’Yasalara göre konuşuyorum, terör ve terörist kavramı bellidir, ben ona göre söylüyorum’ diye yanıt verdi.”

”İşin başlangıcının çerçevesiyle ilgili konuştuk”

TESEV Yönetim Kurulu Başkanı ve Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölge Başkanı Can Paker ise toplantıda, sürecin nasıl yürüyeceğine dair sorular sorulduğunu aktarırken, ”Çok söyleyecek bir şey yok çünkü yeni başlıyor. Bu işlerde sahaya çıkmadan sürecin ne olduğu, nereye, nasıl gideceğini bilemezsiniz. Biz içeride sadece bu işin başlangıcının çerçevesiyle ilgili konuştuk” dedi.

”Bölgeye ne zaman gitmeyi planlıyorsunuz?” sorusuna Paker, ”Hemen” karşılığını verdi.

Akil İnsanlar Heyeti takviminde değişiklik

Cem Vakfı Genel Başkanı İzzettin Doğan, ”Akil İnsanlar Heyeti”nin çalışma süresine ilişkin, ”1 aydı ama sayın Başbakan bir arkadaşın yaptığı öneriyi kabul etti ve 2 ay olarak devam edebilir diye söylediler” dedi.

İzzettin Doğan, toplantı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Toplantıda, heyette yer alanların, çözüm sürecinde ”neler yapılabileceği ve nelerin yapılmasının zor olduğunu” söylediğini aktaran Doğan, ”Bu konuda da sayın Başbakan notlarını aldıktan sonra herkesin ifade ettiği görüşlere ilişkin kendi görüşlerini özetledi. Hem cevap niteliğinde hem de toplantının amacının ne olduğunu, bunun bir özet kişiler topluluğu olduğunu, tabii ki toplumda büyük kitlelerin aynı düzeyde olabileceğini bildiğini ama herkesi oraya çağırmanın mümkün olmadığını, özet kitle olarak burada bulunduğumuzu ifade etti” diye konuştu.

Doğan, çalışma süresine ilişkin bir soru üzerine, ”1 aydı ama sayın Başbakan bir arkadaşın yaptığı öneriyi kabul etti ve 2 ay olarak devam edebilir diye söylediler” dedi.

Gazetecilerin, ”gruplar bölgelere ne zaman gidecek” sorusu üzerine, Doğan, grupların inisiyatifine bırakıldığını söyledi. İzzetin Doğan, ”O konuda Başbakan herhangi bir şey söylemedi. Gruplar kendi aralarında kararlaştıracaklar” ifadelerini kullandı.

'Bir anne olarak burada yer alıyorum'

Çözüm süreci kapsamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti’ndeki isimlerden sinema sanatçısı Hülya Koçyiğit, ”Anaların artık gözyaşlarının dinmesini istiyorum. Bir anne olarak burada yer alıyorum” dedi.

Başbakanlık Çalışma Ofisi’nde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapılan Çözüm Sürecinde Akil İnsanlar İstişare Toplantısı’nın ardından bazı heyet üyeleri basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Hülya Koçyiğit, Türkiye’de akan kanın durması ve gözyaşlarının artık dinmesini istediklerini dile getirdi. Koçyiğit, şöyle devam etti:

”Çözümü üretmeliyiz ve barışın tesis edilmesi için hep beraber inanarak çabalamalıyız. Bunları konuştuk. Elbette ki benim de önerim oldu. Sadece benim değil heyetin önerileri oldu. Zaman içinde çalışmalar hep beraber el ele yürütülecek. Burada önemli olan toplumsal barışın sağlanması. Bunun tesis edilmesi için de gerçekten iyi niyetli çabalara, barış çabalarına bütün kalbimle destek veriyorum. Ben anaların ağlamamasını istiyorum. Anaların artık gözyaşlarının dinmesini istiyorum. Bir anne olarak burada yer alıyorum. Her şeyden önce bir anneyim.”

Baskın Oran: Prof. Dr. Baskın Oran da Akil İnsanlar Heyeti çalışmasının daha önce Türkiye’de hiç denenmediğini kaydederek, şöyle dedi:

”Bu, Türkiye’de ilk kez vuku bulan bir girişim. Heyetteki kişiler anca bu toplantıda birbirimizle tanıştık, kartvizitlerimizi birbirimize verdik. Bundan sonra her grup, kendi arasında toplanacak veya e-mail ve telefonlarla haberleşecek. İzmir’e gidip bir hafta kalmak mı gerekiyor, gidip günü birlik dönmek mi gerekiyor... Nasıl bir yöntem izlenecek, işin lojistiği nasıl olacak, hangi gruplarla ve örgütlerle görüşülecek... En önemlisi bu görüşmeler sırasında ne konuşulacak, o insanlar size ne diyecek, siz o insanlara ne diyeceksiniz... Burada beni memnun eden bir husus oldu, o da sayın Başbakan dedi ki, ’Siz ne AK Parti’nin ne hükümetin temsilcisisiniz, ayrıca sizin orada söyleyecekleriniz de sizin bileceğiniz iştir. Sadece bu barış sürecine katkı bekliyoruz sizden’. Bu beni rahatlatır. Ben şu partinin ya da bu hükümetin PR’ını yapacak değilim. Ben Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorununun, suhuletle hem Türkiye için hem bölge için nasıl çözülebileceği konusunda katkı yapmaya gelenlerden sadece bir tanesiyim.”

Kendisine kravat hediye edildiğini kaydeden Oran, basın mensuplarına ”Hayatta kravat takmam ama karım da sürekli kravat alıp duruyor. Ne yapacağız bilemiyorum” şeklinde espri yaptı.

Hasan Karakaya: Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya ise kendisine yönelik eleştirilere ilişkin ”Bazı medya organlarında benimle ilgili ön yargılar vardı. Küfür, argo kelimeler falan... Bunlar bugüne kadar kalem kavgalarıydı. Bundan sonra baltaları hiç olmazsa bir süreliğine duvara asacağız” şeklinde konuştu.

Bugünkü istişare toplantısında değerlendirmelerde bulunduklarını kaydeden Karakaya, bölge toplantılarının ardından Ege Bölgesi için yapacaklarına karar vereceklerini kaydetti.

Muhsin Kızılkaya: Yazar Muhsin Kızılkaya da sivil bir heyetin çalışma yürüteceğini ve Hükümet yetkililerinin işlerine karışmayacağını dile getirdi. Bölge heyetlerinin kendi programlarını yapacağını kaydeden Kızılkaya, ”Süre şimdiye kadar Başbakan tarafından 1 ay olarak belirlenmişti. O süre 2 aya çıkarıldı. 2 aylık çalışma sonucunda 7 heyetin oluşturduğu rapor, tek rapor olacak ve Başbakan’a sunulacak” dedi.

Başbakan Erdoğan’ın, çözüm sürecine bölgelerin verdiği desteğe ilişkin yapılan kamuoyu araştırmasının sonuçlarını kendileriyle paylaştığını kaydeden Kızılkaya, ”Genelde oran yüzde 50’nin üzerindeydi. Çok net olarak tek bütünü belirleyen bir şey söylenmedi. Güneydoğu yüzde 78, en düşük destek Akdeniz Bölgesi’nde görünüyor, o da yüzde 41 civarında. Marmara Bölgesi yüzde 49 diye aklımda kaldı” dedi.

Gazeteci-yazar Sibel Eraslan da istişare toplantısının sıcak bir ortamda gerçekleştiğini dile getirerek, ”Ortak bir irade var, çözüm sürecinde, barış noktasında. İnşallah hayırlı bir süreç olur. Ben Doğu Anadolu Bölgesi’nde görev yapacağım. Can Paker başkanımız. Herkes üzerine düşen görevi bir şekilde yerine getirecek” diye konuştu.

Gazeteci Nihal Bengisu Karaca ise ”Beklediğimiz gibi geçti. Teknik detaylar dışında içeriğin nasıl doldurulacağı heyetlere bırakıldı. Herhangi bir yönlendirme olmayacağı noktasında bir karar verildi. Çerçeve bu şekilde çizildi” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Yıldıray Oğur da istişare toplantısındaki havayı olumlu bulduğunu dile getirdi.

Yazar Mustafa Armağan ise ilk raporun 15 gün sonra yayınlanacağını, nihai raporun 2 ay içerisinde hazırlanacağını belirterek, ”Marmara Bölgesi olarak çalışmalara yarından itibaren başlıyoruz. Toplum ile devlet arasındaki ilişkiyi kurmak için görev yapacağız” dedi.
Daha yeni Daha eski