CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup toplantısında konuştu.
İşte o konuşmadan satır başları...
SİLİVRİ’DEKİ OLAYLAR
Yargı gerekeni yapacaktır diyor sonra savcı 15 dakika sonra harekete geçiyor. Bağımsız yargıya bakın. Neymiş bizim dokunulmazlıklarımızı kaldıracaklarmış. Bizim dokunulmazlıklarımıza ihtiyacımız yok. O mahkemeler siyasi otoritenin kararlarını uygularlar. Senin dokunulmazlıkların sende kalsın bizim dokunulmazlıklarımızı kaldırmazsan namertsin.
Öcalan ve Tayyip Erdoğan imzalı çözüm süreci kitabını okuyalım diyoruz, hayır okumayın. Peki ben nasıl konuşayım o zaman. Okunmamış bir romandan görüş istiyorlar. Süreç diyorlar e süreç tamam başlatmışsınız zaman görüşünüz ne bilgimiz yok. Sorun nasıl çözülür? Bu konuda CHP dışında çözüm önerilerini açıklayan başka bir parti var mı? Biz görüşlerimizi net bir şekilde açıklamışız.
'BİZİ BU İŞE SOKMAK İSTİYORLAR'
Zorla bize bu işin içine girin diyorlar. Son alarak adına Barış Süreci dediler. Çözüm tutmadı barış oldu. Ortaya koydukları bir hedef çözmek istedikleri sorunu tam olarak tanımlamamışlar. Kervan yolda dizilir mantığıyla çözmeye çalışıyorlar. Şimdi CHP zorla gelsin bu sürece girsin deniyor. AKP'nin kalemşöleri bunu dayatmaya çalışıyorlar.
Bize konulşun diyorlar, bilmeden ne söyleyeceksiniz? Bu konuda CHP dışında çözüm önerilerini kamoyuyla paylaşan parti var mı?
Biz AKP'nin çözümünü bilmiyoruz siz biliyor musunuz dedik 'bilmiyoruz' dediler. Hem ne olduğunu bilmiyorsun, hem de destek veriyorsun.
'MEDYA ÖZGÜR DEĞİL'
Medya bize sorduklarını Recep Tayyip Erdoğan'a soramıyor. Erdoğan 'konuşmayacağım' diyor ona soramıyorlar. Bir de kendilerine basın mensubu diyorlar. Kalemi özgür olmayan bi rbasın halkın basını değildir.
Sorun milyonlarca yurttaşın umuduyla oynamaktadır. Bir başarısızlık çıkarsa faturayı 76 milyoın insan ödeyecek.
Recep Bey sanki kendi milletvekili seçiyor gibi 63 akil insan belirledi.
Diyordu ya konuşmayacağım... 'Konuşmazsam ne olacak? Bana güvenin' diyor. Heralde bir kamoyu yoklaması yaptı. Sonuç olumsuz. Başbakan millete 'bana güvenmiyorsunuz bari bu 63 insana güvenin' diyor.
'AKLINI KİRAYA VERENDEN AKİL OLMAZ'
Akil insanlar ne yapacak? Memlekete gidecekler ağırlanacaklar. Bu ülkede barışa ihtiyaç var diyecekler herkes haklısınız diyecek. Arkadan bizim çarıklı elini kaldıracak. Biz bunu nasıl yapacağız diyecek bunu ben bilmiyorum diyecek. Peki bunlar nasıl akil adam. Konuyu bilmiyorsun çözümü bilmiyorsun ne anlatacaksın? Gidecekler PKK Türkiye'yi terk etsin, nasıl terk etsin? Silahlı mı silahsız mı? Böyle bir ikna metodu mu var? Bunların görevi akil insanlar reklam bölümü. Bunu yapacaklar. Ne olursa olsun biz düşünen herkese saygılıyız. Ama kendine akil insan deyip siyasi iktidarın propogandasını yapan adamdan akil adam olmaz.Aklını kiraya verenden Akil Adam olmaz.
'BU AYIP SANA YAKIŞIR'
Efendim Hakkari'de niye Türk bayrağı yok diyor. Sen Başbakan değil misin? Ülkeyi zaten bölmüşsün bu ayıp sana yakışıyor. Sen kendi ülkende burada Türk bayrağı yok diye nasıl söylersin. Hakkari'de senin İl Başkanlığında yok mu. CHP;'nin il başkanlığında var inanmıyorsan git bak. Otur bir düşün bakalım ülkeyi ne hale getirdin. İnsanda bir düğşünceyi dile getirirken biraz utanma duygusu olur.
'PAZARLIK YOK DİYOR AMA...'
Erdoğan pazarlık yok diyor. Bu mektuplar aşk mektubu değil heralde. Pazarlık yapmamış. Oslo'da görüşen kimdi? Yapılan pazarlıkları dolaylı yolsan öğreniyoruz.
Ne pazarlık yaptığı belli. Canlı yayında eyaletlerden federasyondan söz eder. Bunlar tarihi falan bilmiyorlar, tarih bilinci yok. Dünyada gelişmiş ülkelere bakarsanız eyalet endişesi yoktur. Eyalet tapılanmaları güçlü ülkelerde hızlı kalkınmayı demokrasiyi geliştirir. Güçlü Osmanlı'da Lazistan Kürdistan eyaleti var.
'ERDOĞAN TARİH BİLİYORSA BEN BAŞKANLIĞI BIRAKCAĞIM
Ne dünya ne de Osmanlı tarihi konusunda kırıntı kadar bilgisi var. Eğer varsa ben bu genel başkanlığı bırakırım. Pazarlık yapmış ya kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Demokrasilerde gazeteciler içerde olmaz, avukatlar içeride olmaz milletvekilleri içeride olmaz. Demokrasilerde genel başkanlar listeleri milletin önüne konmaz. Demokrasilerin olmadığı yerde barış olmaz. Bir ülkede hukuk yoksa barış da yoktur. Bir ülkede toplumsal uzlaşma yoksa barış olmaz. Şimdi söylüyorum, demokrasi mi istiyorsun getir yasaları çıkaralım. Darbe yasalarının arkasına saklanma korkma, istiyorum diyorsan çık söyle. Yargının bağımsızlığını istiyorsan gel yapalım. Vesayeti kaldıralım.
Çıksın Recep Tayyip Erdoğan bizim yol haritamız üzerinde konuşsun görelim. Niye ona sormuyorsunuz, neden konuşmuyorsun Recep Erdoğan diye.
Bugün bir önerge görüşülecek. Olay ilk ortaya çıktığında bu işin muhattabı hükümettir demişti. Sayın Cemil Çiçek'e sordular o da aynı şeyi söyledi. Bu çözüm sürecine TBMM'nin bir araştırma komisyonuyla dahil olması diğer siyasi partilerin de bu sürece dahil olması risk getiren bir süreçte herkesin siyasi sorumluluk alması gerektiğini ifade ediyor. Halkı aldatmayacaksın. Önergeden bir cümle okuyorum, TBMM'nin süreçle sağlıklı bağı kurulacaktır deniyor. Bizim tarihimizde ilk kez bir terör örgütüyle muhatap kılınmak isteniyor. Sağlıklı çalışan bir demokrasinin kaldırabileceği şey değil .Adı araştırma önergesi sayın Cemil Çiçek. TBMM'nin Başkanı olarak bu irtibatı doğru buluyor musun bulmuyor musun?
İşte o konuşmadan satır başları...
SİLİVRİ’DEKİ OLAYLAR
Yargı gerekeni yapacaktır diyor sonra savcı 15 dakika sonra harekete geçiyor. Bağımsız yargıya bakın. Neymiş bizim dokunulmazlıklarımızı kaldıracaklarmış. Bizim dokunulmazlıklarımıza ihtiyacımız yok. O mahkemeler siyasi otoritenin kararlarını uygularlar. Senin dokunulmazlıkların sende kalsın bizim dokunulmazlıklarımızı kaldırmazsan namertsin.
Öcalan ve Tayyip Erdoğan imzalı çözüm süreci kitabını okuyalım diyoruz, hayır okumayın. Peki ben nasıl konuşayım o zaman. Okunmamış bir romandan görüş istiyorlar. Süreç diyorlar e süreç tamam başlatmışsınız zaman görüşünüz ne bilgimiz yok. Sorun nasıl çözülür? Bu konuda CHP dışında çözüm önerilerini açıklayan başka bir parti var mı? Biz görüşlerimizi net bir şekilde açıklamışız.
'BİZİ BU İŞE SOKMAK İSTİYORLAR'
Zorla bize bu işin içine girin diyorlar. Son alarak adına Barış Süreci dediler. Çözüm tutmadı barış oldu. Ortaya koydukları bir hedef çözmek istedikleri sorunu tam olarak tanımlamamışlar. Kervan yolda dizilir mantığıyla çözmeye çalışıyorlar. Şimdi CHP zorla gelsin bu sürece girsin deniyor. AKP'nin kalemşöleri bunu dayatmaya çalışıyorlar.
Bize konulşun diyorlar, bilmeden ne söyleyeceksiniz? Bu konuda CHP dışında çözüm önerilerini kamoyuyla paylaşan parti var mı?
Biz AKP'nin çözümünü bilmiyoruz siz biliyor musunuz dedik 'bilmiyoruz' dediler. Hem ne olduğunu bilmiyorsun, hem de destek veriyorsun.
'MEDYA ÖZGÜR DEĞİL'
Medya bize sorduklarını Recep Tayyip Erdoğan'a soramıyor. Erdoğan 'konuşmayacağım' diyor ona soramıyorlar. Bir de kendilerine basın mensubu diyorlar. Kalemi özgür olmayan bi rbasın halkın basını değildir.
Sorun milyonlarca yurttaşın umuduyla oynamaktadır. Bir başarısızlık çıkarsa faturayı 76 milyoın insan ödeyecek.
Recep Bey sanki kendi milletvekili seçiyor gibi 63 akil insan belirledi.
Diyordu ya konuşmayacağım... 'Konuşmazsam ne olacak? Bana güvenin' diyor. Heralde bir kamoyu yoklaması yaptı. Sonuç olumsuz. Başbakan millete 'bana güvenmiyorsunuz bari bu 63 insana güvenin' diyor.
'AKLINI KİRAYA VERENDEN AKİL OLMAZ'
Akil insanlar ne yapacak? Memlekete gidecekler ağırlanacaklar. Bu ülkede barışa ihtiyaç var diyecekler herkes haklısınız diyecek. Arkadan bizim çarıklı elini kaldıracak. Biz bunu nasıl yapacağız diyecek bunu ben bilmiyorum diyecek. Peki bunlar nasıl akil adam. Konuyu bilmiyorsun çözümü bilmiyorsun ne anlatacaksın? Gidecekler PKK Türkiye'yi terk etsin, nasıl terk etsin? Silahlı mı silahsız mı? Böyle bir ikna metodu mu var? Bunların görevi akil insanlar reklam bölümü. Bunu yapacaklar. Ne olursa olsun biz düşünen herkese saygılıyız. Ama kendine akil insan deyip siyasi iktidarın propogandasını yapan adamdan akil adam olmaz.Aklını kiraya verenden Akil Adam olmaz.
'BU AYIP SANA YAKIŞIR'
Efendim Hakkari'de niye Türk bayrağı yok diyor. Sen Başbakan değil misin? Ülkeyi zaten bölmüşsün bu ayıp sana yakışıyor. Sen kendi ülkende burada Türk bayrağı yok diye nasıl söylersin. Hakkari'de senin İl Başkanlığında yok mu. CHP;'nin il başkanlığında var inanmıyorsan git bak. Otur bir düşün bakalım ülkeyi ne hale getirdin. İnsanda bir düğşünceyi dile getirirken biraz utanma duygusu olur.
'PAZARLIK YOK DİYOR AMA...'
Erdoğan pazarlık yok diyor. Bu mektuplar aşk mektubu değil heralde. Pazarlık yapmamış. Oslo'da görüşen kimdi? Yapılan pazarlıkları dolaylı yolsan öğreniyoruz.
Ne pazarlık yaptığı belli. Canlı yayında eyaletlerden federasyondan söz eder. Bunlar tarihi falan bilmiyorlar, tarih bilinci yok. Dünyada gelişmiş ülkelere bakarsanız eyalet endişesi yoktur. Eyalet tapılanmaları güçlü ülkelerde hızlı kalkınmayı demokrasiyi geliştirir. Güçlü Osmanlı'da Lazistan Kürdistan eyaleti var.
'ERDOĞAN TARİH BİLİYORSA BEN BAŞKANLIĞI BIRAKCAĞIM
Ne dünya ne de Osmanlı tarihi konusunda kırıntı kadar bilgisi var. Eğer varsa ben bu genel başkanlığı bırakırım. Pazarlık yapmış ya kamuoyu oluşturmaya çalışıyor.
Demokrasilerde gazeteciler içerde olmaz, avukatlar içeride olmaz milletvekilleri içeride olmaz. Demokrasilerde genel başkanlar listeleri milletin önüne konmaz. Demokrasilerin olmadığı yerde barış olmaz. Bir ülkede hukuk yoksa barış da yoktur. Bir ülkede toplumsal uzlaşma yoksa barış olmaz. Şimdi söylüyorum, demokrasi mi istiyorsun getir yasaları çıkaralım. Darbe yasalarının arkasına saklanma korkma, istiyorum diyorsan çık söyle. Yargının bağımsızlığını istiyorsan gel yapalım. Vesayeti kaldıralım.
Çıksın Recep Tayyip Erdoğan bizim yol haritamız üzerinde konuşsun görelim. Niye ona sormuyorsunuz, neden konuşmuyorsun Recep Erdoğan diye.
Bugün bir önerge görüşülecek. Olay ilk ortaya çıktığında bu işin muhattabı hükümettir demişti. Sayın Cemil Çiçek'e sordular o da aynı şeyi söyledi. Bu çözüm sürecine TBMM'nin bir araştırma komisyonuyla dahil olması diğer siyasi partilerin de bu sürece dahil olması risk getiren bir süreçte herkesin siyasi sorumluluk alması gerektiğini ifade ediyor. Halkı aldatmayacaksın. Önergeden bir cümle okuyorum, TBMM'nin süreçle sağlıklı bağı kurulacaktır deniyor. Bizim tarihimizde ilk kez bir terör örgütüyle muhatap kılınmak isteniyor. Sağlıklı çalışan bir demokrasinin kaldırabileceği şey değil .Adı araştırma önergesi sayın Cemil Çiçek. TBMM'nin Başkanı olarak bu irtibatı doğru buluyor musun bulmuyor musun?