Üniversitelerde bir cadı avı başlamış durumda! Bu cadı avının
son kurbanı ise Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. İlker Belek. Belek, bir hukuksuzluk örneği olan şikayet ile
üniversiteden atılmaya çalışılıyor.
Belek, temsil ettiği Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği adına Tıp Fakültesi Temel Bilimler binasına mescit açılması konusunda yaptığı bir basın açıklamasına istinaden, rektörlüğe yapılan ve başlı başına bir hukuksuzluk örneği olan şikâyet ile üniversiteden atılmaya çalışılıyor. Bu haksız uygulama üzerine konuyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), “İlker Hocamıza, üniversitemize ve ülkemize sahip çıkıyoruz!” dedi.
Üniversitelerinde bilimsel, kamusal ve aydınlanmacılığa dair ne varsa yok edildiğini vurgulayan ÜKD, toplum için bilgi üretmesi, aklın yön gösterici olması, eleştirel fikirlerin özgürce tartışılması gereken, üniversitelerin ticarethaneye dönüştürüldüğüne, bilim dışı her türlü karanlığa teslim edilmek istendiğine ve korkuyla susturulmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Bu karanlık gidişe dur demek isteyen onurlu akademisyenlerin, türlü komplolar, baskılar ve hukuksuzluklarla sindirilmeye çalışıldığının altını çizen ÜKD, üniversitelerde başlayan cadı avında İlker Belek’in ne ilk ne de son kurban olduğunu belirtti. ÜKD, ülkeyi karanlığa teslim etmek isteyenlerin, biat kültürünü geçer akçe yapmaya çalışanların; üniversiteleri, kendi emelleri doğrultusunda dönüştürmek için akademik özerkliği, bilimsel düşünceyi ve bu değerlere sahip çıkanları üniversiteden söküp atmaya çalıştığını vurguladı.
ÜKD üyeleri, bu karanlık gidişe dur demek ve İlker Hoca’ya sahip çıkmak için 11 Nisan Perşembe saat 11.00'de Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde bir araya geleceklerini açıkladı. ÜKD, Üniversitesine ve ülkesine sahip çıkmak üzere tüm kamuoyunu yapılacak eyleme destek vermeye çağırdı.
AÖED: “Üniversitelerin ve akademisyenlerin üzerinde oluşturulmak istenen baskı kabul edilemez”
Yaşanan karanlığa karşı bir diğer basın açıklaması ise Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (AÖED)tarafından yapıldı. AÖED, Akdeniz Üniversitesi'nin, öğretim üyelerinden tüm çalışanlarına kadar, bütün bileşenleri üzerinde, her geçen gün artarak devam eden baskı ortamında, Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Belek hakkında açılan soruşturma, soruşturmacının "Görevinden Çekilmiş Sayma" cezası istemesiyle son savunma aşamasına geldiğini belirtti.
AÖED, özgür düşünce ve bilimselliğin yuvası olması gereken üniversitenin bir akademisyen üyesi olmanın sorumluluğunu yerine getirmekten başka bir suçu (!) olmamasına rağmen, son bir yıl içinde ikinci soruşturmayla karşı karşıya kalan İlker Belek’in, şimdi öğretim üyeliği görevinden, dolayısıyla öğrencilerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığının altını çizdi. AÖED yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Halk sağlığı uzmanı olarak yürüttüğü başarılı akademik çalışmaları ve yazdığı onlarca kitabı, göz ardı edilerek böyle bir ceza ile yüz yüze bırakılması, üniversitede yaratılan baskı ortamı soruşturma süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklar, cezaların, üniversite yönetimi tarafından, çok önceden kararlaştırılıp belirlendiği izlenimi vermektedir.
… Her şeyden önce, soruşturmanın dayanağını, ilgili yasa hükümlerine aykırı, adres içermeyen, sadece yalan-yanlış ihbar ve iftiralardan ibaret dilekçeler oluşturmakta; Tıp Fakültesi öğretim elemanlarının, kendi aralarındaki, haberleşme amaçlı internet yazışmaları, anayasal ve yasal haberleşme hakları hiçe sayılarak, birer suç deliline dönüştürülmektedir. Aslında kendileri suç unsuru
taşıyan ve hiç dikkate alınmaması gereken bu dilekçeler, kanıt olarak değerlendirilmiş; kendi çalışanını koruma sorumluluk ve yükümlülüğünü taşıması gereken yönetim hukuk dışı elde edilen verilere dayanarak, demokratik hakların kullanılmasından ibaret olan eylemler için soruşturma başlatma hatasına düşmüştür.”
Basın açıklamasının Anayasal bir hak olduğunu anımsatan AÖED, söz konusu açıklamanın Doç. Dr. Belek'in sadece kendisinin kişisel görüşlerinden ibaret olmadığını, derneğin yönetim kurulunun ve üyelerinin ortak görüşleri olduğunu dile getirdi. AÖED, Belek’in yönetim kurulunun bir üyesi olarak, bu bildiriyi okumaktan başka bir şey yapmadığının altını çizdi.
Üniversitelerde, tüm üniversite elemanları üzerinde oluşturulmak istenen böylesi baskıları ve yaratılmak istenen baskıcı ortamların kabul edilemez olduğunu ve toplumun bilimsel, aydınlanmacı, özerk ve demokratik üniversitelere ihtiyacı bulunduğunu belirten AÖED, tüm kamuoyunu bu kaonuda duyarlı olmaya çağırdı.
(soL- Haber Merkezi)
Belek, temsil ettiği Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği adına Tıp Fakültesi Temel Bilimler binasına mescit açılması konusunda yaptığı bir basın açıklamasına istinaden, rektörlüğe yapılan ve başlı başına bir hukuksuzluk örneği olan şikâyet ile üniversiteden atılmaya çalışılıyor. Bu haksız uygulama üzerine konuyla ilgili yazılı bir basın açıklaması yapan Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD), “İlker Hocamıza, üniversitemize ve ülkemize sahip çıkıyoruz!” dedi.
Üniversitelerinde bilimsel, kamusal ve aydınlanmacılığa dair ne varsa yok edildiğini vurgulayan ÜKD, toplum için bilgi üretmesi, aklın yön gösterici olması, eleştirel fikirlerin özgürce tartışılması gereken, üniversitelerin ticarethaneye dönüştürüldüğüne, bilim dışı her türlü karanlığa teslim edilmek istendiğine ve korkuyla susturulmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Bu karanlık gidişe dur demek isteyen onurlu akademisyenlerin, türlü komplolar, baskılar ve hukuksuzluklarla sindirilmeye çalışıldığının altını çizen ÜKD, üniversitelerde başlayan cadı avında İlker Belek’in ne ilk ne de son kurban olduğunu belirtti. ÜKD, ülkeyi karanlığa teslim etmek isteyenlerin, biat kültürünü geçer akçe yapmaya çalışanların; üniversiteleri, kendi emelleri doğrultusunda dönüştürmek için akademik özerkliği, bilimsel düşünceyi ve bu değerlere sahip çıkanları üniversiteden söküp atmaya çalıştığını vurguladı.
ÜKD üyeleri, bu karanlık gidişe dur demek ve İlker Hoca’ya sahip çıkmak için 11 Nisan Perşembe saat 11.00'de Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde bir araya geleceklerini açıkladı. ÜKD, Üniversitesine ve ülkesine sahip çıkmak üzere tüm kamuoyunu yapılacak eyleme destek vermeye çağırdı.
AÖED: “Üniversitelerin ve akademisyenlerin üzerinde oluşturulmak istenen baskı kabul edilemez”
Yaşanan karanlığa karşı bir diğer basın açıklaması ise Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (AÖED)tarafından yapıldı. AÖED, Akdeniz Üniversitesi'nin, öğretim üyelerinden tüm çalışanlarına kadar, bütün bileşenleri üzerinde, her geçen gün artarak devam eden baskı ortamında, Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlker Belek hakkında açılan soruşturma, soruşturmacının "Görevinden Çekilmiş Sayma" cezası istemesiyle son savunma aşamasına geldiğini belirtti.
AÖED, özgür düşünce ve bilimselliğin yuvası olması gereken üniversitenin bir akademisyen üyesi olmanın sorumluluğunu yerine getirmekten başka bir suçu (!) olmamasına rağmen, son bir yıl içinde ikinci soruşturmayla karşı karşıya kalan İlker Belek’in, şimdi öğretim üyeliği görevinden, dolayısıyla öğrencilerinden uzaklaştırılmaya çalışıldığının altını çizdi. AÖED yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Halk sağlığı uzmanı olarak yürüttüğü başarılı akademik çalışmaları ve yazdığı onlarca kitabı, göz ardı edilerek böyle bir ceza ile yüz yüze bırakılması, üniversitede yaratılan baskı ortamı soruşturma süreçlerinde yaşanan hukuksuzluklar, cezaların, üniversite yönetimi tarafından, çok önceden kararlaştırılıp belirlendiği izlenimi vermektedir.
… Her şeyden önce, soruşturmanın dayanağını, ilgili yasa hükümlerine aykırı, adres içermeyen, sadece yalan-yanlış ihbar ve iftiralardan ibaret dilekçeler oluşturmakta; Tıp Fakültesi öğretim elemanlarının, kendi aralarındaki, haberleşme amaçlı internet yazışmaları, anayasal ve yasal haberleşme hakları hiçe sayılarak, birer suç deliline dönüştürülmektedir. Aslında kendileri suç unsuru
taşıyan ve hiç dikkate alınmaması gereken bu dilekçeler, kanıt olarak değerlendirilmiş; kendi çalışanını koruma sorumluluk ve yükümlülüğünü taşıması gereken yönetim hukuk dışı elde edilen verilere dayanarak, demokratik hakların kullanılmasından ibaret olan eylemler için soruşturma başlatma hatasına düşmüştür.”
Basın açıklamasının Anayasal bir hak olduğunu anımsatan AÖED, söz konusu açıklamanın Doç. Dr. Belek'in sadece kendisinin kişisel görüşlerinden ibaret olmadığını, derneğin yönetim kurulunun ve üyelerinin ortak görüşleri olduğunu dile getirdi. AÖED, Belek’in yönetim kurulunun bir üyesi olarak, bu bildiriyi okumaktan başka bir şey yapmadığının altını çizdi.
Üniversitelerde, tüm üniversite elemanları üzerinde oluşturulmak istenen böylesi baskıları ve yaratılmak istenen baskıcı ortamların kabul edilemez olduğunu ve toplumun bilimsel, aydınlanmacı, özerk ve demokratik üniversitelere ihtiyacı bulunduğunu belirten AÖED, tüm kamuoyunu bu kaonuda duyarlı olmaya çağırdı.
(soL- Haber Merkezi)