ÜMİT KAFTANCIOĞLU'NU ÖLDÜRENLER BUGÜN NE YAPIYOR
Türküler derliyordu Ümit Kaftancıoğlu...
"Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar" diyen
Anadolu kadının sesiydi...
"Yurttan Sesler"di o;
yurdunun, ozanının dağlarının âşığı...
Köroğlu Kolları'nı yazıyordu
Yelatan'da, Dönemeç'te,
Bin iki yüz çiçekli Ardahan yaylalarının,
İlikleri donduran metrelerce karın,
Etekleri süt kokulu, kaftanı yüz yamalıklı, eli maşalı, eli yarmaçalı
Güllü Ana'ların, Yeterlerin öyküsünü, romanını yazıyordu.
Evinin önünde, altı yaşındaki kızının yanındayken, üzerine tam on altı
kurşun sıkarak öldürdüler o güzel sesi, o deniz bakışlı yüzü...
Milliyetçi olduğunu sanıyordu kendisini, kurşun sıkanlar;
Kaftancıoğlu'nu da din düşmanı, "komünist"!
Gün geçti, günler geçti aradan, "yanlış yapmışız, tuzağa düşürülmüşüz"
dedi birileri.
Yemezler!...
Emperyalizm at değiştirdi çünkü...
Kıs kıs gülüyor, Doğulu halklar içinden oynatacak piyon çekmede hiç
sıkıntı çekmemiş,
bir zamanlar,
Takma sakalla, sarıkla Anadolu'yu dolaşıp halkı Mustafa Kemal'e karşı
kışkırtmış olan
Rahip Fru gibi pezevenkler...
Şimdi de "Allahü Ekber!" diye bağırarak cana kıyıyor emperyalizmin
beyinsiz kulları!
Kadına kurşun sıkmayı, kafasını kapatıp evde oturtmayı hüner sayıyorlar.
Kuzey Afrika'dan Yakın Asya'ya, Orta Doğu'ya,
Emperyalizmin kirli oyununda uşaklık ediyorlar.
Gelin de gülmeyin;
Bir kısmının yatakçısı da, "demokrasi"yi, "barış"ı dilinden düşürmeyenler...
Emperyalizm, İsrail'in yanında bir de Kürt kozu olsun istemeseydi elinde,
Kuzey Irak'ın petrolleri bunca iştah açıcı olmasaydı,
Nah yürütürdü sana o süreci;
Barışı istemeyen namerttir!
Elbette ki barış olsun...
Ama...
Bin kere ama...
Emperyalizmin izni ve izleğiyle oluşturulmuş her barış çabası, yarınki
savaş için bir adım gibi de olacaktır.
Kumdan kaleler gibi yıkılıp gidecektir.
Aslolan, insanlık düşmanı kapitalizmi ve emperyalizmi görebilmektir
olup bitenin arkasında,
Günlük yaşamı her ânından her zerresine dinselleştiren düşüncenin
kaynağının Georgtown'daki Turkish Studies, doğrudan ABD Başkanı'na
bağlı ACRFA (dış Ülkeler Din Hürriyeti Danışma Komitesi) olduğunu
bilebilmektedir.
Tüm kötülüklerin arka arkaya halkların ve milletlerin üstüne
yağdırıldığı günün gerçeğinde,
"Barışa Evet, Emperyalizme,
milliyeti ve taşıdığı kimlik ne olursa olsun,
soyguna, sömürüye, kadına karşı şiddete hayır,
Kutsal inançlarımızın politika bezirgânlığına alet edilmesine hayır!..."
Dünya durdukça dur sen,
Kuzeydoğu yaylalarının türkü gözlü yiğidi,
Sana en içten selamlar, sevgiler olsun...
Ey, Cılavuzlu baba dostu...
Ulgar Dağı'nın bin iki yüz çiçeğiyle,
Yüreğimin tüm ateşiyle senden yanadır yaşamım...
Duy sesimi...
Alper Akçam
Odatv.com