New York Times gazetesinde yayımlanan Tim Arango'nun söyleşisinde, Murat Karayılan, "sorunları barış ve diyalog yolu ile çözmek istiyoruz" dedi. Karayılan "fakat Kürtleri eşit vatandaşlar olarak kabul etmezlerse, sorun çözülemez" dedi.
'ERDOĞAN DURUMA CİDDİ YAKLAŞMIYOR'
Irak'ın Zargalı bölgesinde konuşan Karayılan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın çözüm süreci stratejisine ilişkin "Daha ciddi bir yaklaşım gerektiriyor. Erdoğan duruma ciddi yaklaşmıyor, ardındaki derin tarihi anlamıyor. Herkes anlamalı ki gerilla güçleri bugüne kadar, başarılı bir şekilde mücadeleyi sürdürmüştür" dedi.
Haberde Murat Karayılan'ın PKK'nın komutanı sıfatı ile doğrudan otoritesi olmasa bile Suriye'deki Kürt gruplar üzerinde etkisi olduğu belirtildi. Haberde ayrıca Kürtlerin çoğunluğunun Türkiye'nin batı ülkeleri ve ABD ile yakın ilişkilerin faturasının Kürtlere çıkarıldığı söylediği aktarılıyor. Karayılan ise batı ülkelerinin Türkiye ilişkisi hakkında "Suriye'de Kürtler daha seküler ve demokratik grupları temsil ediyor. Fakat Batı Suriye'deki Kürtlerle ilişkilerini geliştirmiyor. Neden? Çünkü Türkiye ile olan ilişkilerinden ötürü" dedi
'SİYASİ ROL OYNAMAK İSTİYOR'
Murat Karayılan, eğer savaş biterse Türkiye'ye dönmeyi umduğunu belirterek, Kürt haklarının geliştirilmesinde siyasi bir rol oynamak istediğini söyledi. Karayılan "şiddeti bir kenara koyduktan sonra, demokratik bir toplumun kurulması gerekecek" dedi.
Karayılan, İmralı ile iletişimin ağır işlediğini ifade ederek, “Hızlı karar alabilmemiz açısından ihtiyaç olursa neden bizden de bir grup İmralı’ya gitmesin ki” dedi.
ANF’nin haberine göre, yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karayılan, daha geri çekilme kararını vermediklerini ve İmralı’yla iletişimlerinin ağır işlediğini vurguladı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karayılan çözüm için PKK terör örgütü lideri Öcalan’la iletişimde olmaları gerektiğini savunarak, şunları kaydetti:
"İMRALI'YA GİTMEK İSTİYORUZ"
“İhtiyaç olursa neden bizden de bir grup İmralı’ya gitmesin ki” dedi. Karayılan, “Biz hareket olarak sorunu aşmak ve süreci ilerletmek istiyoruz. Akil İnsanlar Komisyonu yetersiz de olsa kuruldu. Meclis Komisyonu için başvuru oldu. Bunu hareket olarak tartışacağız. Biz, süreci tıkatma değil geliştirme yanlısıyız. Ancak önderlik ile irtibata geçmemiz 15-20 gün sürüyor. Önderliğin yanına gitmek için heyet Adalet Bakanlığı’na başvuruyor, Bakanlık ise Başbakanlığa gidiyor. Oradan izin çıkarsa heyet önderliğin yanına gidiyor. Ardından bize geliyor. Biz ise gelen mesajlar üzerine fikirlerimizi belirtmek istediğimiz zaman, heyet tekrardan Adalet Bakanlığı’na başvuruyor ve o da yine Başbakanlığa gidiyor. Bu da sürecin çok yavaş işlemesine neden oluyor. Çözüm sürecinde Güney Afrika örneği gibi bir tarz olmalı. Önderliğimiz tecrit altında olduğu sürece sağlıklı iletişim gelişmiyor. Mandela örneği gibi olursa hızlı karar alınabilir. Daha hızlı olunmalı. Hızlı karar alabilmemiz açısından ihtiyaç olursa neden bizden de bir grup İmralı’ya gitmesin ki?”
