Beni en çok bilim insanları şaşırtıyor. Bilime inanmamış bilim insanları. İlkokul üçüncü sınıf terk halk harici beni herkes şaşırtıyor....
Bilime inanmamış bilim insanları.
İlkokul üçüncü sınıf terk halk harici beni herkes şaşırtıyor.
İlkokul üçüncü sınıf terk halka göre en bulunmaz başbakandır RTE.
Bu gün ilkokul üçüncü sınıftan terk beyinli bir makine mühendisi ile konuştum. Pardon tartıştım.
RTE'nin neden kazandığını bu zatla konuştukça daha anladım.
Otobüs dolu idi. Ayakta durdum ama sırtımı elle tutunmak için yapılan demirlere dayadım.
Adam geldiiii taa yanımdaki sağlı sollu demirlerden tutunca ben adamın kolları arasında kaldım. Rahatsız oldum. Gelin siz sırtınızı dayayın dedim, nefesiniz beni rahatsız etti demedim.
''Bu kadar insan pazar pazar nereye gidiyorsa'' dedi. Şehir merkezine gidiyorlar dedim. Malum burası koca bir köy gibi. Bozuk şivesiyle ''12 katlı apartumanlarla dolu yere nasıl köy dersiniz'' dedi. Bana göre köy dedim. İnsanlar sinemaya, tiyatroya, spor yapmaya, kafeteryaya gidiyor dedim.
Peki bu kadar genç nereye gidiyor diye sorguluyorsun da, siz nereye gidiyorsunuz bu yaşınızda dedim.
''Ben site yönetimi seçiminden kaçtım'' dedi. Demokrasiden kaçtın yani dedim.
Güldü.
Keşke genel seçimlerde de kaçsan dedim.
''Kaçmam ondan, o vatandaşlık görevimiz'' dedi.
''Benim 300 oyum var'' dedi.
Nasıl yani dedim ama adamı esasında çözdüm.
Ben nereye dersem ona verir bu 300 kişi diyerek marifetlerini anlatmaya başladı.
O 300 kişinin beyni yok mu dedim ve adam bön bön yüzüme bakmaya başladı.
''O ne demek'' dedi.
Sizin o kişilerin kime oy vereceklerine karışma hakkınız yok dedim.
Tartışma başladı.
BOP'tan NATO'ya, NATO'dan 12 Eylül faşizmine kadar tartıştık. Aslında tartışmadık ta adama biraz siyaset dersi verdim demek daha doğru olur.
Bir çok insan da bize kulak kabarttı.
Adam yenilmişlik psikolojisi ile;
''Peki sen namaz kılıyor musun'' sorusunu en yüksek perdeden sordu. Hayır kılmıyorum, hatta hiç bir zaman da kılmayacağım dedim. ''Hah işte senin kimliğin ortaya çıktı işte, ben seninle tartışmam artık'' diyerek yenilmişliğini kamufle etmeye çalıştı. Sen makine mühendisi olmuşsun ama zır cahilsin dedim ve sustum. Birazdan zaten adam indi.
İçimden ''sen bana başbakanının kim olduğunu söyle, ben senin kim olduğunu söyleyeyim'' diyerek bu AKP'li zatın haline üzüldüm.
Sonra Reyhanlı'da Başbakanı alkışlayan yövmiyeci fakiri fukarayı düşündüm. Akşama kadar fındık toplamaktan, çay toplamaktan, pamuk ve bilcümle her tarım alanında çalışmaktan alkışlamak daha rahat.
Hem güven içindeler. Antakya polisi yetmedi çevre illerinin polisleri de görev almadı mı Başbakanlarının Reyhanlı korkusundan ötürü?
Aklı başında bir tane bile Reyhanlılı gelmedi bu alana.
Urfa'dan, Adana'dan, Antep'ten ve diğer illerden otobüs otobüs insan taşıdılar.
Televizyoncular da Reyhanlı halkı diye ülke ve dünya kamuoyunu yanıltıcı haberlerini pişkin pişkin verdiler.
Utanmazlar.
Bu işe tenezül eden herkes başta olmak üzere kamuoyunu yanıltan herkes utanmazdır,
Hilekar, düzenbaz, sahtekar, say saya bildiğin kadar.
AKP'nin Türkiyeyi getirdiği nokta burasıdır.
Yalan, talan, ihanet....
Otobüs hareket noktalarına bakın;
AK Parti önü
Akasya Mahallesi Cami Önü
Fatih Camii Önü
9. Numara Son Durak
Bağrıyanık Meydanı
Habibi Naccar Cami Önü
Vali Ürgen Alanı
Hatice Ana Camii Önü
Emek Taksi Yanı
Antakya Belediye Önü
Esentepe Mahallesi Cuma Pazarı
Hacı Ömer Alpagot Mahalle Meydanı
Doğumevi Önü
Şirince Mahallesi Çınar Altı
Saraykent Cuma Pazarı
Aksaray Mahallesi Alkan Cami Önü
Akasya Mahallesi 500 Konutlar Önü
Başbakan göre göre, göstere göstere halkı hipnoz yapmaya çalışıyor. Gazeteler yazmıyor, televizyonlar göstermiyor, diğer yerleşkelerden toplanarak, Reyhanlı halkı Başbakanı alkışlarla karşılıyormuş numarasını.
Oysa Reyhanlı Halkı Başbakana öfkeli idi. Başbakanın politikaları Reyhanlı halkını Katletti, yaşam alanlarını yaşanmaz hale getirdi.
Reyhanlı Halkı Başbakanı alkışlamadı.
http://www.halkizbiz.com/
