15 Haziran akşamı polisin Gezi Parkı’na yönelik müdahalesi
sonrasındaki olayları İstanbul’daki muhabiri Uli Gack ve Alman Yeşiller
Partisi Eş Başkanı Claudia Roth’la yapılan canlı bağlantı ile aktaran
Almanya’nın saygın televizyon kanalı ZDF, yaşananları “vahşet ve
trajedi” olarak nitelendirdi. Kar amacı gütmeyen bağımsız ve saygın bir
kamu televizyon kanalı olan ZDF’nin Gezi Parkı haberinde dikkat çekici
vurgular şunlar oldu:
“Saldırı barışçıl bir günün sonunda geldi, hiç kimse böyle bir saldırı beklemiyordu. Polis Romalı lejyon askerleri gibi halkı otelin önünde sıkıştırdı ve yaklaşmamıza izin vermediği için ne olduğunu tam olarak göremedik. Yaralıları gördükten sonra saldırının vahşetini anlayabildik. Ağır yaralılar gördük. Durum vahşet. Gözaltına alınan insanların nereye konulduğu tam bir sır. Divan Oteli’nde ise tam bir trajedi, inanılmaz sahneler yaşandı. Meslek hayatımda çok şey gördüm, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
Olay Türk televizyonlarının canlı yayın yaptığı prime time’de konuldu. Zamanlama mükemmeldi. Bütün dünya güvenlik güçlerinin Gezi Parkı’na saldırısını izleyebilecekti. Öğleden sonra başbakan seçim mitinginde protestoculara seslendi. Destekçileri tarafından alkışlandı. Dört saat sonra müezzinin akşam ezanını bitirmesinden sonra saldırı başladı.
Alman Yeşiller Partisi Başkanı Claudia Roth da protestocular arasındaydı. Roth şunları söyledi: Aniden halka saldırmaya başladılar; hava biber gazıyla doldu. Kaçmaya çalışan insanları hedef aldılar. Bir başka gösterici ise park içindeki insanların yarısının kadınlar ve çocuklar olduğunu; saldırıya uğrayan çok sayıda savunmasız yaşlı insan bulunduğunu anlatıyor. Kanal İstanbul’un saldırıdan üç saat sonra hala olağanüstü hal içinde olduğunu ve sendikaların genel grev ilan ettiğini bildirdi. ZDF muhabiri haberi protestoların sona ermeyeceğini ve yaşananların henüz başlangıç olduğunu vurgulayarak bitirdi. “Şu ana kadar burada bir festival havası vardı. Şimdiyse öfke ve kızgınlık var. Polise ve Erdoğan’a yönelik bir öfke var. Bu barışçıl atmosferi en vahşi yöntemlerle dağıtmaya cüret eden Erdoğan’a yönelik bir öfke. Bu direnişi tetikleyen Erdoğan’ı zor günler bekliyor.“
“Saldırı barışçıl bir günün sonunda geldi, hiç kimse böyle bir saldırı beklemiyordu. Polis Romalı lejyon askerleri gibi halkı otelin önünde sıkıştırdı ve yaklaşmamıza izin vermediği için ne olduğunu tam olarak göremedik. Yaralıları gördükten sonra saldırının vahşetini anlayabildik. Ağır yaralılar gördük. Durum vahşet. Gözaltına alınan insanların nereye konulduğu tam bir sır. Divan Oteli’nde ise tam bir trajedi, inanılmaz sahneler yaşandı. Meslek hayatımda çok şey gördüm, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.
Olay Türk televizyonlarının canlı yayın yaptığı prime time’de konuldu. Zamanlama mükemmeldi. Bütün dünya güvenlik güçlerinin Gezi Parkı’na saldırısını izleyebilecekti. Öğleden sonra başbakan seçim mitinginde protestoculara seslendi. Destekçileri tarafından alkışlandı. Dört saat sonra müezzinin akşam ezanını bitirmesinden sonra saldırı başladı.
Alman Yeşiller Partisi Başkanı Claudia Roth da protestocular arasındaydı. Roth şunları söyledi: Aniden halka saldırmaya başladılar; hava biber gazıyla doldu. Kaçmaya çalışan insanları hedef aldılar. Bir başka gösterici ise park içindeki insanların yarısının kadınlar ve çocuklar olduğunu; saldırıya uğrayan çok sayıda savunmasız yaşlı insan bulunduğunu anlatıyor. Kanal İstanbul’un saldırıdan üç saat sonra hala olağanüstü hal içinde olduğunu ve sendikaların genel grev ilan ettiğini bildirdi. ZDF muhabiri haberi protestoların sona ermeyeceğini ve yaşananların henüz başlangıç olduğunu vurgulayarak bitirdi. “Şu ana kadar burada bir festival havası vardı. Şimdiyse öfke ve kızgınlık var. Polise ve Erdoğan’a yönelik bir öfke var. Bu barışçıl atmosferi en vahşi yöntemlerle dağıtmaya cüret eden Erdoğan’a yönelik bir öfke. Bu direnişi tetikleyen Erdoğan’ı zor günler bekliyor.“