4 Haziran 2013 tarihinde sendika.org, 10 Haziran 2013 tarihinde ise politeknik.org.tr sitelerinde yayımlanan yazılar ile TMMOB‘ye eleştiri değil saldırılar sürdürülmektedir.
Herkes
tarafından bilinmektedir ki, TMMOB örgütlü mücadelesinde bilimin ve
tekniğin halkın hizmetine sunulmasındaki kararlığı yanında,
emperyalizme, sömürüye, faşizme ve şovenizme karşı dik duruşuyla; savaşa
karşı barışın, zulme ve işkenceye karşı insanlık onurunun ve insan
haklarının, bağımsızlık, özgürlük ve halkların kardeşliğinin hakim
kılınmasındaki onurlu yürüyüşü her geçen gün güçlenerek sürdürmektedir.
TMMOB‘nin bu onurlu mücadelesi Türkiye‘nin tarihsel süreci içerisinde
yerini almıştır, almaya devam etmektedir.
1980‘de
yaratılan açık faşizm ile uygulamaya konulan neoliberal iktisat
politikalarının son dönemlerde gerici yaklaşımlarla harmanlanarak
uygulamaya sokulduğu, özelleştirme politikalarıyla ülke varlıklarının
tasfiye edildiği, üretmeyen bir ekonomik yapı ile sıcak paraya bağımlı
bir Türkiye yaratılırken, özellikle son on yılda, benzeri görülmemiş
şekilde kentlerin ve doğal varlıkların talan edildiği bir sürece
sokulmuştur. Aynı zamanda, tek tip yaşam modeli dayatmasıyla toplumsal
yaşam dizayn edilmek istenmektedir. Yaşam alanlarımızın her hücresine
müdahale eden bu baskıcı anlayış ve siyasetle yaratılan korku
geleceğimizi de karanlığa doğru sürüklerken, toplumun her düzeyinde
dünden bugüne giderek artan sesler ve direnişler de yok sayılmıştır.
Ülke
coğrafyasının dört bir yanında yaşanan dayatmalara karşı, yükselen bu
seslerin ve direnişlerin son damlası olarak ortaya çıkan ve karşı
duruşun sembolü haline gelen, ısrarla "üç beş ağaca", "yeşilliğe"
indirgenmeye çalışılan Taksim GEZİ Parkı direnişi üst boyuta çıkarak
ülkenin her noktasında hak mücadelesi ile bütünleşmiştir.
Yaşanan
bu süreçten tüm halkımız etkilenmiş, duyarlı tüm kesimlerle birlikte
TMMOB ve Oda bileşenleri, üyeleriyle birlikte halkının yanında yerini
almıştır.
TMMOB‘nin mücadele anlayışı, karar alma
süreçleri ve uygulama biçimi açık bir şekilde bilinmesine rağmen başta
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı olmak üzere Yönetim Kurulu üyelerine ve Oda
Başkanlarına, dolayısıyla TMMOB‘ye karşı eleştiri düzeyini aşan bir
tavırla saldırılar yapılmaktadır. TMMOB yönetim kurulu üyelerini "sözde"
dışarıda bırakan, "özrü kendinden menkul bir şekilde" yöneticileri
değil, TMMOB Başkanının hedef alındığının açıklanması, daha büyük bir
talihsizliktir.
TMMOB; gerek toplumsal ve siyasal
alandaki mücadele anlayışını ve politikalarını gerekse meslek
alanlarımızdaki mesleki politikalarını (AKP‘nin TMMOB tasarısında olduğu
gibi) başta genel kurul sonuç bildirgeleri ve sonuç raporları olmak
üzere; yüz akı kadroların oluşturduğu oda sekreter /yazman üyeleri, oda
başkanları ve İKK‘lar ile tartışarak, dayanışarak, içselleştirilerek
oluşturmaktadır. Mücadele biçimi de aynı kadrolar ile belirlenmekte ve
örgütüyle birlikte hayata geçirilmektedir. Bu nedenle, TMMOB‘nin kendi
kadroları ile belirlediği eylemlilik sürecini tek başına TMMOB Başkanına
atfetmek de örgüte yapılmış en büyük saygısızlık ve hakarettir.
Ülkenin her yanında mücadelenin dayanışmaya, dayanışmanın direnişe dönüştüğü böyle bir zamanda, 4 Haziran 2013 tarihinde sendika.org, 10 Haziran 2013 tarihinde de politeknik.org
sitelerinde yayımlanan isimsiz yazılardaki yaklaşıma TMMOB‘nin örgüt
yapısı açısından bakıldığında durum daha da vahimdir. Oda
üyelerinin/seçilmiş delegelerin oylarıyla gelen, TMMOB YK Yürütme
Kurulunun ve ardından da ODA Başkanlarının yapmış olduğu açıklamaların,
TMMOB Başkanı tarafından yapıldığı söylemiyle, TMMOB kadrolarının ve tüm
yöneticilerinin özgür iradesi yok sayılarak aşağılayıcı tavırlar
sergilenmektedir.
Birliğimiz ve Odaları
geleneğinden gelen anlayış doğrultusunda, "GEZİ PARKI" direnişinde
halkla ve üyeleriyle birlikte sokaklarda mücadele ederken, TMMOB ve
bağlı Odalarımızın binalarına gaz bombaları yağmur gibi yağarken,
TMMOB‘nin tüm kadroları ülkenin dört bir yanında "Her yer Taksim, Her
yer direniş" diyenlerle birlikte omuz omuza sokaklardayken, TMMOB
Yönetim Kurulu üyemiz bacağından gaz bombası fişeği ile vurulurken,
Birliğe bağlı Odalarımızın Başkanları ortaklaşa "Gücünüz Halkı
Sindirmeye Yetmeyecek Devlet Terörünü Durdurun, Zorbalığa Son Verin"
diye çığlık atarken dayanışmanın en katıksız hali her boyutuyla
yaşanırken, tüm özgürlük, emek ve demokrasi güçlerinin yakından
tanıdığı, gücünü gücü bildiği TMMOB‘yi ayrıştırma siyaseti neden gündeme
ısrarla sokulmak istenmektedir? Kimler ne fayda beklemektedir?
Alaca karanlıklardan beslenenlerin "eleştiri" adı altında masumiyet karinesine sığınmaları da onlara yakışandır.
TMMOB‘nin
Türkiye‘nin demokrasi, insan hakları, bağımsızlık ve özgürlükler
mücadelesi içerisindeki yeri, ilkeleri ve sürdürmekte olduğu anlayışı
bellidir. Bu ilke ve anlayışlar kişilere bağlı değildir. Bu ilke ve
anlayışlar yarım yüzyılı aşkın bir süreçte kurumsal bir yapıya
dönüşmüştür. TMMOB‘nin bu bilinçle mücadele anlayışını sürdüren
kadroları Genel Kurullar sürecinde üyeleri tarafından belirlenmektedir.
Bizler,
"sözde" "eleştiri" dışında bırakılan Yönetim Kurulu üyeleri olarak
TMMOB‘ye yapılan bu tür anlamsız, gerçeklerden uzak ve çok daha önemlisi
eleştiri düzeyini aşarak çirkin saldırıya dönüşen, imzasız ve kimliksiz
yazıları ciddiye almadığımızı, almayacağımızı ve önemsemediğimizi
üyelerimizle paylaşmak durumundayız.
Yalın bir
ifade ile belirtmeliyiz ki; "Hükümsüzlük" aslında altına imza
atılmayan/atılamayan ve gerçeklerden uzak metinlerin kendisidir.
"Hükümsüzlük" TMMOB Yönetim Kurulu üyelerinin, Oda Yönetim Kurulu
üyelerinin iradesini yok sayanların kısır anlayışıdır. "Hükümsüzlük",
her zamankinden daha çok varlığına gereksinim duyulan TMMOB ve tüm
kadrolarına fütursuzca yapılan isimsiz saldırılardan medet uman
düşüncelerdir.
SÖZÜMÜZ;
Böyle
bir zamanda, ayrıştırıcı, bölücü, aşağılayıcı yaklaşımla; üyelerimize,
örgütümüze ve TMMOB Yönetim Kuruluna mesnetsiz ve kasıtlı
saldıranlaradır.
Herkes bilir ki, gün, dayanışmayı
ve mücadeleyi yükseltme günüdür. TMMOB örgütlülüğünün kendisi ve
organları arasında " ayrıştırıcı" bir yaklaşımın hiç kimseye yarar
sağlamayacağı açıktır. Elbette kişiler TMMOB demek değildir. TMMOB,
başta odaları var eden üyeleri demektir; ODA yönetim kurulları ve
başkanları demektir; TMMOB, yönetim kurulu üyeleri demektir; TMMOB,
TMMOB Başkanı demektir. TMMOB Teoman Öztürk geleneği ve çizgisinde
sürdürülen mücadelenin kendisi demektir.
Zeyneti BAYRI ÜNAL | Çevre Mühendisleri Odası |
Kübülay ÖZBEK | Elektrik Mühendisleri Odası |
Ekrem POYRAZ | Fizik Mühendisleri Odası |
Hakan GÜNAY | Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası |
Recep ÖZMETİN | Gıda Mühendisleri Odası |
A. Fahri ÖZTEN | Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası |
Feyyaz ATAÇ | İçmimarlar Odası |
Züber AKGÖL | İnşaat Mühendisleri Odası |
Murat FIRAT | Jeofizik Mühendisleri Odası |
Ercan BAYRAK | Jeoloji Mühendisleri Odası |
İrfan İNAN | Kimya Mühendisleri Odası |
Hüseyin Can DOĞAN | Maden Mühendisleri Odası |
Deniz ÖZDEMİR | Meteoroloji Mühendisleri Odası |
Bahattin ŞAHİN | Mimarlar Odası |
Ayşegül ORUÇKAPTAN | Peyzaj Mimarları Odası |
Mehmet ÇELİK | Petrol Mühendisleri Odası |
Ayşe IŞIK EZER | Şehir Plancıları Odası |
M. Murat İLHAN | Tekstil Mühendisleri Odası |
M. Tevfik KIZGINKAYA | Ziraat Mühendisleri Odası |