Bundan 18 yıl önce, 1995 yılının 11 Temmuz gününde, insanlık
hafızalardan asla silinemeyecek bir katliama tanık oldu. Bosna’da 1992-1995
yılları arasında yaşanan, Müslümanların ve Hırvatların etnik temizliğe uğradığı
ve toplamda 100 bin kişinin hayatını kaybettiği savaşın en korkunç anları
Srebrenitsa da yaşandı.Yugoslavya’nın çöküşünün ardından Sırpların 1992 yılında
Bosna’da başlattıkları kıyım sonrası Birleşmiş Milletler bölgeye müdahale etmiş
ve Srebrenitsa’nın da aralarında bulunduğu altı bölge "güvenli" ilan
edilmişti.
İç savaş öncesi 24 bin civarı olan Srebrenitsa nüfusu, savaş
sonrası 60 bine kadar çıktı. Müslüman halkın elindeki silahlar BM Barış Gücü
tarafından "koruma" gerekçesiyle toplandı.
BM’nin güvenli bölge ilan etmesinden iki yıl sonra 1995’te
Srebrenista, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’nın gördüğü en büyük toplu
katliama sahne oldu.
Ratko Mladiç komutasındaki Sırp ordusu bölgeye saldırılarını
arttırdıktan sonra halk silahlarını geri istedi. BM’nin Hollandalı sorumlu
komutanı Thom Karremans ise bu talebi reddetti. Bölgedeki Hollandalı askerler,
Bosna’daki BM Barış Gücü komutanı Fransız generalden aldıkları emir sonrası
bölgeyi bir gecede boşalttı.
BM güçlerinin çekilmesinin ardından Ratko Mladiç
komutanlığındaki Sırp ordusu bölgeye girdi; 8 bin Müslüman Boşnak erkek birkaç
gün içinde sistematik işkenceden geçirilerek katledildi. Kadınlara ve küçük
yaşta ki kız çocuklara aileleri önünde tecavüz edildi.
Çocuklarının ve kardeşlerinin önünde öldürülen insanların
cenazeleri yine onlar tarafından toprağa verildi.
Bugün soykırımın 18'inci yıldönümü. Dünyanın dört bir
yanında Srebrenitsa'da öldürülenlerin yası hala taptaze tutuluyor.
Kurbanların aileleri bir yandan kimlikleri tespit edilen
sevdiklerini toprağa verebilmenin küçük de olsa huzurunu yaşarken bir yandan da
Mladiç ve Radovan Karadziç gibi yanı sıra soykırım emrini veren komutanların
birer birer uluslararası mahkemelerde yargılanmasıyla bir nebze olsun adalet
duygusuna kavuşmak istiyor.