Turgay Ciner, 2007’de aldığı Habertürk TV ile 2009 seçimleri
öncesi kurduğu aynı adlı gazeteyi Başbakan’ın isteğiyle, Fatih Saraç’a
teslim etmişti.
Saraç, El Kaide’nin sponsorlarından Yasin El Kadı’nın “eski” ortağı.
Habertürk’ün Gezi ve Mısır yayınlarının arkasında böyle bir operasyon
var.
Anaakım medya kurumlarının Gezi eylemleri süresince izlediği yayın politikası çok konuşuldu. Ancak Habertürk, bu süreçte daha atak bir tutum izledi. Örneğin, NTV ve CNNTürk gibi “haber” kanalları, eylemleri ve polis müdahalesini görmezden gelip belgesel yayınlarken, HaberTürk hemen her gece hükümetin en azılı savunucularını bir stüdyoda toplayarak “tartışma” programları yapmayı tercih etti. Eylemlerin ilk günlerinde kanal ekranlarını Başbakan’a açtı ve Genel yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Erdoğan’la “Ulusa Sesleniş” tadında bir söyleşi gerçekleştirdi.
Habertürk, Mısır’da yaşanan gelişmeler hakkında da, AKP politikasıyla birebir paralel yayınlar yapıyor. Müslüman Kardeşler’in yanlışları ve halkı sokaklara neyin döktüğü üzerinde hiç durmayan HaberTürk, “darbe karşıtlığı” söylemine sıkı sıkıya sarıldı. Peki Habertürk’ün bu yandaşlık şampiyonluğunun arkasında ne yatıyor?
BAŞBAKAN SARAÇ’I CİNER’LE BULUŞTURDU
AKP iktidarının en çok kalkındırdığı işadamlarından Turgay Ciner, Habertürk kanalını kurucusu Ufuk Güldemir’den 2007’de satın aldı. 2009’da, yerel seçimlere günler kalan aynı isimli bir gazete kurdu. Yandaşlık konusunda rüştünü ispat etmek için büyük bir çaba sarf eden Ciner, gazetenin ilk günlerinde Deniz Feneri skandalıyla ilgili bir haber çıkması üzerine Yazıişleri Müdürü Ali Gülen’in ismini künyeden çıkartmış, evrim karşıtı programlara ağırlık vermişti.
Ancak Ciner’in yandaş medya operasyonu çok daha kapsamlı ve organize bir boyut aldı. Başbakan Erdoğan, Nakşibendi şeyhlerinden, gençlik yıllarından hocası olan Emin Saraç’ın oğlu, “İslami girişimci” Fatih Saraç’ı Ciner’le buluşturdu.
Fatih Saraç, Ciner’in çeşitli şirketlerine ortak olmaya başladı. Saraç, kısa süre sonra, Aralık 2012’deki şirket genel kurulunda, Ciner Yayın Holding’de ve Habertürk’te Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldu. Saraç’ın hisse alıp almadığı bilinmiyor, ancak doğrudan Başbakan’ın isteğiyle bu göreve atandığı öne sürülüyor.
Başbakan’ın eliyle Haber-türk’ün gizli patronu haline getirilen Fatih Saraç, şimdi koca bir yayın kurumunun politikalarını belirliyor. Habertürk televizyonu ve gazetesinin Gezi olayları ve ardından Mısır’daki ayaklanma süresince yaptığı yayınlar, işte bu çabaların meyvesi.
YASİN EL KADI’YI TÜRKİYE’YE O GETİRDİ
Saraç aslında daha önce herhangi bir medya kuruluşunda yöneticilik yapmış biri değildi. Büyük ihtimalle babasının hatırına Milli Gazete’de bir dönem yazıları yayımlanmış, bir dönem de Yeni Şafak’ta hissedar olmuştu. Ama Saraç esasen bir tüccar.
1960 İstanbul doğumlu Saraç, Mekke Üniversitesi mezunu. Arap işadamlarıyla çeşitli ortaklıkları var. Şüphesiz bunların en ünlüsü de, ABD’nin El Kaide terör örgütüyle bağlantısı olduğu iddiasıyla malvarlığını dondurduğu, Başbakan Erdoğan’ın ise “kefilim” dediği Yasin El Kadı.
Saraç, El Kadı’nın Türkiye’de çeşitli teşebbüslerde bulunmasına yardımcı oldu. El Kadı, İslami çizgi filmler üreten bir yapım şirketi kurmak istiyordu. İkili, Cüneyd Zapsu gibi ortakların da katılımıyla, BİM marketlerini işleten Kervan Gıda’nın yanı sıra, Ella Film ve Prodüksiyon, Nimet Gıda ve Ahsen Plastik gibi bir dizi şirket kurdular.
EL KADI İLE ORTAKLIK ‘GÖRÜNTÜDE’ BİTTİ
ABD, El Kadı’yı kara listeye alınca, Türk sermayedarlar Suudi işadamıyla bir bir yollarını ayırdılar. Örneğin, Ülker Grubu, Ak Gıda ve Bahar Su şirketlerinde hem El Kadı hem de Saraç ile olan ortaklığına son verdi. Aynı dönemde Fatih Saraç da BİM’deki hiselerini elden çıkardı, çok benzeri olan A101 marketlerini kurdu. Son olarak, Ciner Grubuyla ortaklaşa olarak aynı konsepte sahip UCZ marketlerini kurdular. Saraç, Erdoğan’ın “manevi himayesinde” olan ve Ciner’in geçtiğimiz yıllarda satın aldığı Kasımpaşa Spor’un da yönetim kurulu üyesi.
Fatih Saraç ile Yasin el Kadı ortaklığı, 31 Mart 2004 tarihli bir Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuyla belgelendi. Cryptome.org sitesinde yayımlanan iddiaya göre, bu ortaklıklar yoluyla iki isim arasında defalarca para alışverişi yapıldı. Halen gizli birtakım ortaklıkları da söz konusu olabilir. Cryptome.org, geçtiğimiz Şubat ayında El Kadı’nın MİT Müsteşarı hakan Fidan ile görüşmesindne dönerken bir kaza geçirdiği iddiasını ortaya atmış, “AKP’nin Susurluğu” diye yaptığımız haber MİT tarafından üstü kapalı olarak doğrulanmıştı.
Anaakım medya kurumlarının Gezi eylemleri süresince izlediği yayın politikası çok konuşuldu. Ancak Habertürk, bu süreçte daha atak bir tutum izledi. Örneğin, NTV ve CNNTürk gibi “haber” kanalları, eylemleri ve polis müdahalesini görmezden gelip belgesel yayınlarken, HaberTürk hemen her gece hükümetin en azılı savunucularını bir stüdyoda toplayarak “tartışma” programları yapmayı tercih etti. Eylemlerin ilk günlerinde kanal ekranlarını Başbakan’a açtı ve Genel yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Erdoğan’la “Ulusa Sesleniş” tadında bir söyleşi gerçekleştirdi.
Habertürk, Mısır’da yaşanan gelişmeler hakkında da, AKP politikasıyla birebir paralel yayınlar yapıyor. Müslüman Kardeşler’in yanlışları ve halkı sokaklara neyin döktüğü üzerinde hiç durmayan HaberTürk, “darbe karşıtlığı” söylemine sıkı sıkıya sarıldı. Peki Habertürk’ün bu yandaşlık şampiyonluğunun arkasında ne yatıyor?
BAŞBAKAN SARAÇ’I CİNER’LE BULUŞTURDU
AKP iktidarının en çok kalkındırdığı işadamlarından Turgay Ciner, Habertürk kanalını kurucusu Ufuk Güldemir’den 2007’de satın aldı. 2009’da, yerel seçimlere günler kalan aynı isimli bir gazete kurdu. Yandaşlık konusunda rüştünü ispat etmek için büyük bir çaba sarf eden Ciner, gazetenin ilk günlerinde Deniz Feneri skandalıyla ilgili bir haber çıkması üzerine Yazıişleri Müdürü Ali Gülen’in ismini künyeden çıkartmış, evrim karşıtı programlara ağırlık vermişti.
Ancak Ciner’in yandaş medya operasyonu çok daha kapsamlı ve organize bir boyut aldı. Başbakan Erdoğan, Nakşibendi şeyhlerinden, gençlik yıllarından hocası olan Emin Saraç’ın oğlu, “İslami girişimci” Fatih Saraç’ı Ciner’le buluşturdu.
Fatih Saraç, Ciner’in çeşitli şirketlerine ortak olmaya başladı. Saraç, kısa süre sonra, Aralık 2012’deki şirket genel kurulunda, Ciner Yayın Holding’de ve Habertürk’te Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı oldu. Saraç’ın hisse alıp almadığı bilinmiyor, ancak doğrudan Başbakan’ın isteğiyle bu göreve atandığı öne sürülüyor.
Başbakan’ın eliyle Haber-türk’ün gizli patronu haline getirilen Fatih Saraç, şimdi koca bir yayın kurumunun politikalarını belirliyor. Habertürk televizyonu ve gazetesinin Gezi olayları ve ardından Mısır’daki ayaklanma süresince yaptığı yayınlar, işte bu çabaların meyvesi.
YASİN EL KADI’YI TÜRKİYE’YE O GETİRDİ
Saraç aslında daha önce herhangi bir medya kuruluşunda yöneticilik yapmış biri değildi. Büyük ihtimalle babasının hatırına Milli Gazete’de bir dönem yazıları yayımlanmış, bir dönem de Yeni Şafak’ta hissedar olmuştu. Ama Saraç esasen bir tüccar.
1960 İstanbul doğumlu Saraç, Mekke Üniversitesi mezunu. Arap işadamlarıyla çeşitli ortaklıkları var. Şüphesiz bunların en ünlüsü de, ABD’nin El Kaide terör örgütüyle bağlantısı olduğu iddiasıyla malvarlığını dondurduğu, Başbakan Erdoğan’ın ise “kefilim” dediği Yasin El Kadı.
Saraç, El Kadı’nın Türkiye’de çeşitli teşebbüslerde bulunmasına yardımcı oldu. El Kadı, İslami çizgi filmler üreten bir yapım şirketi kurmak istiyordu. İkili, Cüneyd Zapsu gibi ortakların da katılımıyla, BİM marketlerini işleten Kervan Gıda’nın yanı sıra, Ella Film ve Prodüksiyon, Nimet Gıda ve Ahsen Plastik gibi bir dizi şirket kurdular.
EL KADI İLE ORTAKLIK ‘GÖRÜNTÜDE’ BİTTİ
ABD, El Kadı’yı kara listeye alınca, Türk sermayedarlar Suudi işadamıyla bir bir yollarını ayırdılar. Örneğin, Ülker Grubu, Ak Gıda ve Bahar Su şirketlerinde hem El Kadı hem de Saraç ile olan ortaklığına son verdi. Aynı dönemde Fatih Saraç da BİM’deki hiselerini elden çıkardı, çok benzeri olan A101 marketlerini kurdu. Son olarak, Ciner Grubuyla ortaklaşa olarak aynı konsepte sahip UCZ marketlerini kurdular. Saraç, Erdoğan’ın “manevi himayesinde” olan ve Ciner’in geçtiğimiz yıllarda satın aldığı Kasımpaşa Spor’un da yönetim kurulu üyesi.
Fatih Saraç ile Yasin el Kadı ortaklığı, 31 Mart 2004 tarihli bir Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuyla belgelendi. Cryptome.org sitesinde yayımlanan iddiaya göre, bu ortaklıklar yoluyla iki isim arasında defalarca para alışverişi yapıldı. Halen gizli birtakım ortaklıkları da söz konusu olabilir. Cryptome.org, geçtiğimiz Şubat ayında El Kadı’nın MİT Müsteşarı hakan Fidan ile görüşmesindne dönerken bir kaza geçirdiği iddiasını ortaya atmış, “AKP’nin Susurluğu” diye yaptığımız haber MİT tarafından üstü kapalı olarak doğrulanmıştı.