PYD tarafından yakalanan 3 Tunuslu El Kaide militanı, Türkiye ile El Kaide ilişkisine dair önemli bilgiler verdi.
ANF'den Seyit Evran'ın haberine göre, Rojava’da (Suriye Kürdistanı) Efrin asayişi tarafından yakalanan üç Tunuslu El Kaide militanı Türkiye ile El Kaide ilişikleri konusunda önemli bilgiler verdi. Resmi olarak İstanbul Atatürk Havalimanı-Antakya-Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçen militanlara Türk subaylardan oluşan bir ekip yardım ediyor.
Şu ana kadar birçok belge ve bilgiyle Türkiye ile El Kaide’nin ilişkileri açığa çıkarılmasına rağmen Türkiye resmi makamları bunu bir türlü kabul etmedi. Yaklaşık bir hafta önce Efrîn Asayişi tarafından yakalanan üç Tunuslu El Kaide militanlarının pasaportları bu ilişkiyi belgeliyor. Tunuslular Libya’dan İstanbul Atatürk Havalimanı'na oradan Antakya’ya resmi bir şekilde geçerek oradan da Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçiyor.
Tunuslu El Kaide militanlarının verdiği çarpıcı bilgilere göre, Türkiye’nin subaylarından oluşan İman adındaki grup üzerinden gidiş gelişler yapılıyor ve yine onlar üzerinden Türkiye’deki hastaneler ayarlanıyor.
Bingazi'den Suriye'ye
Bu üç Tunusludan biri olan Essabi Musa, Libya Bingazi’de oturduğunu, orada tanıştığı Ebu Ziyad adlı kişi tarafından Suriye gönderilmek üzere örgütlendirildiğini, sonra Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiğini anlattı. 35 Yaşındaki Musa, Suriye’ye kadar uzanan hikayesini şöyle paylaştı:
Türk subaylarının taburu
Efrîn Asayişi tarafından yakalanan Tunuslu El Kaide militanlarından biri de 1987 doğumlu Nadir Elwassani’dir. Nadir Elwassani de Essabi Musa gibi pasaportla Libya’da örgütlendirilip İstanbul Atatürk Havaalanı'ndan resmi giriş yapıp oradan Hatay’a, oradan da Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçmiş. Nadir, Türkiye’nin kendilerinin gelip El Kaide'ye katılacaklarını bilmemelerinin mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi:
Tunus’tan Nadir’in arkadaşı olan ve Libya’da Nadir ile birlikte çalışırken El Kaide tarafından örgütlendirilip Türkiye üzeri Suriye’ye gönderilen Tunuslu gençlerden biri de Yusuf Ekkari adındaki gençtir. Yusuf Nadir’den on gün sonra İstanbul Atatürk Havaalanına giriş yaparak oradan tıpkı diğer ikisinin izlediği hat üzerinden Suriye’ye geçiyor. Yusuf diğer iki arkadaşından farklı olarak sınırın Türkiye ile Suriye taraflarında da El Kaide’ye militan kazandırmak için çalışanların olduğunu belirterek şunları söylüyor:
ANF'den Seyit Evran'ın haberine göre, Rojava’da (Suriye Kürdistanı) Efrin asayişi tarafından yakalanan üç Tunuslu El Kaide militanı Türkiye ile El Kaide ilişikleri konusunda önemli bilgiler verdi. Resmi olarak İstanbul Atatürk Havalimanı-Antakya-Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçen militanlara Türk subaylardan oluşan bir ekip yardım ediyor.
Şu ana kadar birçok belge ve bilgiyle Türkiye ile El Kaide’nin ilişkileri açığa çıkarılmasına rağmen Türkiye resmi makamları bunu bir türlü kabul etmedi. Yaklaşık bir hafta önce Efrîn Asayişi tarafından yakalanan üç Tunuslu El Kaide militanlarının pasaportları bu ilişkiyi belgeliyor. Tunuslular Libya’dan İstanbul Atatürk Havalimanı'na oradan Antakya’ya resmi bir şekilde geçerek oradan da Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçiyor.
Tunuslu El Kaide militanlarının verdiği çarpıcı bilgilere göre, Türkiye’nin subaylarından oluşan İman adındaki grup üzerinden gidiş gelişler yapılıyor ve yine onlar üzerinden Türkiye’deki hastaneler ayarlanıyor.
Bingazi'den Suriye'ye
Bu üç Tunusludan biri olan Essabi Musa, Libya Bingazi’de oturduğunu, orada tanıştığı Ebu Ziyad adlı kişi tarafından Suriye gönderilmek üzere örgütlendirildiğini, sonra Türkiye üzerinden Suriye’ye geçtiğini anlattı. 35 Yaşındaki Musa, Suriye’ye kadar uzanan hikayesini şöyle paylaştı:
“Kardeşimle birlikte orada çalışıyorduk. Daha önce kardeşimi El Kaide örgütleyip Suriye’ye gönderdi. Kardeşimi gönderen kişileri aradım. Birini buldum adının Ebu Ziyad olduğunu söyledi. Kardeşini görmek istiyorsan senin de El Kaide’ye katılıp Suriye’ye gitmen gerekiyor, dedi. Kabul ettim ve katılıyorum, dedim. Birkaç gün içinde biletimin hazır olduğunu söyledi. Biletim İstanbul için alınmıştı. Uçakla direk İstanbul’a Atatürk Havaalanı'na geldim. Oradan Antakya’ya geçtim oradan da Bab El Havadan Suriye’ye resmi giriş yaptım.”Bab El Hava yani Cilvegözü sınır kapısından geçtikten sonra Idlıp’a bağlı Tıxarim nahiyesindeki El Kaide kampına gittiğini, orada 21 gün eğitim gördükten sonra farklı alanlardaki kamplara geçtiğini belirten Musa, şöyle devam etti:
“Eğitim gördüğümüz kampta 120 kişi vardı. Büyük bir çoğunluğu Tunuslu ve hepsi de Türkiye üzeri gelip katılanlardı. Ayrıca kampımızda Tunusluların yanı sıra Türkiyeli, Cezayirli, Mısırlılar vardı. Bunların sayıları da en biz Tunuslular kadar vardı. Ayrıca gelip bir süre savaşıp Türkiye’ye geri dönen birçok tanıdığım var ama Türkiye hiçbirini bırakalım tutuklamayı gözaltına dahi almamış. Onlarla günlük olarak telefonlaşıyorduk. Oradan bizi Idlıp’a bağlı Duveylê, Ermenez, Teftenez, Binniş, Dane götürdüler. Orada artık faaliyetlere katıldım.”8 aydır Suriye’de bulunduğunu belirten Musa, Suriye’deki savaşın insanların ölmesinden başka bir sonucu gitmediğini görünce kaçarak memleketine gitmek istediğini söyledi. Memleketine gitmek için yine Türkiye üzeri hattı kullanacağını ifade eden Musa, Türkiye’nin kendilerinin El Kaide’ye katılmak için geldiklerini bilmemesinin mümkün olmadığının altını çizdi.
Türk subaylarının taburu
Efrîn Asayişi tarafından yakalanan Tunuslu El Kaide militanlarından biri de 1987 doğumlu Nadir Elwassani’dir. Nadir Elwassani de Essabi Musa gibi pasaportla Libya’da örgütlendirilip İstanbul Atatürk Havaalanı'ndan resmi giriş yapıp oradan Hatay’a, oradan da Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçmiş. Nadir, Türkiye’nin kendilerinin gelip El Kaide'ye katılacaklarını bilmemelerinin mümkün olmadığını belirterek, şunları söyledi:
“Beni de Libya’da örgütlediler. Biletimi alıp İstanbul’a gönderdiler. İstanbul’da beni Ebu Beşir Tunusi adında biri karşıladı. Havaalanında beni kapıdan alıp önce bir otele götürdü. Bir gün sonra da beni Hayat’a gönderdi."Oradan da kapıdaki Cephet El Nasra üyelerinin yanına giderek orada teşmil olduğunu belirten Elwassani kamptaki bileşimleri hakkında ise şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Türkiye’den geçerek gelip katıldık. Şimdi yine Türkiye üzeri evimize dönecektik. Türkiye’nin bunu bilmemesi imkansızdır. Çünkü giriş yaptığımız her yerde El Kaide’nin adamları bizi karşılamak için bekliyordu. Onlar bizi alıp gönderiyordu. Türkiye istihbaratı güçlü bir ülke, bunları bilmemesi imkansızdır. Zaten şimdi yine Türkiye üzeri ülkemize geri dönecektik.”Elwassani Türkiye El Kaide ve Türkiye’nin Suriye içindeki oluşumlarına ilişkin de önemli bilgiler verdi. El Wassani, Suriye’de özellikle de Atme civarında Türk subaylarından oluşan İman adında ve adı hiç duyulmamış bir grubun varlığına işaret ederek şunları söyledi:
“Türkiye ile ilişkilerimiz bu grup üzerinden oluyordu. Bu grubun sorumlusunun adı Ebu Abdo Esseyef'tir. Bu grup aracılığıyla bize silah, cephane, erzak yardımlarında bulunuyordu. Ayrıca çatışmalarda yaralanan arkadaşlarımız bu grup tarafından alınarak Türkiye’deki hastanelere götürülüp tedavi ettiriliyor.”İki yakada da El Kaide
Tunus’tan Nadir’in arkadaşı olan ve Libya’da Nadir ile birlikte çalışırken El Kaide tarafından örgütlendirilip Türkiye üzeri Suriye’ye gönderilen Tunuslu gençlerden biri de Yusuf Ekkari adındaki gençtir. Yusuf Nadir’den on gün sonra İstanbul Atatürk Havaalanına giriş yaparak oradan tıpkı diğer ikisinin izlediği hat üzerinden Suriye’ye geçiyor. Yusuf diğer iki arkadaşından farklı olarak sınırın Türkiye ile Suriye taraflarında da El Kaide’ye militan kazandırmak için çalışanların olduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Tunus’ta üniversite okuyordum. Libya’ya çalışmak için geçtim. Bunların tuzağına düştüm. Bize Amerikalılar, Almanlar vb kesimler Suriye’ye girmiş orada sunileri katlediyorlar dediler. Ayrıca TV kanallarında bunun propagandasını yaparak bizi örgütlediler. On beş gün gibi bir süre içinde benim de elime bir bilet tutuşturup İstanbul’a gönderdiler. Oradan Hayat geldim. Beni Ebu Hasan adında biri havaalanı dışında karşıladı ve beni sınırı geçirecek olan Ebu El Amaryen’e teslim etti. Oda beni Cilvegözü sınır kapısından Suriye’ye geçirdi. Türkiye tarafındaki bir köyde kalan Ebu El Amareyn adındaki Latkiyeli açıkça El Kaideye çalışıyor ve beni sınırdan o geçirerek Suriye tarafındaki Ebu Ahmet’e teslim etti. Oda beni kampa götürdü. Yaklaşık dört aydır Suriye’deyim. Ancak bizi örgütlemek için söylediklerinin hiç birinin doğru olmadığını gördüğüm için onlardan kaçarak eve gitmek istedim. Yine Türkiye üzerinden geçecektim tabii ki.”Afrin asayişi tarafından yakalan Tunuslu her üç gencin söyledikleri ve pasaportlarındaki Türkiye resmi mühürleri yine gerek Türkiye gerekse Suriye tarafından açıkça El Kaide'ye eleman kazandırmak için çalışanların olduğunu söylemeleri Türkiye ile El Kaide ilişlerine ışık tutuyor.