İslam'a göre ruhun Yunan felsefesindeki gibi insanın bedenine girip çıkan birşey olmadığını vurgulayan Eliaçık hoca, " Ruh, dışarıdan gelir insana girer ve insanı canlandırır. Yeryüzü maddi ve manevi alem diye ikiye ayrılır. Maddi alem gördüğünüz üzere bu alemdir. Kan, kemik, et alemidir. Mana alemi de başkadır. Ruh mana aleminden gelir. Öldüğümüz zamanda bizden çıkar mana alemine geri döner. Şimdi bu Yunan felsefesinde vardır fakat biz de yoktur. Dünya ahiret diye bir ayrım da yoktur. İslam'da tevhit var. Ruh insana canlılık veren şeydir. Ben bunu şöyle tefsir ediyorum. Maddi ve manevi anlamda insana canlılık veren herşey ruhtur. Maddi anlamda havadır. Onunla ilişkimizi kestiğimiz an ölüyoruz. Bu yüzden Allah'ın ruhu bize her an her saniye üflenmeye devam ediyor. Bu her saniye her dakika oluyor. Herkese birden üflüyor. Kimseyi ayırmıyor. İnsanı, hayvanı Yunan'ı, İngilizi, herkese. Bu insanı canlı tutuyor" diye konuştu.
Ruhun bir de manevi anlamı olduğunu kaydeden Eliaçık hoca, sözlerini şöyle noktaladı:
" Manevi anlamda ise ruh, vahiydir. Ayetleri zihninize, kalbinize aldığınız zaman ve buna göre hareket ettiğiniz zaman ölüyseniz dirilmiş oluyorsunuz. Yerdeyseniz ayağa kalkmış oluyorsunuz. Merhametin, paylaşımın ete kemiğe büründüğü yerler dirilmiş yerlerdir. Allah maddi olarak herkese manevi olarak bunu talep edenlere, isteyenlere ruhundan üfler. Ya da biz insanlar Allah'ın ruhundan içimize çekeriz. Allah aslında insanları seçmiyor, insanlar Allah'ı seçiyor. İnsanlar Allah'a kapıları kapatıyor. Allah zaten her yerde. Bütün iş sen de bitmiş oluyor."
