Yurt gazetesi yazarı Ayşenur Arslan, Başbakan Erdoğan'ın "Ahmet Kaya'ya saldıranlar Gezi'de bize saldırdı" açıklamasını "Doğru! Ben gözlerimle gördüm." diye başlayarak ironik bir şekilde yorumladı. Arslan o gün yaşananları izlemek isteyenlerin Soner Yalçın'ın Oradaydım belgeselini izlemesi gerektiğini söyledi.
Arslan şunları yazdı:
Başbakan dünkü Meclis konuşmasında “ULAN” demiş, “Ahmet Kaya’ya saldırdıklarında hepiniz oradaydınız.Gezi Parkı’nda bize saldıranlar kimlerse aynı kişiler o gece Ahmet Kaya’ya saldırdı.”buyurmuş!
Doğru! Ben gözlerimle gördüm. Levent Üzümcü mesela.. Ahmet Kaya’ya araba lastiği fırlatıyordu. Halit Ergenç sahneye çıkmış, Ahmet’i paçasından tutup yere yıkmaya çalışıyordu. Çapul TV’nin kurucusu Ali henüz çok çok küçük olduğu için sadece tükürebiliyordu. Sırrı Süreyya’dan söz bile etmeyeyim, yaptıkları anlatılır gibi değildi!
O gün Ahmet’e saldıran işte bu “güruh” Gezi’de de Başbakan’a saldırdı. Evet, Erdoğan böyle söyledi.. Yetmedi, ilk kez “ulan” dedi.. Hiçbir şey yapamıyorsak gülelim.. Böyle fanteziler üretip konuşalım tartışalım. Ya da -bir ara kendine geldiğini sandığımız- Murat Belge gibi, “Erdoğan Barzani ile elele verdi.. Kürdistan dedi.. Ah Başbakan hep böyle olsa..” diye hayallere dalalım.
Ama lütfen, hiç değilse arada bir başlığa dönüp bakalım.
KREŞTE DİN EĞİTİMİ
Gazetem YURT dün manşetten duyurdu: Diyanet ile BDDK ortak bir kurul oluşturacakmış. O kurul, bankaların faiz enstrümanları hakkında FETVA verecekmiş.
Yine dün, Yeni Akit Gazetesi’nin manşetindeydi: İSTEYENE KREŞTE DE DİN EĞİTİMİ.
Hayır, mevcut kreşlerde arada bir dua öğretmekten falan söz etmiyorlar. Diyanet’in 10 pilot ilde uygulamaya sokacağı bir uygulamaymış. O kreşleri doğrudan Diyanet “din eğitimi projesi” kapsamında kendisi açıyormuş. Hatta İzmir, Adana ve Rize’de açılmış da pek memnun bile kalınmış!
4-6 yaş arası çocuklar, o kreşlerde “sünni eğitim” ile yoğurulacalar. Dogmanın kalıcı hale getirilebildiği bu yaş diliminde yasaklar / günahlar / korkular / itaat ile tanışacaklar.
Daha sonra okulda, o temelin üzerine kimbilir daha nasıl katlar çıkılacak!
BUGÜN SUSMAK İHANETTİR
Bayanlar baylar.. Ana muhalefet CHP.. Sağı, solu, Kürt’ü ile muhalefet partileri..İş dünyası.. Üniversiteler..Bu ülkede bir kuşak Erdoğan’ın radikal İslamcı ideolojisine emanet edildi. Ve sizler susuyorsunuz.
Ya korkudan konuşamıyorsunuz.. Ya da “bu millet bunu istiyor galiba” diye Erdoğan kadar Müslüman olmaya çalıştığınız için itiraz edemiyorsunuz.
Oysa bu ülkenin çocukları, Erdoğan’ın elinde rehin.. Geleceğinize ipotek koydular. Üstelik, malınız mülkünüzle kaldıramayacağınız bir ipotek..Korumaya çalıştığınız ne kadar paranız varsa.. “BİR PUL BİLE ETMEYECEK” bir gelecek geliyor. Gemi çoktan yola çıktı bile!
NOT:Başbakan’a bakılırsa Ahmet Kaya “yakın dostu”. Öyle olduğunu sanmıyorum. Olsa bile, Erdoğan arkadaşının saldırıya uğradığı geceyi hiç bilmiyor ya da hatırlamıyor. Merak eden odaTV’de Soner Yalçın’ın belgeselinden o geceyi izleyebilir.
MEDYA! SELAAAM DUR!
Susanlar arasında medyadan söz etmedim. Çünkü ana akım, ya da hükümet yanlısı medyaya seslenmenin hiçbir faydası yok artık. Gözleri çoktan mühürlendi.
Düşünün.. Başbakan Diyarbakır’da Barzani ile buluşmasında “Kürdistan” diyor. AKP’nin kongre, şölen, seçim gezisi gibi etkinliklerinden tanıdığımız sunucu Barzani’yi “Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı” diye takdim ediyor.
Aaa.. O da ne! TRT, Kürdistan’ı sansürlüyor. NTV de, sunucunun o cümlesini “Kürdistan” sözcüğünü atarak “.. Bölgesel Yönetimi Başkanı” diye veriyor.
Birileri “Erdoğan der, ama siz demeyin” diye talimat vermiş anlaşılan. Her talimatı sorgusuz sualsiz yerine getiren bir medya… Türkiye’nin nereye gittiğini görür, gösterir mi!
Ne oldu, Konya’dan Adana’ya giderken “uyuşturucu var” diye ihbar edilen TIR’a? Onca muhabiri, editörü olan hangi gazete üzerine gitti, gidiyor?
Başbakan’ın Kürdistan çıkışına alkış tutan köşecilerden kaçı Rojava’nın önüne örülen duvardan söz ediyor?
Gazetelerimizin manşetlerinde, televizyonların canlı yayınlarında ya da bültenlerinde artık sadece Erdoğan ve “ONUN GÜNDEMİ” var.
Dün gazetecileri “askere selam durdu” diye eleştirenler bugün “Erdoğan’a selam duruyor”.
Dün “askere selam duranlar” bugün “Erdoğan’a da selam duruyor”.
Askere de Erdoğan’a da selam durmayanlar mı? Onlar Gezici..Bakmayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Washington’da “Gezi eylemleri Avrupai eylemlerdi, bu yüzden gurur duyuyoruz” dediğine..Gezici dediğin her melanetin başı. Başbakanımız yine edepli adam. Yoksa “ulan” neymiş, öyle bir kelam ederdi ki… Altından kalkamazdınız!
VALLAHİ DEDİ!
Davutoğlu hakkında yazdıklarımı belki şaka sandınız. Hayır! Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Washington’da ABD Savunma Bakanı ile görüştükten sonra katıldığı bir konferansta konuştu. Aynen şunları söyledi:
“Kimse Türkiye’yi basın özgürlüğünün, toplanma özgürlüğünün, adil ve özgür seçimlerin olmadığı ülkelerle karşılaştıramaz. Türkiye’deki bu gösterilerin, Avrupa’daki gösterilerle benzer olmasından onur duyuyoruz.”
Bu arada, atlamayalım, Davutoğlu “ABD’nin Türkiye’de konuşlanan Patriot füzelerinin görev süresini 1 yıl uzattıklarını” da deyivermiş.
GÜNÜN RENGİ: TURKUAZ
Bayram değil seyran değil.. Sıra sıra sorunların ilk 500’ü içinde değil.. Ne hikmetse Başbakanlık’ta kırmızı halılar toplandı. Yerine turkuaz halılar serildi. Elbette, emir telakki edilecek ve yakında her yerde halılar “yılın moda rengine” bürünecek de.. Acaba neden turkuaz?Sevgili Müyesser Yıldız da düşünmüş taşınmış. Diyor ki:
“Bildiğim bir tane turkuaz var; Usta’nın damadı Berat Albayrak’ın CEO’su olduğu Çalık Holding’in şirketi Turkuaz Medya Grubu...“
Arslan şunları yazdı:
Başbakan dünkü Meclis konuşmasında “ULAN” demiş, “Ahmet Kaya’ya saldırdıklarında hepiniz oradaydınız.Gezi Parkı’nda bize saldıranlar kimlerse aynı kişiler o gece Ahmet Kaya’ya saldırdı.”buyurmuş!
Doğru! Ben gözlerimle gördüm. Levent Üzümcü mesela.. Ahmet Kaya’ya araba lastiği fırlatıyordu. Halit Ergenç sahneye çıkmış, Ahmet’i paçasından tutup yere yıkmaya çalışıyordu. Çapul TV’nin kurucusu Ali henüz çok çok küçük olduğu için sadece tükürebiliyordu. Sırrı Süreyya’dan söz bile etmeyeyim, yaptıkları anlatılır gibi değildi!
O gün Ahmet’e saldıran işte bu “güruh” Gezi’de de Başbakan’a saldırdı. Evet, Erdoğan böyle söyledi.. Yetmedi, ilk kez “ulan” dedi.. Hiçbir şey yapamıyorsak gülelim.. Böyle fanteziler üretip konuşalım tartışalım. Ya da -bir ara kendine geldiğini sandığımız- Murat Belge gibi, “Erdoğan Barzani ile elele verdi.. Kürdistan dedi.. Ah Başbakan hep böyle olsa..” diye hayallere dalalım.
Ama lütfen, hiç değilse arada bir başlığa dönüp bakalım.
KREŞTE DİN EĞİTİMİ
Gazetem YURT dün manşetten duyurdu: Diyanet ile BDDK ortak bir kurul oluşturacakmış. O kurul, bankaların faiz enstrümanları hakkında FETVA verecekmiş.
Yine dün, Yeni Akit Gazetesi’nin manşetindeydi: İSTEYENE KREŞTE DE DİN EĞİTİMİ.
Hayır, mevcut kreşlerde arada bir dua öğretmekten falan söz etmiyorlar. Diyanet’in 10 pilot ilde uygulamaya sokacağı bir uygulamaymış. O kreşleri doğrudan Diyanet “din eğitimi projesi” kapsamında kendisi açıyormuş. Hatta İzmir, Adana ve Rize’de açılmış da pek memnun bile kalınmış!
4-6 yaş arası çocuklar, o kreşlerde “sünni eğitim” ile yoğurulacalar. Dogmanın kalıcı hale getirilebildiği bu yaş diliminde yasaklar / günahlar / korkular / itaat ile tanışacaklar.
Daha sonra okulda, o temelin üzerine kimbilir daha nasıl katlar çıkılacak!
BUGÜN SUSMAK İHANETTİR
Bayanlar baylar.. Ana muhalefet CHP.. Sağı, solu, Kürt’ü ile muhalefet partileri..İş dünyası.. Üniversiteler..Bu ülkede bir kuşak Erdoğan’ın radikal İslamcı ideolojisine emanet edildi. Ve sizler susuyorsunuz.
Ya korkudan konuşamıyorsunuz.. Ya da “bu millet bunu istiyor galiba” diye Erdoğan kadar Müslüman olmaya çalıştığınız için itiraz edemiyorsunuz.
Oysa bu ülkenin çocukları, Erdoğan’ın elinde rehin.. Geleceğinize ipotek koydular. Üstelik, malınız mülkünüzle kaldıramayacağınız bir ipotek..Korumaya çalıştığınız ne kadar paranız varsa.. “BİR PUL BİLE ETMEYECEK” bir gelecek geliyor. Gemi çoktan yola çıktı bile!
NOT:Başbakan’a bakılırsa Ahmet Kaya “yakın dostu”. Öyle olduğunu sanmıyorum. Olsa bile, Erdoğan arkadaşının saldırıya uğradığı geceyi hiç bilmiyor ya da hatırlamıyor. Merak eden odaTV’de Soner Yalçın’ın belgeselinden o geceyi izleyebilir.
MEDYA! SELAAAM DUR!
Susanlar arasında medyadan söz etmedim. Çünkü ana akım, ya da hükümet yanlısı medyaya seslenmenin hiçbir faydası yok artık. Gözleri çoktan mühürlendi.
Düşünün.. Başbakan Diyarbakır’da Barzani ile buluşmasında “Kürdistan” diyor. AKP’nin kongre, şölen, seçim gezisi gibi etkinliklerinden tanıdığımız sunucu Barzani’yi “Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı” diye takdim ediyor.
Aaa.. O da ne! TRT, Kürdistan’ı sansürlüyor. NTV de, sunucunun o cümlesini “Kürdistan” sözcüğünü atarak “.. Bölgesel Yönetimi Başkanı” diye veriyor.
Birileri “Erdoğan der, ama siz demeyin” diye talimat vermiş anlaşılan. Her talimatı sorgusuz sualsiz yerine getiren bir medya… Türkiye’nin nereye gittiğini görür, gösterir mi!
Ne oldu, Konya’dan Adana’ya giderken “uyuşturucu var” diye ihbar edilen TIR’a? Onca muhabiri, editörü olan hangi gazete üzerine gitti, gidiyor?
Başbakan’ın Kürdistan çıkışına alkış tutan köşecilerden kaçı Rojava’nın önüne örülen duvardan söz ediyor?
Gazetelerimizin manşetlerinde, televizyonların canlı yayınlarında ya da bültenlerinde artık sadece Erdoğan ve “ONUN GÜNDEMİ” var.
Dün gazetecileri “askere selam durdu” diye eleştirenler bugün “Erdoğan’a selam duruyor”.
Dün “askere selam duranlar” bugün “Erdoğan’a da selam duruyor”.
Askere de Erdoğan’a da selam durmayanlar mı? Onlar Gezici..Bakmayın Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Washington’da “Gezi eylemleri Avrupai eylemlerdi, bu yüzden gurur duyuyoruz” dediğine..Gezici dediğin her melanetin başı. Başbakanımız yine edepli adam. Yoksa “ulan” neymiş, öyle bir kelam ederdi ki… Altından kalkamazdınız!
VALLAHİ DEDİ!
Davutoğlu hakkında yazdıklarımı belki şaka sandınız. Hayır! Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Washington’da ABD Savunma Bakanı ile görüştükten sonra katıldığı bir konferansta konuştu. Aynen şunları söyledi:
“Kimse Türkiye’yi basın özgürlüğünün, toplanma özgürlüğünün, adil ve özgür seçimlerin olmadığı ülkelerle karşılaştıramaz. Türkiye’deki bu gösterilerin, Avrupa’daki gösterilerle benzer olmasından onur duyuyoruz.”
Bu arada, atlamayalım, Davutoğlu “ABD’nin Türkiye’de konuşlanan Patriot füzelerinin görev süresini 1 yıl uzattıklarını” da deyivermiş.
GÜNÜN RENGİ: TURKUAZ
Bayram değil seyran değil.. Sıra sıra sorunların ilk 500’ü içinde değil.. Ne hikmetse Başbakanlık’ta kırmızı halılar toplandı. Yerine turkuaz halılar serildi. Elbette, emir telakki edilecek ve yakında her yerde halılar “yılın moda rengine” bürünecek de.. Acaba neden turkuaz?Sevgili Müyesser Yıldız da düşünmüş taşınmış. Diyor ki:
“Bildiğim bir tane turkuaz var; Usta’nın damadı Berat Albayrak’ın CEO’su olduğu Çalık Holding’in şirketi Turkuaz Medya Grubu...“