Trakya bölgesinde yaşayan 1 buçuk milyon yurttaşın içme suyu ihtiyacını karşılayan ve İstanbul’un temiz su talebinin bir kısmına da cevap veren Istranca Ormanları, bölgede altın arama faaliyetlerine izin çıkmasıyla geri dönüşü olmayan bir hasarın eşiğinde. Üst ölçekli planlarda belirtilmemesine karşın Dereköy’e planlanan altın madeni sahasına verilen “ÇED gerekli değildir” kararı yeni bir çevre mücadelesini başlattı.
PLANA AYKIRI KARAR
Taşocakları, termik ve nükleer santrallarla mücadele eden Kırklareli için altın madeni tehdidi, Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün, çevre düzeni planlarını dikkate almadan verdiği izinle başladı. Altın madeni kurulması planlanan Dereköy beldesinin, Kırklareli ilinde yapılabilecek çevre düzenlemelerini, enerji ve altyapı yatırımlarını düzenleyen 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nda madencilik faaliyetlerinin yer alabileceği bölgeler arasında bulunmamasına karşın, Yeni Anadolu Mineral Madencilik şirketinin başvurusuna izin çıktı. Dereköy beldesinde yaklaşık 15 hektarlık bir alanda yapılması planlanan altın madenciliği faaliyetleri hakkında, “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verildi. Böylelikle ilgili bölge altın madeni sahası olarak kabul edildi.
ARAŞTIRMA KOMİSYONU TALEBİ
Altın madeni kararının Kırklareli halkının ve yaşam hakkı savunucularının tepkisini çekmesi üzerine CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek konuyu TBMM gündemine taşıdı. Söz konusu madenle ilgili daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e bir soru önergesi veren Dibek, bu defa da TBMM Başkanlığı’na çevre düzeni planına aykırı uygulama hakkında araştırma komisyonu kurulması önerisi sundu. Dibek, BirGün’e yaptığı açıklamada ise kaçak taşocakları ve dev enerji yatırımlarıyla mücadele eden Kırklareli’nin bu defa da altın madenciliğinin hedefinde olmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Dibek, “Altın madeni ilan edilen alanda birçok çeşme ve dere bulunması nedeni ile bu faaliyetin yeraltı ve yerüstü sularını kirletip yok edeceği uzmanlarca ifade ediliyor. Uzmanlar altın madeni sahası olarak belirlenen alanda birçok çeşme ve dere bulunduğunu, faaliyetlerin yeraltı sularına zarar vereceğini belirtiyorlar ancak planlara göre bölgede yer alamayacak tesis ÇED Gerekli Değildir kararıyla denetimden kaçırılarak uygulamaya konmak isteniyor” diye konuştu.
MÜCADELE YENİ DEĞİL
Biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülmesi için Avrupa Birliği’yle ortaklaşa yapılan doğa koruma projeleri için binlerce avro kaynak ayrılırken, bir yandan da Istranca Dağları iş çevreleri için cazip bir enerji yatırım bölgesi olarak değerlendiriliyor. Kırklareli’nin Karadeniz sahilinde bulunan İğneada ilçesine nükleer ve termik santrallar yapılmak istenmiş, İğneada halkının tepkisi ve çevre koruma yasalarının bu yatırımlara izin vermemesi üzerine projeler rafa kalkmıştı. Uzun yıllardır, Istranca Ormanları’nda kurulmak istenen taş ocaklarına karşı verilen mücadele de sürüyor. DOĞU EROĞLU-BİRGÜN
PLANA AYKIRI KARAR
Taşocakları, termik ve nükleer santrallarla mücadele eden Kırklareli için altın madeni tehdidi, Kırklareli Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün, çevre düzeni planlarını dikkate almadan verdiği izinle başladı. Altın madeni kurulması planlanan Dereköy beldesinin, Kırklareli ilinde yapılabilecek çevre düzenlemelerini, enerji ve altyapı yatırımlarını düzenleyen 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’nda madencilik faaliyetlerinin yer alabileceği bölgeler arasında bulunmamasına karşın, Yeni Anadolu Mineral Madencilik şirketinin başvurusuna izin çıktı. Dereköy beldesinde yaklaşık 15 hektarlık bir alanda yapılması planlanan altın madenciliği faaliyetleri hakkında, “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verildi. Böylelikle ilgili bölge altın madeni sahası olarak kabul edildi.
ARAŞTIRMA KOMİSYONU TALEBİ
Altın madeni kararının Kırklareli halkının ve yaşam hakkı savunucularının tepkisini çekmesi üzerine CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek konuyu TBMM gündemine taşıdı. Söz konusu madenle ilgili daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın yanıtlaması istemiyle Meclis’e bir soru önergesi veren Dibek, bu defa da TBMM Başkanlığı’na çevre düzeni planına aykırı uygulama hakkında araştırma komisyonu kurulması önerisi sundu. Dibek, BirGün’e yaptığı açıklamada ise kaçak taşocakları ve dev enerji yatırımlarıyla mücadele eden Kırklareli’nin bu defa da altın madenciliğinin hedefinde olmasından duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Dibek, “Altın madeni ilan edilen alanda birçok çeşme ve dere bulunması nedeni ile bu faaliyetin yeraltı ve yerüstü sularını kirletip yok edeceği uzmanlarca ifade ediliyor. Uzmanlar altın madeni sahası olarak belirlenen alanda birçok çeşme ve dere bulunduğunu, faaliyetlerin yeraltı sularına zarar vereceğini belirtiyorlar ancak planlara göre bölgede yer alamayacak tesis ÇED Gerekli Değildir kararıyla denetimden kaçırılarak uygulamaya konmak isteniyor” diye konuştu.
MÜCADELE YENİ DEĞİL
Biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülmesi için Avrupa Birliği’yle ortaklaşa yapılan doğa koruma projeleri için binlerce avro kaynak ayrılırken, bir yandan da Istranca Dağları iş çevreleri için cazip bir enerji yatırım bölgesi olarak değerlendiriliyor. Kırklareli’nin Karadeniz sahilinde bulunan İğneada ilçesine nükleer ve termik santrallar yapılmak istenmiş, İğneada halkının tepkisi ve çevre koruma yasalarının bu yatırımlara izin vermemesi üzerine projeler rafa kalkmıştı. Uzun yıllardır, Istranca Ormanları’nda kurulmak istenen taş ocaklarına karşı verilen mücadele de sürüyor. DOĞU EROĞLU-BİRGÜN