Kim oluyorsun da evladımı esas duruşta dövüyorsun!
“KKTC’de Alay Komutanı Kurmay Albay tarafından esas duruşta, ailesine ağır sinkaflı küfürler edilerek dakikalarca dövülen astsubayın babasıyım.
Ben evladımı pamuklara sarıp yetiştirdim. Gözümden sakındım. Bir kötü söz dahi söylemedim. Peygamber ocağı olduğunu için, vatana ve millete hizmet etsin diye astsubay olmasına olur verdim. Oğlum Şemdinli dağlarında terörist kovalarken biz rahat bir gece uyuyamadık.
Şimdi soruyorum Kurmay Albay’a:
Siz kim oluyorsunuz benim aileme küfürler ediyorsunuz?
Kim oluyorsunuz da suçsuz evladımı esas duruşta dakikalarca dövüyorsunuz?
Bir de kalkıp savcılıkta inkâr ediyorsunuz. Bu mu dürüstlük, bu mu hakkaniyet?
Şimdi soruyorum Tümgeneral’e:
Olayın tam tersi olsaydı, bir astsubay bir albaya vursaydı, Kurmay Albay’a bir kutu çikolata verip unut gitsin der miydiniz?
Bu astının suçunu tümen altı eder miydiniz?
Şimdi soruyorum Genelkurmay Başkanı’na:
Esas duruşta hakaretler ederek astını dövmek işkence değil mi?
Oğlumu mağdur eden bu iki kişinin hala görevde olması içinize siniyor mu?
Siz sadece kurmayların mı komutanısınız? Astubayların hakkını korumak Allah’a mı kaldı? Emin olun oğlum esir düşse dahi bu zulmü görmezdi.
Hafif para cezası ile olayı kapatacaksınız ama ben yaşadığım sürece bu işin takipçisi olacağım.”
***
Yukarıdaki mektubu buradan aşina olduğunuz “Esas duruşta dayak yedin, bir de çikolata ye unut gitsin” olayı mağduru astsubayın babası yazdı.
Mağdurken bile gece yarılarına kadar sorgulanan bir, nasıl diyorsunuz, “kahraman asker”in babası!
Hangi KKTC’de?
Bu olay olduktan, bu sütunda yazdıktan kısa süre sonra, TEMAD Ankara’da Meclis önünde bu olayı da sağır medyaya duyurmadan hemen önce bir astsubayın daha intihar ettiği KKTC’de.
Anavatan ve yavru vatanda, kötü muamele, eziyet, baskı, hakaret, dayak, tekme, tokat, küfür sonucu 10 yılda 1000’e yakın asker intihar ederken…
Bu çocukların, gençlerin kiminin ailesi daha dün Meclis’te “Çoğu zaten öteki sayılan bu çocukların intiharlarından şüpheliyiz… İntiharlar araştırılsın… İntihara sürükleyenler bulunsun” diye sağır siyasete, kör medyaya beyanda bulunurken…
O sorumlular, üstler, üstlerin üstleri kanundan da vicdan da kaçırılırken…
Evrensel bir insan hakkı haline gelen Vicdani Retçi diye iki insanın daha dün Cumhuriyet’in Askeri Mahkeme’sine çekildiği KKTC’de.
***
Militarizmi her veçhesiyle, sivillerin, siyasetin, devletin, kanunların, her otoritenin üzerine sinmiş ve her yerde alttakilerin üstüne binmiş veçheleriyle sorgulamadıkça, mesele etmedikçe, mücadele etmedikçe vesayeti kaldırdığınızı söyleyip durur, esareti baki kılarsınız!
Nice muhafazakâr siyasetçinin, nice cemiyet ve cemaatçinin, nice cumhuriyetçi, ulusalcı ve milliyetçinin, nice beyaz ve ak sermayenin, nice demokrat, liberal yahut solcunun da türlü türlü nedenlerle itiraz etmediği “vesayet-esaret” kimyası budur.
Çünkü otorite, hiyerarşi sorgulamaya buradan başladığınızda…
Militarist imitasyon otoriter yapılar olarak örgütlenmiş işyerleri, partiler, cemiyetler, cemaatler, okullar, aşiretler, erkek hakimiyetleri, üst ve üstünlük iddiaları, sınıf tahakkümü…
Tarihiniz, ötekileştirmeleriniz, temizlikleriniz, ezberleriniz hepsi bir açıdan sorgulanır.
Dengeniz bozulur…
Ama esas demokratik kültür de budur.
Fakat otoriteleri, ezberleri, ezenleri yedirmezler gülüm!
***
Yine de insan ayağa kalkmaya belki de böyle başlıyor:
Bir baba, kim oluyorsun da evladımı dövüyorsun, diye haykırınca.
Bir anne, vuramazsın çocuğuma, diye siper olunca.
Bir kadın, boyun eğmeyeceğim, diye doğrulunca.
Birçok yerde birçok insan, kim oluyorsun da… diye hakkını, haysiyetini, hakikatini, hayatını talep edince!
Suç ve Ceza!
Devleti babanızın bile değil kendi malınız sayarsanız…
Masanıza gazeteleri, filmleri, tiyatroları, kimlikleri yayarsınız…
Ayrımcılık bitti diye konuşurken bile, kimini kayırıp besler, kimini ayırıp şişlersiniz.
Suç takdiri de ceza takdiri de kişilerin, otoritelerin elinde olunca, işte yukarıdaki yazıda mevcut dayakçı militerlerin sivil suretleri de böyle olur!
Umur Talu
utalu@htgazete.com.tr
http://www.haberturk.com/ yazarlar/umur-talu/ 896089-kim-oluyorsun-da-evl adimi-esas-durusta-dovuyor sun
“KKTC’de Alay Komutanı Kurmay Albay tarafından esas duruşta, ailesine ağır sinkaflı küfürler edilerek dakikalarca dövülen astsubayın babasıyım.
Ben evladımı pamuklara sarıp yetiştirdim. Gözümden sakındım. Bir kötü söz dahi söylemedim. Peygamber ocağı olduğunu için, vatana ve millete hizmet etsin diye astsubay olmasına olur verdim. Oğlum Şemdinli dağlarında terörist kovalarken biz rahat bir gece uyuyamadık.
Şimdi soruyorum Kurmay Albay’a:
Siz kim oluyorsunuz benim aileme küfürler ediyorsunuz?
Kim oluyorsunuz da suçsuz evladımı esas duruşta dakikalarca dövüyorsunuz?
Bir de kalkıp savcılıkta inkâr ediyorsunuz. Bu mu dürüstlük, bu mu hakkaniyet?
Şimdi soruyorum Tümgeneral’e:
Olayın tam tersi olsaydı, bir astsubay bir albaya vursaydı, Kurmay Albay’a bir kutu çikolata verip unut gitsin der miydiniz?
Bu astının suçunu tümen altı eder miydiniz?
Şimdi soruyorum Genelkurmay Başkanı’na:
Esas duruşta hakaretler ederek astını dövmek işkence değil mi?
Oğlumu mağdur eden bu iki kişinin hala görevde olması içinize siniyor mu?
Siz sadece kurmayların mı komutanısınız? Astubayların hakkını korumak Allah’a mı kaldı? Emin olun oğlum esir düşse dahi bu zulmü görmezdi.
Hafif para cezası ile olayı kapatacaksınız ama ben yaşadığım sürece bu işin takipçisi olacağım.”
***
Yukarıdaki mektubu buradan aşina olduğunuz “Esas duruşta dayak yedin, bir de çikolata ye unut gitsin” olayı mağduru astsubayın babası yazdı.
Mağdurken bile gece yarılarına kadar sorgulanan bir, nasıl diyorsunuz, “kahraman asker”in babası!
Hangi KKTC’de?
Bu olay olduktan, bu sütunda yazdıktan kısa süre sonra, TEMAD Ankara’da Meclis önünde bu olayı da sağır medyaya duyurmadan hemen önce bir astsubayın daha intihar ettiği KKTC’de.
Anavatan ve yavru vatanda, kötü muamele, eziyet, baskı, hakaret, dayak, tekme, tokat, küfür sonucu 10 yılda 1000’e yakın asker intihar ederken…
Bu çocukların, gençlerin kiminin ailesi daha dün Meclis’te “Çoğu zaten öteki sayılan bu çocukların intiharlarından şüpheliyiz… İntiharlar araştırılsın… İntihara sürükleyenler bulunsun” diye sağır siyasete, kör medyaya beyanda bulunurken…
O sorumlular, üstler, üstlerin üstleri kanundan da vicdan da kaçırılırken…
Evrensel bir insan hakkı haline gelen Vicdani Retçi diye iki insanın daha dün Cumhuriyet’in Askeri Mahkeme’sine çekildiği KKTC’de.
***
Militarizmi her veçhesiyle, sivillerin, siyasetin, devletin, kanunların, her otoritenin üzerine sinmiş ve her yerde alttakilerin üstüne binmiş veçheleriyle sorgulamadıkça, mesele etmedikçe, mücadele etmedikçe vesayeti kaldırdığınızı söyleyip durur, esareti baki kılarsınız!
Nice muhafazakâr siyasetçinin, nice cemiyet ve cemaatçinin, nice cumhuriyetçi, ulusalcı ve milliyetçinin, nice beyaz ve ak sermayenin, nice demokrat, liberal yahut solcunun da türlü türlü nedenlerle itiraz etmediği “vesayet-esaret” kimyası budur.
Çünkü otorite, hiyerarşi sorgulamaya buradan başladığınızda…
Militarist imitasyon otoriter yapılar olarak örgütlenmiş işyerleri, partiler, cemiyetler, cemaatler, okullar, aşiretler, erkek hakimiyetleri, üst ve üstünlük iddiaları, sınıf tahakkümü…
Tarihiniz, ötekileştirmeleriniz, temizlikleriniz, ezberleriniz hepsi bir açıdan sorgulanır.
Dengeniz bozulur…
Ama esas demokratik kültür de budur.
Fakat otoriteleri, ezberleri, ezenleri yedirmezler gülüm!
***
Yine de insan ayağa kalkmaya belki de böyle başlıyor:
Bir baba, kim oluyorsun da evladımı dövüyorsun, diye haykırınca.
Bir anne, vuramazsın çocuğuma, diye siper olunca.
Bir kadın, boyun eğmeyeceğim, diye doğrulunca.
Birçok yerde birçok insan, kim oluyorsun da… diye hakkını, haysiyetini, hakikatini, hayatını talep edince!
Suç ve Ceza!
Devleti babanızın bile değil kendi malınız sayarsanız…
Masanıza gazeteleri, filmleri, tiyatroları, kimlikleri yayarsınız…
Ayrımcılık bitti diye konuşurken bile, kimini kayırıp besler, kimini ayırıp şişlersiniz.
Suç takdiri de ceza takdiri de kişilerin, otoritelerin elinde olunca, işte yukarıdaki yazıda mevcut dayakçı militerlerin sivil suretleri de böyle olur!
Umur Talu
utalu@htgazete.com.tr
http://www.haberturk.com/