Son yazım ilgi ile karşılandı. Genç nesiller, Mahir Çayan’ı yeterince tanımıyor. Üstelik tanımak da istiyor. Anlatmak, diğer sol isimlerle farklılığını belirtmek farz oldu.
Çayan, solcuydu… Çayan, yurtseverdi… Çayan, kemalistti… Çayan, ulusalcıydı… İnanmış bir millî komünistti.
Bütün bunlar bir arada toplanamaz diye düşünenlere örnek vermek gerek. Kendi ağzından Kemalizm ile başlayalım:
“Kemalizm, emperyalizmin işgali altındaki bir ülkenin devrimci-milliyetçilerinin bir millî kurtuluş bayrağıdır. Kemalizm’in özü, emperyalizme karşı tavır alıştır. Kemalizm’i bir burjuva ideolojisi veya bütün küçük-burjuvazinin veyahut asker-sivil bütün aydın zümrenin ideolojisi saymak, kesin olarak yanlıştır. Kemalizm, küçük-burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden, Kemalizm soldur; millî kurtuluşçuluktur. Kemalizm, devrimci-milliyetçilerin, emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur.”
Gençlere tuhaf gelecek ama, Türk Solu, 1960’lı yıllarda ilhamını Kemalist Devrim’den almıştır.
Burada, küçük bir alıntı da Deniz Gezmiş’ten yapalım: “Amerikan emperyalizmine, Sovyet revizyonizmine, Bulgar dalkavukluğuna, Romen soytarılığına karşı Türk Devrimcisi’yim… Mustafa Kemal’e gerçekten sahip çıkanlar varsa, bizleriz.”

"TAM BAĞIMSIZ VE ÖZGÜR TÜRKİYE"
Çayan, bir solcu olarak Atatürk’ü dışlamamıştır. Aksine, yürekten benimsemiştir. Mahir Çayan’ın bugüne kadar Deniz Gezmiş kadar gündeme gelmemesinin nedeni ise silahlı bir devrim yapma niyetinde oluşundan kaynaklanır. Tam Bağımsız ve Özgür Türkiye cümlesi, Çayan’ın devrimciliğinin temel prensibidir.
Çayan aslında terörist değildir. Silahını, kendine göre vatan hainlerine karşı doğrultmuştur. Silahlı Devrim o günler için yanlış bir karar olabilir. Bu amaçla kan dökülmesi de hoş karşılanmayabilir. Ne var ki bir başka idealizm ve gerçeklik boyutudur Çayan’ınki. Arkadaşı Ulaş Bardakçı ile ellerini kana bulamalarını Çayan şöyle açıklamıştır: “Atatürk bağımsızlık için yüzlerce İngiliz’i öldürdü… Ben de bir avuç İngiliz’i öldürmekten çekinmem…”
Mahir Çayan’ı bölücülerle aynı çizgiden gelme gibi gösteren komik bile olmayan zırvalıklara, daha o günlerde şöyle seslenmiştir Mahir Çayan: “…Son olarak solcu kemalist arkadaşlarıma diyorum ki; özgürlükçü, liberal, Kürtçü tavır takınan… Atatürk’ü burjuva ve şoven diye eleştirmeye kalkan vatan hainleriyle kol kola giden komünist ve tehlikeli oluşumlardan uzak durun… Bir kemalist kesinlikle vatansever, milliyetçi olmalıdır. Kemalist olmasa bile kemalizm’e hayranlık veya saygı duymayan bir solcu; işbirlikçidir, haindir. Bunu unutmayınız…”
Çayan’a göre Kemalizm, birinci kurtuluş savaşının öncüsüdür. Kendileri ise birinci kurtuluş savaşının devamıdırlar. Ne var ki, ikinci kurtuluş savaşının öncüsü, birincideki gibi küçük burjuvazi olmamalıdır. Öncüler, üçüncü bunalım döneminde proleter devrimciler olacaktır. Böyle bir proleter devrimcilik, kemalizm’den kopuşmamış bir proleter devrimciliktir… Kemalizm’in takipçisi olan bir devrimciliktir.
“Türkiye’deki yerli hakim sınıflarla, Amerikan emperyalizmini kalın çizgilerle ayırmak fiilen imkânsızdır” diyen… Troçki ve Sultangaliyev gibi devrimin sürekliliğini savunan… Mao’dan ve Che’den etkilenen Mahir Çayan, militanlıktan öte, gerçek bir devrimci teorisyendir aynı zamanda.
Şanssız bir teorisyendir… Çünkü, devrimin kırlardan başlaması gerektiğini düşündüğünde, kırların büyük kentlere göç ettiği… İşçilerden söz ettiği zaman, mavi yakalıların beyaz yakalılara dönüştüğü… Sermayenin ulus bazından ulusötesi konuma geçiş yaptığı… İnsan hakları ve çevrenin giderek önem kazanmaya başladığı bir geçiş evresi, ilişkileri farklılaştırmıştır.
Realist olmayabilir Çayan… Çağı yakalayamamış olsa bile, dürüst bir idealist olarak geçmiştir Sol Tarih’e.
 İNTERAKTİF SOHBETLER:
Misafir - imam kolejli: Anladığım kadarı ile finansallaşmayı dar anlamda leverage’a eşit görüyorsunuz. Demek ki finansallaşma literatürüne pek âşina değilsiniz… Zâten tavsiye ettiğiniz kaynak da buna işaret ediyor. Finansallaşma literatürü çok daha kapsamlıdır, leverage ise bunun sadece küçük bir boyutudur. Yazıyı bir kere daha dikkatle okuyun… Sanıyorum kendi yaklaşımınıza çok güveniyor olmanız, imamlığınızdan ziyade kolejli olmanız ile ilgili. İnteraktif konusundaki tavsiyenizi ise herhalde imam nick’inize yormalı.
Bu arada, bu konudaki en iyi kaynaklardan biri, Costas Lapavistas’ın kitabıdır. Adı da  Finansallaşma ve Kapitalizmin Krizi’dir. Türkçesi de mevcuttur. Kolej İngilizceniz yetmezse, Türkçesini okuyun. İşinize yarar. Çünkü, gördüğüm kadarı ile okumuş cehaleti, hakikaten kötü bir şey. Bana kalırsa, komik düşmemek için sanırım interaktif’i bırakması gereken kişi de ben olmasam gerek…
Misafir – tatar: Davranışları köylü kurnazı benzetmenizi de aşıyor.
carsida hayat var: Yerinde bir istek. Bugünkü yazıyı Mahir Çayan’a ayırdım. Haber akışında olağanüstü bir durum olmazsa, okumuş olacaksınız. Saygı bizden… Siz de sağlıcakla kalın.
Misafir - Metin Sertbaş: İlginç bir yaklaşım, olabilir.
Misafir - pinacle waxman: Üzerinde düşünmeye değer…
carsida hayat var: Keşke alsalar… Hiç sanmıyorum.
carsida hayat var: Önemli olan bu yangılardan sonraki nesillerin ders almaları… Ne yazık ki, bugün hâlâ ayakları yere basmayan tartışmalarda boğuluyorlar.
HAKİKAT(GERÇEK): Ekleyecek bir şey kalmadı.
Misafir – Şahit: Arkadaşı olduğundan emin misiniz? Yanlış bilgi yok da, sanıyorum farklı yorumlar söz konusu.
Misafir - YALNIZ11: Biraz iddialı bir yaklaşım olmamış mı?
Misafir – PİNKFLOYD: Bu teorik tesbitlerin önemlilerini bugün aktarmaya çalıştım… İnanın, afa karışıklığı bile yaratmayacak kadar komik karşılandı.
Misafir – meraklı: O kadar kötümser olmayın, yorganda düşündüğünüz kadar pire yok.
Misafir - usta hain: Haklısınız.
Misafir - Misafir C.Y.: Böyle bir niyet gütmedim, böyle bir yönteme de başvurmadım. Bağışlayın ama, bana göre Mahir Çayan ile Abdullah Öcalan arasında en küçük bir benzerlik yoktur… Müneccim filan – elbette değilim. Ben kendi analizlerimi yapıyorum. Vardığım sentezlere katılmak zorunda değilsiniz. Önyargım da yok. Keşke HDP ihtiyaçlara cevap verebilse…
Misafir – avci: Görüşlerinizi çok büyük ölçüde paylaşıyorum.
Misafir - Sinem 41: Yükseltilen desek, sanırım daha doğru olur.

Halit Kakınç
Odatv.com
Daha yeni Daha eski