Rize’nin Portakallık Mahallesi’nde 1878 yılında doğan İpsiz Recep’in annesi Cemile, babası Hüseyin’dir. Emiroğulları’ndan olan İpsiz Recep, genç yaşında çalışmak için İstanbul’a gider. Yelkenli teknesiyle Boğaziçi’nde çalışmaya başlar. Yanında çalışanlara eziyet eden Rum ve Ermenileri zararsız hale getirir. Orada çalışmalar arasında huzuru temin eder. İpsiz Recep’in b...u tür çıkışları halkı, ya haklı ya haksız diyecek şekilde yaratışı nedeniyle yaptıkları ataklar neticesinde çevresinde sayılır, sevilir, cesareti takdir edilerek ‘İpsiz’ lakabını alır.
İpsiz Recep, Karasu’nun ve Civarının Savunmasını Ele Aldı
İpsiz Recep’in huzuru temin edip, çalışmaya başladığı zaman İstiklal Harbi patlar. İpsiz Recep, on beş arkadaşı ile birlikte İstanbul’dan ayrılıp Kefken Adası’na gelir. Arkadaşlarıyla birlikte dinlendikleri bir zamanda yabancı bandıralı bir geminin kendilerine doğru geldiklerini fark ederler. İyice yanaştıkları zaman geminin Fransız olduğu anlaşıldı. On beş arkadaşlarıyla birlikte gemiyi çevirip, teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehri’ne kadar getirip zamanın Karasu Bucak Müdürü’ne teslim ederler. Geminin arpa yüklü olduğu görülür. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep Karasu’da karargah kurup Ankara ile irtibat sağlar. Ankara kendisine ‘milis kuvvetleri komutanlığı’ olarak ‘yüzbaşı rütbesi’ verir. Bundan sonra İpsiz Recep’in etrafında 1800-2000 kişi kadar genç toplanır. Bu gençlerin katılmasıyla İpsiz Recep, Karasu’nun ve civarının savunmasını ele alır.
Halk İpsiz Recep’e “Emice” Unvanını Vermişti
İpsiz Recep doğruluğu, dürüst ve mertliği sayesinde etrafın takdirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halk kendisine “emice” unvanı vermiş, İpsiz Recep’in bu durumunu tespit eden Ankara, emrine üç istihbarat subayı vererek harp hali ve şekli üzerine nasıl hareket edeceğine dair emirler göndermiştir. İpsiz Recep, aldığı emir gereğince Karasu’ya saldırmak üzere hazırlık yapan Yunan askerlerini püskürtür.
İstiklal Savaşı’nda iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla dolu olarak saldıran, bu konuda anlayış gösterenlerin yardımlarından yararlanan İpsiz Recep ve mahiyetindeki milliyetçiler amansız bir mücadele ile Yunan ve Çerkez Ethem kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine meydan vermemişlerdir. Düşman denizden bombalarla dağları dövmüşse de çıkarma yapma imkânı bulamamıştır. Karasu’da yürüyemediği gibi çekilip, bilinmeyen yönlere doğru gitmek zorunda kalmıştır.
İpsiz Recep Reis hakkında birçok kitap yazıldı.
Murat Sertoğlu’nun hazırladığı “İpsiz Recep” yazı dizisi günlerce önceden duyurulmuş ve yayınlandığında büyük ilgi görmüştü.
İstiklal Savaşı’nda her türlü zorluğa karşı mücadelesini sürdürüp, milli duygularının sesine göre fedakarlıktan çekinmeden başarı gösteren İpsiz Recep, 1928 yılında Yenimahalle’deki evinde ölmüş, vasiyeti üzerine mezarı Karasu şehir mezarlığına defnedilmiştir. İpsiz Recep’in kişiliğini tanıyan, iyiliğini unutmayan, yardımı borç ve görev sayan Karasulular tarafından hizmeti ve kişiliğine yaraşır mezarı ile muhteşem görünüşü göze çarpmaktadır.
Yunan ordusuna karşı hazırlığını yapıp, Karasu’ya girmesine mani olmak üzere taarruza geçerek Yunan kuvvetlerini püskürtmüştür. Bozguna uğrayan düşmanı takip etmek amacıyla Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir milis kuvvetlerine katılıp yardım ederek başarı sağlamış, İstiklal Savaşı’nda gösterdiği başarıdan dolayı kendisine ‘İstiklal Madalyası’ verilmiştir.
İpsiz Recep, Karasu’nun ve Civarının Savunmasını Ele Aldı
İpsiz Recep’in huzuru temin edip, çalışmaya başladığı zaman İstiklal Harbi patlar. İpsiz Recep, on beş arkadaşı ile birlikte İstanbul’dan ayrılıp Kefken Adası’na gelir. Arkadaşlarıyla birlikte dinlendikleri bir zamanda yabancı bandıralı bir geminin kendilerine doğru geldiklerini fark ederler. İyice yanaştıkları zaman geminin Fransız olduğu anlaşıldı. On beş arkadaşlarıyla birlikte gemiyi çevirip, teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehri’ne kadar getirip zamanın Karasu Bucak Müdürü’ne teslim ederler. Geminin arpa yüklü olduğu görülür. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep Karasu’da karargah kurup Ankara ile irtibat sağlar. Ankara kendisine ‘milis kuvvetleri komutanlığı’ olarak ‘yüzbaşı rütbesi’ verir. Bundan sonra İpsiz Recep’in etrafında 1800-2000 kişi kadar genç toplanır. Bu gençlerin katılmasıyla İpsiz Recep, Karasu’nun ve civarının savunmasını ele alır.
Halk İpsiz Recep’e “Emice” Unvanını Vermişti
İpsiz Recep doğruluğu, dürüst ve mertliği sayesinde etrafın takdirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halk kendisine “emice” unvanı vermiş, İpsiz Recep’in bu durumunu tespit eden Ankara, emrine üç istihbarat subayı vererek harp hali ve şekli üzerine nasıl hareket edeceğine dair emirler göndermiştir. İpsiz Recep, aldığı emir gereğince Karasu’ya saldırmak üzere hazırlık yapan Yunan askerlerini püskürtür.
İstiklal Savaşı’nda iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla dolu olarak saldıran, bu konuda anlayış gösterenlerin yardımlarından yararlanan İpsiz Recep ve mahiyetindeki milliyetçiler amansız bir mücadele ile Yunan ve Çerkez Ethem kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine meydan vermemişlerdir. Düşman denizden bombalarla dağları dövmüşse de çıkarma yapma imkânı bulamamıştır. Karasu’da yürüyemediği gibi çekilip, bilinmeyen yönlere doğru gitmek zorunda kalmıştır.
İpsiz Recep Reis hakkında birçok kitap yazıldı.
Murat Sertoğlu’nun hazırladığı “İpsiz Recep” yazı dizisi günlerce önceden duyurulmuş ve yayınlandığında büyük ilgi görmüştü.
İstiklal Savaşı’nda her türlü zorluğa karşı mücadelesini sürdürüp, milli duygularının sesine göre fedakarlıktan çekinmeden başarı gösteren İpsiz Recep, 1928 yılında Yenimahalle’deki evinde ölmüş, vasiyeti üzerine mezarı Karasu şehir mezarlığına defnedilmiştir. İpsiz Recep’in kişiliğini tanıyan, iyiliğini unutmayan, yardımı borç ve görev sayan Karasulular tarafından hizmeti ve kişiliğine yaraşır mezarı ile muhteşem görünüşü göze çarpmaktadır.
Yunan ordusuna karşı hazırlığını yapıp, Karasu’ya girmesine mani olmak üzere taarruza geçerek Yunan kuvvetlerini püskürtmüştür. Bozguna uğrayan düşmanı takip etmek amacıyla Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir milis kuvvetlerine katılıp yardım ederek başarı sağlamış, İstiklal Savaşı’nda gösterdiği başarıdan dolayı kendisine ‘İstiklal Madalyası’ verilmiştir.