En uzun gecenin öyküsü

Türkiye'nin gündemine bir anda oturan büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu tam 5 gün sonra tamamlandı. Bilanço da ortaya çıktı. 3 ayrı soruşturmada toplam 89 kişi gözaltına alındı. Emniyet ve sorgulamaların ardından 2 bakan çocuğunun aralarında bulunduğu 24 kişi tutuklandı.

Her şey 17 Aralık Salı sabahı başladı. Dakikalar ilerledikçe farklı isimler duyuluyor, bakan çocukları, banka genel müdürü, adamları ile ilgili tek tek gözaltı ve evlerine baskın haberleri geliyordu. İddialar birbirini kovalıyordu. Emniyet’te yapılan sorguların ardından adliyeye sevkler başladı. Fatih Belediyesi ile ilgili yürütülen soruşturmada mahkemeye sevk edilen arasında Belediye Başkanı Mustafa Demir’in kardeşi Sebahattin Demir’in de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Bu tutuklama kararının ardından gözler üç bakan çocuğunun bulunduğu diğer gözaltında bulunan kişilere döndü. Yasal gözaltı süresinin dolmasıyla poliste ifade verme işlemini tamamlayan şüpheliler savcılığa sevk edildi. Cuma sabahı erken saatlerden itibaren 3 ayrı soruşturmayı yürüten 4 savcı zanlıların ifadesini almaya başladı. Cağlayan Adliyesi’nin yedinci katında heyecan içinde olanlar sadece zanlılar değildi. Şüpheli yakınları gelişmeleri büyük bir dikkatle izlemeye çalışıyor, bilgi alabilmek için çırpınıyordu.


EBRU GÜNDEŞ’İN ÇABASI


Büyük rüşvet soruşturmasında en dikkat çekici isimlerin başında henüz 29 yaşındaki Rıza Sarraf’tı. Çünkü polisin iddiasına göre örgütün lideri, para kasası, rüşveti dağıtan oydu. Sarraf, Emniyet’te 17 saat ifade verdi. Soruşturmanın dökümü 150 sayfayı buluyordu. Adliyenin 6. katında 28. Sulh Ceza Mahkemesi’nin önünde Sarraf’ı avukatıyla konuşurken tedirginliği yüzünden okunuyordu. Diğer şüphelilerin aksine ayakta sırasını bekliyordu. Polisin uyarısı geldi. Avukatıyla görüşürken bir telefon konuşmamızı böldü. Arayan Sarraf’ın eşi sanatçı Ebru Gündeş’ti. Adliyenin otoparkında bir aracın içinde bekliyor. Sürekli avukatı aracılığıyla bilgi almaya çalışıyordu.



MAHKEME ÖNÜNDE TEDİRGİN BEKLEYİŞ


Nöbetçi mahkemenin önünde diğer şüpheliler de bekliyordu. İçişleri Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, kapının yanında tek başına ayakta bekliyordu. Hemen önündeki bankta Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Arslan, elini başına koyarak derin düşüncelere dalmış Zafer Çağlayan’in oğlu Salih Kaan Çağlayan oturuyordu. Şüphelilerin etrafı sivil polisler tarafından sarılmıştı. Avukatları etraflarındaydı. Koridorun diğer ucunda ise üniformalı polisler hazır bekliyordu. Basın odası ise hiç olmadığı kadar hareketliydi. Bazı kurumlardan 6 muhabir adliye koridorlarında en yeni bilgilere ulaşmaya çalışıyor, sıcak bilgileri anında merkezlerini geçiyordu.

AĞAOĞLU’NA İLGİ YOĞUNDU Kendi inşaat şirketi için oynadığı televizyon reklamıyla tanınan işadamı Ali Ağaoğlu’nun yakınları Çağlayan Adliyesi’ndeki kalabalığın büyük bir bölümünü oluşturuyordu. İçlerinden biri Ali Ağaoğlu’na benzerliğiyle dikkat çekiyordu. Gazeteciler bu kişiyi anında teşhis etti: Ali Ağaoğlu’nun kardeşi Zeki Aliağaoğlu… Savcının yolunu gözleyen Zeki Aliağaoğlu mutlu haberi aldı. Kardeşi denetimli serbestlikle salıverilmişti. Ancak savcılık adli kontrol istediği için Ağaoğlu mahkemeye çıkmak için sırasını bekledi. Yurt dışı yasağı konulan Ali Ağaoğlu, her hafta karakolda imza verme şartıyla salıverildi. Ama diğer birçok zanlı onun kadar şanslı değildi. Aralarında üç bakanın çocuğunun da bulunduğu 49 kişi tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. Zanlılar için en uzun gece başlamıştı.
SAVCILARDAN ORTAK KARAR


Fatih Belediyesi’nin de içinde olduğu imarla ilgili ve Rıza Sarraf’ın adının geçtiği rüşvetle ilgili soruşturmanın başında Celal Kara vardı. Ali Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu diğer soruşturma ise Mehmet Yüzgeç’in kontrolü altındaydı. Baskınlardan sonra davaya atanan iki savcı da ifade alıyordu.
Savcılıktan tutuklanması istemiyle mahkemeye sevk edilen her soruşturma ile ilgili kararda da 3 savcının imzası vardı. Yani sonradan soruşturmaya dahil olan savcılarla soruşturmaları başlatan savcılar kararları ortak almışlardı. Suçlamalar, altın kaçakçılığı, karapara aklama ve rüşvetti.
BAYRAKTAR SERBEST Nöbetçi hakim kendisine gelen evrakları incelemeyi tamamladıktan sonra 21.00 sularında mahkeme sorguları başladı. Şüpheliler tek tek hakim huzuruna alındı. Suçlamalar birer birer soruldu. '17 Aralık Operasyonu' kapsamında gözaltına alınanlar arasında yer alan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlunun da bulunduğu 14 şüpheli birinci gruptaydı. Saat 01.00 sıralarında 14 zanlı yurtdışı yasağı ve karakolda imza atmak şartıyla mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Abdullah Oğuz Bayraktar adliye çıkışından kısa bir açıklama yaparak, "Adalet başka bir şey yok. Daha bizi temizlemeleri lazım. Onlar da bilmiyor, kimse bilmiyor" dedi. Bayraktar, "Aklamaya çalışıyoruz. İftirada yok ortada. Hiçbir şey anlamadık. Allah yardımcımız olsun. Biz her şeye hazırlıklıydık zaten. Bu saatten sonra her şeye hazırdık. Allah hayırlısını verir" dedi.

VE SABAH ÇIKAN KARAR


İkinci grup ifade verirken saatler ilerliyor, bekleyiş sürüyordu. Sorgular sabahın ilk ışıklarına kadar devam etti. Gergin bekleyiş sabah 07.00 sıralarında son buldu. Nihayet o karar çıktı. En çok merak edilen isimlerden İçişleri Bakanı Güler'in oğlu Barış, Bakan Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Rıza Sarraf ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan tutuklandı. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir serbest bırakıldı. 5 gün önce başlayan rüşvet ve yolsuzluk operasyonları kapsamında toplam 89 kişi gözaltına alınmış, 24 kişi de tutuklanmış oldu. Tutuklananlar cezaevine gönderilirken en uzun gece de sona eriyordu. SERKAN OCAK-RADİKAL
Blogger tarafından desteklenmektedir.