"Kararı dinledi, 'Faşizme ölüm halka hürriyet' sloganı attı. Jandarmalar tarafından derdest edildi. Benim o gün Erdal'ı ...
"Kararı dinledi, 'Faşizme ölüm halka hürriyet' sloganı attı. Jandarmalar tarafından derdest edildi. Benim o gün Erdal'ı son görüşümdü. Kaç mahkemesine katıldığımı tam hatırlamıyorum ama karar çıkacak diye o gün habere acele gönderildiğimi biliyorum."
2 Şubat 1980'de, yoldaşı Sinan Suner'in öldürülmesini protesto eylemine askerin müdahalesinde çıkan çatışma sonrası gözaltına alınıp, tutuklandı. Er Zekeriya Önge'yi öldürdüğü iddia edilen Erdal Eren, askeri öldürmediğini gösteren tüm deliller göz ardı edilerek, jet hızıyla yapılan 'yargılama' sonucu 19 Mart 1980'de idama mahkum edildi.
Erdal o duruşmada, arkasında iki jandarma, başı dik kararı bekliyor. Tüm Türkiye'ye ve dünyaya o fotoğrafıyla idam kararı duyuruldu Erdal Eren'in.
O fotoğrafı Anadolu Ajansının foto muhabiri olan Caner Gören çekmişti.
Caner Gören "Karar duruşması olduğu için gitmiştim. Erdal askerlerin arasında öyle vakur, ciddi, yaşından beklenmeyecek kadar olgunluktaydı ki" diye anlattı o günü.
Darbe öncesinde de sıkıyönetim mahkemelerinin olduğunu belirten Caner Gören, "Sıkıyönetim Mahkemelerinin yeri de Mamak 28. Tümendi. O zamanki işleyiş şöyleydi: Mahkemeleri izleyecek birkaç muhabirin adı verilmişti. Benim de adım vardı. Önce Mamak Nizamiyesine giderdik, ismimiz görülürdü ondan sonra içeri alırlardı bizi. Sıkıyönetim mahkemelerini ajans adına izlerken, ertelenen, karar çıkmayacak gibi olan davaları çok izlemezdik. Erdal Eren'in duruşmasında da o gün karar bekleniyordu. Onun için biz o günkü mahkemeye gittik" dedi.
"Kararı sloganla karşıladı"
Caner Gören Erdal'ın idam kararı aldığı son duruşmasına ilişkin izlenimlerini 31 yıl sonra şöyle anlattı:
"Hakimin idam kararını açıklamasından sonra Erdal Eren kararı son derece sakin karşıladı ve slogan attı; 'Faşizme ölüm halka hürriyet.' Bunun üzerine hemen arkasındaki jandarmalar üstüne çullandılar. Ağzını kapatmaya, iteklemeye falan başladılar. Ama Erdal kurtuldukça slogana devam etti. Yüzüne karşı okunan idam hükmünü bu şekilde karşıladı. Zaten mahkeme süresince yüzünde bir yılgınlık görmedim. Son derece ciddi, sakin, yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla mahkemede sorulara cevap verirdi. Bu kadar cesurca, bu kadar...
18 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz. Hatta 18 yaşında olup olmadığına ilişkin kemik testi istenmişti, ama avukatın itirazları kabul edilmedi ve mahkeme 18 diye kabul etti.
Eee tabi öyle bir dönemden söz ediyoruz ki, sıkıyönetim mahkemeleri...
Darbeden sonra daha sıkılaştı. Darbenin Lideri Kenan Evren 'Ne yani asmayalım da besleyelim mi' demişti.
O fotoğraf kararın okunmasından hemen sonraki fotoğraf. Zaten o fotoğrafın hemen arkasından slogan attı ve jandarmalar tarafından derdest edildi."
Derdest edilerek götürülürken avukatının kendisine, "Hangi basın kuruluşundan" olduğunu sorduğunu ve "Sonra bunları sizden isteyebilir miyim?" diye sorduğunu anlatan Gören, "Ben de ajanstan isteyebileceklerini söyledim. Tarihe bir not düşme anlamında. Böyle bir kısa diyalog geçti aramızda." diye anlattı yıllar öncesini...
İki idam kararına tanıklık etti
Caner Gören, "Mahkemesini izleyip, fotoğrafını çektiği iki idam vakası olduğunu söylüyor ve ekliyor; "Esenboğa baskınında Levon Ekmekçiyan yargılandı. Onun defalarca duruşmasına gittim. Biri de Erdal Eren."
Erdal'ın ayrıca askerler tarafından dövüldüğüne ilişkin fotoğraflarını da çektiğini ama hiçbirisinin kendisinde olmadığını da anlattı Caner Gören: "O zaman filmle çalışıyorduk. Çoğunlukla gün boyu Mamak'ta kaldığımız için filmleri gönderirdik, biz görmezdik bile fotoğrafları. Ben Dev Yol davasından çıkıp, Erbakan'a, oradan çıkıp Türkeş'e, oradan çıkıp Ecevit'e giderdim. Git gel olmasın diye ara ara film gönderiyorduk. Bir araç gelir filmleri bizden alırdı.
Erdal'ın filmini ben mi götürdüm, yoksa gönderdim mi hatırlamıyorum. Ajans arşivinde, seçilir abonelere servis edilirdi. O fotoğraf da o gün fotoğraf servisinin yöneticisi tarafından seçilip, servise konan fotoğraftı. Slogan atarkenki fotolar da vardır arşivde. Belki de arkasında inzibatlar, askeri mahkeme olduğunu ifade ediyor diye o fotoğrafı servise koymuş olabilirler".
"Haberi alınca içim ezildi"
Erdal Eren jet hızıyla yapılan 'yargılama'da idam kararı aldı, askeri Yargıtay bozdu kararı, ancak tepeden gelen karar olduğu ve Darbe lideri Kenan Evren'in "asmayalım da besleyelim mi" zihniyeti nedeniyle bir üst mahkeme kararı onadı ve idamı da jet hızıyla gerçekleşti: 13 Aralık 1980'de...
İnfaz haberini aldığında, "İçim ezildi, çünkü çok genç bir çocuktu" diye duygularını ifade eden Caner Gören ekledi; "Naturasında böyle bir temizlik vardı. Umudu vardı, şimdi yaşasa 49-50 yaşında olacaktı. Bir hayat söndü. O dönem karabasan gibi bir dönemdi. Darbe yeni olmuştu, birilerine ders vermek için idam gerçekleştirildi." (SÖ/HK)
* Bu haber Evrensel gazetesinin 13 Aralık 2011 nüshasında yayınlandı.
2 Şubat 1980'de, yoldaşı Sinan Suner'in öldürülmesini protesto eylemine askerin müdahalesinde çıkan çatışma sonrası gözaltına alınıp, tutuklandı. Er Zekeriya Önge'yi öldürdüğü iddia edilen Erdal Eren, askeri öldürmediğini gösteren tüm deliller göz ardı edilerek, jet hızıyla yapılan 'yargılama' sonucu 19 Mart 1980'de idama mahkum edildi.
Erdal o duruşmada, arkasında iki jandarma, başı dik kararı bekliyor. Tüm Türkiye'ye ve dünyaya o fotoğrafıyla idam kararı duyuruldu Erdal Eren'in.
O fotoğrafı Anadolu Ajansının foto muhabiri olan Caner Gören çekmişti.
Caner Gören "Karar duruşması olduğu için gitmiştim. Erdal askerlerin arasında öyle vakur, ciddi, yaşından beklenmeyecek kadar olgunluktaydı ki" diye anlattı o günü.
Darbe öncesinde de sıkıyönetim mahkemelerinin olduğunu belirten Caner Gören, "Sıkıyönetim Mahkemelerinin yeri de Mamak 28. Tümendi. O zamanki işleyiş şöyleydi: Mahkemeleri izleyecek birkaç muhabirin adı verilmişti. Benim de adım vardı. Önce Mamak Nizamiyesine giderdik, ismimiz görülürdü ondan sonra içeri alırlardı bizi. Sıkıyönetim mahkemelerini ajans adına izlerken, ertelenen, karar çıkmayacak gibi olan davaları çok izlemezdik. Erdal Eren'in duruşmasında da o gün karar bekleniyordu. Onun için biz o günkü mahkemeye gittik" dedi.
"Kararı sloganla karşıladı"
Caner Gören Erdal'ın idam kararı aldığı son duruşmasına ilişkin izlenimlerini 31 yıl sonra şöyle anlattı:
"Hakimin idam kararını açıklamasından sonra Erdal Eren kararı son derece sakin karşıladı ve slogan attı; 'Faşizme ölüm halka hürriyet.' Bunun üzerine hemen arkasındaki jandarmalar üstüne çullandılar. Ağzını kapatmaya, iteklemeye falan başladılar. Ama Erdal kurtuldukça slogana devam etti. Yüzüne karşı okunan idam hükmünü bu şekilde karşıladı. Zaten mahkeme süresince yüzünde bir yılgınlık görmedim. Son derece ciddi, sakin, yaşından beklenmeyecek bir olgunlukla mahkemede sorulara cevap verirdi. Bu kadar cesurca, bu kadar...
18 yaşında bir çocuktan bahsediyoruz. Hatta 18 yaşında olup olmadığına ilişkin kemik testi istenmişti, ama avukatın itirazları kabul edilmedi ve mahkeme 18 diye kabul etti.
Eee tabi öyle bir dönemden söz ediyoruz ki, sıkıyönetim mahkemeleri...
Darbeden sonra daha sıkılaştı. Darbenin Lideri Kenan Evren 'Ne yani asmayalım da besleyelim mi' demişti.
O fotoğraf kararın okunmasından hemen sonraki fotoğraf. Zaten o fotoğrafın hemen arkasından slogan attı ve jandarmalar tarafından derdest edildi."
Derdest edilerek götürülürken avukatının kendisine, "Hangi basın kuruluşundan" olduğunu sorduğunu ve "Sonra bunları sizden isteyebilir miyim?" diye sorduğunu anlatan Gören, "Ben de ajanstan isteyebileceklerini söyledim. Tarihe bir not düşme anlamında. Böyle bir kısa diyalog geçti aramızda." diye anlattı yıllar öncesini...
İki idam kararına tanıklık etti
Caner Gören, "Mahkemesini izleyip, fotoğrafını çektiği iki idam vakası olduğunu söylüyor ve ekliyor; "Esenboğa baskınında Levon Ekmekçiyan yargılandı. Onun defalarca duruşmasına gittim. Biri de Erdal Eren."
Erdal'ın ayrıca askerler tarafından dövüldüğüne ilişkin fotoğraflarını da çektiğini ama hiçbirisinin kendisinde olmadığını da anlattı Caner Gören: "O zaman filmle çalışıyorduk. Çoğunlukla gün boyu Mamak'ta kaldığımız için filmleri gönderirdik, biz görmezdik bile fotoğrafları. Ben Dev Yol davasından çıkıp, Erbakan'a, oradan çıkıp Türkeş'e, oradan çıkıp Ecevit'e giderdim. Git gel olmasın diye ara ara film gönderiyorduk. Bir araç gelir filmleri bizden alırdı.
Erdal'ın filmini ben mi götürdüm, yoksa gönderdim mi hatırlamıyorum. Ajans arşivinde, seçilir abonelere servis edilirdi. O fotoğraf da o gün fotoğraf servisinin yöneticisi tarafından seçilip, servise konan fotoğraftı. Slogan atarkenki fotolar da vardır arşivde. Belki de arkasında inzibatlar, askeri mahkeme olduğunu ifade ediyor diye o fotoğrafı servise koymuş olabilirler".
"Haberi alınca içim ezildi"
Erdal Eren jet hızıyla yapılan 'yargılama'da idam kararı aldı, askeri Yargıtay bozdu kararı, ancak tepeden gelen karar olduğu ve Darbe lideri Kenan Evren'in "asmayalım da besleyelim mi" zihniyeti nedeniyle bir üst mahkeme kararı onadı ve idamı da jet hızıyla gerçekleşti: 13 Aralık 1980'de...
İnfaz haberini aldığında, "İçim ezildi, çünkü çok genç bir çocuktu" diye duygularını ifade eden Caner Gören ekledi; "Naturasında böyle bir temizlik vardı. Umudu vardı, şimdi yaşasa 49-50 yaşında olacaktı. Bir hayat söndü. O dönem karabasan gibi bir dönemdi. Darbe yeni olmuştu, birilerine ders vermek için idam gerçekleştirildi." (SÖ/HK)
* Bu haber Evrensel gazetesinin 13 Aralık 2011 nüshasında yayınlandı.
Hiç yorum yok